Namazın anlamı, değeri, faydası ve sırları ile ilgili yüzlerce ayet ve hadis vardır. Bu kadar ayet ve hadis arasında, namazın gerçek mahiyetini ortaya koyan bazı noktalara kısaca değinelim:[1]
Namaz, peygamberlerin, kendi çocuklarına en önemli tavsiyelerindendir.
Namaz, gafleti giderip yüce Allah"ı hatırlatır.
Namaz, Hz. Peygamber efendimizin göz nurudur.
Namaz, kibri giderir, kederli ve üzüntülü anlarda insana umut ve güç verir, ayrıca ilâhî nimetlere şükrün nişanesidir.
Namaz, dinin direği, İslâm"ın bayrağı, cennetin anahtarı ve insanları tanımanın ölçütüdür.
Namaz, insanın, kendi yaratıcısıyla irtibat kurmasıdır. Günahları giderir. Maddî insana, manevî boyut kazandırır. En iyi başkaldırıştır. İnsanın üzerinden hiç bir zaman düşmeyen bir ibadettir ve de takva sahibi bir müminin Allah"a yakınlaşması için bir vesiledir.
Namaz, put kıran İbrahim Peygamber"in (a.s) sünnetinin ihyası, Muhammed"in (s.a.a) ahlâk ve tercüme-i hâli ve de Hüseyin"in (a.s) hedef ve arzusudur.
Namaz, şeytanın ayaklar altında çiğnenmesi, Allah"ın hoşnut ve razı edilmesi; yüce yaratıcının huzurunda bulunmaktır.
Namaz, zayıf, güçsüz ve küçük bir yaratığın, büyük yüce ve kudreti olan "Allah" ile ilişki ve bağıdır.
Hz. İsa (a.s.) daha beşikteyken: "Allah bana namaz kılmayı emretti" diye buyurmuştur.
İmam Cafer Sadık (a.s) vefat anında: "Namazı küçümseyen bir kimse şefaatimizden mahrum olacaktır." diye buyurmuştur.
Hz. Ali (a.s) "Sıffin Savaşı"nın en kızgın anında vakit girdiği için, savaşı bırakıp namaz kılmıştır.
İmam Hüseyin (a.s), düşmanın ok yağmuru altında namaza durarak, namazın ve Allah yolunun kurbanı oldu.
Allah"ın Resulü (s.a.a) namazını, ayakları şişinceye kadar uzatırdı.
Hz. Ali (a.s), namazda, Allah"tan başka diğer bütün her şeyden irtibatını keserek, bütün benliğiyle Allah"a yönelirdi.
Namaz kılmayanların cezası cehennem ateşidir.
"Namaz kılıp da ona önem vermeyen, onu hafife alanların vay haline..."[2]
Hz. Resulullah (s.a.a) şöyle buyurmuştur:
"Namazı kasten terk eden kimse, İslâm"dan çıkıp küfre düşmüştür."[3]
Başka bir hadis-i şerifte de şöyle buyurmuştur:
"Yüce Allah, namazı hafife alıp küçümseyen kimsenin ömründen ve malından bereketi kaldırır, yaptığı iyiliklerin karşılığını vermez; duaları kabul edilmez, ölüm anında açlık, susuzluk ve zillet hisleri içerisinde canını teslim eder, berzah âleminde şiddetli azaplara duçar olur, kıyamet gününde de hesabı çok zorlaştırılır."[4]
Namaz, buhran ve kiriz dönemlerinde, insanın en büyük manevî desteğidir.
Namaz, ibadetlerin en iyisidir.
Takva sahibi bir insanın kılacağı iki rekat namaz, lâubalî kimsenin kılacağı bin rekat namazdan daha hayırlıdır.
Gerçek müminler, namazlarında, bütün varlıklarıyla Allah"a yönelenlerdir.
Bu bölümün sonunda, İmamı Ümmet"in (r.a.) namaz hakkındaki buyruklarının bazılarını hatırlatmamız uygun olur kanaatindeyim:
"İslâm"da hiç bir farz, namazdan daha üstün değildir... Namaz, milletin hazinesidir... Namaz, insan üreten bir fabrikadır... Namaz, bir ümmetten pislik ve kötülüğü giderir... Bugün sorumluluk günüdür, camileri boş bırakmayınız..."
"En üstün zikir, namazdır... Bu sağlam kaleleri çok güzel koruyunuz, demeyiniz ki, inkılap yaptık, şimdi de devamlı slogan atmalıyız. Hayır, namaz kılınız, namaz her slogandan daha üstündür..."
"Şeytanlar, tağutlar namazdan korkuyorlar, camilerden korkuyorlar..."[5]
----------------------------------------------------------------
[1]- Bu vasıfların hepsi ayet ve hadislerden alınmıştır; ama konunun kısa ve öz olarak ele alınması istendiğinden dolayı Arapça metinleri yazılmamıştır.
[2]- Mâun Suresi, 5. Ayet
[3]- Mehaccet"ul Beyzâ, c.1, s.301
[4]- Vesâil"uş-Şia, c.2, s.43
[5]- Sahife-i Nur, c.12, s.148-149