Şeyh Müfid”bu konuda şöyle yazıyor: Ondan o kadar çok ilim nakledilmiştir ki, bütün halkın dilinde söylenir olmuş, ünü her yere yayılmıştır. Aile efradının hiç birisinden ondan nakledildiği kadar ilim ve bilgi nakledilmemiştir.[1]
İbni Hacer Haytemi yazıyor ki: Ondan o kadar çok ilim nakledilmiştir ki; bütün herkesin virdi olmuş ünü herkese yayılmıştı. Yahya b. Saîd, ibni Carih, Malik, Süfyan-ı Sevrî, Süfyan b. Uyayne, Ebu Hanife, Şo’be ve Eyyüb Sicistani gibi meşhur (Hadis ve fıkıh) alimleri ondan (İmam Sadıktan) bir çok rivayet nakletmişlerdir.[2]
Üçüncü asrın ünlü alimlerinden “Ebu Behr Cahiz” diyor ki: Cafer b. Muhammed’in ilmi ve bilgisi bütün dünyayı doldurmuştur. Ebu Hanife ve Süfyan-ı Sevri’nin onun öğrencisi oldukları söyleniyor ve bu ikisinin onun öğrencilerinden olması ilmi yüceliğini isbat etme hususunda yeterlidir.[3]
“Seyyid Emir Ali”, Emevi hilafeti döneminde ortaya çıkan mezhebi fırkalar ve felsefi eğilimlere değinerek şöyle yazıyor:
Dini görüşler ve fetvalar sadece seyyidler ve Fatimi şahsiyetler nezdinde felsefi renk edinmişti. O dönemde ilim yayılmaya başlamış, tartışma ve araştırma ruhu harekete geçirmiş, tüm toplantılarda felsefi konuşmalar, tartışmalar revaç kazanmıştı. İtiraf etmek gerekir ki; bu fikir hareketinin öncülüğünüde Medine’de çiçek açmaya başlayan ilmi havza üstlenmişti. Bu havzayı Ebu Talib oğlu Ali torunlarından “Sadık” lakabıyla anılan İmam Cafer kurmuştu. O, faal bir araştırmacı ve büyük bir düşünürdü. O dönemin tüm bilimlerini en iyi bilen biriydi ve İslam’da temel felsefi okullarını ilk kuran odur.
Onun ders toplantılarına, sadece; sonraları fıkhi mezhepler kuran kimseler katılmıyordu, uzak illerden, filozoflar ve felsefe öğrencileri de bu derslere katılıyordu. “Basra” felsefe okulunun kurucusu “Hasan Basri”, Mu’tezile mezhebi kurucusu “Vasıl b. Âta”da İmam Sadık (a.s)’ın öğrencilerinden olup onun ilmi pınarlardan, kana kana sîrab olmuşlardır.[4]
Ünlü tarihçi “İbni Hallikan” da şöyle yazıyor:
O (İmam Sadık), İmamiye mezhebinin on iki imamından biri olup Peygamber (s.a.a) ailesinin büyüklerindendir. Sözlerinin dürüstlüğü, doğruluğu sebebiyle kendisine “Sadık”diyorlardı. Onun fazilet ve ululuğu açıklamaya gerek duyulmayacak kadar meşhurdur. Ebu Musa, Cabir b. Hayyan Tarsusî onun talebesiydi: Cabir, bin yapraktan (iki bin sahife) ve beş yüz risaleden oluşan ve tümüyle Cafer Sadık’ın öğrettiklerini içeren bir kitap yazmıştır.[5]
[1] el-İrşad, orijinal metni, S. 270, Türkçe Tercümesi, S.323.
[2] es-Sevaikü’l-Muhrika, Kahire 2. Baskı, S.201.
[3] Esed Haydar, aynı kaynak, C.1, S.55.
[4] Muhtasari-l Tarihi’l-Arab, Âfif el-Baalbekki, Beyrut 2. Baskı, 1967, S.193.
[5] Vefiyatü’l-A’yan, Tahkik; Dr. İhsan Abbas, C.1, S.327.
12 İmam (Sire-i Pişvayan) / Mehdi Pişvai