Biz inanıyoruz ki: Sevgili İslam peygamberi, fahr-i kâinat efendimiz Hz. Muhammed-i Mustafa (s.a.a) Hak Teâla"nın emri gereğince Hz. Ali"yi (a.s) kendi vasîsi olarak açıklamış ve bu ilahî tayin emrini çeşitli münasebetlerle defalarca tekrarlamıştır. Bunların en meşhur olanı, Veda Haccı dönüşünde Cuhfe yakınlarındaki Gadir-i Humm denilen konaklama kavşağında, hacdan dönmekte olan kalabalık bir sahabe topluluğuna verdiği hutbedeki şu mübarek buyruğudur:
Elinizdeki eserin amacı; sadece İslam okulları arasında doğru bir âşinalık oluşturup, inançlarımızı ana hatlarıyla sadece ifade etmek olduğundan, bu amacı aşmayacak ve meselenin ispatıyla ilgili deliller sunmayacağız burada. Nitekim dipnotta da belirttiğimiz üzere böyle bir incelemede bulunmak isteyenlerin hangi kaynaklara başvurabileceği özetle gösterildi. Biz bu tür tartışmalara girmektense gerekli incelemeyi okurun kendisine bırakıyor ve buraya kadar aktardığımız hadislerin hiç de basit mevzular olmadığını ve bilhassa mevlâ hadisindeki mevlanın salt dostluk ve sevgi değil, aynı zamanda bu ahlâki ifadeden çok daha geniş siyasi bir mana da içerip liderlik ve imamlık manasını kapsadığını, aksi takdirde Hz.Resulullah"ın (s.a.a) sırf Hz. Ali"ye (a.s) olan sevgisini göstermek için onca protokol ve meşakkatli mukaddemelere girip, onca Müslümanı da sırf böyle bir şeyi ifade edebilmek için (bilhassa Gadir-i Humm gibi yerde ve o dayanılmaz sıcağın altında) o kadar zahmete asla sokmayacağını hatırlatmakla yetiniyoruz.
Bu; İbni Esîr"in Kâmil adlı eserinde de belirtmiş olduğu üzere Akrabalarını ve yakınlarını topla ve sana bildirdiğimizi onlara tebliğ et buyruğunun gelmesi üzerine Hz. Resulullah"ın (s.a.a) tebliğinin daha ilk günlerinde akrabalarını toplayıp, İslam"ı onlara anlattığı ve Şimdi aranızdan beni bu işte desketleyecek kim çıkarsa o benim kardeşim, vasîym ve aranızdan benim halifem olacaktır! buyurduğunda Hz. Ali"den (a.s) başka hiçkimsenin Ya Resulullah! Ben bu işte sizin vezir ve yardımcınız olurum! diyerek kendisine olumlu cevap vermediği ve bunun üzerine Hz. Resul-i Ekrem"in (s.a.a) Hz. Ali"yi (a.s) göstererek Şahid olunuz ki şu genç delikanlı, aranızda benim halifem, vekilim, vasiym ve kardeşimdir! buyurduğu hadisindeki hakikatle tamamen aynı değil midir?! [2]
Sahih-i Buhari"de geçen çok ilginç bir hadisede de yine aynı mevzunun vurgulandığını ve Hz. Resulullah"ın (s.a.a) hasta yatağında mübarek ömrünün son saatlerine yaklaşırken Bana kağıt kalem getirin, size birşey yazayım da benden sonra ihtilafa düşüp sapmayasınız! buyurduğu halde bazılarının Hz. Resulullah"ın (s.a.a) bu emrine hemen muhalefette bulunduğunu, hatta bazılarının o hazrete karşı çok çirkin ifadeler kullanarak böyle bir metnin yazılmasını engellediğini bilmiyor muyuz gerçekten? [3]
Daha önce de belirttiğimiz gibi amacımız bu tür istidlallere girip, gerekli delilleri ard arda sıralamak değil; aksi takdirde daha bir yığın delil ve belgelerle bu mevzu zenginleştirilebilir, ancak biz, sadece kısa delillerle akaidin beyanını amaçladığımızdan, bu bahsi daha fazla genişletmiyor ve bu kadarının yeterli olacağına inanıyoruz.
--------------------------------------------
[1]- Bu hadis birçok yerde ve farklı kanallarla Hz. Peygamber"den (s.a.a) nakledilmiş olup hadisi rivayet edenler arasında 110 sahabe ve 84 tabiinin adı geçer ki bu da 360 adet tanınmış kaynaklarda kayıtlıdır! Burada daha etraflı açıklama imkanı olmadığından, dileyenler daha etraflı bilgi için Peyam-ı Kur"an c:9"un s:181"den sonraki bölümüne müracaat edebilirler.
[2]- İbn-i Esir"in Kâmil"i, c:2, s:63, Beyrut basımı, Dar-us Sadır. Aynı mesele çok az bir deyiş farkıyla Müsned-i Ahmed b. Hanbel"de geçer, bkz: c:1, s:11 ve İbni Ebi"l Hadid: Şerh-u Nehc"il Belaga, c:3, s:210"da ve daha birçok ana kaynaklarda bu mazmunla ilgili yüzlerce hadis ve rivayet vardır.
[3]- Buhari, Maraz-un Nebi babı, s:11, 5. cüz"de ve Sahih-i Müslim, c:3, s:1259"da bu mesele teferruatlı bir şekilde kayıtlıdır.
source : tebyan