Turkish
Monday 25th of November 2024
0
نفر 0

İmam (a.s) Hücceti Tamamlamak İçin Kûfelilerin Davetini Kabul Etmiştir

İmam (a.s) Hücceti Tamamlamak İçin Kûfelilerin Davetini Kabul Etmiştir

İmam, Resûlullah'ın yüce Allah'tan haber verme şeklinde kendisine bildirdiği gaybî haberleri bir kenara bırakacak olsak dahi, bedihî olarak ve eşyanın tabiatı gereği iki yol‌dan birini seçmek zorunda olduğunu biliyordu. Bunun üçüncü bir alternatifi yoktu. Ya biat edecek ya da öldürülecekti. İmam, konuşmalarında bu konuya sık sık temas ediyor‌du. Muaviye'nin ölümünden sonra kendisinden biat istendiği ilk defasında bu durum apaçık ortaya çıkmıştı. Mervan, Medine valisine, İmam Hüseyin'den mutlaka biat alma‌sını, biat etmeye yanaşmadığı takdirde ise onu öldürmesini önermişti.[1] İmam onlardan kurtulmak için Medine'yi terk ederek Mekke'ye, Allah'ın evine sığınmıştı.

Mekke'de de Yezid'in kendisini öldürtmek istediğini anlamış, orayı da terk etmek durumunda kalmıştı. Nitekim kardeşi Muhammed Hanefıye'ye yazdığı mektupta ve Ab‌dullah b. Zübeyr'e yaptığı açıklamalarda, şöyle buyurmuştu:

«Allah'a yemin olsun ki eğer bir hayvanın inine de girsem, yine de beni bulup dışa‌rı çıkarır ve benim hakkımdaki isteklerini yerine getirirler. Allah'a yemin olsun ki onlar, cumartesi gününün hürmetini çiğneyen Yahudiler gibi benim hürmetimi ve saygınlığımı çiğneyeceklerdir. Allah'a yemin olsun ki bir karış miktarında da olsa Mekke'nin dışında öldürülmeyi, haremin içinde öldürülmeye tercih ederim.»[2] İbn Abbas'a da şöyle buyur‌muştu:

«Mekke'de öldürülmekten ve böylece Harem'in hürmetinin benim sebebimle çiğnenmesindense falan ve filan yerde öldürülmeyi daha çok isterim.»[3]

Küfe halkına gelince; onlar birbiri ardınca İmam Hüseyin'e mektup yazıyor ve bu mektuplarında şöyle diyorlardı: «Bizim bir imamımız ve önderimiz yoktur. Sen bizim yanımıza gel, olur ki Allah senin varlığının bereketiyle bizi hak etrafında bir araya toplar. Nu'man b. Beşir, sadece Daru'l-İmare'nin (hükümet konağının) başkanıdır. Biz ne cumada ne de bayramda onunla bir araya gelmiyoruz. Senin bize doğru geldiğini duyar duymaz onu Kûfe'den çıkarır ve Şam'a göndeririz:» Ve şöyle diyorlardı:

«Mümin ve Müslüman taraftarlarından Hüseyin b. Ali'nin huzuruna. Hemen bize doğru gel. Halk sabırsızca senin gelişini beklemektedir. Senden başka hiç kimseyi iste‌memektedir. O hâlde hiç durma, acele et.» Kûfe'nin büyükleri de ona şöyle yazdılar:

«Kûfe'ye gel; her türlü silahla donanmış bir ordu senin yanında düşmanla savaşma‌ya hazırdır.»[4]

 Yine ona şöyle yazdılar: «Yüz bin kılıç senin emrini beklemektedir.. .»[5]

Küfe halkından bir, iki veya dört kişinin imzasını taşıyan bu tür mektuplar, ayrıca Kûfe'nin ileri gelenlerinin yazdığı mektuplar iki heybeyi dolduruyordu.[6]

Bütün bunlardan sonra eğer İmam Kûfelilerin davetine olumlu cevap vermez ve Yezid'e biat edecek olsaydı veya Yezid'e biat etmeyip de başka bir yerde şahadete erişe‌cek olsaydı, bu durumda İmam, Küfe halkı hakkında kusur etmiş olacak ve kıyamete ka‌dar bütün kuşaklar, İmam'a karşı Küfe halkına hak vereceklerdi. Kıyamet günü de Kûfe‌lilerin aziz ve celil olan Allah karşısında hücceti olacaktı. Oysa kâmil hüccet Allah'ındır. Buna göre İmam'ın Kûfelilerle ilgili yaptığı her şey, sadece onlara hücceti tamam‌lamak içindi, başka bir şey için değil. Eğer böyle olmasaydı ve İmam'm Irak'a doğru yo‌la çıkması sadece Kûfelilerin ümitlendirici mektuplarından kaynaklanan bir aldanma ne‌ticesinde gerçekleşmiş olsaydı, İmam, Müslim b. Akil ve Hani b. Urve'nin şahadeti habe‌rini aldığında, henüz Hürr'ün ordusuyla karşılaşmadan önce geri dönerdi.

Evet; İmam Hüseyin (a. s) bu hareketiyle Irak ehline ve diğerlerine hücceti tamam‌lamış oldu. Münezzeh olan Allah şöyle buyuruyor: "Resullerden sonra insanların Al‌lah'a karşı bir hücceti bulunmasın diye." (Nisa, 165)   

 


 

[1]- Taberî, Yezidb. Muaviye'nin hilâfeti bölümü, c.6, s. 188

[2]- Tarih-i Taberî, c.6, s.217; Tarih-i İbn Esir, c.4, s.16; Tabakat-ı İbn Saad, h: 278; Tarih-i İbn Asakir, h: 664; Tarih-i İbn Kesir, c.8, s. 166

[3]- Tarih-i İbn Asakir, h: 642-644, İmam Hüseyin'in (a.s) hayatı babı; Tarih-i İbn Kesir, c.8, s. 165; Zehâiru'1-Ukba, s. 151; Maktel-i Harezmî, c. 1, s. 219

[4]- Tarih-i Taberî, c.6, s.197; Ensabu'l-Eşraf,-Belazurî-, s.157-158

[5]- Tarih-i Taberî, c.6, s.221; Musiru'l-Ahzan, s.16

[6]- Tarih-i Taberî, c.6, s.197; Ensabu'l-Eşraf,-Belazurî-, s.157-158

0
0% (نفر 0)
 
نظر شما در مورد این مطلب ؟
 
امتیاز شما به این مطلب ؟
اشتراک گذاری در شبکه های اجتماعی:

latest article

HZ.RESULULLAH’IN(S.A.A)HİKMETLİ SÖZLERİNDEN
Allah’ın Aslan’ı Şehit Oldu
HZ.ALİ(A.S)IN SÖZLERİNDEN
İranlı görme engelli hafız dünya üçüncüsü oldu
İmam Ali ve Ailesi
İmam Ali ve Ailesi
PEYGAMBERİN ELÇİSİ VE ÖZEL TEMSİLCİSİ
Hz. ALİ (A.S)'DAN RİVAYET EDİLEN HADİSLER
Hz. İMAM SADIK (A.S.)’DAN NAKLEDİLEN HADİSLER
HZ.FATIMA’NIN (A.S) ÇOCUK EĞİTİM YÖNTEMLERİ

 
user comment