Hz.İmâm Hasan, Muâviye ile barış yaptıktan sonra “Ehl-i Beyt’i” ile Medine’ye geri döndüğü zaman, düşmanlık yapanlar fitnenin tahrik edileceği zannına düşerek, Hz.İmâm’ın ortadan kaldırılması için bazı fesâdçıları kışkırttılar ve Hz.İmâm’ın Basra’da olan yakınlarından otuz sekiz mü’mini, bir bahane ile öldürtüp türlü suçlar işlediler.
Sonunda Muâviye, Mervan aracılığı ile Hz.İmâm Hasan’ın zevcesi olan Câde’ye bir haber göndererek, Hz.İmâm’ı zehirleyip şehit ettiği takdirde, kendisini oğlu Yezîd’e alacağını ve bin dirhem para vereceğini vaat etti.
Vefâsız Câde; bu sözler üzerine Hz.İmâm Hasan’a kastetmek için, Mervan tarafından gönderilen zehirli balı karıştırarak, o gün Hz.İmâm’a sundu. Hz.İmâm o zehirli balı yedikten sonra rahatsızlandı ve Hz.Resûlullah’ın türbesine gidip duâ ederek şifâ buldu. Câde, sonra yine bir fırsatını bulup Hz.İmâm’a, bu defa da zehirli hurmalar sundu. Hz.İmâm Hasan, hiçbir şey düşünmeyip zehirli hurmalardan yemiş ve yine mizâcı bozulmuştu.
Bunun üzerine Hz.İmâm Hasan, Câde’ye sordu:
“Ey Câde, bu hurmayla halim değişti. Sebebi ne acaba?”
Câde, türlü özürler dileyerek Hz.İmâm’ın şüphesini giderdi. Hz.İmâm Hasan, dertlilere şifâhane olan Hz.Resûlullah’ın türbesine giderek tekrar şifâ buldu. Câde, en sonunda yine bir fırsatını bularak, Sefer ayının 28. Cuma gecesi Hz.İmâm Hasan’ın kaldığı eve gizlice giderek; Hz.İmâm’ın, su içtiği testinin içine zehirli elmas zerrelerini dökerek su ile karıştırdı. Ve yine evine gizlice geri döndü.
Hz.İmâm Hasan, bu testiden içtiği su ile zehirlenip, Hicret’in 49. yılı (Milâdi 669) Safer ayının 28. günü gecesi Medine’de Hak’ka kavuşmuştur. Hz.İmâm Hasan, Hak’ka kavuştuklarında 47 yaşlarında idi.
Hz.İmâm Hasan Hak’ka kavuşmadan önce, Hz.İmâm Hüseyin, kendilerine bu işi kimin yaptığını sormuşlardı. Hz.İmâm Hasan:
“Ey sevgili kardeşim. Benim bildiğimi sende bilirsin; fakat onu Allah’a havale ettim” buyurup bir şey söylememişler ve çocukları ile ashâbına ibâdetten geri kalmamalarını vasiyyet etmişlerdir.
Hz.İmâm Hasan daha sonra kardeşi Hz.İmâm Hüseyin’e vasiyyet ederek; imâmlık emanetlerini teslim etti ve “Ataları Hz.Resûlullah’ın yanına defnedilmelerini, fakat buna engel olanlar bulunursa, savaşa, kan dökülmesine girişilmemesini, Bakî mezarlığına götürülmelerini” buyurmuşlardır.
Hz.İmâm Hasan’dan sonra imâmet, kardeşi Hz.İmâm Hüseyin’e intikal etmiştir.