Lübnan Hizbullahı Genel Sekreteti Seyit Hasan Nasrallah konuşmasında Suriye- Lübnan sınırının doğusunda olumlu kazanımlar elde ettiklerini belirterek; “Söz konusu bölgeler onlarca şehit verdikten sonra teröristlerin her türlü saldırısına karşı güvenli bölge halini almıştır. Bizim artık burada olmamıza gerek yoktur. Artık bu bölgede bize tehdit oluşturacak her hangi bir oluşumdan söz edemeyiz. Biz en başından hedeflediğimiz sınırlara ulaştık ve bölgeyi güvenilir hale getirdik. Suriye devletinin kontrolünde olan bu bölgeler bugünde Suriye devletinin kontrolünde kalacaktır.” ifadelerini kullandı.
Suriye’de şehit olan Hizbullah komutanlarından Mustafa Bedreddin’in şehadet yıldönümünde konuşan Hasan Nasrallah’ın bu açıklamaları başta Lübnan basını olmak üzere bölgeden geniş yankı uyandırdı. Hasan Nasrallah Suriye-Lübnan sınırından çekilme kararını teröristler karşısında elde edilmiş bir zafer olarak ifade ederken bu bölgelere daha önceden Beyrut'u tehdit eden bir çok terör örgütü ve silahlı grupların yuvalandığı belirtildi.
Hizbullah mücahitlerinin Lübnan’ın başkentini de tehdit eden bu tehlikeye karşın Lübnan-Suriye sınırına müdahale etmesi ile özellikle Balbek tepelerinde bugün herhangi bir tehdidin kalmadığı ve bölgenin silahlı gruplardan temizlendiği ifade edilmekte.
El Alem kanalı Hasan Nasrallah’ın söz konusu açıklamalarının bir çok kesim tarafından şaşkınlıkla karşılandığını belirterek “Neden Hizbullah, Balbek etrafında henüz el Nusra ve IŞİD terör örgütleri varlıklarını sürdürürken Lübnan- Suriye sınırının doğusunda yer alan mevzilerini boşaltma kararı aldı? Özellikle Hizbullah, el Kalemun dağlarını Siyonist İsrail rejimi ile mücadelede stratejik bir bölge olarak görmesine rağmen” ifadelerini kullandı.
El Alem kanalı açıklamalarına devam ederek Hizbullah için geri çekildiği mevzilerde herhangi bir tehdidin kalmadığını ve bir düzenli ordu gibi kendisi için Lübnan- Suriye sınırında savunma hattı oluşturduğunu belirtti. “Hizbullah’ın artık bölgede sabit bir savaş cephesine ihtiyacı yok. İsrail rejim ile savaşında ise yeni taktik ve stratejiler geliştirebilir. Bu anlamda el Kalemun dağlarının etrafına kendi askeri üslerini kurabilir ve kuzey- güney kırsalına füzelerini yerleştirebilir. Hizbullah söz konusu bölgede artık daha az askeri birlik bulunduracak ve geri kalan gücünü farklı bölgelerde taktiksel anlamada kullanacaktır” açıklaması yapıldı.
Sputnik’e konuşan Lübnanlı analist Salim Zehran Hizbullah’ın Lübnan sınırlarını her türlü tehdide karşı korumak amacıyla Suriye’ye gittiğini belirterek bu konuda herhangi bir dışsal faktörün olmadığını kaydetti.
Hizbullah’ın aldığı karar ile düşmanlarının büyük bir endişe ve korkuya kapıldığını vurgulayan Salim Zehran, Hizbullah’ın aldığı kararın siyasi değil askeri bir karar olduğunu belirterek; “Hizbullah’ın bu kararı çok önemli stratejik hedefleri beraberinde taşımakta” ifadelerini kullandı.
Bu karar ile aynı zamanda Hizbullah’ın Suriye meselesine olan bakışının doğruluğunu ve güvenirliğini de tespit edebileceğimizi vurgulayan Salim Zehran, Hizbullah’ın Suriye’deki tespit ettiği tehditleri bertaraf etmesi ile geri çekilme kararı aldığını kaydederek, "Hasan Nasrallah daha önceki bir konuşmasında şu ifadeyi kullanmıştı; 'Biz ölümü ölüm olduğu için değil sonunda bir yaşam olduğu için seviyoruz'. Hizbullah bu inanç ve düşünce ile Suriye’ye gitti. Ve Hizbullah görev ve sorumlulukları tamamen yerine getirdiği vakit tekrar tüm gücüyle Lübnan’ın güneyine dönecektir” ifadelerini kullandı.
Lübnanlı analist Salim Zehran son olarak Lübnan içerisinde Hizbullah’ın bu kararına olumlu ve olumsuz yaklaşımların olduğunu belirtti.
Lübnan Vefadar hareketinin meclisteki temsilcisi Hüseyin el Musevi Sputnik’e yaptığı açıklamada, Lübnan’da Hizbullah’ın aldığı karara hiçbir müdahale ve baskının olmadığını belirterek; “Hizbullah’ın bölgede ki görevi tekfirci teröristler tamamen temizlendikten sonra sona ermiştir. Hizbullah teröristler tarafından kuşatma altında tutulan mazlum halklar için Suriye’ye gitmiştir. Hasan Nasrallah’ın da konuşmasında ifade ettiği gibi bölgede terörist varlığına son verilmesi ile birlikte Hizbullah’ın askeri görevi de amacına ulaşmış oldu” ifadelerini kullandı.
Terör örgütlerinin varlıklarını korudukları diğer bölgeler için direnişin mücadelesinin devam ettiğini vurgulan Hüseyin Musevi, “Hizbullah hiçbir şekilde Lübnan ve Suriye sınırları içerisinde terörist tehdidinin kalmadığı bölgelerden ayrılmaktadır” açıklamasını yaptı.
