Bir kişi hem gerçek inançlı bir mümin oluyorken hem de imansız ve dinsiz olabiliyor. Söz konusu edilmesi gereken şudur: acaba iman ve dinî inanç önemli bir varlık mıdır? Ki, beşer onu kaybedince yaşamında önemli bir sermaye kaybetmiş oluyor? Yoksa onu bağımlı kılan bir yük müdür? Onu kaybedince hiç bir şey değişmeyeceği bir yana yükü sırtından atınca hafiflemiş mi olur?
Çağımızın büyük yazar ve düşünürlerinden olan dünyaca ünlü Tolstoy diyor ki :
«İman, insanın onunla yaşadığı bir şeydir».
Demek istiyor ki, İman yaşamın en değerli sermayesidir. İnsan onu kaybedince yaşamının en değerli varlığını kaybetmiş olur.
Birçok şey yaşama sermayesi olabilir. Sağlık bir yaşam sermayesidir. Aynı şekilde; güvenlik, servet, ilim, marifet, sosyal adalet eş ve çocuklar, samimi ve lâyık dostlar, iyi bir eğitim, ruh sağlığı bunların hepsi yaşamın değerli birer sermayesi sayılmaktadır. Bunlardan her bi rinin olmayışı bir nevi bedbahtlık sayılır.
İman bu sermayelerden biri belki de en üstünüdür. Kur'ân-ı Kerîm bu konuda şöyle buyurmaktadır :
«Ey insanlar size acı veren işkencelerden kurtarabilecek bir ticarete doğru yol göstereyim mi; Allah'a ve Peygamberine iman ediniz.»
Gördüğünüz gibi Kur'ân-ı Kerîm Allah'a ve Peygamberine imam ticaret ve kazanç olarak zikretmiştir.
iman
Evvela şu konuyu söylemek gerekiyor ki, beşer maddiyatı maneviyattan önce tanımaktadır. Bunun sırrı ise çok açıktır. Mesela; servet bir yaşam sermayesidir. Onu herkes çabucak tanıyor ve değerini anlıyor. Belki de ona değerinden daha çok önem veriyor. Hırs ve tamahla sarılıyor, sonuçta da topluma baş ağrısı icat ediyor.
Diğer taraftan güzel ahlâk, doğru eğitim, iyi terbiye görmek de bir yaşam sermayesi olup saadet, gelişme ve kemale ermeğe vesile olur. Ancak etkisi servetten daha üstündür. Fakat beşer onu geç tanır ve değerini geç anlar. İnsan ya doğal olarak çok akıllı ve uyanık olmalıdır ki, güzel ahlâk ve üstün eğitimin önem ve değerini anlayabilsin. Veya birisi tarafından bunların önemi ve değeri ona öğretilmeli, Öğretmenleri ve büyüklerinden duymalıdır.
Hz. Ali (as.) gibi ki; «güzel ahlâk en iyi dosttur» veya «nice azizler var ki, kötü ahlâk onları rezil etmiş ve nice zeliller var ki güzel ahlâk onları aziz kılmış», buyuruyor.
İman da böyledir. Nice insanlar var ki, bu büyük değerden yararlanmış ve bunun sayesinde iyi bir yaşam sürdürmekteler. Cinsî ve ruhî sağlığını, ömrünün uzunluğunu bu imana borçludur. Birçok kişide bunun tam tersidir. Bir ömrü eziyet, korku ve endişe ile geçirmiş, cismi ve ruhî sağlığı kaybetmiş, çabuk yaşlanmış ve yenilgiye uğramışlardır. Bütün bunların sebebi yaşam sermayelerinden önemli birine sahip olmamalarıdır. Bu konu ancak iman ve etkilerini dikkate almakla incelenebilir.
source : tebyan