İmam Hüseyin -s- adı ve anısı her yıl daha da gür bir sesle tüm dünyada yankı buluyor. Geçen sene Hüseyni Erbain ziyaretçilerinin sayısı 2003 yılında üç milyondan 22 milyona yükseldi. Peki bu ne sırdır ki dünyada siyahından beyazına, Avrupa’dan Asya ve Afrika’ya kadar, Müslümanından Hristiyanına ve zerdüştisine kadar herkes İmam Hüseyin’e -s- karşı aşk besliyor ve o hazrete gönül vererek Kerbela’ya akın ediyor?
Bu sırrı öğrenmek üzere İslam İnkılabı Lideri Ayetullah Hamanei'nin bu aşkın ve bu hayranlığın sırrını beyan ettiği beyanatının içinde aramak ve bulmak istiyoruz.
Evet, bir kez daha Hüseyni Erbain’in arifesinde dünyanın hür insanlarının yürekleri bir kez daha büyük buluşma için daha hızlı atmaya başladığı günleri idrak ediyoruz. Şimdi dünya halkı bir kez daha, milyonlarca aşık ve hayranın son ilahi peygamberin -s- sevgili torunu İmam Hüseyin’in -s- türbesinin çevresinde ve dünyanın en büyük beşeri aktivitesinde bir araya gelişine şahit olmasına sadece bir kaç gün kaldı. Şimdi yüce Allah onu kurtuluş gemisi ve beşeriyetin cahillik karanlığından kurtuluşunun hidayet meşalesi olarak nitelediği Hz. Seyyidi Şüheda -s- türbesinin çevresi tıklım tıklım dolmuştur. Bu günlerde İmam Hüseyin -s- aşıkları dünyanın dört bir yanından büyük Erbain yürüyüşüne katılmak için sırt çantasını alıyor ve maddi dünyanın tüm zenginliklerinden el çekerek Ninova çöllerine doğru yola çıkarak adını Erbain ziyaretçileri arasında kaydettiriyor. Şimdi aşk atışları alemin dört bir yanında yankı buluyor, öyle ki adeta insaniyetin cansız bedenine yeniden bir can ve bir ruh kazandırıyor.
Evet, biraz önce de belirtildiği üzere, İmam Hüseyin -s- adı ve anısı her yıl daha da gür bir sesle tüm dünyada yankı buluyor. Geçen sene Hüseyni Erbain ziyaretçilerinin sayısı 2003 yılında üç milyondan 22 milyona yükseldi. Şimdi Kerbela – Necef karayolundan gelen haberlere göre bu yılki büyük Erbain yürüyüşüne katılan İmam Hüseyin -s- aşıklarının sayısı 25 milyonu geçeceğini gösteriyor.
Ancak bu muazzam buluşma ve etkinlik, dünyanın dev medya organlarının hiç bir propagandası olmaksızın ve yıllardır iç ve dış savaşla uğraşan ülkenin devletinden hiç bir maddi destek alınmaksızın ve ancak İmam Hüseyin -s- hayranlarının aşk ve sevgi gücü ile düzenleniyor. Şaka değil, 25 milyon insan, evet, 25 milyon insan dünyanın dört bir yanından Kerbela’ya akın ediyor ve İmam Hüseyin’in -s- yalnız olmadığını ve kameri 61 yılında ve Aşura gününün İmam Hüseyin -s- ve vefakar arkadaşlarının kanına bulaşan yeşil bayrağın yere düşmediğini haykırmak istiyor.
Peki bu ne sırdır ki dünyada siyahından beyazına, Avrupa’dan Asya ve Afrika’ya kadar, Müslümanından Hristiyanına ve zerdüştisine kadar herkes İmam Hüseyin’e -s- karşı aşk besliyor ve o hazrete gönül vererek Kerbela’ya akın ediyor?
Bu sırrı öğrenmek üzere İslam İnkılabı Lideri Ayetullah Hamanei bu aşkın ve bu hayranlığın sırrını beyan ettiği beyanatının içinde aramak ve bulmak istiyoruz.
İslam İnkılabı Lideri Ayetullah Hamanei, Erbain’i İmam Hüseyin’in -s- cazibesinin başlangıç noktası olarak yorumluyor, öyle bir cazibe ki Cabir bin Abdullah’ı Medine’den kaldırıyor ve Kerbela’ya kadar getiriyor. Allah Resulü’nün -s- has sahabesinden ve asrı saadetin mücahitlerinden biri olan Cabir bin Abdullah, Kerbela’nın bilinen ilk ziyaretçisidir. Cabir bin Abdullah Aşura’nın üzerinden kırk gün geçtiği bir sırada ileri yaşı ve görmeyen gözlerine rağmen İmam Hüseyin’in -s- mutahhar mezarına geldi ve o hazret için yas tuttu.
İslam İnkılabı Lideri Ayetullah Hamanei şöyle buyuruyor: O gün, yani Erbain gününde Cabir bin Abdullah’ı Kerbela’ya çeken cazibe, bugün o acı hadisenin üzerinden asırlar geçtiği halde ehli beyt -s- hayranlarını Kerbela’ya çeken cazibenin aynısıdır.
İslam İnkılabı Lideri Ayetullah Hamanei, Hüseyni Erbain’in önemini, Kerbela şehitlerinin anılarının yeniden canlanması ve bu insanların o gün verdikleri mesajın ebedileşmesinde buluyor ve şöyle diyor:
Eğer bu muazzam şehadet tarihte yaşansaydı, yani Hüseyin bin Ali -s- ve diğer şehitler Kerbela’da şehit olsaydı, ama aynı zamanda Emeviler Hüseyin bin Ali -s- ve aziz arkadaşlarını katlederek pak cisimlerini toprağın altına gizledikleri gibi onların yadını ve anısını da insanların hafızalarından silseydi, acaba bu şehadet İslam alemi için bir faydası olur muydu? Eğer Hüseyin -s- şehit olsaydı, fakat o dönemde yaşayan insanlar ve sonraki kuşaklara ait insanlar Hüseyin’in -s- şehit edildiğini öğrenmeseydi, bu hadise milletlerin ve toplumların hareketlenmesi ve hidayete ermesi ve tarih üzerinde nasıl bir etkisi olabilir ve nasıl bir rol ifa edebilirdi?
Dünya Şii Müslümanlarının önderi ve İslam İnkılabı Lideri Ayetullah Hamanei şöyle devam ediyor: gerçi tüm şehitlerin ve hatta gurbette ve sessizlikte şehit düşen şehitlerin ahirette ilahi rıdvan ve mükafata kavuştuklarını biliyoruz, ancak, şehadeti ve şehadetinin mesajını çağdaş ve gelecek kuşakların öğrendiği ve duyduğu bir şehit örnek ve tarih yazan bir şehit olabilir ve bu bilinçlendirme ve mesajı ulaştırma işi Aşura mesajı konusunda Erbain’de ve Kerbela faciasından geriye kalanlarca gerçekleştirildi.
Aşura gününde, Resulullah efendimizin -s- pak hanedanı üyelerinin kanlara bulaşan naşı Kerbela’nın kurak toprakları üzerinde yerde yatarken ve görecede zafer kazanan zalim düşman sevinç naraları atarken, Hz. Zeyneb -s- şöyle buyurdu: Bu cenazeler bu şekilde yerde kalmayacak ve burada hiç bir zaman inmeyecek bir bayrak dikilecektir.
Bu acı olaydan kırk gün sonra, yani Erbain gününde İslam İnkılabı Lideri Ayetullah Hamanei’nin tabiri ile uyanış ağacının ilk filizleri açmaya ve Hüseyni aşk çeşmesi fışkırmaya başladı.
İslam İnkılabı Lideri Ayetullah Hamanei Kerbela’dan geriye kalanların esaret günlerinde yaptığı ifşaat, halkın aydınlanmasına ve bilinçlenmesine vesile oldu, fakat Emevilerin baskıları yüzünden hiç kimse hakikati beyan etmeye cesaret etmiyordu. Ancak mevcut şartlara karşı kıyam cesareti Erbain gününde kendini göstermeye başladı.
İslam İnkılabı Lideri Ayetullah Hamanei şöyle devam ediyor: ilk hareket Kerbela’da Erbain gününde yaşandı. Tarih yazarlarının yazdığına göre Hz. Zeyneb -s- ve diğer esirlerden oluşan kafile Erbain gününde Kerbela’ya geldiklerinde, orada sadece Cabir bin Abdullah Ensari ve Atiyye Ufi yoktu ve onlardan başka Haşimoğulları ve ehli beyt -s- sevenlerinden bir grup Hz. Seyyidi Şüheda -s- mezarının çevresinde toplanmıştı ve Hz. Zeyneb’i -s- onlar karşıladı. Tevvabin adı ile anılan tevbe edenlerin macerası buradan başladı. Gerçi Tevvabin hareketi bastırıldı, fakat kısa bir süre sonra Muhtar kıyamı macerası ve Kufeli diğer cesur insanların macerası yaşandı ve zalim ve habis Emevi sülalesinin dosyasının dürülmesine vesile oldu.
İslam İnkılabı Lideri Ayetullah Hamanei'nin Erbain hakkındaki beyanatında üzerinde durduğu önemli bir nokta da, Allah’ın dinine düşmanlık edenlerin zehirli propagandaları karşısında aydınlatıcı propagandaların zaruretidir.
Erbain’in bizlere dersi, düşmanın propaganda fırtınasına karşı şehadetin hakikatini ve anısını canlı tutmaktan ibaret olduğunu beyan eden Ayetullah Hamanei şöyle diyor: tüm propaganda sistemleri Aşura meselesini ve ehli beyt -s- konusunu marjinalleştirmek için seferber olmuştu, çünkü halkın neler yaşandığını öğrenmesini engellemek istiyordu. O günlerde günümüzde olduğu gibi zalim güçler yalan ve garez-kar ve şeytani propagandalardan azami ölçüde yararlanıyordu. Böyle bir ortamda bunca azameti ile İslam dünyasının bir köşesinde bir çölde yaşanmış Aşura kıyamı bu denli coşkulu ve canlı olarak hafızalarda kalabilir miydi? Kuşkusuz o çabalar sarf edilmeden bu kıyam yok olurdu. Bu kıyamı canlı tutan şey ise İmam Hüseyin’in -s- hanedanından geriye kalanların çabalarıydı. Yani her ne kadar Hüseyin bin Ali -s- ve arkadaşları bu bayrağı taşıyan insanlar olarak engellerle karşılaştıysa ve zorluk çektiyse, bir o kadar da Hz. Zeyneb’in -s- çabaları ve İmam Seccad’ın -s- mücadeleleri ve diğer esirlerin çabaları zor bir işti. Gerçi bunların mücadele arenası askeri arena değil, propaganda alanı ve kültürel alandı.
İslam İnkılabı Lideri Ayetullah Hamanei’ye göre, ehli beyt -s- fertlerinin Hz. Seyyidi Şüheda’nın -s- mezarının başına gelme meselesi gerçekte Aşura kıyamının devamı ve uzantısıydı. Ayetullah Hamanei şöyle diyor:
Onlar bu amelleri ile Hüseyin bin Ali -s- ve Resulullah’ın -s- ehli beytinin -s- sevenleri ve bu hadiseden etkilenen Müslümanlara bu hadisenin bitmediği mesajını iletmek istiyordu. Yani mesele onların katledilmesi, defnedilmesi, esir alınması ve sonra da bırakılması ile bitmemişti. Mesele devam ediyordu. Onlar Şii Müslümanlara burası sizin toplanma yerinizdir, mesajını verdi. Burası büyük bir buluşma yeridir ki bu buluşma yerinde toplanmakla Şii caminın hedefi ve Müslümanlar camiasının büyük İslamî hedefi hatırlanacaktı. İslamî nizamı kurmak ve bu nizam uğruna çaba harcamak, hatta şehit olmak, hem de o şekilde. Bu, Müslümanların unutacağı bir şey değildi ve anısı ebediyen yaşayacaktı.
İslam İnkılabı Lideri Ayetullah Hamanei ayrıca büyük Erbain yürüyüşünde Müslümanların vahdetinin sergilendiğini belirterek şöyle diyor:
Hüseyni Erbain’de milyonlarca insan yan yana geldi. Bu muazzam hareket, ki sadece şii Müslümanlara özel değildir ve sünni Müslümanlar da katılıyor, tüm dünyada yankı buldu ve büyük takdir topladı. Yani hatta cisimler yan yana gelince bu denli yankı bulduğuna göre eğer hepimiz gönülden bir olursak, İslam ülkeleri, Müslüman milletler, ister sünni ister şii ve bu mezheplerin tarikatları, gönülleri bir olursa, birbirine art niyetle bakmazsa, birbirine hakaret etmezse, o zaman bakın dünyada neler olacak, İslam dini nasıl bir izzete kavuşacaktır.
İslam İnkılabı Lideri Ayetullah Hamanei muazzam ve eşsiz Erbain yürüyüşünü kalıcı bir hasene ve ilahi şiarların saygı ile anılmasının simgesi olduğunu belirterek şöyle diyor:
Aşk ve iman, akıl ve duygu birleşmesi, ehli beyt -s- mektebinin eşsiz özelliklerindendir ve dünyanın çeşitli ülkelerinden insanların büyük bir aşk ve imanla bu eşsiz etkinliğe katılması hiç kuşkusuz ilahi şiarların gerçekleşmesidir.
Ayetullah Hamanei ayrıca Irak halkının Erbain ziyaretçilerini sevgi ile ağırlamalarına işaretle bu anlamlı etkinliğe katılanlara da bu fırsatın kıymetini bilmelerini tavsiye ediyor ve onlara eşlik etmeyi arzu ettiğini vurguluyor.