Turkish
Thursday 18th of July 2024
0
نفر 0

İSLAM İNKILABI’NIN EVRENSELLİĞİ

- Allah’ın adıyla... İnkılâp, kelime anlamı; toplum düzenini ve yapısını daha iyi duruma getirmek için yapılan köklü değişiklik ve iyileştirmelerdir. İslam, sadece bir dini ritüellerden oluşan ilahi bir din değil aynı zamanda toplumsal yaşantı ve devlet sitemidir. İslam tarihini dikkatlice in
İSLAM İNKILABI’NIN EVRENSELLİĞİ

 Allah’ın adıyla... İnkılâp, kelime anlamı; toplum düzenini ve yapısını daha iyi duruma getirmek için yapılan köklü değişiklik ve iyileştirmelerdir.

İslam, sadece bir dini ritüellerden oluşan ilahi bir din değil aynı zamanda toplumsal yaşantı ve devlet sitemidir. İslam tarihini dikkatlice incelediğimizde Hz. Muhammed’in 622’de Mekke’den Medine’ye hicret etmesiyle İslam devletini kurması, insanları Allah’ın dinine davet etmesi ve toplumsal yaşantıyı düzenlemesi görülmektedir. İslam yaşamın tüm alanlarında kendisini göstermektedir.

İslam İnkılabını; Allah’ın dinini yaşatmak, toplumları Allah’ın dinine davet etmek ve toplumda dini yaşam düzenini sağlamak olarak tanımlayabiliriz. İslam İnkılabı Muhammedi dini yaşatma temeline dayanır. Yani Allah’u Teâlâ’nın Kur’an-ı Kerim’de buyurduğu, Peygamber ve Ehl-i Beytin sünnetlerine uygun bir İslami yaşantı temelidir. İslam İnkılabı, Hz. Muhammed’in 610 yılında ilk vahiyi alması ve Mekke’de insanları İslam’a davet etmesiyle başlamış ve günümüzde devam eden bir süreçtir.

İslam İnkılabının, Peygamberin başlattığı davet ve mücadeleden günümüze değin sürdüğünü söylememiz gerekiyor. Tarih boyunca İslam inkılabının yaşaması için çeşitli mücadelelerin yaşandığı görülmektedir. İslam İnkılabı mücadelelerini tarihin çeşitli dönemlerinde görmekteyiz. Hz. Ali’nin hükümet döneminde yaptığı mücadele de, Hz. Hasan’ın Muaviye ile yaptığı sulh ta, Hz. Hüseyin’in Yezit’le yaptığı ve Kerbela’da şehit oluşunda, Hz. Zeyneb’in Yezid’in Şam’daki sarayında haykırışında, Muhtar Sakafi’nin kıyamında ve imamların tümünün hayatlarında verdikleri mücadelede görmekteyiz. Hilafet döneminin sona ermesiyle İslam İnkılabı zalim sulta sistemlerine karşı durmakla kendini göstermiştir.

İran’da gerçekleşen İslam İnkılabı da bunlardan birisidir. İran Şahı Rıza Pehlevi, 1941’de İngiliz ve Amerikan yetkilileri tarafından İran tahtına oturtulmuştu. Ancak bir ara başbakan Mussaddık tarafından iktidardan uzaklaştırılan Şah, 1953’te CIA’nın desteklediği bir askeri darbe ile yeniden iktidara getirildi. O tarihten itibaren Şah, ordu ve siyasi polis SAVAK eliyle halka işkence yaparak acımasız bir diktatörlük sürdü. Şah ve etrafındakilerin Batı tarzı lüks yaşamları ve kitleleri hor görmeleriyle, yoksulluk içinde kıvranan kitleleri sürekli bir şekilde kışkırtıyor, halkın tahrik olmasına neden oluyordu. Yine önemli petrol gelirleri uluslararası teröristlere ve ülkedeki batı taraftarı sömürücülere giderken, halk zor günler geçiriyordu.

Bu yaşananlar karşısında halk, ABD’nin kulu olan Şah’a karşı ilk ciddi ayaklanmayı 1964 yılında göstermiş ve büyük bir kalabalık sokaklara dökülmüştü. Halkın bu hareketi ordu tarafından sert bir şekilde kanla bastırılmış ve SAVAK tarafından tutuklanan halk büyük işkenceler görmüştür. Fakat halk bu zulme boyun eğmemiş, İmam Humeyni önderliğinde sulta rejimine karşı protesto hareketlerine devam etmiştir. Şah protestoları önlemek adına İmam Humeyni’yi sürgüne göndermiştir. İmam Humeyni 15 yıllık sürgün hayatı boyunca İslami bir yönetimin kurulması için halkı teşkilatlandırma çalışmalarında bulunmuş ve 11 Şubat 1979 yılında büyük bir halk kitlesinin karşılamasıyla Fransa’dan Tahran’a dönmüş ve böylelikle Şah rejimi son bulmuştur.

Şah rejiminin son bulmasıyla iki kutuplu dünya İran’ın hangi tarafta yer alacağını beklerken, İran, İslam İnkılabı hedefiyle iki tarafta da yer almayarak sulta sistemine karşı olduğunu duyurmuştur. Mart 1979’da yapılan referandumla halk İslam Cumhuriyetini kabul etmiş ve böylece İran’da İslam İnkılabı ilk hedefine ulaşmıştır.

İmam Humeyni rehberliği döneminde Sovyetler başta olmak üzere diğer ülkeleri İslam’a davet etmiştir. İmam Humeyni’yle birlikte ülke sistemine getirilen velayet-i fakih yönetimiyle ülkede İslam İnkılabının yaşayışı ve mücadelesi devam etmektedir. Bu açıdan baktığımızda İran İslam İnkılabının üç temele dayandığını görmekteyiz: 1-İslami ideolojiye dayalı olması 2- Halkçı olması 3- Meşruiyeti. Bu üç temel dayanak çerçevesinde bu gün yaşananları değerlendirecek olursak, coğrafyada yaşananları İslam inkılabı açısında daha doğru değerlendirebiliriz.

İran İslam İnkılabı sadece İran’da değil, bütün İslam dünyasında ciddi bir heyecan dalgası yaratmış, İslam İnkılabının yaşadığını göstermiş ve mustazaf halklar nezdinde ideal bir model olmuştur. Bugün dünyanın neresinde olursa olsun sulta sistemine, emperyalizme karşı duruşlar, “İslami uyanışlar” bunu apaçık bir şekilde göstermektedir. Halkların zalim sulta sistemlerine boyun eğmeyişleri, İslam İnkılabını yaşatma mücadeleleri sulta sistemi kurucularının projelerini bozmuş, hak ile batılın mücadelesini aleni bir şekilde ortaya koymuştur.

Bugün Arabistan’da Şeyh Nimr’in şehit edilişi; Nijerya’da Şeyh Zakzaki’nin inkılabi mücadelesi, Bahreyn’de Şeyh Ali Salman’ın mücadelesi, Yemen’de Hüseyin El Husi’nin mücadelesi, Lübnan’da Seyit Hasan Nasrallah’ın mücadelesi, Irak’ta Seyyit Hüseyin Ali Sistani ve diğer dini liderler öncülüğündeki halkın mücadelesi, Suriye’de Beşar Esad’ın liderliğindeki direniş mücadelesi, Azerbaycan’da halkın mücadelesi…

Bütün bu mücadeleler İslam İnkılabının sadece İran’a ait olmadığını göstermektedir. Nasıl İslam bütün insanlığa gönderilmiş, İslam peygamberi ve ehl-i beyt bütün insanlığa aitse ve bütün insanlığı Allah’ın dinine davet ediyorsa, İslam İnkılabı da bütün insanlığa aittir ve bütün insanlığı İslam İnkılabına davet etmektedir.

İslam İnkılabı, kabul eden kendini İslam’ın bir neferi olan herkesin malıdır. Bugün İran’da devlet modeli olarak yaşayan İslam İnkılabı yarın başka ülkelerde yaşayabilir. Bugün Ayetullah Seyyid Ali Hamenei liderliğindeki İslam İnkılabı gerçek sahibi olan İmam-ı Zaman’a (af) teslim edilinceye kadar başka ülkelerde ve başka halklarca devam edecektir.

Sulta sistemine, emperyalizme karşı olan ve kendini İslam İnkılabı’nın bir ferdi olarak gören ve bu yolda mücadele eden herkese selam olsun.


source : abna24
0
0% (نفر 0)
 
نظر شما در مورد این مطلب ؟
 
امتیاز شما به این مطلب ؟
اشتراک گذاری در شبکه های اجتماعی:

latest article

Sakife’nin Uğursuz Toplantısında Neler Oldu?
Peygamber Efendimizin Bi'seti Hakkında Her Şey
Filistinliler Nekbe Günü'nü Hatırlattı
KERBELÂ VE KERBELA'NIN ZİYARETİ
MÜMİNLERİN İHTİYAÇLARINI GİDERMEK
İsmet hakkında nakli deliller 2
İlahi Dergâhta Dua ve Yakarışın Felsefesi
Batı Medeniyetinde İslamın Rolü-1
Hz. Nuh (a.s) ve Büyük Tufan-2
Ammar'ı Yasir ve Valideynin Fedakârlıkları

 
user comment