Ateşlere atılırken, İbrahim gibi “Hasbunallahu we ni’mel wekil” zikriyle, Allah’tan başka kimseden yardım istememenin adıdır,
Hüseyni Sevda.
Karanlık denizlerde Hut’un karnında, Yunus gibi sadece Allah’a el açmanın halidir,
Hüseyni Sevda.
Nefsine aldanıp ilah olduğunu savunan Firavun ve ordusunu, denize batıran Musa’nın elindeki asa’dır,
Hüseyni Sevda.
Peygamberlerin hatemi, kainatın efendisi,Allah ’ın habibi
Hz. Muhammed (s.a.v)’ın “Ümmeti! Ümmeti” derken,
Mübarek gözlerinden dökülen gözyaşlarından bir damladır,
Hüseyni Sevda.
Mekke’nin kızgın kum çölünde, işkenceler altında, davasından zerre kadar taviz vermeyen Bilal’in; “Ehad, Ehad” iniltileridir,
Hüseyni Sevda.
Kerbela çölünde yalnız… Kerbela çölünde yardımsız…
Kerbela çölünde bikes bırakılan İmam Hüseyin’in; “Heyhat mine zillet!.. İslam için öleceksem, ey kılıçlar alın canımı!” feryadıdır,
Hüseyni Sevda.
Allah adına bir başına, tek başına yola koyulmanın…
Mü’minleri bir araya toplayıp cemaatleşmeyi başarmanın…
İmkansızlıklar içerisinde, zulme ve zalimlere başkaldırmanın…
Korkmadan, onuruyla düşmanların üstüne gitmenin…
Tevazuyu tercih edip, kendini ön plana çıkarmamanın…
Dünya hayatına önem vermeyip, kendini kardeşlerine feda etmenin…
İzzet ve şeref ile şehadete kucak açıp,
''Kulli yevmin Aşura kulli erzin kerbela'' diyebilmenin adıdır
HUSEYNİ SEVDA
source : tebyan