Kur’an-ı Kerim zahiri manaya sahip olmakla birlikte birçok batini manaya da sahip olabilir. Örneğin Tin suresinin birinci ve ikinci ayetlerinde Yüce Allah’ın üzerlerine yemin ettiği tin ve zeytinin zahiri manası, halkın bildiği incir ve zeytin ağaçlarının mahsulü olan incir ve zeytin olabilir. Ama bununla birlikte batini manalar da taşıyabilir ve bunun bir örneği yukarıda işaret edilen hadiste geçmektedir. Bu anlamıyla İmam Hasan ve İmam Hüseyin (a.s) velayet ağacının birer meyveleridir.[1]
Aynı şekilde başka manalar da göz önünde bulundurulmuş olabilir. Nitekim bir başka rivayette Tin’den maksadın Peygamber şehri ve Zeytin’den maksadın da Müslümanların ilk kıblesi olan Beytü’l-Mukaddes olduğu belirtilmiştir.[2]
Hakeza Kumî tefsirinde şöyle nakledilmiştir: İncir Allah Resulü (s.a.a), zeytin Müminlerin Önderi, “Tur-u Sinin” Hasan ve Hüseyin ve “hazal beledi’l- emin” imamlardır.[3] Bundan dolayı Fırat tefsirinde nakledilmiş olan hadis, bu türden aktarılan benzeri hadislerin sadece bir numunesidir.
[1] Meclisi, Muhammed Bakır, “Biharu’l Envar”, c: 24, s: 105, Müesseseti El-Vefa, Beyrut, 1409 h.k,
”عَنْ ابْنِ دَرَّاجٍ قَالَ سَمِعْتُ أَبَا عَبْدِ اللَّهِ (ع) يَقُولُ قَوْلُهُ تَعَالَى وَ التِّينِ وَ الزَّيْتُونِ التِّينُ الْحَسَنُ وَ الزَّيْتُونُ الْحُسَيْنُ صَلَوَاتُ اللَّهِ عَلَيْهِمَا“
[2] Hürr’ü Amuli, “Vesailu’ş Şia”, c: 14, s: 361, hadis 19389, Müesseseti Al’ul Beyt (a.s), Kum, 1409 h.k,
"عَنْ أَبِي الْحَسَنِ مُوسَى بْنِ جَعْفَرٍ ع عَنْ آبَائِهِ ع قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ ص إِنَّ اللَّهَ اخْتَارَ مِنَ الْبُلْدَانِ أَرْبَعَةً فَقَالَ عَزَّ وَ جَلَّ وَ التِّينِ وَ الزَّيْتُونِ وَ طُورِ سِينِينَ وَ هذَا الْبَلَدِ الْأَمِينِ التِّينُ الْمَدِينَةُ وَ الزَّيْتُونُ بَيْتُ الْمَقْدِسِ وَ طُورُ سِينِينَ الْكُوفَةُ وَ هَذَا الْبَلَدُ الْأَمِينُ مَكَّةُ".
[3] Kum’i, Ali bin İbrahim, “Tefsiri’l Kum’i”, c: 2, s: 429, Daru’l Kitap, Kum, 1367 h.ş,
"وَ التِّينِ وَ الزَّيْتُونِ وَ طُورِ سِينِينَ وَ هذَا الْبَلَدِ الْأَمِينِ، قَالَ التِّينِ رَسُولُ اللَّهِ (ص) وَ الزَّيْتُونِ أَمِيرُ الْمُؤْمِنِينَ (ع) وَ طُورِ