Turkish
Monday 25th of November 2024
0
نفر 0

Hz. Ali ile Hz. Fatıma’nın ''Evlilik Yıldönümü'' Kutlu Olsun

Hz. Ali (a.s) ve Hz. Fatıma'nın (s.a) Evliliği (Arapça: زواج الإمام علي من فاطمة الزهراء عليهما السلام); Hicretin ikinci yılı zilhicce ayının birinci günüdür. Şialar her yıl zilhicce ayının birinci gününü, Hz. Ali (a.s) ve Hz. Fatıma'nın (s.a) evlilik yıldönümü olarak kutlarlar. Meşhur görüşe göre Hz. Fatıma’nın (s.a) mehriyesi sünnet olan mehriye (mehri’s sünne: 500 dirhem) miktarı kadardı. Allah Resulü (s.a.a) birkaç talibi geri çevirdikten sonra Ali b. Ebi Talib’in (a.s) Hz. Fatıma (s.a) ile evlilik isteğini kabul ederek, bu yüce evliliğin Allah’ın emri üzerine gerçekleştiğini ve Hz. Fatıma’yı Ali’yle Allah’ın evlendirdiğini açıkladı.
Evlenme Talebinde Bulunanlar

Şii ve Ehlisünnet kaynaklarında (bazı farklılıklarla) Hz. Fatıma’yı isteme hadisesi nakledilmiştir. Bazı rivayetlerde Medine’de Ebubekir, Ömer b. Hattab ve Abdurrahman b. Avf gibi sahabeden bazılarının Hz. Fatıma (s.a) ile evlenme talebinde bulundukları belirtilmiştir. Ancak Allah Resulü (s.a.a) onlara bu evliliğin Allah’ın emriyle olacağı ve bunun için ilahi bir emir beklediği cevabını vermiştir.[1][2]

Muhacirlerden bazıları Hz. Ali’ye (a.s) şöyle dediler: Neden Fatıma’yı (s.a) istemiyorsun? İmam Ali (a.s): “Allah'a yemin olsun ki bir şeyim yok”. Onlar Allah Resulünün (s.a.a) kendisinden bir şey istemediğini söylediler. Sonunda Peygamber efendimizin (s.a.a) yanına giden İmam Ali (a.s), hayâsından isteğini dile getiremedi. Ancak üçüncü seferinde Hz. Fatıma’yı (s.a) isteyebildi. Resulü Kibriya (s.a.a) şöyle buyurdu: “Bir şeyin var mı?” Ali (a.s): “Ey Allah’ın Resulü (s.a.a) zırhtan başka bir şeyim yok.” Bunun üzerine peygamber efendimiz (s.a.a) Hz. Fatıma’yı on iki buçuk altın mehriye karşılığında Hz. Ali (a.s) ile evlendirerek zırhını ona geri verdi.[3]

Muhacirlerden bazılarının şikâyet ve yakınmaları üzerine Allah Resulünün (s.a.a) şöyle buyurduğu nakledilmiştir: “Ben Fatıma’yı Ali’ye vermedim; Allah Teâlâ onu Ali’ye verdi.”[4]
Akid (Nikah) Hutbesi

Halebi, Menakıbı A-li Ebi Talib[5] adlı eserinde şöyle yazmaktadır: Allah Resulü (s.a.a) Hz. Ali (a.s) ve Hz. Fatıma’nın (a.s) evleneceği an bir hutbe okudu. İmam Rıza (a.s), Yahya b. Main (Emali’de) ve İbn Butte’nin (el-İnabe kitabında) senetsiz olarak Enes b. Malik’ten naklettiği hadiste Allah Resulü (s.a.a) şöyle buyurmuştur:

“Nimetlerinden dolayı hamd edilen, kudretinden dolayı ibadet edilen, saltanatından dolayı itaat edilen, katındaki nimetlerden dolayı arzu edilen, azabından dolayı sakınılan, yerinde ve göğünde emirleri yürürlükte olan, mahlûkatı kudretiyle yaratan, hükümleriyle onları birbirinden ayrı ve farklı kılan, diniyle onları aziz yapan, peygamberi Muhammed'le onlara lütufta bulunan Allah'a hamdolsun. Hiç şüphesiz Allah, evlilik yoluyla gerçekleşen akrabalığı nesebin devamının vesilesi ve akrabalığın bir çeşidi kılmıştır. Nitekim Allah Teâla şöyle buyurmuştur: “Sudan insan yaratıp onu soy ve hısım olarak var eden O'dur. Rabbin, güç sahibidir.”[6] Haberiniz olsun! Allah bana Fatıma'yı Ali ile evlendirmemi emretti. Eğer Ali buna razı olursa, benim onu dört yüz miskal gümüş karşılığında Fatıma ile evlendirdiğime şahit olun". Ali şöyle dedi: "Razıyım, ya Resulallah!”
الحمدلله المحمود بقدرته، المطاع فی سلطانه، المرغوب الیه فیما عنده، الموهوب من عذابه، النافذ امره فی سمائه وارضه، خلق الخلق بقدرته ومیزهم باحکامه واعزّهم بدینه واکرمهم بنبیه محمّد.انّ الله جعل المصاهرة نسباً لاحقاً وامراً مفترضاً وَشَبحَ بهاالارحام والزمها الانام. قال تعالی «هو الذی خلق من الماءِ بشراً فجعله نسباً وصهراً» ثم اِن الله تعالی امرنی ازوّج فاطمه من علی، وقد زوّجتها ایاه علی اربعمئة مثقال فضه (کذا) اِنْ رضیتَ یا علی.» فقال علی(ع) رضیتُ یا رسول الله
Evlilik Tarihi

Kuleyni, Kâfi kitabında İmam Seccad’dan (a.s) Resulü Kibriya’nın Medine’ye hicretinden bir yıl sonra Hz. Fatıma’yla (a.s) İmam Ali’yi (a.s) evlendirdiğini nakletmektedir.[7] Bu görüş, Taberi’nin İmam Bakır’a (a.s) dayandırarak, İmam Ali’nin hicretin ikinci yılı, safer ayından kalan son birkaç gecede Hz. Fatıma’yla evlendiğine dair, naklettiği rivayetten daha uygundur.[8]

Ebulferec İsfahani Mekatilu’t Talibin kitabında Taberi’nin görüşüne yer vererek devamında şöyle yazmıştır: … ve daha sonra Bedir gazvesinden döndükten sonra Ali ile Fatıma evlendi.[9]

Allah Resulü (s.a.a) hicretin ikinci yılı, zilhicce ayının birinci gününde Hz. Fatıma’yı (s.a) Emire’l Müminin Ali’nin (a.s) evinde gönderdi.[10]Dolayısıyla Hz. Ali’yle Hz. Fatıma’nın akdi ile evliliği arası yaklaşık on aydır. Şayet Peygamber efendimizin nikâh akdini okumakta (nikahlarını kıymada) aceleci davranması, görücülere açık bir cevap vermek için ve evlilik için ise aceleci davranmaması Hz. Fatıma’nın (s.a) cismi olarak daha da rüşt etmesi içindi.[11]
Mehriye

Tarihi kaynaklarda Hz. Fatıma Zehra’nın (s.a) mehriye miktarı 400 ile 500 dirhem olarak zikredilmiştir.[12] İmam Rıza’dan (a.s) nakledilen bir hadiste efendimiz, “mehrü’s-sünnet” diye meşhur olan sünnetteki mehriye miktarını 500 dirhem olarak belirtmiştir.[13]

500 dirhem, 1250[14] ila 1500 gram[15] arasında gümüş demektir. O dönemde her on dirhem gümüşün bir altın dinar ettiği göz önünde bulundurulursa sünnete uygun mehriye miktarının 170 ile 223 gram[16] altın olduğu ortaya çıkar (bu miktar, dirhem ve dinarın vezninde yaşanan anlaşmazlıklardan dolayı takribî bir miktardır).[17] İmam Ali (a.s) eşyalarından birini satarak Hz. Fatıma’nın (s.a) mehriyesini temin etmiştir. Bu eşyanın ne olduğu hakkında ihtilaf vardır. Bazı tarihçiler şöyle yazmaktadır: Zırh, koyunyünü, yemani gömleği veya deve. Her ne idiyse sattı ve parasını Allah Resulüne (s.a.a) getirdi. Hz. Peygamber (s.a.a) hiç saymadan ondan biraz aldı ve bir miktarını Bilal’e vererek şöyle buyurdu: “Bu parayla kızım için misk (koku) al.” Geriye kalanını ise Ebubekir’e vererek şöyle buyurdu: Kızımın yaşamı için gereken eşyaları al. Ammar Yasir ve Peygamber’in (s.a.a) ashabından birkaç kişi de Ebubekir’e eşlik ederek çeyizleri hazırlamaya koyuldular. Şeyh Tusi çeyizin listesini şöyle kaleme almıştır:

    Yedi dirhem değerinde bir gömlek.
    Dört dirhem değerinde bir başörtü; eşarp.
    Hayber malı siyah bir kadife.
    Hurma yapraklarından (üzeri kaytan türü iplerle örtülüp) bağlanmış bir divan.
    Yüzü kalın ketenden olan; birinin içi hurma lifleriyle, diğerinin içinin ise koyun yünüyle doldurulan iki döşek.
    İçleri izhirden (Mekke samanı veya Burya bitkisi; yapraklarının tıbbi özelliği bulunan küçük yapraklı bir çeşit kokulu bitki) doldurulmuş olan Taif derisinden yapılmış dört yastık.
    Yünden yapılmış bir perde.
    Hacer (Hacer’den maksat Bahreyn’in merkezi veyahut Medine yakınlarında bulunan bir köy) yapımı bir hasır.
    Bir el değirmeni.
    Bakır bir leğen.
    Deriden yapılmış bir kırba.
    Ahşap bir kase.
    Süt için bir kâse.
    Su taşımada kullanılan bir adet tulum..
    İçi ziftlenmiş ibrik.
    Yeşil bir sürahi.
    Topraktan yapılmış birkaç testi.[18]

Hz. Fatıma’nın (s.a) düğünden sonra ihtiyaç sahibi bir kadının isteği üzerine yeni gömleğini ona vererek, kendisinin eski elbisesiyle yetindiği nakledilmiştir.[19]
Düğün Akşamı Velime

İslam peygamberi (s.a.a) Bilal Habeşi’yi yanına çağırarak şöyle buyurdu: “Kızım ve amcamın oğlunun düğünüdür. Benim ümmetimin sünnetlerinden birinin düğünlerde velime vermek olmasını severim. Şimdi Ensar ve Muhacirleri davet etmem için git ve bir koyun ve beş müd (ağırlık birimi) arpa al.

Bilal, söylenenleri hazırlayarak Allah Resulünün (s.a.a) yanına getirdi ve O hazret de onları önüne koydu. Halk peygamberimizin isteği üzerine gruplar halinde mescide giriyorlar ve yemeklerini yedikten sonra da gidiyorlardı. Herkes doyup gittikten sonra yemeğin birazı arttı. Allah Resulü yemeğin kalan kısmından bir miktarını teberrük ettikten sonra Bilal’e şöyle dedi: “Bunları kadınların yanına götür ve şöyle de: Bu yemekleri yiyiniz ve beraberinizdekilere de bu yemekten yediriniz.”[20]
Peygamberin (s.a.a) Duası

Düğün velimesi verildikten sonra Allah Resulü (s.a.a) Ali’yle (a.s) birlikte onun evine geldi ve Fatıma’yı (s.a) yanına çağırdı. Fatıma (s.a) öne doğru geldiğinde eşinin babası ile birlikte olduğunu gördü. Resulü Kibriya (s.a.a) kızına “yanıma yaklaş” diye buyurdu. Hz. Fatıma’nın (s.a) babasının yanına yaklaşmasından sonra peygamber efendimiz (s.a.a) kızının elini ve Ali’nin elini tuttu. Fatıma’nın (s.a) elini Ali’nin (a.s) eline koydu ve sonra şöyle buyurdu: “Allah’a andolsun ki ben senin hakkında hiçbir şeyi eksik etmedim; kadrini bildim ve seni hanedanımın (ve insanların) en hayırlısı (ve en alimiyle) evlendirdim. Allah’a yemin olsun ki, seni dünya ve ahiretin seyyidi ve serveri; salihlerden olan bir kimseyle evlendirdim… Şimdi evinize gidin. Allah Teâlâ bu evliliği sizlere hayırlı kılsın ve işlerinizi hayretsin.[21]

Allah Resulü (s.a.a) Esma binti Ümeys’e şöyle buyurdu: “Bana bir su kabı getir”. Esma ayağa kalkarak içi su dolu bir kap getirdi. Resulullah (s.a.a) bir avuç su alarak Hz. Fatıma’nın (s.a) başına serpti ve bir avuç daha su alarak ellerine, bedeni ve boğazına serpti ve şöyle buyurdu: “Ey Allah’ım! Fatıma bendendir ve ben de Fatıma’dan. Beni her çeşit rics ve pislikten uzak tutup tahir ve pak kıldığın gibi, O’nu da (s.a) temiz ve pak kıl.” Daha sonra Hz. Fatıma’ya (s.a) o sudan içmesini, yüzünü yıkamasını, gargara ve istinşak yapmasını söyledi. Ardından bir su kabı daha isteyerek, Ali’yi (a.s) yanına çağırdı ve aynı amel ve duayı O’na da yaptı ve ardından şöyle buyurdu: “Allah kalplerinizi birbirine yakın ve muhabbetli kılsın; neslinizi mübarek ve hayırlı eylesin ve işlerinizi hayırlı etsin.”[22]
Peygamber’in Yakınına Taşınma

Düğünden birkaç gün geçtikten sonra, Fatıma’dan (s.a) uzak kalmak Allah Resulüne (s.a.a) zor gelmeye başladı; çünkü Fatıma yıllarca onun yanındaydı ve vasfında “Kim Hatice’nin yerini alabilir?! Halkın beni yalancı olarak saydıklarında, beni doğru sözlü bildi. Herkesin beni yalnız bıraktığında, Allah’ın dinine canıyla ve malıyla yardımda bulunmuştur” dediği Hatice’nin anısını her zaman canlı tutmaktaydı. Bundan dolayı gelin ve damada kendi evinde yer vermek ve Hatice’nin yadigârının sürekli yanında olmasını istiyordu. Kendi evinin yakınlarında bir oda bulabilseydi rahatlayacaktı, ama Medineli Müslümanların zahmete düşmesi muhtemeldi. Sonunda gelin ve damada kendi evinde yer vermek istedi, ancak evinde iki eşinin (Aişe ve Sevde) olmasından dolayı bu da zordu. Bu durumu öğrenen Harise b. Numan adlı sahabe Peygamberimizin yanına gelerek şöyle arz etti:

Benim evlerimin hepsi senin evine yakındır. Kendim ve neyim varsa hepsi senindir. Benden aldığın mal, geride bıraktığın maldan daha çok sevimli gelir bana.

Allah Resulü onun bu sözlerine şöyle cevap verdi: "Allah sana ecir versin."

O günden sonra Hz. Ali (a.s) ve Fatıma (s.a) Harisin evlerinden birine taşındılar.[23]
Ayrıca bakınız

    Hz. Muhammed (s.a.a)
    İmam Ali (a.s)
    Hz. Fatıma (s.a)

Kaynakça

    Yukarı git↑ İbn Sa’d, Tabakat, c. 8, s. 11.
    Yukarı git↑ Kazvini, Fatımatu’z Zehra (s.a) ez Viladet ta Şehadet, s. 191.
    Yukarı git↑ İ’lamu’l Vera, c. 1, s. 161; Tarihi Tahkikiyi İslam, Muhammed Hadi Yusufi Garevi, c. 2, s. 251.
    Yukarı git↑ Tarihi Yakubi, çapı Beyrut, Daru Sadır, c. 2, s. 41.
    Yukarı git↑ Yusufi Garevi, Muhammed Hadi; Tarihi Tahkiki İslam (Movsuatu’t Tarihu’l İslam), mütercim: Hüseyin Ali Arabi, Kum, İntişaratı Müessesei İmam Humeyni, payiz 1383, c. 2, s. 251, Menakıbı A’li Ebi Talib, c. 3, s. 35.
    Yukarı git↑ Furkan Suresi, 54.
    Yukarı git↑ Rovzetu Kafi, s. 180.
    Yukarı git↑ Tarihi Taberi, Ebu Cafer Muhammed b. Cerir Taberi, tahkik: Mecid Ebulfaz İbrahim, Beyrut, Daru’t Turas, Tab’atu’s Saniye, 1387 / 1967, c. 2, s. 410.
    Yukarı git↑ Mekatilu’t Talibin, Ebulferec Ali b. El-Hüseyin El-İsfahani, tahkik: Seyyid Ahmed Sakar, Beyrut, Daru’l Marife, s. 30, ve Hz. Fatıma’nın (s.a) da o zaman 18 yaşında olduğunu eklemiştir.
    Yukarı git↑ Biharu’l Envar, Allame Meclisi, Müessesetu’l Vefa, Beyrut, Lübnan, 1404, c. 43, s. 92.
    Yukarı git↑ Yusufi Garevi, Muhammed Hadi, Tarihi Tahkikiyi İslam, c. 2, s. 250.
    Yukarı git↑ İbn Şehri Aşub, Menakıb, Müessesei İntişaratı Allame, c. 3, s. 350 – 351 ve Muttaki Hindi, Fazıl, Kenzu’l Ummal, Müessesetu’r Risale, c. 13, s. 680.
    Yukarı git↑ Biharu’l Envar, c. 93, s. 170, hadis 10.
    Yukarı git↑ Ayetullah Behcet’in Sitesi.
    Yukarı git↑ Dirhemlerin tam ağırlığı konusunda görüş ayrılıkları bulunmaktadır
    Yukarı git↑ Ayetullah Sistani’nin Sitesi.
    Yukarı git↑ Cevahiru’l Kelam, c. 15, s. 174 – 179; Tovzihu’l Mesail-i Meraci, c. 2, s. 129, çapı Heştum, İntişaratı Camiayı Müderrisin, Kum, 1424.
    Yukarı git↑ Emali, c. 1, s. 39; Şehidi, Zindiğaniyi Fatıma Zehra (s.a), s. 58 - 59.
    Yukarı git↑ Şuşteri, İhkaku’l Hak, c. 10, s. 401.
    Yukarı git↑ Yusufi Garevi, Muhammed Hadi; Movsuatu’t Tarihu’l İslam, Mecmeu’l Fikri’l İslami, c. 2, s. 214.
    Yukarı git↑ Yusufi Garevi, Muhammed Hadi; Movsuatu’t Tarihu’l İslam, Mecmeu’l Fikri’l İslami, c. 2, s. 214.
    Yukarı git↑ Yusufi Garevi, Muhammed Hadi; Movsuatu’t Tarihu’l İslam, Mecmeu’l Fikri’l İslami, c. 2, s. 215.
    Yukarı git↑ Şehidi, Zindiganiyi Fatıma Zehra(s.a), s. 72 – 73; ayrıca bakınız: İbn Sa’d, Tabakat, c. 8, s. 22 - 23.

0
0% (نفر 0)
 
نظر شما در مورد این مطلب ؟
 
امتیاز شما به این مطلب ؟
اشتراک گذاری در شبکه های اجتماعی:

latest article

Ayetullah Cevadi Amoli: Kurtarıcının zuhurunun aslı tüm dinlerin sözüdür/ Zuhur ...
İslamî düşüncede kadının cihadı
Evlilik İşinin Gerçekleşmesinde Zorluk Çıkarmayınız (1)
Namaz Kılmayan İş Arkadaşlarınızı Öldürün!
Malatya'da Mevlid-i Nebi Konferansı
Müşriklerin Allah Resulü’nü Öldüreceği Gece ''Peygamber Efendimizin ...
Eğer Herşeyin bir Yaratıcısı Varsa O Halde Allah'ın Yaratıcısı Kimdir
Şehidiniz Şehidimizdir
Ayetullah Mekarim Şirazi: Birçok hastalığın kaynağı depresyon ve ruhun huzurunun ...
Ayetullah Cafer Subhanî'nin Dilinden İslami Vahdet

 
user comment