Ehlibeyt (a.s) Haber Ajansı ABNA - Hizbullah Genel Sekreteri Seyyid Hasan Nasrullah, büyük arif Ayetullah Behçet’in kişiliği, kerametleri ve onunla olan hatıraları hakkında şunları söyledi: Benim onunla tanışmam 1985 yıllarına denk gelmektedir. O yıllarda biz heyetler şeklinde İran İslam Cumhuriyetine seferler düzenliyorduk. O zaman ben 25-26 yaşlarında idim. Biz o zamanlar İranlı makamlarla Lübnan ve Bölgesel konuları, özellikle direnişle ilgili konuları görüşüyorduk.
Seyyid Hasan Nasrullah el-Menar televizyonuna verdiği röportajda konuşmalarına şöyle devam etti: Biz o zamanlar bazı sorumlular ve Hizbullah’ın liderleriyle İran’a yolculuk yapıyorduk. İlk yolculuğumuzda onlardan mukaddes Kum şehrine gitmek istediğimi söyledim. O zaman bizim Kum şehri hakkındaki bilgilerimiz azdı. Onlar bana, eğer Kum şehrine gidersen mutlaka Ayetullah Behçet’in de ziyaretine git, dediler. Benim Ayetullah Behçet ile ilk görüşmem o zamanki Seyyid Abbas Musavi’nin de içinde bulunduğu bazı Hizbullah liderleriyle birlikte gerçekleşti. Ben onların en küçüğü idim. O görüşmede bizimle birlikte olanlardan birisi Ayetullah Behçet’ten amel destur vermelerini istedi. O cevap da, bildiklerinize amel edin, günahtan kaçının, namazı ilk vaktinde kılın, salavat çokça söyleyin ve çokça istiğfar edin, dedi. Bizler ilk başta İsrail’le savaşan Hizbullah sorumluları unvanıyla onun huzuruna vardık ve bizi, İslami, cihadi ve imani bir hareket olduğumuz ve İmamın rehberliğine bağlı olduğumuz için kabul ettiğini düşünüyorduk.
Hizbullah’ın asli sorumlularının hepsi onun huzuruna varıyor ve ondan yol göstermesini ve kendilerini hidayet etmelerini istiyorlardı. O da cevap veriyordu.
Seyyid Hasan Nasrullah onun Hizbullah’ın manevi babası olduğunu vurgulayarak sözlerine şöyle devam etti: Bu konu İmam Humeyni’nin (r.a) vefatından sonra daha fazla bir önem arz etmeğe başladı. Biz rehberimiz ve veliyy-i emrimiz olan Ayetullah Hamaney’in Kum şehrine ziyarete giderken Ayetullah Behçet ile görüşmek ve onun irşatlarından istifade etmek için ne kadar istekli olduğunu gördüğümüzde, onun askerleri olarak birim vazifemiz de malumdu.
Seyyid Hasan Nasrullah, Ayetullah Behçet’in zahit ve arif bir fakih olduğunu ve birçok kerametinin bulunduğunu hatırlatarak şunları söyledi: Onunla olan ilk görüşmemizde onun cazibesine kapılmış ve ona hayran olmuştum.
Biz görüşmelerimizde Lübnan ve onun mümin halkının durumu hakkında kısa bir bilgilendirmede bulunuyorduk. O da dikkatle dinliyor ve gerekli irşatlarda bulunuyordu. O bize, imana ve takvaya uymayı, sağlam itikatlar edinmeyi ve onlara amel etmeyi tavsiye ediyordu ki Hizbullah bu konulara çok önem veriyordu; bugün verdiği gibi.
Seyyid Hasan Nasrullah, Ayetullah Behçet’in kendisi hususunda olan mektubuna işaret ederek şunları söyledi: 33 gün savaşından önce Kum’da talebe olan arkadaşlarda birisi benim yanıma geldi ve dedi ki: Ayetullah Behçet buyurdular ki bugünden itibaren şu duayı her zaman oku. Dua şöyleydi: "اللهم اجعلنی فی درعک الحصینه التی تجعل فیها من ترید" Üç defa sabahleyin ve üç defa akşam söylemem gerekiyordu. Ona, bu işin özel bir sebebinin mi olduğunu, sordum. O da, ben bilmiyorum fakat sadece bu notu sana ulaştırmamı istedi, dedi. Ben o zaman bazı olaylar olacağını düşündüm ve zihnim patlama veya suikast gibi güvenlik olaylarıyla meşgul olmaya başladı. Ama birkaç ay sonra savaş başladı ve İsrailliler ilk günden benim bulunduğum yeri bulma ve orayı bombalama peşindeydiler. Ağır bombardımandan sonra İsraillilerin kendi itiraflarına göre benim olduğum yeri bulmuştular ve orayı ağır bir şekilde bombardımana tutmuştular. Ondan sonra bu duanın savaş anında korunmam için olduğunu anladım, savaştan önce değil.
Seyyid Hasan Nasrullah, 33 günlük savaşın zorluğuna ve bazı Hizbullah sorumlularının onu Kerbela sahrasına benzettiğine değinerek şunları söyledi: Kum’dan gelen arkadaşlardan biri diğer bir arkadaşa mesaj göndererek bana dedi ki: Ayetullah Behçet size bu savaşı kazanacağınız konusunda emin olmanızı vurguladı. Bu söz savaşın ilk haftasında bize ulaştı; ama o günlerde savaşı kazanacağımız konusunda ufukta hiçbir nişane yoktu.
Seyyid Hasan Nasrullah şöyle devam etti: Savaşın ilk haftasında Ayetullah Hamaney de gönderdiği mesajda bana dedi ki, bu savaşı Ahzap Savaşına benziyor ve biliniz ki Kur’an ayetine göre siz bu savaşta zafere ulaşacaksınız ve savaştan sonra bölgesel bir güce dönüşeceksiniz. Ben de bana bu mesajı getiren yüksek makamlı yetkililerden birine mizah ederek, biz bu savaştan canımızı kurtaralım yeter, bölgesel güç olmayı istemedik.