İnsanın ölümle yok olmayıp; başka bir yaşam alanına taşındığı ve yapmış olduğu işlerin karşılığını orada gördüğü inancı,bütün semavi dinlerin beyan ettikleri bir inançtır.
Din ve mezheplerin,başlangıc(yaratılış) inancı icin davetlerininde ahiret inancı üzere olduğunu söyleyebiliriz. Allah’ın resulleri, bütün ısrarlarıyla bu nokta üzerinde; alemin hayret verici bu yaratılışının boş yere olmadığı ve bu dünyadan ayrılınca yapılan bütün işlerin karşılık görmesi; iyilik yapanların iyilikle ödüllendirileceği, kötülerin cezalandırılacağı konusunda uyarılarda bulunmuşlardır.
Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyrulmakta: “Yoksa sizi boş yere yarattığımızı ve sizin gerçekten huzurumuza getirilmeyeceğinizi mi sandınız?”
Ahiret inancının ispatı, sadece semavi dinlerin davetleri karşısında teslim ve kulluk yoluyla değil aynı zamanda akıl açısından Allah’ın adalet ve hikmetinin kabulü esası üzere oluşu kesin ve apaçık belirgin bir şeydir. Bu konu itikatla ilgili kitaplarda geniş bir şekilde beyan edilmiştir. Şunu da hatırlatmamız yerinde olacaktır; biz ahiret inancı konusunu Hekim,Alim, Adil, Kadir olan Allah’ın kabulünden sonra inceleriz.
Ölümden Sonraki Alem; Berzah
Kur’an şöyle buyuruyor: “Onların gerisinde ise, yeniden dirilecekleri güne kadar (süren) bir berzah vardır.”[1] Berzah ölümden sonra başlar ve kabir alemidir. Orada her insandan dünyadaki inanç ve amelleri hakkında kısa bir sorgulama yapılır. Sorgu ve sualden sonra dünyadaki amelleriyle münasip şekilde geçici bir şekilde uygulamaya maruz bırakılır. Hz. Peygamber bu konuda şöyle buyurmuştur: “Kabir ya cennet bahçelerinden bir bahçe yada cehennem kuyularından bir kuyudur.” Ama diri olanlar onları hissetmezler. Aynen şuna benzemektedir: Uykuda olan bir kimse ya güzel bir rüya görür yada kabuslar içinde sıkıntı çeker. Ama onun etrafında olanların hiçbirisi ne onun gördüğü güzel rüyayı nede kabusu hissederler. İşte bu örnek açıklamaktadır ki diri olanlar ölen kimsenin cansız bedenini görürler ama onun iyi veya kötü halinden haberdar olmazlar.
Kıyamet ve Ahiret Alemi
Yeryüzü ve gökyüzü bir birine girdiği diğer gezegenler de bir birine karıştığı zaman bütün insanlar kabirlerinden kalkacak, bütün insanlar yeniden diriltilip huzura çağırılacaklar. Büyük bir sahrada ilahi adalet divanı kurulacak. Adalet ölçüleri olan peygamber, imam ve salih kimseler hazır olacak. Önceden hazırlanmış olan dosyalar insanların eline verilecek. İnsanların amel defterleri ellerine ulaşacak ve şahitler şahitliğini yapacaklar. Sonunda dünyada iyi olan grup kurtuluşa erecek ve kötülükleri yapanlar ise sıkıntıya kalacaklar… Ne yapılması gerektiği oldukça açıktır. Çok iyi hazırlanmalı; zarar görmemek ve sıkıntı yaşamamak için elden geldiğince iyilik ve salih amel sahibi olmak gerekir. Ebedi bedbahtlık ve sıkıntıdan kurtuluş yoktur ve …ebedidir.
“Kim bir zerre miktarınca hayır işlemişse karşılığını görür ve kim de bir zerre miktarınca şer işlemişse karşılığını görür.”[2]
________________________________________
[1]- Mu’minun /100