Neden İmam Hüseyin (a.s.) için matem tutuyoruz?
Yaratılışın yaratan tarafından konan kanunları vardır. Yaratan bilgedir ve hiç bir işi beyhude ya da hikmetsiz yapmaz.
Dünyanın her yerine baktığımızda yaratanın azameti ve büyüklüğünden başka bir şey göremiyoruz. Koyduğu kanunlar ve hükümlerin en küçük bir yetersizliği ya da eksikliği yoktur; nitekim bilim adamları ve düşünürler sözkonusu kanunların nedenlerini keşfedip çözmek için çalışmaktadırlar. Onlar bu olguların bazı sırlarını buluyorlar ancak yaratılışın ve varlığın bir çok sırları ve gizli boyutlarını keşfetmekten acizlerdir.
Dünyada isbat olunmuş kanunlardan biri çekim kanunudur ve hiç kimse onun varlığından kuşku duyamaz. Suyun 100 derecede kaynaması da bu sırlardandır. Bu kanunlar ve ilkeler belli ve değişmez sanılıyorlar.
Dünyanın doğa sistemi onu yaratan Allah (c.c.) tarafından konan kanunlara dayandığı gibi bu kadir ve bilge yaratan bu dünyanın değerlerini de belirlemiştir.
Doğaya hakim olan kanunları koyması yanı sıra istenilen değerleri de O kendisi saptamıştır. Buna göre de, yaratılışın bu doğa kanunları, örneğin suyun 100 derecede kaynaması, Newton kanunu ve buna benzer kanunlar karşısında bir şey yapamadığımız gibi bu dünyaya hakim olan değerler hakkında da kuşkulanıp terretüt edemeyiz.
İnsanın Allah (c.c)’ün emirleri, yasakları ve yaratılış aleminin bütün kanunları ve değerleri karşısında tamamen teslim olması olayına Teabbüt (abd olmak) denir. Allah (c.c)’ün karşısında kul olmak her insandan istenilen şeydir. Bu kul olmanın kabullenmesi bazen zordur ve bazen de kolaydır. Örneğin, sabah namazının iki rek’at okunması zorunludur ve tartışılmazdır ancak kabullenmesi kolaydır. Genelde kimse sabah namazının neden iki rek’at olduğu konusunda tartışmaya girmez.
Ancak bazı zorunlu konuların kabullenmesi kolay değildir. Örneğin, Hz. İbrahim (a.s.) hikayesini söyleyebiliriz. Bir babanın çocuğunu bıçak altına yatırıp onu kurban etmesini hangi insani akıl yöntemi ile kabul edebiliriz ki? Hangi mantıkla bu işi açıklayabiliriz? Bir kişinin yıllarca ibadet ve duadan sonra Allah (c.c)’ün ona yaşlılığında lütuf edip verdiği çocuğu, hem de ona duyduğu aşk ve bağlantısına rağmen kurban etmesini nasıl kabullenebiliriz? Kayıtsızca kul olmak ve Cenabı Allah’ın isteği ve iradesi karşısında tamamen teslim olmaktan başka bir cevap insanı ikna edemez.
Fıkhi hüklümler çoğunlukla zorunludurlar. Yani onlarda olan hikmeti anlayamayız ve sadece Cenabı Allah’ın emri olduğu için onların karşısında ılımlı olmalıyız.
Rivayetlerde tekit edilen ve bir çok defa tavsiye olunan konulardan biri Hz. İmam Hüseyin (a.s.) için matem tutmaktır.
Çeviri:Ü.Özedönüş