Erkeğin kadına ve kadının erkeğe meyli özellikle de içgüdüler goncasının şehvet gülünün, şiddet, kudret ve kuvvetin tomurcuklanmaya başladığı bir dönemde evliliğe duyulan ihtiyaç doğal, insani ve hayati bir iştir ve hiç kimse bunu asla inkâr edemez.
Gelecek hakkında ortak hayatın başlangıcında ve evlilik sözleşmesinin yapıldığı anda kız ve erkek tüm gençlerin vücudundaki istekler arzular ve emeller herkes için özellikle de evliliğe hazırlıklı kız ve erkek çocukları olan anne, babalar için gün ortasındaki güneş gibi belirgin ve apaçık bir gerçektir.
Hepsinden önemlisi de günahı önlemek ve toplumu fuhuş ve kötülük girdabına yuvarlanmaktan kurtarmak için en üstün, en sağlam ve en iyi metot ve program, kız ve erkek çocukları ihtiyaç duyulduğunda ve münasip bir zamanda evlendirmektir. Bu, ahmak kimseler, cahil insanlar, şuursuz kadın ve erkek dışında hiç kimsenin inkâr edemeyeceği bir gerçektir.
Bu esas üzere birinci aşamada baba, anne, akvam, akraba ve ailenin kız ve erkeklerini evlendirme meselesinde payı olan herkesin bu ilâhi isteğin hazırlıklarını kolaylaştırması kendi elleriyle en sade metot ve en kolay şivelerle evlilik ortamını sağlaması gereklidir. Sonraki aşamada ise birbiriyle evlenmek isteyen kız ve erkek çocukların istek, içgüdü, şehvet ve meyillerinin doğal bir yolda yer alması, saadet dolu bir hayatın temellerinin atılması, dünya ve ahiret hayrının temin edilmesi, birbirine karşı yersiz beklentiler içinde olunmaması ve zor şartlar icat etmekten kaçınılması için zaruridir.
evlilik
Şüphesiz Kur’ân ayetleri ve rivayetler esasınca da kendi işinde özellikle de geçim konusunda ve hususen de kız ve erkeklerin evlilik meselesinde sıkı tutmayan ve kolaylaştıran kimselere Allah-u Teâlâ da dünya ve ahirette özellikle de kıyamet sahnesinde, hesap, kitap ve mizan hususunda merhametli davranacaktır.
Ama işleri zorlaştıran kadın ve erkekler, yersiz bahane peşinde koşanlar, kız ve erkeklerin içgüdüler ve şehvetlerin baskısı altında sinirsel, ruhsal ve şiddet hastalıklarına duçar olmasına ve o masum yüzlerin günah ve suçla kirlenmesine, istek ve arzularının körelmesine sebep olanlar, dünya ve ahirette ve özellikle de kıyamet sahnesinde kötü bir şekilde hesaba çekilecek, Allah’ın gazap ve hışmına uğrayacak ve Allah’ın ateşinde yanacaklardır.
Nikâh meselesinde fazla dikkat göstermek, insanı farkında bile olmadan sıkı tutmaya duçar kılar. Oysa tabiat sisteminde iki çiftin evliliği çok sade ve basit bir şekilde gerçekleşmektedir. Eğer varlıkların hayat sahnesinde evlilik işi zor ve sıkı bir iş olsaydı şüphesiz bu en güzel sistem bugün olduğu şekliyle var olmayacaktı.
Anneler ve babalar! Kızlar ve erkekler! Bu insani ve ilâhi programın ön hazırlıklarında, mehriye tayininde, şartların ve nişan töreninin düzenlenmesinde, nikâh ve evlilik merasiminde ve yerel adet ve geleneklerin icrasında sıkı davranmayınız.
İki ailenin kudret ve gücü dışında bir takım programlar önermeyiniz ve böylece evlilik işini kolaylaştırınız ki rahmet sahibi olan Allah-u Teâlâ da dünya ve ahirette sizin işlerinizi kolaylaştırsın.
Geliniz takva ehlinin yolunu takip ediniz. O hayır ve bereket kaynaklarından ders alınız. Hayatı, o hak evliyalarının sıfatları esasınca düzenleyiniz ki iyi talih, saadet, dünya ve ahiret hayrının temini, şerafet ve yüceliğin gerçekleşmesi, ezel ve ebed cemalinin âşıklarıyla uyum içinde olmaya bağlıdır.
Müminlerin Emiri Ali (a.s) takva ehlini şöyle tanımlamaktadır: “Nefisleri iffetli, hacetleri hafif, hayırları umulur ve kötülüklerinden güvende olunur.”[1]
[1]- Hidayet’ul-İlm, 651