The Independent yazarı Kim Sengupta, Ortaköy’de bir eğlence mekanına yeni yıl gecesi düzenlenen saldırının IŞİD tarafından Türkiye’ye karşı başlatılan savaşın deklare edilmesinden ibaret olduğunu iddia eden bir yazı kaleme aldı.
Sengupta’ya göre örgütün bu denli güç kazanmasının öncelikli sebebi, Erdoğan ve hükümetinin bu örgütün eylemlerine karşı uzun süre kayıtsız kalmayı tercih etmiş olmaları.
Sengupta yazısında, Türkiye’nin Adıyaman gibi kentlerde bulunan IŞİD hücrelerinden haberdar olduğu dönem operasyon gerçekleştirmemiş olmaları sonucunda Türkiye’de büyük ve kanlı bombalı saldırılar düzenlenmesi için IŞİD’e bir fırsat yarattığını da iddia ediyor.
Sengupta’nın yazısını Odatv okuru için çevirdik...
"İslamcı bir terör örgütünden kaçan eski bir militanın The Independent’a verdiği bilgiye göre, Ortaköy saldırısı IŞİD’in Türkiye’ye karşı başlattığı savaşın bildirisiydi, örgütün bu denli geniş ölçekli bağlantılara sahip olmasının sebebi geçmişte bilinçli şekilde örgütün eylemlerine karşı gözlerini yuman Erdoğan hükümeti sayesinde mümkün oldu."
Bu sözlerle yazısına başlayan Sengupta, Suriye’de geniş ölçekli operasyonlar yürüten TSK’nın önemli kayıplar verdiğini belirtiyor. Geçtiğimiz hafta sonu El Bab yakınlarında 16 Türk askerinin hayatını kaybettiğini belirten yazar, iki askerimizin IŞİD tarafından yakılarak katledildikleri iddiasını da anımsatırken, Suriye ve Irak’ta güç kaybeden IŞİD’in, savaşı Türkiye’ye taşıma kararı aldığını da söyledi.
Ayrıca 39 kişinin hayatını kaybettiği yeni yıl saldırısının ardından Türkiye’nin IŞİD’e karşı saldırı düzenleyerek yanıt verdiği bilgisi de aktarılıyor.
TÜRKİYE'YE SAVAŞ İLANINDA BULUNDU
IŞİD’den kaçan Ebu Mutassim adlı bir militanın, yakın zaman önce Kuzey Suriye’de konuştuğu Independent yazarına, örgütün yönetim kadrosu arasında Türkiye'ye karşı büyük bir nefret geliştiğini söylediği bilgisini de aktaran yazar, militanın şu sözlerine de yer vermiş:
"Türkiye, yöneticileri İslam’a karşı hareket eden Müslüman bir ülke olmanın yanında, ABD ve Rusya ile müttefiktir. Bu tavrın neticesinde düşmanların en fenası haline gelen Türkiye’ye karşı IŞİD savaş ilanında bulundu."
Sengupta, her ne kadar Batı ülkeleri kendilerine düzenlenen saldırılara odaklanmış olsalar da, IŞİD’in en kötü saldırılarına Türkiye’nin maruz kaldığını belirtirken eski IŞİD mensubunun şu sözlerini de aktarıyor;
"IŞİD, Reina’ya düzenlenen saldırı ile Türkiye’ye savaş ilanında bulunmuş oluyor ve İstanbul’un en ünlü mekanlarından birinde Hristiyanlar gibi pagan kutlamaları düzenleyen ve Haç’ın hizmetindeki Türkiye’ye karşı Ebu Bekir el-Bağdadi tarafından emredilen ve halifeliğin kahraman bir askeri tarafından düzenlenen intikam saldırısıydı."
YASSER ABDÜLHAMİD
Türkiye’nin Suriye sınırının uzun süre güvenlikten yoksun kaldığını anımsatan yazar, Urfa’da bulunan bazı camilerin imamlarının El-Nusra’ya katılmak üzere genç erkeklerin akıllarını çeldiklerini de iddia ediyor.
Aynı zamanda Esad karşıtı olmakla birlikte El-Nusra ve IŞİD’e karşı olan Suriyeli aktivistlerin de bu örgütlerin hedefi haline geldikleri, önemli bir çoğunluğunun aynı örgütler tarafından katledildiklerini belirtiliyor. Suriyeli bir aktivist olan Yassir Abdülhamid’in IŞİD tehditleri nedeniyle İstanbul’a yerleşmek zorunda kaldığı anlatılırken, Abdülhamid adlı aktivistin tehlike bakımından artık Urfa’nın Suriye’den bir farkı kalmadığını söylediği de vurgulanıyor. Yasser Abdülhamid’in şu çarpıcı sözlerine de yer verilmiş;
"İdlib’i terk etmek zorunda kaldım çünkü IŞİD tehditleriyle karşılaştım. Urfa gibi yerler ise en az Suriye kadar tehlikeli bir hale geldi. Türk yetkililer neler olduğunun farkındalardı ancak hiçbir girişimde bulunmadıklarını görene kadar IŞİD’in ne kadar tehlikeli olabileceğini anlayamadık. İkisi arasında bazı bağlantılar olduğunu da duyduk ancak bu oldukça tehlikeli bir konu ve hakkında konuşmamak daha iyi olacaktır."
"Ortaköy’de yaşananlar oldukça korkutucuydu. İstanbul’a yerleştiğimiz günden bugüne kadar iki büyük IŞİD saldırısı oldu. Aktivist olduğumuz için Urfa ve Kilis’te tehlike altındaydık. Şimdi ise İstanbul’da herkes IŞİD tehlikesiyle karşı karşıya."
BİLİNÇLİ OLARAK HAREKETE GEÇİLMEDİ
Türk yetkililerin cihatçılara karşı eyleme geçmekte geç kaldıklarını, bu durumun yaşanan ölümlerin başlıca sorumlusu olabileceği ihtimali de tartışmaya açılırken, PKK’ya karşı ittifak içerisinde oldukları cihatçı gruplara karşı yetkililerin bilerek tepki vermekte gecikmeyi tercih etmiş olabilecekleri ihtimaline dair kuşkular da dile getirilmiş.
Yazının sonunda ise adını vermek istemeyen eski bir içişleri bakanlığı çalışanının çarpıcı bir iddiasına yer veriliyor, yakın geçmişte İçişleri Bakanlığı'nda görev alan bu kişinin Adıyaman’da önemli bir IŞİD hücre yapılanması bulunduğundan haberdar olduklarını söylediği aktarılırken, bu yapılanmaya karşı hükümetin uzun süre bilinçli olarak harekete geçmediği, sonunda IŞİD’in bu hücrede devşirdiği militanlar ile Türkiye’de büyük eylemler gerçekleştirmeye başladığı, ancak gecikmeli de olsa operasyon düzenlendiğinde, hücrenin önde gelen IŞİD militanlarının Suriye’ye kaçtıkları ve yakalanamadıklarını anlattığı bilgisi aktarılıyor.
Eski İçişleri Bakanlığı yetkilisi, operasyon düzenlendiğinde ise tutuklama yapılmadığı ve bombaların çoktan başka yere taşındıklarına tanık olduklarını, bu konuda doyurucu bir açıklama dahi yapamadıklarını söylüyor.
