Turkish
Thursday 18th of July 2024
0
نفر 0

Hizbullah’ın Kılıcı: Zülfikar

- İşgalci Siyonist İsrail rejiminin tehdit olarak gördüğü Lübnan, Suriye ve Irak'ta tekfirci militanların eliyle yapılan saldırı, bombalama ve suikastlar devam ediliyor.
Hizbullah’ın Kılıcı: Zülfikar

 - İşgalci Siyonist İsrail rejiminin tehdit olarak gördüğü Lübnan, Suriye ve Irak'ta tekfirci militanların eliyle yapılan saldırı, bombalama ve suikastlar devam ediliyor.

Terör örgütü IŞİD, Nusra ve bunlara bağlı militanlar bölgede terör ve çatışma yaratırken, oluşan istikrarsızlıktan faydalanan işgalci İsrail güçleri ise bölgede yeni cinayetler işlemeye, bölücü planlar yapmaya devam ediyor. Lübnan Hizbullah Hareketi'nin önde gelen komutanlarından Mustafa Bedreddin'in İsrail rejiminin istihbarat desteği ve tekfirci militanlar tarafından yapılan bombalama ile hayatını kaybetti.

Lübnan'daki Hizbullah Hareketi yazılı bir açıklama yaparak, önde gelen komutanlarından 55 yaşındaki Mustafa Bedreddin 13 Mayıs Cuma sabahı Suriye'de şehit olduğunu açıkladı.

Bedreddin'in 1982'den bu yana 'İslami Direniş Hareketi’nin çoğu operasyonuna katıldığı' aktarılan açıklamada, Bedreddin'den 'büyük cihatçı lider' olarak bahsedildi.

Kayınbiraderi de olan Hizbullah komutanlarının efsanevi lideri İmad Mugniye'nin 2008'de İsrail rejimi güçlerince şehit edilmesinden sonra Hizbullah'ın askeri kanadının başına geçtiği iddia edilen Bedreddin, aynı zamanda Hizbullah'ın kurucuları arasındaydı.

Kuveyt'te 1983 yılındaki bir bombalı saldırıda rolü olduğu gerekçesiyle ölüm cezasına çarptırılan Bedreddin, asılarak idam edilen Irak lideri Saddam Hüseyin'in Kuveyt'i işgali sırasında buradaki cezaevinden Irak'a kaçmıştı.

Suriye'yi kendine tehdit gören İsrail rejimi ise tekfirci militanlara destek vererek, ülkeyi istikrarsızlaştırmaya devam ediyor. Siyonist İsrail'in tekfirci militanlara yaptığı en büyük destek ise onlarla mücadele eden Hizbullah komutanlarına karşı suikast düzenlemek.

İşgalci Siyonist İsrail güçleri ve tekfirci militanlar Suriye'de yeni bir cinayete daha imza attı. Hizbullah'ın üst düzey komutanlarından "İzi sürülemeyen hayalet" olarak da tanınan Mustafa Emin Bedreddin, Uluslararası Şam Havaalanı yakınlarında bombalı saldırı sonucunda bazı arkadaşları ile birlikte şehit edildi.

Mustafa Emin Bedreddin'in Lübnan'ın başkenti Beyrut'ta düzenlenen cenaze törenine on binlerce Hizbullah destekçisi ve sevenleri katıldı.

HAREKETİN İKİNCİ LİDERİYDİ

ABD, Bedreddin'in 2011'den bu yana Hizbullah'ın Suriye'deki operasyonlarını yönettiğini belirtiliyor.

Bedreddin, 2008 yılında Şam'da bombalı bir araçla düzenlenen İsrail saldırısında şehit olan Hizbullah'ın askeri kanat komutanı İmad Muğniye'nin kayınbiraderi ve halefiydi.

Muğniye ve Bedreddin'in, 1983 yılı Ekim ayında Beyrut'taki ABD Deniz Piyadelerini hedef alan saldırıyı beraber düzenledikleri iddia ediliyor. Beyrut'taki bu saldırıda 241 Amerikan askeri ölmüş ve ABD Lübnan'ı terk etmek zorunda kalmıştı.

Bedreddin, eski Lübnan Başbakanı Refik Hariri'nin 2005'te bombalı saldırı sonucunda öldürüldüğü suikastı araştıran BM Özel Mahkemesi tarafından Hariri'yi öldürmekle suçlanan ve hakkında uluslararası yaptırım kararı alınan Hizbullah üyeleri arasında da yer alıyordu.

1961 doğumlu Mustafa Bedreddin, Hizbullah lideri Hasan Nasrallah'tan sonra hareketin ikinci lideri ve Nasrallah'ın danışmanı olarak biliniyordu.

CENAZEDE ABD KARŞITI SLOGANLAR ATILDI

Beyrut'un güneyindeki bir mahallede gerçekleştirilen cenaze töreninde ise "Amerika'ya ölüm, İsrail’e ölüm" sloganları atıldı.

BBC'nin Beyrut'ta bulunan muhabiri Quentin Sommerville, cenazeye katılanların Bedreddin'in şehit edilmesinden İsrail'i sorumlu tuttuklarını belirtti.

Lübnan'daki Al-Mayadeen TV kanalının ilk haberlerinde de Bedreddin'in İsrail'in bir hava saldırısında şehit olduğu açıklanmış, ancak Hizbullah'ın daha sonra Al-Manar internet sitesinde yayımlanan açıklamasında İsrail'den bahsedilmemişti.

Beyrut sokaklarındaki birçok noktada ellerinde çiçekler ve pirinç bulunan insanlar yer alırken, kentten sıklıkla ağıtların yükseldiği aktarıldı. Hizbullah destekçileri, sıklıkla ABD, İsrail ve Suudi Kraliyet Ailesi'ni lanetleyen sloganlar attı.

Anma törenine katılan bir Beyrutlu, "Direnişin insanları böyle şoklara alışıklar ve biz onunla gurur duyuyoruz. İlerleyeceğiz. Biz onun hakkında bu kadar az şey bilirken kendisini bu şekilde feda edebilecek bir komutana sahip olmak inanılmaz" derken, bir diğer Hizbullah destekçisi ise "Hepimiz bir savaşın içindeyiz ve en sonunda ya şehadeti ya da zaferi kazanacağız" ifadelerini kullandı.

Geleneksel olarak bu tür uluslararası suikast ve cinayetler hakkında açıklama yapmayan İsrail rejimi bu olayda da aynı tutumu takınarak sessizliğini koruyor.

İşgalci İsrail rejimi resmen kabul etmese de Suriye'deki iç çatışmaların başladığı 2011 yılından bu yana bu ülkede gerçekleştirilen bazı patlama ve suikastlerden sorumlu tutuluyor.

Daha önce Aralık 2015 yılında da Şam kırsalındaki Caramana bölgesinde düzenlenen füze saldırısında hayatını kaybeden Hizbullah komutanı Semir Kuntar'ın şehit edilmesinden işgalci İsrail rejimi sorumlu tutulmuştu.

Beyrut'un güneyindeki Dahiye bölgesinde bando eşliğinde başlayan cenaze töreninde, Bedreddin'in Hizbullah bayrağına sarılı tabutu üniformalı parti mensupları ve cenazeye katılanların omuzlarında Havra Mezarlığı'na nakledildi.

Cenazenin ilerlediği yol boyunca üniforma giymiş Hizbullah üyeleri ellerinde flamalarla beklerken yol üzerindeki binaların balkonlarından cenaze alayının üzerine sevgi gösterisi olarak çiçekler ve bereketin simgesi pirinç atıldığı görüldü.

NEBİL KAVUK ANMA TOPLANTISINA KATILDI

Hizbullah Yürütme Kurulu Başkan Yardımcısı Şeyh Nebil Kavuk ise Seyyid Mustafa Bedreddin'i anma toplantısına katıldı ve yaptığı konuşmada Seyyid Bedreddin'i istisnai bir komutan ve bir strateji dehası olduğunu söyledi.

Şeyh Nebil Kavuk, Şam'ın Seyide Zeyneb bölgesinde düzenlenen ve Hizbullah komutanlarının da katıldığı anma toplantısında Mustafa Bedreddin'in Direniş içindeki konumuyla ilgili olarak önemli açıklamalarda bulundu.

BEDREDDİN, TÜM ÖNEMLİ OPERASYONLARIN KOMUTANIYDI

Kavuk, "Büyük şehit, Hizbullah'ın en önemli operasyonlarının komutanıydı. Haziran 1993, Nisan 1996 zaferleri onun fedakarlıkları sayesinde gerçekleşti. O, 40 yıldır direnişle birlikteydi.

Tel Mesud'dan Bint Cubeyl'e, Marun er-Ras'tan Halde'ye kadar tüm alanlar onun fedakarlıklarına tanıklık etti.

Şehit Zülfikar, silahıyla mütecaviz düşmana karşı koydu; düşmanın en büyük komplolarını etkisiz bıraktı. Kardeşleriyle birlikte büyük zaferler armağan etti. En büyük arzusu, siper arkadaşı Şehit İmad Muğniye'ye katılmaktı.

Şehit Zülfikar'ın geçmişi, işgalci İsrail'e ve tekfircilere karşı zaferlerle doludur. Bu parlak geçmiş, onu tekfircilerin ve İsrail'in daimi hedefi haline getirmişti. İsrail'in ve tekfircilerin onu hedef alması son derece doğaldı.

NİHAİ ZAFERE KADAR SURİYE'DEYİZ

Direniş alanlarının büyük komutanı olan Şehit Zülfikar, Lübnan ve Suriye savunmasında şehit oldu. İsrail, tekfirciler ve Suudiler onun şehadetinden dolayı mutlu oldular ve onun şehadetiyle Hizbullah'ın Suriye savunmasından çekileceğini sandılar. Ama ben burada, Hz. Zeyneb'in kabri yanında ve tüm cephelerde, İsrail'e, Suudilere ve tekfircilere şunu söylüyorum ki, İsrail ve tekfirci terörüyle mücadeleden çekilmemiz dışında her şeyi hesap edebilirsiniz.

Bizim tekfirci gruplarla savaşa katılmamız, milli ahlaki ve insani bir görev; Lübnan'ı, Suriye'yi, bölgeyi ve İslam ümmetini savunmak için stratejik bir zorunluluktur.

Biz tekfirci teröristlere ve saldırgan İsrail'e karşı mücadelede tüm gücümüzle ve irademizle Suriye ordusunun yanında yer almaya devam edeceğiz.

Tekfircilerle mücadelemizde en küçük bir zayıflık göstermeyeceğiz. Nihai zafere kadar zaferler kazanmayı sürdüreceğiz.

SUUDİLER, TÜRKİYE VE KATAR, ŞAM'A ÖMÜR TAYİN ETMİŞTİ

Dört yıl önce Suudi Arabistan, Katar ve Türkiye dışişleri bakanları bir araya geldi ve Şam'ın düşmesi konusunda tarih açıkladı. 2012 yılının Ramazan ayında Şam'ın düşeceği ilan edildi.

Biz şu an 2016 yılının Ramazan ayının eşiğindeyiz. Şam hala tüm gücü ve görkemiyle parlamaya devam ediyor.

Yiğit Cumhurbaşkanı Beşar Esad'ın liderliğinde her gün yeni bir zafer kazanıyor. Her gün Suudilere ve tekfirci gruplara yeni bir hezimet yaşatıyor.

ŞAM, LÜBNAN VE FİLİSTİN İÇİN DİRENİYOR

Şam 100'den fazla ülkenin para, silah ve militan desteği verdiği bir saldırıya karşı direniyor. Suriye'nin direnişi, Lübnan'ı, Filistin davasını ve İslam ümmetini, Siyonist planlara hizmet eden tekfirci maşaların eline düşmekten korumuştur.

Seyyid Zülfikar'ın şehadeti, bizim cihat ve direnişteki moralimizi yükseltmiştir. Tüm dünya, çok geçmeden Şehit Zülfikar'ın kanının tekfirci komplonun Suriye'deki yenilgisini çabuklaştıracağına tanıklık edecektir.

Tüm cihat meydanları Hizbullah'ın mücadelesine ve zaferlerine tanıktır. Bu, direnişin ve Seyyid Nasrallah'ın vaadidir.” İfadesini kullandı.

NASRALLAH’IN ŞEHİT BEDREDDİN HAKKINDA YAPTIĞI KONUŞMA

Lübnan Hizbullah Hareketi lideri Hasan Nasrallah geçtiğimiz Cuma günü yaptığı açıklamada, direniş önderlerinin düşman güçler tarafından şehit edilmeleri konusuna değindi.

Nasrallah, özellikle işgalci İsrail rejiminin verdiği destekle tekfirci militanlar tarafından Suriye’nin başkenti Şam’da şehit edilen Mustafa Bedreddin’in hayatını kaybetmesinin var olan savaşın meşruiyetine ve gelmekte olan zafere olan inançlarının daha da artmasına sebep olarak azimlerinin daha da arttığını açıkladı.

Mustafa Bedreddin’in geçen Şam’da hafta şehit edilmesinden sonra bir televizyon konuşması yapan Hasan Nasrallah, “Önderlere ve şehitlerimize olan bağlılığımız ve zafere olan inancımızı bu yıkıcı tekfirci, Amerikan, Siyonist, Suudi projesini bozacaktır… Suriye’yi ve bölgeyi ele geçirme çabalarında başarısız olacaklar ve bu proje Suriye’de imha edilecek” dedi.

Bedreddin’in hayatı hakkında açıklamalarda bulunan Nasrallah, “Seyid Mustafa Bedreddin direnişe ilk katılanlardandı. İsrail düşmanına karşı Kalde savaşında cephedeydi ve bacağı tüm yaşamı boyunca kendisine eşlik edecek şekilde yaralanmıştı. O, İsrail işgaline karşı direnişçileri örgütlemiş, eğitmiş, donatmış, geliştirmiş ve yönetmişti. O ve direnişçiler İsrail işgalini önce Beyrut’tan Sayda’ya, sonra da sınırların arkasına gerilettiler” dedi.

“BEDREDDİN’İN İNTİKAMI ALINACAK”

Bedreddin’in hayatını kaybetmesinden tekfirci terör örgütlerini sorumlu tutan Nasrallah, işgalci İsrail’in sorumluluğunun kanıtlanması halinde de buna en sert şekilde karşılık verileceğini söyledi.

“Hizbullah’a, varlığına, onuruna ve moraline karşı sürdürülen onursuz kampanyaya rağmen yalan söylemeyeceğiz ve düşmanımıza karşı dahi olsa dayanaksız suçlamalarda bulunmayacağız.” diyen Nasrallah, “Siyonist işgalci İsrail’in bizi hedef almasından korkmuyoruz ve mücahitlerimiz hedef alınırsa açık ve doğrudan şekilde cevap veririz.” diyerek de İsrail rejimini uyardı.

“SURİYE’DE TEKFİRCİ ÇETELERİ ABD, BATI VE SUUDİ ARABİSTAN DESTEKLİYOR”

Hizbullah lideri, Suriye’de yaşanan savaşta ABD ve Batı’nın rolünün ve amaçlarının artık bilindiğini ve bölgedeki müttefikleri ile birlikte Suriye’deki grupları desteklediklerinin ortaya konulduğunu söylerken, Suudi Arabistan’ın Suriye’de bozgunculuk yaptığını, ülkedeki terörist grupları silahlandırdığını, savaşçı gönderdiğini ve Ürdün’deki operasyon odalarından savaşı yönettiğini de sözlerine ekledi.

Nasrallah, Suriye’de Cumhurbaşkanı Beşar Esad’ın ABD projesine uyacağını ilan etmesi halinde, savaşın sona ereceğini bildiklerini de ifade etti. Nasrallah, bunun gerçekleşmeyeceğinin bilinmesi nedeniyle Suriye’de bu acıların yaşandığını vurguladı.

BEDREDDİN’İN ŞEHADETİ VE İDDİALAR

İsrail İstihbarat Dairesi-MOSSAD’a yakın kaynaklar, Lübnan Hizbullah'ı Genel Sekreteri Seyit Hasan Nasrallah'ın, Suriye’de bulunan ABD Özel Kuvvetleri’nin Ruslarla anlaşarak, Hizbullah’a karşı Suriye'de terör saldırısı düzenlediklerini düşündüğü iddiasında bulundu.

Siyonist haber sitesi Debkafile, yayınladığı bir analizde, iddia ettiği bu ihtimali desteklemek için altı noktayı sıraladı.

1. Özel hiçbir hava veya kara gücü, Rusya hava gücü ve bu ülkenin Suriye'deki hava savunma sistemiyle önceden koordinasyon kurmadan Şam bölgesinde bir girişimde bulunamaz. Diğer bir deyişle, Rusların önceden bu operasyondan haberleri vardı ama bunu İranlılara, Suriyelilere ve doğal olarak Hizbullah'a bildirmediler.

2. Amerika geçtiğimiz günlerde, özel güçlerini helikopterlerle birlikte Haseke şehrine yakın ve Kürtlerin kontrolündeki Rümeylan hava üssüne konuşlandırdı. Bu güçlerin konuşlandırılması, Suriye'nin değişik bölgelerinde düşmana karşı hareke geçme olanağını Amerika için sağlamaktadır. Hizbullah, Bedreddin'e yapılan terör saldırısının Amerikan güçlerinin ilk operasyonu olabileceğini düşünüyor.

3. Amerika üç yıl önce Mustafa Bedreddin'in adını "en tehlikeli teröristler" listesine almıştı. 30 Temmuz 2015'de ise Amerika, Hizbullah'ın Suriye'deki komutanı olmasını ve haftalık olarak Esad ve Nasrallah'la koordinasyon toplantılarına katıldığını bahane ederek Bedreddin'e karşı bir takım yaptırımları uygulamasının yanı sıra dünyanın değişik yerlerindeki mal varlığına da haciz koydu. Diğer bir deyişle, Hizbullah'a göre, Şehit Bedreddin Amerika'nın terör etmek istediği isimlerin başında geliyordu.

4. Bedreddin'e karşı terör saldırısının yapıldığı yer, oldukça gizli bir yerdi. Bununla birlikte Hizbullah, bu karargah hakkında Rusya, Amerika ve İsrail'in eline bazı bilgilerin geçebileceğini biliyordu.

5. Esad'ı destekleyen askeri güçlerin komutanlarından birinin terör edilmesi açık bir mesaj içeriyor: Bedreddin'e terör saldırısında bulunan kimse, Esad'ın askeri gücünü zayıflatmayı hedeflemiştir. Debkafile sitesinin Hizbullah komutanına yapılan terör saldırısından birkaç saat sonra yayınladığı bilgilere göre, Şehit Bedreddin Suriye'nin değişik cephelerinde emrinin altındaki güçleri geri çekip Suriye ve Lübnan arasındaki sınır bölgelerinde konuşlandırmak istiyormuş. Depka'nın iddiasına göre, şu an Hizbullah Bedreddin'e yapılan terör saldırısından sonra kendi güçlerini Suriye ve Lübnan sınırlarına çekme sürecini hızlandıracaktır ve bu mesele Esad'ın askeri gücünü olumsuz yönde etkileyecektir.

6. Debka'nın iddiasına göre, Mukteda Sadr son Lübnan ziyaretinde Nasrallah ve Bedreddin ile yaptığı görüşmede, Hizbullah güçlerinin Irak'ta kendi taraftarlarına yardımda bulunabileceğini gündeme getirmiş olabilir. Debka en nihayetinde kendi iddialarına dayanarak şu sonuca varıyor: Bedreddin'e yapılan terör saldırısı, tüm bu gelişmelerin yaşanmasına mani olmaya çalışan bir odak tarafından yapılmıştır. Bu iddia İsrailli kaynaklarca gündeme getirilirken diğer yandan da Beyaz Saray geçen Cuma günü yaptığı bir açıklamada, Amerikan savaş uçaklarının Bedreddin'i hedef alan terör saldırısı hakkında ortaya atılan şayiaların asılsız olduğunu ilam etti. Elbette yapılan bu açıklamada, Bedreddin'e yapılan terör saldırısının karadan karaya fırlatılan füzeyle yapılmadığına ilişkin her hangi bir ibare bulunmuyor.

Hizbullah Hareketi de Cumartesi günü bir açıklama yaparak, Bedreddin'in top mermisiyle şehit düştüğünü ilam etmişti.

Siyonistler, şehit Bedreddin'e terör saldırısı yapıldıktan sonra kendilerini bu terör olayından uzak tutmak için görülmemiş bir gayret içerisinde.

HİZBULLAH BEDREDDİN’İN HALEFİNİ ATADI

Asharq Al-Awsat'e verilen lübnan kaynaklı röportajlara göre, Mustafa Bedreddin'in yerine geçecek olan şahısın, kız kardeşinin oğlu Mustafa Mugniye olduğu açıklandı.

Mustafa Bedreddin'in kız kardeşinin kocası İmad Mugniye, Hizbullah'ın askeri komutanı olduğu sırada 2008 yılında Şam'da işgalci İsrail rejimi tarafından düzenlenen bir terör saldırısı sonucu şehit edilmişti.

Bu kaynaklar, Mustafa Mugniye'nin dünyaya geldiği zaman Bedreddin 1983'te Kuveyt'teki 7 patlamadan sorumlu tutularak Kuveyt hapishanesinde tutulduğunu ve bu yüzden Mustafa'nın babasının Bedreddin'e yakınlığı ve duyduğu alakadan dolayı oğlunun ismini Mustafa olarak koyduğunu açıkladı.

Yine aynı kaynaklara göre; İmad Mugniye'nin oğlunun hiçbir zaman medyanın gündeminde olmayan bir şahsiyet olduğu ve O'nun böyle bir önemli pozisyona atanmasının Hizbullah tarafından alınan bir kararla gerçekleştirildiği açıklandı.

Mustafa Mugniye ayrıca kendi küçük kardeşi Cihad'ın, babasının şehadet yıldönümünde konuşmasını tercih etmiş ve Cihad çeşitli merasimlerde Seyit Hasan Nasrallah'ın yanında defalarca görünmesine rağmen Mustafa, Cihad'ın aksine hiçbir zaman göz önünde bulunmamıştır. Buna rağmen böyle önemli bir göreve atanmasının, onun ne kadar güvenilir olduğunu gösterdiğini ve aldığı görevi hakkıyla yapacak birisi olduğunu belirten bir gösterge olduğu söyleniyor.

Belirtildiğine göre, Mustafa'nın hatta kardeşi Cihad Mugniye'nin Suriye'de İsrail saldırısı sonucu şehit edilmesinden sonra bile, kendisini medyadan uzak tuttu.

İsrail'de istihbarat konularında araştırmacı olan Runin Süleyman, Mustafa Mugniye hakkında yaptığı araştırmalar sonucu, O'nun hakkında medyada nerdeyse hiçbir bilginin bulunmadığını ve hatta 1987 Ocak ayında Tahran'da doğum günü münasebetiyle çekilen fotoğraflarda bile olmadığını ve şu ana kadar O'na ait hiçbir fotoğrafın da medyada bulunmadığını söylüyor.

Runin Süleyman, Mustafa Mugniye'nin İran'da eğitim aldığını ve babasının ölümünden sonra daha çok dayısı ile yakın ilişkiler içinde olduğunu belirtti.

Süleyman, Mustafa Mugniye'nin güvenlik nedeniyle Bedreddin'in özel güvenlik cihazları ile çalıştığını ve Hizbullah'ın seçkin şahsiyetlerinin kişisel savunma mesajlarının sorumluluğunun kendisinde olduğunu belirtiyor.

Ağustos 2011'de Mustafa Bedreddin'e bir suikast girişiminde bulunulduğu ve suikast sonucu korumasının öldürüldüğü, diğer bir kişinin ise yaralandığı iddia ediliyor.

Zülfikar lakaplı Mustafa Bedreddin'in Şam'daki şehadetinden sonra şehit İmad Mugniye'nin oğlu Mustafa Mugniye'nin Hizbullah Hareketi'nin Suriye'deki askeri operasyonlarının başına getirilmesi yeni bir dönemin de başlangıcı olarak görülüyor.


source : abna24
0
0% (نفر 0)
 
نظر شما در مورد این مطلب ؟
 
امتیاز شما به این مطلب ؟
اشتراک گذاری در شبکه های اجتماعی:

latest article

Amerika Yandaşları Suriye'de Tevehhüm İçindeler
Mücahitler Ordusu Haşdi Şabi Haber Verdi: Musul…
Ayetullah Mekarim Şirazi: Müslümanlar Kudüs Günü yürüyüşüne katılarak ...
Özgürlüğünü bekleyen toprak Filistin
Ayetullah Cevadi Amuli: Din, Kabe özgür olduğunda canlıdır/ Bugün hac Al-i ...
Müşriklerin Allah Resulü’nü Öldüreceği Gece ''Peygamber Efendimizin ...
AİLE AHLAKI 4
Dünyanın En Eski Kuran-ı Kerim'i Bulundu
Şeytan Harekatı
İran Nüfus Kayıt Kurumu açıkladı: İran’ın toplam nüfusu ne kadar?

 
user comment