1.500 Filistinli siyasi mahkum, 17 Nisan'dan beri açlık grevinde. Mahkumlar grev niyetlerini açıkladıkları her defasında daha da tecrit ediliyorlar.
Mahkum Destek Örgütü Addameer'in avukatları 25 Nisan'da Nafha, Hadarim ve Asklan hapishaneleri ziyaret etti. Hadarim'de kalan mahkum Tabet Mardavi Avukat Mona Naddaf'a İsrailli gardiyanların mahkûmları tecrit ettiğini söyledi. Tecrit edenlerin umudu mahkûmların ruhlarını kırmak ve onları dış dünyadan koparmak.
İsrail'in sömürge hapishaneleri içindeki bu en büyük greve Özgürlük ve Haysiyet açlık grevi deniyor. Soğuk, yapayalnız hücrelerdeki insanların haklı nedenlerine ve zaferlerine olan güvenlerinin sürdüğünü gösteriyor. Haysiyet önemlidir çünkü İşgal'in zıttıdır.
Addameer'den avukatlar, 23 Nisan'da, kötü şöhretli Ofer hapishanesindeki Fadi Ebu Attiye ve Luey Mensi'yi ziyaret edip, mahkûmların 11'inci bölmede tecrit edildiğini, kötü muameleye maruz kaldıklarını, hırpalandıklarını rapor etti. Hapishane yetkilileri aile ziyaretlerini, havalandırmayı ve toplu Cuma namazlarını yasaklamıştı. Mahkûmların kıyafetlerini yıkamalarını da yasakladılar. Ve su içmeleri de engellendi.
Açlık grevindekilere getirilen yeni kurallar ile diğer Filistinli siyasi mahkumlara uygulanan kurallar arasında çok büyük bir fark yok. 13 Nisan'da yayınlanan Af Örgütü raporuna göre, 6 bin 500 Filistinli siyasi mahkum, hapishanede uluslararası hukuk gözetilmeden tutuluyor. Filistinli Mahkum İşleri Komisyonu Sözcüsü Hasan Abed Rabbo'ya göre, en az 1.100 mahkum halihazırda ailelerini görmeleri engellenmişti.
Grevden önce en az 20 mahkum tecritteydi. El Halil'deki Ketziot hapishanesinde kalan 32 yaşındaki bir mahkuma beş buçuk yıldır yalnızca bir kere aile ziyareti hakkı verildiği belirtiliyor. Af Örgütü'ne, açlık grevine katılacağını çünkü 70 yaşındaki annesini görmek istediğini söylüyor mahkum. “2006'da annem ve babam beni ziyaret edebilmişti çünkü babam hastaydı, 75 yaşındaydı. Onu son görüşümdü. Ben hapishanedeyken öldü.”
67 yaşındaki Nejat el Ağa'nın 43 yaşındaki oğlu Dia el Agha çeyrek yüzyıldır İsrail hapishanelerinde. Mitzpe Ramon'daki Nafha hapishanesinde. “Neden reddedildiğimi bilmiyorum. 67 yaşındayım. İsrail için nasıl bir güvenlik tehdidi olabilirim? Tek istediğim oğlumu görüp iyi olduğuna emin olmak. Onu görmeden ölmekten korkuyorum.”
Af Örgütü'nün raporunu yazan Magdalena Mughrabi, “İsrail'in İşgal edilmiş Filistin Bölgesinde tutukladığı Filistinli mahkûmları İsrail'deki hapishanelerde tutmaları Cenevre Sözleşmesi'nin ihlalidir.” diyor.