Turkish
Monday 25th of November 2024
0
نفر 0

Vuslat Yolları

Allah'ın varlık ve birliğini ispatlamak için getirilen burhan ve deliller bu yolun ışık tutanları olabilirler. Hikmet, kelam ve irfan kitaplarında getirilen burhanlarla dünyadaki bütün varlıkların yoksul ve muhtaç oldukları ve hatta yoksulluk ve ihtiyacın ta kendisi oldukları, var olmalarında, varlıklarını sürdürmelerinde, bütün fiil ve hareketlerinde ihtiyaçsız olan bir varlığa bağlı oldukları ve hatta bağlılığın ta kendisi oldukları ispatlanmıştır.  Ve yine tesbit edilmiştir ki; bütün bu varlıklar her açıdan sınırlı ve muhtaçtırlar. Varlık dairesinin tamamında, bir tek ihtiyaçsız ve sınırsız kemal dışında bir şey yoktur ve o da varlığında hiçbir noksanlık, kusur, sınır ve ihtiyaç olmayan Vacib ul-vücud’un (Allah-u Teala'nın) zatıdır. O, bütün kemallere sahiptir. İlim, kudret, hayat ve diğer kemallerinin bir had ve sınırı yoktur. Her yerde hazır ve nazır olup hiç bir şey O’ndan gizli değildir. Bütün varlıklara yakındır, insana  şahdamarından daha yakındır. Ayet ve hadisler de Allah'ı böyle vasıtlandırmışlardır. İşte bir kaç örnek:

    Kur'ân-ı Kerim buyuruyor ki: "Doğu da Allah'ındır batı da. Her nereye dönerseniz Allah'ın yüzü orasıdır (oradadır)."[1]

    Diğer bir yerde buyuruyor ki: "O (Allah), sizinle beraberdir, yapmakta olduklarınızı görendir."[2]

    Yine Allah-u Teâlâ şöyle buyuruyor: "Biz ona (insana) şahdamarından daha yakınız."[3]

    Diğer bir ayette ise şöyle buyurmaktadır: "Doğrusu Allah, her şeyin üzerinde şahid olandır."[4]

   Allah'ı tanıma hakkındaki delil ve burhanlar üzerinde düşünmek insanı küfür zulmetinden çıkararak iman dairesine sokar, tekamül yolunu açar ve imanın gereği olan amele davet eder.
Allah'ın Ayetleri Üzerinde Tefekkür Etmek

    Kur'ân-ı Kerim dünyadaki varlıkların her birini Alemlerin Rabbi’nin varlığına bir nişane ve delil bilmektedir. Çeşitli ayetlerde varlıkların güzelliklerinden, acaipliklerinden ve onlara hakim olan düzen, denge ve intizamdan; bilgili, güçlü ve hikmet sahibi olan Allah'ın varlığını anlamak için O’nun ayet ve nişanelerinde tefekkür etmek ve düşünmeyi önemle vurgular. İnsanlardan kendi yaratılışları hakkında, ruh ve vücut yapılarındaki esrar ve acaiplikler hakkında, dil, renk ve şekil değişikliklerinde ve eşlerin varlığı üzerinde, Güneş ve yıldızların yaratılışında, onların düzenli hareket ve güzelliklerinde ve yine Yeryüzü, dağlar, tepeler, ağaçlar, bitkiler, türlü deniz ve kara canlıları hakkında düşünmeleri istenmiş ve bu konuda bir çok örneğe değinilmiştir.

     Doğrusu Dünya güzellik ve acaipliklerle doludur. Gördüğünüz her varlıkta yüzlerce acaiplik gizlidir. İnsan, Güneş’ten, yıldızlardan, Samanyolu’ndan ve bulutlardan tutun, hayret verici atom dünyasına kadar; yerden, dağlardan, tepelerden ve madenlerden tutun okyanuslara, denizlere, göllere ve nehirlere varıncaya kadar... Büyük ormanlardan tutun çeşitli bitkilere, irili ufaklı ağaçlara, fil ve deve gibi büyük hayvanlardan karınca ve sivrisineğe, hatta çeşitli virüs ve mikroplar gibi mikroskopla görülen hayvanlara kadar; Dünya’daki varlıkların güzelliklerini, zariflik, incelik ve acaipliklerini ve onlara hakim olan dakik denge ve düzeni görmekle bunların yaratıcısının sonsuz azamet, kudret ve hikmetinin farkına varır; hayret ve şaşkınlık içerisinde boğulur ve samimi olarak der ki: "Rabbimiz, sen bunu boşuna yaratmadın." (Âl-i İmran/191) Yıldızlarla dolu olan gökyüzüne bakıver ve onun üzerinde iyice düşün. Ormanın kenarında oturarak Allah'ın azamet ve kudretini düşün. Hayret; Dünya ne kadar da güzel!!
İbadet

     İnsan, kendisinde iman ve marifet hasıl olduktan sonra, salih amel ve vazifesini yerine getirmek için çaba harcamalı ve bu konuda ciddi olmalıdır. Çünkü İman ve marifet, salih amel vasıtasıyla, Allah'a yakınlık ve kurb makamına ulaşıncaya kadar git gide daha bir kamilleşir. İman, marifet ve tevhid kelimesi yükselse de ancak salih amelidir ki ona yardım ulaştırır.

     Allah-u Teâlâ Kur'ân-ı Kerim'de buyuruyor ki: "Kim izzeti istiyorsa, bütün izzet Allah'ındır. Güzel söz (tevhid kelimesi) O'na yükselir, salih amel de onu yükseltir."[5]

     İman ve marifet için salih amel, uçak için benzin konumundadır. Uçağın benzini olursa yükselerek hareketini sürdürebilir ve yakıtı bitince de düşüverir. İman ve marifet de beraberlerinde salih amel olduğu müddetçe insanı üstün makamlara yükseltir ve salih amel ona yardım ulaştırmayınca da düşüverir.

    Allah-u Teâlâ buyurur ki: "Ve yâkin sana gelinceye kadar Rabbine ibadet et."[6]

     Kemale erişmenin, nefsi yetiştirmenin, yakin ve zikir makamına ulaşmanın tek yolu vazifesini yerine getirmekte ciddi olarak çaba harcama, Allah'a ibadet ve kulluk etmektedir. İbadet yolundan başka bir yolla yüksek makamlara ulaşabileceğini sanan kimse kesinlikle yanılıyordur.

0
0% (نفر 0)
 
نظر شما در مورد این مطلب ؟
 
امتیاز شما به این مطلب ؟
اشتراک گذاری در شبکه های اجتماعی:

latest article

Ayetullah Cevadi Amoli: Kurtarıcının zuhurunun aslı tüm dinlerin sözüdür/ Zuhur ...
İslamî düşüncede kadının cihadı
Evlilik İşinin Gerçekleşmesinde Zorluk Çıkarmayınız (1)
Namaz Kılmayan İş Arkadaşlarınızı Öldürün!
Malatya'da Mevlid-i Nebi Konferansı
Müşriklerin Allah Resulü’nü Öldüreceği Gece ''Peygamber Efendimizin ...
Eğer Herşeyin bir Yaratıcısı Varsa O Halde Allah'ın Yaratıcısı Kimdir
Şehidiniz Şehidimizdir
Ayetullah Mekarim Şirazi: Birçok hastalığın kaynağı depresyon ve ruhun huzurunun ...
Ayetullah Cafer Subhanî'nin Dilinden İslami Vahdet

 
user comment