4. Ders: Yemek Seçimi
Eğer karı ve koca yamak seçiminde anlaşmazlığı düşerler, her biri farklı bir yemeği önerirse; toplumsal kanun gereği erkeğin, öncelikli hakka sahip olması gerekir. Çünkü masrafları karşılayan ve yemek malzemelerini pazardan alarak eve getiren odur. Ama İslam dini bu konuda kadının taraftarıdır. Erkeğe şöyle emretmektedir; “Eşinin sevdiği yemeği yemelisin.” (Tabi bu hüküm, kadının seçtiği yemeğin, herhangi bir sebeple erkeğe zararı almadığı surettedir.)
Bu şekilde davranan erkek İslam’a göre mümindir. Kendi sevdiğini zorla hanımıza yediren erkek ise münafıktır.
Ne kadar güzel! Erkek sabah evden dışarı çıkarken eşi; “Öğlen hangi yemeği isterisin.” diye sorduğunda şu cevabı verir: “Hangi yemeği senin canın isterse ben onu yerim.”
Hadis:
“Mümin eşinin iştahına göre yemek yer, münafık ise kendi iştahına göre yemek yer.”[1]
Her Müslüman evlendiğinde nikah akdini İslam kanunlarına uygun bir şekilde yerine getirir.
Müslüman bir erkek Müslüman bir hanımla evlendiğinde İslam’ın kanunlarına göre yaşamayı kabul etmiş sayılır. Ve onunla İslam kanunlarına uygun olarak geçineceğini doğal olarak kabul eder.
İslam’a göre kadın erkeğin yanında Allah’ın bir emanetidir. Dindar ve dürüst bir insan emanete nasıl davranırsa, o da öyle davranmalıdır. Hele bir de kadının güç itibarıyla daha zayıf ve zarif olduğu göz önünde bulundurulursa onun isteklerinin dikkate alınması ve ona önem verilmesi daha başka bir önem taşır.
Sonuçta kendi istediği yemekleri zorla hanımına yediren erkek Müslüman olduğundan dolayı davranışı, inanç ve niyetiyle farklı olduğu için bir çeşit nifaka düşmüş sayılır. Çünkü Müslümanın özü, sözü ve ameli İslam’a uygun olmalıdır. Ve bu ahlaki konularda inanç ve amellerle ilgili hüküm ve tavsiyelerin tamamına riayet edilmesi gerekir. Eğer davranışı daha farklı olursa şöyle demiş sayılır: “Ben bu konuda Müslüman değilim ve İslam’ın bu konudaki emrini kabul etmiyorum.” Hadiste geçen münafık da bu anlamdadır. İstilahi anlamdaki; batında kafir, zahirde Müslüman olan insan anlamında değildir.