B) Hadislerin Muhteva Ve Delaletlerinin Ölçüsü Bakımından İncelenmesi
Ehlisünnet ve Şii rivayetlerine şöyle bir kısaca göz attığımızda aşağıdaki genel sonuçlara varabiliriz:
1. Şii ve Sünni hadis mecmualarında gelen özelliklerden bazıları müşterektir, bazıları ise onlardan birine mahsustur ki ileride açıklanacaktır.
2. Sünni kaynaklarındaki bilgi ve veriler Şii rivayetlerine göre daha çoktur.
3. Ehlisünnet rivayetlerinin bazıları arasında tenakuz vardır, Şii rivayetlerinin aksine ki aralarında hiçbir tenakuz yoktur.
Ama mühim olan verilerin incelenmesidir, özellikle aralarında tenakuz olduğu sanısına varılan verilerin ki ileride bu konu işlenecektir. Bu konuların incelenmesinin önkoşulu, rivayetler arasında mukayese yapılması, müşterek ve hususi ve özellikle görünürde tenakuzu olan konuların istihraç edilmesidir.
Deccal’ın özellikleri hakkında Ehlisünnet rivayetlerinin verilerinin özeti, müspet delillerin tenakuzunun olmaması ve muhalif delillerin tenakuzu gibi iki genel kaideden yararlanılarak aşağıdaki gibi şekillendirilebilir:
1. Deccal’in tek gözü vardır,
2. Deccal görme yetisini kaybetmiştir ve bu göz onun sağ gözüdür ki kördür; bunun mukabilinde onun sağ gözü kör değildir ve sol gözü kördür,
3. Deccal’in gözü özürlüdür ve yerinden çıkmıştır; asılı üzüm gibi seçkin ve barizdir ve göz çanağından çıkıktır,
4. Deccal’in gözü parlak yıldız ve sabahyıldızı gibi parlamaktadır ve sanki kana bulanmış yıldız gibidir ve bu göz, onun gözlerinden biridir, hatta onun sol gözüdür ki yıldız gibi veya zühre yıldızı gibi parlıyor,
5. Deccal’in gözü alçı duvar üzerine yapışmış balgam gibidir,
6. Deccal’in gözünde pterjium vardır,
7. Deccal’in gözlerinden birisi yeşil renkli cam gibidir,
8. Deccal’in iki gözü arasında kafir veya k-f-r yazılıdır ve onu her insan veya her Müslüman vaya her mümin veya onun amelinden hoşnut olmayan her kes okuyabilir.
Buna göre Şii hadislerinin öğretilerinin özeti şunlardan ibarettir:
1. Deccal’in tek gözü vardır,
2. Deccal’in sağ gözü kördür,
3. Deccal’in sağ gözü seçkin üzüm gibidir ve göz çanağından çıkmıştır veya sol gözü alnında sabahyıldızı gibi parlıyor ve öyle kana bulanmıştır ki sanki onda sülük vardır veya sanki bir parça fazla et vardır ve üzüm tanesi gibi seçkin ve göz çanağından dışarı çıkmıştır.
Gerçi iki fırka (Şii-Sünni) rivayetleri arasında müşterek olan Deccal’in bir gözü kördür önermesi onun tek gözlü olması ile açıkça mütenakızdır, ama zahiren tenakuzu olan bu hadisleri cem etme yolu şudur ki iki fırka arasındaki müşterek rivayetlere göre, Deccal’in iki gözünden biri kör olduğundan, onun tek gözlü olmasından maksat, onun sağlam olan gözüdür. Buna göre, iki grup hadisler arasında tenakuz yoktur; Ehlisünnet rivayetlerinde gelen Deccal’in gözü kör değildir hadisi dışında. Elbette bu tenakuzu da şöyle halledebiliriz: Deccal mutlak surette kör değildir, ama Deccal’in özürlü olan ve görme yetisini kaybeden gözü acaba hangi gözüdür dediğimizde, Ehlisünnetin bazı rivayetlerinde Deccal’in kör gözü, onun sağ gözüdür ve diğer bazılarına göre sol gözüdür ve bu aşikâr tenakuz Ehlisünnet rivayetlerinde vardır. Ama Şii hadislerinde sadece Deccal’in sağ gözü kör olarak tasvir edilmiştir.
Aynı şekilde Ehlisünnet rivayetlerine göre, Deccal’in gözü yerinden çıkık, seçkin, bariz ve göz çanağından çıkmıştır ve Şii rivayetlerine göre, seçkin üzüm gibidir ve göz çanağından çıkmıştır. Gerçi Ehlisünnet rivayetlerinde zikredilen özellikler sayı bakımından daha çoktur, ama bu bakımdan rivayetler arasında tenakuz yoktur; ister iki fırka değişik tasvirleri arasındaki veya Şii rivayetleri hususunda ya da Ehlisünnet rivayetleri hususunda. Ama Deccal’in hangi gözünün seçkin üzüm gibi ve göz çukurundan çıkık olduğu hakkında Ehlisünnet kaynaklarında herhangi bir veri yoktur; ama Şii rivayetleri arasında ihtilaf vardır. Bazı rivayetler sağ gözünün ve bazıları sol gözünün böyle bir özelliğe sahip olduğunu belirtiyor.
Aynı şekilde Ehlisünnet hadisleri arasında Deccal’in gözü parlak yıldız veya sabahyıldızı ya zühre yıldızı veya kana bulanmış bir yıldız gibidir diyenler ile Deccal’in gözü sabahyıldızı gibi parlıyor ve öyle kana bulanmıştır ki sanki onda bir sülük vardır, diyen Şii rivayetleri arasında pek de ihtilaf yoktur, gerçi bu konuda Ehlisünnet rivayetlerinde bilgi daha çoktur. Ama Deccal’in bu gözü hangisidir konusunda Ehlisünnet rivayetlerinde bir rivayete göre gözlerinden biri ve diğer bazı rivayetlere göre açık şekilde sol gözü bu özelliğe sahiptir ki birinci rivayet ikinci rivayetin manasına yorumlanabilir ve sonuçta Ehlisünnet rivayetlerine göre, onun sol gözü bu özelliğe sahiptir.
Deccal’in gözlerinden biri yeşil renkli cam gibidir diyen önerme de onun bu gözü olacaktır, ama onun gözünün rengi arasında –ki geçen önermelere göre parlak, bariz, zühre yıldızı gibi, kana bulanmış ve doğal olarak kızarık renkli olması- zahiren tenakuz vardır ki bu mesele de gözün cam gibi parlaması ve onun yıldız veya zühre yıldızı gibi parlaması arasında tenasüp kuruyor. Ama kan rengi ile yeşil renk arasındaki ihtilafı şöyle halledilebiliriz ki kana bulanmış olan göz rengi zamanla yeşile çalıyor veya aslında ölü kanın rengi siyah ve yeşile çalar. Bu yüzden Şii rivayetleri de Deccal’ın gözünün parlaması konusunda Ehlisünnet rivayetleri ile uyum içindedir. Aynı şekilde Şii rivayetlerinde gelen gözün kana bulanmış olması, öylesi sanki bir sülük onda vardır önermesi yeşile çalan kızıl renk bakımından da göz rengi ile uyum içindedir. Buna göre bu bakımdan da iki fırka rivayetleri arasında bir ihtilaf mevcut değildir, ama Şii rivayetleri bakımından hangi gözün bu özelliğe sahip olduğu sorusunun cevabı Deccal’in sol gözünün bu özelliğe sahip olduğudur.
Ama şu bakımdan ki Ehlisünnet rivayetlerine göre, Deccal’in gözünde sanki alçı duvarın üzerine yapışmış bir balgam vardır veya pterjium vardır ve yine Şii rivayetlerine göre Deccal’in gözünde bir et parçası vardır önermeleri arasında da ihtilaf yoktur ve hepsi bir özelliğin farklı anlatımlarıdır. Ama hangi gözün bu özelliğe sahip olduğu konusunda Ehlisünnet kaynaklarında bir şey yoktur, ama Şii rivayetlerine göre onun sol gözü bu özelliğe sahiptir.
Ama Deccal’in gözünün özellikleri hakkındaki son hükmü vermek için bu konudaki temel sorulara cevap vermeği gerektirir. Bu sorular şunlardır:
1. Deccal’in iki gözü arasında hangisi kördür ve hangisi sağlam? Ehlisünnet rivayetlerine göre sağ veya sol gözü ve Şii rivayetlerine göre sağ gözü kördür.
2. İlk sıralamadaki özellikler olan yerinden çıkmış olması, seçkinlik, göz çukurundan fırlamış olması, üzüm gibi asılı olması gibi şeyler sağlam gözünün özelliği midir kör olan gözünün mü?
3. İkinci sıralamadaki özellikler olan parlaklık, kana bulanmış olmak ve gözün rengi gibi şeyler sağlam gözünün özelliği midir kör olan gözünün mü?
4. Üçüncü sıralamadaki özellikler olan balgamın, pterjium veya bir parça et olması gibi şeyler sağlam gözünün özelliği midir kör olan gözünün mü?
5. Ya da esasında bazı özellikler sağlam gözüyle ve bazıları da kör gözüyle mi alakalıdır?
Gerçekte zikredilen sorular iki soruda özetlenmektedirler: Deccal’in iki gözü arasında hangisi sağlam ve hangisi kördür ve esasen bu özellikler sağlam gözüne mi kör güzüne mi aittir?
Gerçi ilk bakışta şu söylenebilir ki rivayetlerin sağ veya sol gözün mutlak olarak kör olması bağlamındaki ihtilafını sağ ve sol taraf farkına dikkatle, Deccal yüzünün sağ veya sol tarafını beyan ederse onun yüzünün sağı veya solu esas alınarak veya ona bakan kimsenin sağı veya soluna göre açıklayabiliriz. Ama hakikat şu ki bu gibi durumlarda örfte sağ veya sol taraf kişinin kendisine göre değerlendirilir, ona bakan şahsa göre değil, bu yüzden bu bakışla rivayetler arasındaki ihtilaflar giderilemez.
İkinci sorunun cevabına gelince –yani acaba bu özellikler onun sağlam gözüne mi kör gözüne mi aittir?- denilebilir ki bu özelliklerin hepsi onun sağlam gözüne aittir; zira Ehlisünnet ve Şii rivayetlerinden anlaşılan tüm bu özelliklerin onun sağlam gözüne ait olduğudur. Aşağıdaki Ehlisünnet rivayetleri bu konuya delalet etmektedir:
1. Deccal kör, seçkin ve bariz bir göze sahiptir diyen rivayetlerden anlaşılan şu ki Deccal’in gözü tamamen kör değildir, yalnızca görme yetisini kaybetmiştir. Buna göre, onun gözü nispeten sağlamdır ve seçkinlik ve bariz olma da nispi sağlık ile uyuşmaktadır ve tam körlüğe bir delaleti yoktur.
2. Deccal’in gözü seçkin bir üzüm tanesi gibidir diyen hadisten de anlaşılan Deccal’in gözünün nispi sağlığıdır; zira gözün üzüm tanesi gibi seçkin olması ve göz çukurundan çıkık olması onun büyüklüğü ve nispi sağlığına delalet etmektedir. Buna göre, bu rivayetlerde işaret edilen Deccal’in tek gözünden maksat onun üzüm tanesi gibi seçkin ve göz çukurundan çıkık olan gözüdür ki bu iki özellik de onun gözünün nispi sağlığı ile uyuşmaktadır.
3. Deccal’in gözünün yerinden çıkmış ve özürlü olduğu hadisi de şunu demektedir ki Deccal’in gözü yerinden çıkmıştır, ama tam olarak kör değildir, yalnızca özürlüdür. Buna göre, gözün yerinden çıkmış olma özelliği diğer rivayetlerde gelen seçkinlik gibi asla mutlak körlüğe delalet etmemektedir, aksine nispi sağlık ile uyumludur ve özürlü olma özelliği, gözün nispi sağlığını teyit etmektedir.
4. Deccal’in gözünü körlükle tasvir eden hadis de Deccal’in bir gözünün olduğunu ve kör olduğunu anlatmaktadır. Bu hadisten anlaşılıyor ki Deccal’in bir gözü kesinlikle mutlak olarak kördür; bu yüzden Deccal tek gözlü tasvir edilmiştir ve diğer gözü yok hükmünde sayılmıştır. Bu hadisi iki şekilde anlayabiliriz: 1. Deccal’in yüzünde sadece tek göz vardır. 2. Deccal’in iki gözü vardır, ama biri tamamen kördür ve görme yetisini tam olarak kaybetmiştir. Bu yüzden tek gözlü olarak tasvir edilmiştir. Fakat Deccal’in iki gözü olduğunu açıkça söyleyen rivayetler dikkate alındığında ikinci şıkkın doğru olduğu söylenebilir. Her surette bu hadisten de anlaşılan Deccal’in yüzünde iki gözünün olduğudur: Biri tamamen kördür ve yok hükmünde sayılıyor ve diğeri nispeten kördür ve göz hükmündedir.
5. Deccal’ı tek gözlü ve salim tanıtan hadisten, açıkça onun yüzünde bir göz olduğu ve kör olmadığı anlaşılıyor. Gerçekte bu hadis ile önceki hadisin cem edilmesi şöyledir ki geçen rivayette kör olduğu denilen Deccal’in tek gözü kör değildir ve bu açıkça tenakuzdur. Bu yüzden denilmelidir ki bu göz nispeten görme yetisini kaybettiği için önceki hadiste körlükle ve bu rivayette nispi olarak gördüğü için kör olmamakla tasvir edilmiştir.
6. Deccal’in gözünü yıldız gibi sayan hadis de gözün nispi sağlığıyla uyumludur; zira gözün parlaması veya kana bulanmış olması asla tam körlüğe delalet etmez. Birinci özellik asla körlüğe ve görme yetisinin kaybedildiğine delalet etmiyor, aksine göz nurunun ışıldamasına işaret ediyor. İkinci özellik de sadece gözünün ışığının az olduğuna delalet ediyor ve mutlak körlük anlaşılmıyor.
7. Deccal’in gözünün kör ve üzüm gibi olduğunu söyleyen diğer hadis ise onun gözlerinden birinin (sağ göz) kör olduğuna delalet ediyor. Burada mukabele karinesinden onun diğer gözünün kör olmadığı anlaşılmaktadır. Elbette hadisten elde edilen bu anlayışa işkâl edilebilir; şöyle ki böyle anlayışlar âdetin mefhumunun hücciyeti esasına dayanmaktadır ki usul ilminde onun hücciyetinin olmadığı ispatlanmıştır. 1. Fakat şuna dikkat edilmelidir ki âdetin mefhumu normal ve tabii haletlerde hüccet değildir, ama cümleden böyle bir istifade için karine mevcut ise, söz konusu misalde olduğu gibi –ki mukabele karinesi diğer göz karşısında gözlerden birinin özelliğini anlatmak istemektedir- kesinlikle adetin mefhumu hüccet olacaktır. (Kumi, 1231: s.191; Eyvan Keyfi, 1421: c.2, s.583; Iraki, 1431: c.1-2, s. 503; Muzaffer, 1380: c.1, s.181). 2. Bu temelde Deccal’in gözü için bu hadisteki ilk özellik (sağ gözün kör olması) sadece bir gözün kör olduğuna ve diğer gözün mutlak surette kör olmadığına işaret etmektedir. Ama geçen hadislerde açıklanan ikinci özellik (üzüm gibi seçkinlik ve göz çukurundan dışarı çıkıklık) yalnızca gözün mutlak surette kör olmadığına delalet etmemektedir, aksine onun gördüğüne de delalet etmektedir. (Muzaffer, 1380: c.1, s.181).
8. Deccal’in gözünün kör ve alçı duvara yapışmış balgam gibi tanımlayan hadis, geçen hadisler gibi, onun bu hadiste kör olarak tanımlanan gözünün (sağ göz) seçkin ve alçı duvara yapışmış balgam gibi gözüktüğüne delalet ediyor ve son iki özellik mutlak körlüğe delalet etmemektedir, sadece gözün renginin yüz rengiyle şiddetli bir biçimde farklılık gösterdiğine delalet ediyor ve bu ikisi gözün nispi sağlığıyla uyuşmaktadır.
Şii hadis mecmualarından daha önce naklettiğimiz rivayetler bu konuya delalet etmektedir.
Ehlisünnet rivai mecmualarında var olan rivayetlerin Deccal’in bir gözünün mutlak olarak kör olmadığına ve nispi sağlığına delaletinin nasıllığı hakkındaki açıklamalar ışığında, nakledilen beş Şii hadisinin Deccal’in bir gözünün nispi sağlığıyla uyumunu elde edebiliriz.
İki fırkanın rivai mecmualarından nakledilen 13 hadise dikkatle, ilk sorunun cevabını –yani acaba Deccal’in sağ gözü mü kördür sol gözü mü?- verebiliriz; yani Deccal’in bir gözü tam olarak kördür ve kör olmayan diğer gözü sağlam bir gözle mukayese edildiğinde nispi kör sayılmaktadır. Buna göre, rivayetler arasındaki, onun sağ gözü mü yoksa sol gözü mü kördür, diye var olan ihtilaflar tamamen ortadan kalkacaktır; çünkü sağlam bir göze göre onun iki gözü de kördür ve her ikisine de kör sözünü diyebiliriz. Ama hangi gözünün tam olarak kör olduğunu ve hangisinin nispi kör olduğunu bazı rivayetlerden istifade ederek, onun sağ gözünün nispeten kör olduğunu söyleyebiliriz. Bunun karşısında bazı rivayetlerde bu özellik onun sol gözü için zikredilmiştir.
Ama gerçekte sırf Deccal’in tek gözlü olmasının onun gözünün özelliklerinin yanında zikredilmesi, onun bu kör gözünün, özelliği zikredilen göz olduğuna dair hiçbir delaleti yoktur. Özellikle bazı rivayetlerde sağ ve sol gözün özelliklerine tasrih edilmiştir ve bu iki göz birbirinin mukabilinden oluğu bakımından, kesinlikle ve açıkça özelliklerin her biri o göze mahsus olacaktır ki bu sarih nastır ve sadece zuhuru ve işareti olan rivayetler karşısında durmuştur. Ama diğer bazı rivayetlerin metinleri açıkça ve mukabele karinesi yardımıyla, Deccal’in sağ gözünün tam olarak kör olduğunu söylüyor, ama sol gözü sağ gözüne göre kör değildir. Ama sahip olduğu parlaklık, kana bulanmış olmak, seçkinlik ve göz çukurundan dışarı çıkıklık gibi sol göz için zikredilen özellikler sağ gözün mutlak körlüğü karşısındadır. Buna göre, bu özellikler nispi sağlığı göstermektedir; hatta göz çukurundan dışarı çıkık olma özelliği o kadar değildir ki gerçekten dışarı fırlamış ve düşmüş olsun, sadece onun seçkinliğini ve bariz olduğunu göstermektedir.
Sonunda tüm rivayetler de ikinci bir kez daha düşündüğümüzde diyebiliriz ki yıldız gibi parlak olma özelliği, sol gözün özelliğidir ve aşağıdaki rivayet dışında önceden zikredilen tüm rivayetler bunu onaylamaktadır.
Rivayet, bundan önce beyan edilen rivayetlere muhalefette, Deccal’in sağ gözünün mutlak körlüğünün diğer teyidi, tevil edilebilir; şöyle ki sağ taraftan maksat, bereket ve iyiliktir ve sol taraftan maksat kötülük, çirkinlik ve bereketsizliktir. Nasıl ki bazı ayetlerin tefsirinde “yemin” ve “meymene” bereket ve iyilik sayılmıştır. Meryem suresinin 52. Ayeti gibi ki Beyzavi, “eymen”i Hazreti Musa’nın mübarek ve bereketli tarafı manasında tefsir etmiştir. (Beyzavi, 1376: c.4, s.13).
Aynı şekilde Ebu Hayyan Endülüsi, Taha suresinin 69. Ayetinde “yemin” kelimesinin getirilmesinin delilini Hazreti Musa’nın asasının bereketli ve mübarek olması bilmiştir. (Ebu Hayyan, 1412: c.7, s.356).
Şeyh Tusi, Saffat suresinin 28. Ayetinde kafirlerin sağ taraftan gelmesini onların nasihat içerikli sözlerle birlikte bereket ve iyiliğe sebep bilmiştir. (Tusi, C.8, s.491).
Bu temelde, şer ve kötülüğün mazharı olan Deccal’ın mutlak körlüğü iyilik ve bereket bakımından onun sağ gözünün körlüğü ile çok daha uyumludur. Allah daha iyi bilir.
Buna göre, Deccal’ın iki gözü vardır ve onun sağ gözü tamamen kördür. Ama onun sol gözü nispeten kördür ve parlaklık, kana bulanmış olmak ve gözde pterjium vs. gibi özellikler bu göz ile alakalıdır. Diğer bir nokta, bu rivayetlerin açıkça cem delillerinin olduğu rivayetlerin hepsi Şii rivayetleridir.
Son nokta şudur ki rivayetlerde Deccal’in yarı sağlam gözü için zikredilen özelliklerden anlaşılan şudur ki onun yarı sağlam gözü normal bir gözden çok daha büyüktür veya en azından normal bir gözden çok daha büyük gözüküyor, şöyle ki takriben iki gözün yerini kaplamıştır. Buna göre, Deccal’in tek gözlü olması sözünden anlaşılan iki anlayış arasından –1. Deccal’in yüzünde tek göz vardır. 2. Deccal’in iki gözü vardır, ama tek gözlü gibi gözüküyor- ikinci görüş hadislerde zikredilen özellikler ile –parlaklık, asılı olmak, seçkin olmak vs…- daha uyumlu gözüküyor. Bu temelde, sadece Deccal’ı tek gözlü tanıtan hadisler açıklığa kavuşmuş olmuyor, hatta iki gözden tek göz olarak tabir edilmesinin delili de açıklığa kavuşmuş oluyor ki bir gözün büyüklüğünden ibarettir; şöyle ki yüzünde tek gözü olan bir insan gibi gözüküyor.
Ama Ehlisünnet ve Şii rivayetlerinde zikredilen Deccal’in iki gözü arasına yazılı yazı hakkında ki bu yazının görülmesi ve okunması okuryazar olmaya bağlı değildir ve okuryazar olan veya olmayan herkes onu okuyabilir, denilmelidir ki bu grup rivayetler mutlaktır ve diğer rivayetlerde bu ıtlakları mukayyet eden kayıtlar da vardır. Ehlisünnet rivayetlerinde o yazıyı okumak ve görmek için Şii rivayetlerine nispeten daha çok kayıt ve şart zikredilmiştir. Şii rivayetlerinde o yazıyı okumak iman şartına bağlanmıştır. Ehlisünnet rivayetlerinde iman şartına ilave olarak, İslam ve Deccal’in ameline razı olmamak gibi şartlar da eklenmiştir. Elbette bu kayıt ve şartlar iman şartıyla çelişmemektedir ve iman bunları da kapsamaktadır.
Aynı şekilde bu rivayetlerde bu yazıyı okumak için okuryazar olma şartına bağlamamış olmasından şu sonucu alabiliriz ki bu yazı harf ve kelimelerden terkip olmuş bir yazı şeklinde değildir ki okuryazar olmayanlar onu okuyamasın; fakat Deccal’in iki gözü arasında kafir yazılı olması konusu Deccal’in küfrünün açıklığına dair bir kinaye olabilir. Diğer bir deyişle özel bir konuya kinayedir. Yoksa Deccal’in iki gözü arasında herhangi bir yazı yoktur.
Bu iddianın şahidi, “filanın iki gözü arasında yazılıdır” sözünün bazı rivayetlerde başkaları hakkında da gelmiş olmasıdır. Misal olarak İmam Bakır’dan ir rivayette şöyle gelmiştir: “Hiçbir mahluk yoktur ki onun iki gözü arasına mümin veya kafir yazılı olmasın; o size gizlidir, ama imamlara saklı değildir.” İmam Sadık’tan bir rivayette de şöyle gelmiştir: “Kim bir adama veya insanlara bir günahsızın öldürülmesinde yardım ederse kıyamet günü geldiğinde iki gözü arasına “Allah’ın rahmetinden ümitsiz” yazılı olacaktır.”
Bu zikredilen karinelerin yanı sıra, “kitabet” tabiri Kur’an’ın birçok ayetinde kitabet ve yazı araçlarıyla yazmak anlamında kullanılmamıştır; kinaye olarak kaydetmek, sağlamlaştırmak, ölçmek, vacip etmek ve bir şeyi yapmaya yönelik kesin irade manasında kullanılmıştır. (Ragıp İsfahani, 1412: c.1, s.699). bu temelde, Deccal’in iki gözü arasına yazılı kafir sözünden maksat da Deccal’in kesin küfrünün takdirine –elbette kendi kötü seçimi ile- kinaye olabilir.
Buna göre Deccal’in iki gözü arasına kâfir yazılı olduğu ile ilgili hadislerden iki nokta istifade edilebilir: 1. Deccal’in küfrü kesindir. 2. Deccal’in küfrü müminler için apaçık malumdur.
Sonuç
Bu makalede yapılan incelemelerden sonra şu sonuçlara ulaşıldı:
1. Deccal’in gözüyle ilgili rivayetler ilk bakışta muhtelif ve bazen de mütenakız gözükse de dikkat edildiğinde ve bu rivayetlerin muhtevası iyice incelendiğinde onları cem etmek mümkündür.
2. Deccal’in bir gözü tamamen kördür, diğer gözü ise kör değildir, ama sahip olduğu özelliklerden dolayı sağlam gözle kıyaslandığında nispeten kör sayılmaktadır. Buna göre, onun sol gözü mü yoksa sağ gözü mü kördür konusu ile ilgili rivayetler arsındaki ihtilaflar da ortadan kalkacaktır; zira sağlam göz ile mukayese edildiğinde her iki gözü de kördür ve her ikisine de kör denilebilir.
3. Şii rivayetleri açıkça hadisler arasında cem edilebileceğini beyan ediyor ve Deccal’in iki gözünün özelliklerini belirlemede, özellikle tamamen kör gözü ile nispeten kör olan gözünü belirlemede oldukça işe yarardırlar.
4. Genel bir sonuç alırsak, Deccal’in iki gözü vardır ve sol gözü tamamen kördür, ama sağ gözü nispeten kördür ve parlaklık, kana bulanmış olma, gözde pterjium vs… özellikler bu gözle alakalıdır.
5. Onun iki gözü arasındaki yazı hakkında da denilmelidir ki harf ve kelimelerden terkip olmamıştır; bu yüzden okuryazar olmayanlar da onu okuyabilirler. Ondan maksat aslında Deccal’in küfrünün sübutu ve açıklığıdır.
source : abna24