İran İslam Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Ruhani samimi ve değerli Mahabad halkına yaptığı konuşmasında İran’da hiçbir mezhep ve kavim arasında üstünlük ve imtiyazın olmadığına; hepsinin İran’ın rengârenk gülleri olduğuna vurgu yaparak şunları söyledi: Bir anayasamız, bir güçlü rehberimiz ve bir devletimiz vardır; ilerleme ancak birlik şemsiyesi altında olabilir.
Doktor Hasan Ruhani sözlerine şöyle devam etti: Kötülüğümüzü isteyenler baksınlar, İslam Cumhuriyeti Batı bölgelerinin ve Kürt yerleşim merkezlerinin sanayileştirilmesi konusunda ciddidir. Çok büyük bir proje olan Mahabad Petrokimya endüstrisi ilk adımdır ve alt sanayi bölümleri de bölgede genişletilecektir.
Gerçek ve kalıcı güvenlik ancak sevgi ve gelişim sayesinde olabilir; Milli Eğitim ile Anayasanın 15. Maddesini uygulamak için ön hazırlıklar yapmaktayız. Kavimler ve ırklar arasında ayrımcılık yapılmasını beğenmiyorum; istihdamda asıl olan liyakat olmalıdır ve tüm halkların anadilinin, özellikle Kürtçenin, saygıyla karşılanması gerekir; elbette muhtelif halkların dil merkezleri yaygınlaştırılıyor.
İran Cumhurbaşkanı konuşmasına şöyle devam etti: İran İslam Cumhuriyetinin Cumhurbaşkanı ve Milli Güvenlik Kurulunun başkanı olarak açıkça söylüyorum, İran’da Müslümanlar ve mezhepler arasında hiç kimsenin fark bırakma ve ayrımcılık yapma hakkı yoktur. Tüm Müslüman halkımız, ister Şia ve ister Sünni olsun, vatandaşlık haklarında eşittirler ve görev almada asıl olan liyakattir. Her ferdin faaliyet ve gelişim alanındaki liyakatine uygun olarak gören verilmelidir.
Benim için ülkenin büyükelçilerinden birinin veya bakanlıklardaki bir muavinlerden birinin Ehli Sünnetten ve Kürdistan’dan olması yeterli değildir. Halklar arasında hiçbir farkın olmaması gerekir.
Kavmiyetimizden önce hepimiz İranlıyız ve bu diyarda Müslümanlığımızla iftihar ediyoruz. Kavmiyet ile iftihar etmek, üçüncü sıradadır; İran ve İslam’dan sonra gelir.
Hasan Ruhani, muhtelif halkların büyük bir bağda bulunan rengârenk güllere benzediğine işaret ederek şunları söyledi: İlk olarak bağı koruma düşüncesinde olmalıyız; daha sonra rengârenk gülleri korumalıyız.
Bugün bölgede Irak ve Suriye’de fitne, terörizm ve katliamı yayanların, günahsız halkı öldürenlerin ve yersiz yere kendilerine Müslüman lakabını takanların İslam, Kur’an ve insaniyetle hiçbir ilişkileri yoktur. Bizler, insanlar keramet, azamet, izzet ve yüce makam sahibidir, diyen Kur’an’a tabiyiz. İnsanlar arasında hiçbir fark yoktur ve hepimiz Allah’ın mahlûkuyuz; özellikle biz Müslümanlar birbirimizin kardeşiyiz.
source : abna24