Turkish
Sunday 24th of November 2024
0
نفر 0

Yoktan Var Eden Neden

Yoktan Var Eden Neden

Genel anlamıyla neden, başka bir varlığın kendisine bağımlı olduğu varlığa denir. Bu, hatta bir şeyin oluşumunda etkili şart ve mukaddimeleri de kapsamına alır. Allah Teala’nın nedeni olmayışı, başka bir varlığa hiç bir türlü bağlılığı olmaması ve hatta O’nun için hiç bir şart ve hazırlayıcının da nazara alınamayacağı anlamındadır.

    Allah Teala’nın, yarattığı varlıklar için neden olması ise yukarıdaki genel anlamda değildir. Burada nedensellik daha özel bir anlam taşır. Allah Teala yaratıkların nedenidir, denildiğinde bu söz onlara varlık vermesi, yoktan var etmesi anlamındadır; bu da faili nedenin özel bir bölümüdür. Bunu açıklamak için nedenin kısımlarına kısa olarak değinmek zorundayız, bu konuda daha geniş bilgi için felsefe kitaplarına müracaat edilebilir.

    Bir bitkinin yeşermesi için tohum, elverişli bir toprak, su, hava vb. şeylerin gerekli olduğunu, yine tabii veya insani bir etkenin tohumu toprağa serpmesinin ve ona su ulaştırmasının gerektiğini biliyoruz. İllet için yapılan genel tanıma göre bütün bunlar bitkinin yeşermesi için gerekli olan nedenler sayılmaktadırlar.

    Bu farklı nedenleri çeşitli açıdan bir kaç bölüme ayırabiliriz. Örneğin, varlığı malulun varlığı için her zaman gerekli olan nedenlere “hakiki nedenler”, varlığı malulun varlığı için gerekli olmayan nedenlere (ekin için çiftçi misali) ise “hazırlayıcı nedenler” ismi verilmektedir. Yine değişebilen nedenlere “değişken nedenler” ve diğer nedenlere de “değişmeyen nedenler” denmektedir.

    Ama bitkinin yeşermesi için gerekli olan yukarıda işaret edilen nedenlerden farklı olan bir neden daha vardır ve onun bir örneğini nefis ve bazı nefsani varlıklar hakkında görmek mümkündür. İnsan, zihnî bir hayali aklında canlandırdığında veya bir işi yapmaya karar verince “zihnî hayal” ve “irade” adında nefsî bir varlık gerçekleşiverir. Bu nefsanî olgunun varlığı, nefsin varlığına bağlıdır ve bu yüzden onun malulu sayılmaktadır. Ancak böyle bir malul nedeninden müstakil değil, ondan ayrı ve müstakil olarak varolamaz. İşte bu tür nedene illet-i failî (failî neden "tam etken") denir. Gerçi şu husus da unutulmamalıdır ki, zihnî suretin veya iradenin oluşması için nefsin failiyeti, onun eksikliğinden ve mümkün-ul vücud oluşundan kaynaklanan bir takım şartlarla şartlıdır. Dolayısıyla, bu yönden nefsin nefsanî olgulara neden oluşuyla Allah Teala’nın mahlukata neden oluşu birbirinden farklıdır. Vacib-ul vücudun alem için fail oluşu, nefsin ruhî varlıklara nispet fail oluşudan daha üstün ve daha kamil olup, diğer failler arasında bir eşi yoktur. Çünkü o hiç bir ihtiyacı olmaksızın, bütün varlığıyla illetine bağlı olan malulunu var etmektedir.
Yoktan var eden İlletin özellikleri

    Yukarıda söylediğimiz şeyleri dikkate alarak yoktan var eden neden için birkaç özellik sıralayabiliriz:

    1- Yoktan var eden neden, her varlığa kapasitesine göre feyiz verebilmesi için bütün malulların kemalatına daha mükemmel bir şekilde sahip olmalıdır. Ancak hazırlayıcı ve maddi nedenler sadece malulların değişimleri için ortam hazırlamaktadırlar ve malullardaki bütün kemallere sahip olmaları şart değildir. Örneğin, toprağın bitkideki kemallere sahip olması veya anne ve babanın çocuklarındaki kemalata sahip olması gerekli değildir. Fakat yoktan var eden Allah Teala, parçaları olmayan bir varlık olmasının yanısıra varlıksal üstünlük ve kemallere sahip olmalıdır.

   2- Yoktan var eden neden, kendi yaratığını yokluktan varlığa getirir ve başka bir tabirle “onu yaratır”, onu yaratmasıyla kendi varlığından bir şey de eksilmez. Fakat tabii failler böyle değildir, onların işi sadece varlıkları değiştirmek ve başka bir şekle sokmak, güç ve enerji sarfetmektir. Vacib-ul vücudun zatından bir şeyin kopup ayrılmasını farzetmek ise onun tecziye edilip değişime uğrayabileceği demektir ve bunun da batıl olduğunu daha önce ispatladık.

    3- Yoktan var eden neden, hakiki bir nedendir. Bu yüzden varlığı malulun varlığı için de zaruridir. Fakat malulunün varlığı hazırlayıcı nedenin varlığına  bağlı değildir.

    Dolayısıyla, bazı Ehl-i Sünnet kelamcılarından nakledilen, “Varlığını sürdürmesinde alemin Allah Teala’ya ihtiyacı yoktur” sözü ve yine bazı batılı filozoflardan nakledilen, “Tabiat, alemi bir kere ve her zaman için kurulan bir saatin çalışması gibi olup artık Allah Teala’ya ihtiyacı yoktur” sözü batıldır. Tam aksine, varlık alemi her zaman, her durumda Allah Teala’ya muhtaçtır ve eğer bir an varlık feyzini kesecek olursa hiç bir şey kalmaz.

0
0% (نفر 0)
 
نظر شما در مورد این مطلب ؟
 
امتیاز شما به این مطلب ؟
اشتراک گذاری در شبکه های اجتماعی:

latest article

On İki Önder
İmam Hamaney’in Dilinden Recep Ayının Önemi
Oruç ve Sıhhat
ALGILAMA VE DÜŞÜNME ÜZERİNE
AHİRETSİZ HAYAT ANLAMSIZDIR
Duanın Adabı
KUMEYL DUASI
ALGILAMA VE DÜŞÜNME ÜZERİNE
ALLAH RESULÜ (S.A.A)’İN ÇOCUK SEVGİSİ
Neden madde ezeli değildir

 
user comment