- Kadir Gecesi veya Leyletu’l-Kadr (Arapça: ليلة القدر), İslam dinindeki en faziletli gecedir. Kadir gecesinin yılın hangi gecesi olduğu tam olarak belli değildir. Buna rağmen Şialar, Kadir gecesinin Ramazan ayının 19, 21 veya 23. Gecesi olduğuna inanmaktadır. Bazı rivayetlerde kadir gecesinin, Şaban ayının 15. Gecesi olduğu belirtilmiştir. Ehlisünnetin çoğunluğu kadir gecesinin Ramazan ayının 27. Gecesi olduğuna inanmaktadır. Kur’an’da Kadir suresi ve Duhan suresinde kadir gecesinden bahsedilmiştir.
Müminlerin Emiri Hz. İmam Ali’nin (a.s) 19. Gecede yaralanması ve 21. Gecede şehit olması, bu geceleri Şiaların nezdinde daha da önemli kılmıştır. Nakledilen rivayetlere göre kadir gecesi, Hz. Peygamber Efendimizin (s.a.a) zamanına özgü bir gece değildir. Her yıl Ramazan ayında cari olmakta ve Şialar, Allah’ın hüccet ve halifesinin Kıyamet gününe kadar yeryüzünde varoluş zorunluluğu öğretisi gereği, İmam Mehdi’nin (a.s) varlığını ispatlamaktadırlar. Zira, meleklerin nazil olması bir nazil olunana ihtiyaç duymaktadır ve sonuçta, Hz. Peygamber Ekrem’in (s.a.a) ismet ve masumiyet gibi özelliklerine sahip bir vasi ve halifenin kıyamet gününe kadar varlığını ortaya koymaktadır.
Etimoloji
Kadir sözcüğü, her şeyin ölçü ve haddi anlamına gelir.[1] Istılahta, varlık ve vücudun özelliği ve yaratılışının niteliği anlamında ve başka bir ifadeyle, her varlığın ölçü, sınır ve hududuna denmektedir.[2]
Kadir Gecesi Denilmesinin Nedeni
Bu geceye neden kadir gecesi denildiğine dair bazı açıklamalarda bulunulmuştur. Bu görüşlerden birine göre, bu gecede kulların mukadderatı ve yıl içinde yaşanacak olayların ölçü ve endazesi belirlenmektedir. Duhan Suresinin 4. Ayetinde belirtildiği gibi (Katımızdan bir emirle her hikmetli işe o gecede hükmedilir) o gecede tüm işler Allah’ın hikmetine göre ayarlanarak belirlenmektedir. Nakledilen çok sayıdaki hadise göre, kadir gecesi, insanların bir yıllık mukadderatı tayin edilmekte ve rızıklar, ömürler ve başka işler bu gecede takdir edilmektedir. Başka rivayetlere göre bu geceye kadir gecesi denilmesinin nedeni, bu gecenin şeref ve yüce bir kadre sahip olduğundandır. Zira Kur’an, o gecede kendi kadir ve değeriyle kadir ve makam sahibi bir melek (Hz. Cebrail) aracılığı ile Hz. Resulü Kibriya’nın (s.a.a) kalbine nazil olmuştur.[3]
Istılah Anlamı
İslam kültüründe, kadir gecesi, kendisine has özellik ve kutsiyeti olan yılın gecelerinden bir gecedir. İslami rivayetlere göre her yıl bu gecede insanın bir yıllık takdiri yazılmaktadır. Bu gecede Kur’an’ın bir defada (defi olarak) Hz. Resulullah’ın (s.a.a) kalbine nazil olması ve Hz. İmam Ali’nin (a.s) bu gecede yaralanıp şehit olması gibi nedenlerden dolayı bu gecenin önemi kaç kat daha artmaktadır. Bu gecenin zikredilen özelliklerine binaen bu gecede Kur’an tilavet etmek, dua etmek, müstahap namaz ve amellerle meşgul olmak çokça tavsiye edilmiştir.
Kur’an-ı Kerim müfessirleri, Kadir Suresinin zahirine dayanarak kadir gecesinin her yıl tekrar edildiğine inanmaktadırlar. Buna ilaveten, tevatür haddine varan çok sayıda hadis bunu teyit etmektedir.[4] Yine nakledilen rivayetlere göre kadir gecesi, İslam ümmetine ilahî hediyelerden biridir. Nitekim Hz. Resulullah’tan (s.a.a) şöyle bir hadis nakledilmiştir: “Allah Teâlâ, kadir gecesini benim ümmetime bağışladı. Hâlbuki önceki ümmetlerden hiç birisi bu hediyeye sahip değildi.”[5]
Kur’an’da Kadir Gecesi
Kur’an-ı Kerim’de Kadir ve Duhan suresinde kadir gecesine değinilmiştir.
Kadir Suresi:
"1. Biz onu Kadir Gecesi'nde indirdik. 2. Kadir Gecesi'nin ne olduğunu sen ne bilirsin? 3. Kadir Gecesi, bin aydan daha hayırlıdır. 4. O gecede Rablerinin izniyle melekler ve Ruh, her iş için (Peygamber ve masum İmam'ın huzuruna) inerler. 5. O (gece) esenliktir, ta fecrin doğuşuna kadar."[6]
Duhan Suresi:
"1. Hâ. Mîm. 2, 3. Apaçık olan Kitab'a andolsun ki, biz onu (Kur'an'ı) mübarek bir gecede indirdik. Kuşkusuz biz uyarıcıyızdır. 4, 5, 6. Katımızdan bir emirle her hikmetli işe o gecede hükmedilir. Çünkü biz, Rabbinin bir rahmeti olarak peygamberler göndermekteyiz. O işitendir, bilendir."[7]
Kadir Gecesi ve İmam Mehdi (a.s)
Şia hadis kaynaklarında, Kadir suresi ve kadir gecesiyle İmam Mehdi’nin (a.s) varlığı ve yaşadığı ispat edilmektedir. Bu hadislere göre, melekler kadir gecesinde, gelecek yılın takdirini iblağ etmek için Hz. Peygambere nazil olmaktadır. Öte yandan kadir gecesi her yıl tekrar edildiğinden ve Hz. Peygamberin zamanına özgü olmadığından (kıyamet gününe kadar insanların var olacağı ve takdirlerinin belirlenmesi devam edeceğinden dolayı) Peygamber Efendimizden (s.a.a) sonra, melekler efendimizin vasisi olan Masum İmama nazil olmakta ve ona nazil etmektedirler. Kadir gecesi her yıl olduğundan ve meleklerin kadir gecesinde nazil olması, nazil olunanın varlığını zorunlu kıldığından kıyamet gününe kadar imam Mehdi’nin varlığı kanıtlanmaktadır. Bu konuda nakledilen rivayetlerden bazıları şunlardır: “İmam Muhammed Bakır (a.s) şöyle buyurmuştur: ‘Ey Şia topluluğu! Hasım ve muhaliflerinize karşı “inna enzelnahu” (Kadir suresi) ile istinat ediniz ki galip olursunuz. Allah’a andolsun ki bu sure Resulullah’tan sonra Allah Tebareke ve Teâla’nın hücceti (halifesi) içindir. Bu sure, sizin dininizin kanıt ve efendisi, ilmimizin nihayetidir.”[8]
İbn Abbas İmam Ali’den (a.s) şöyle nakletmektedir: “Her yıl, bir yılın takdirinin belirlenerek nazil olduğu bir kadir gecesi vardır. O gece için Resulullah’tan (s.a.a) sonra valiler (imamlar) vardır.” İbn Abbas: “onlar kimlerdir” diye sorduğunda Hz. Ali Efendimiz (a.s) şöyle buyurmuştur: “Ben ve benim soyumdan gelen hepsi de imam ve muhaddis olan on bir kişidir.”[9] Hadislerin genelinden anlaşılan istidlal şu şekilde takrir edilmektedir:
Kadir gecesinde, bir yıllık mukadderat Hz. Peygambere (s.a.a) nazil edilmektedir.
Kadir gecesi, Hz. Peygamberin (s.a.a) zamanına özgü değildir, bilakis kıyamet gününe kadar devam edecektir.
Kadir gecesinde meleklerin nazil olması ve ilahî mukadderat için ismet ve masumiyet gibi Hz. Peygambere benzerliği olan bir iniş (kalbe) yerine ihtiyaç duyulmaktadır.
Bu iniş mahalli, hadislere göre, Masum Ehlibeyt İmamlarıdır.
Sonuç: Günümüzde de kaçınılmaz ve zorunlu olarak masum bir imamın olması gerekmektedir. Hadislere ve İslami öğretilere göre o kişi Ehlibeyt İmamlarından sonuncusu ve 12. İmam, Hz. Mehdi’dir.
Kadir Gecesinin Belirlenmesi
İslami kaynaklarda, kadir gecesinin hangi gece olduğu net olarak belirtilmemiştir. Müslümanlar Kur’an ve hadislerdeki karine ve delillerle kadir gecesinin hangi gece olduğu konusunda bazı ihtimallere yer vermişlerdir. Buna rağmen, İmamlardan nakledilen bazı rivayetlerden bu gecenin hangi gece olduğunu varsaymak mümkündür.
Şia’nın Görüşü
Şia rivayetlerine göre kadir gecesi Ramazan ayının 19, 21 veya 23. Gecelerinden biridir. Ancak 23. Gece olma ihtimali yüksektir. Bundan dolayı İbn Babaveyh Şeyh Saduk şöyle demektedir: “Büyüklerimizin hepsi kadir gecesi hakkında bir sözü söylemektedirler o da bu gecenin yirmi üçüncü gece olduğudur.”[10] İmam Sadık’tan (a.s) nakledilen bir rivayete göre kadir gecesi Kıyamet gününe kadar bakidir ve o da Ramazan ayında gerçekleşmektedir.”[11] Başka bir rivayete göre, on dokuzuncu gece takdir, yirmi birinci gece onay, yirmi üçüncü gece imzadır.[12]
Ehlisünnetin Görüşü
Ehlisünnet, nebevi hadise dayanarak kadir gecesinin Ramazan ayının son on gününden birinde olduğu görüşündedir. Kütüb-ü sitte kitaplarında nakledilen hadislerin[13] geneline göre bu gece yirmi yedinci gecedir. Bu gecede kadir gecesi idrak edilmekte ve ihya edilmektedir. Ehlisünnetten bazılarına göre Hz. Resulü Kibriya Efendimiz (s.a.a) hayatta olduğu süre zarfında kadir gecesi tekrar edilmekteydi, ancak Efendimiz vefat ettikten sonra artık kadir gecesi yoktur![14] Bir başka gruba göre ise kadir gecesi yılın her gününde cari olmakta ve belli bir günü yoktur. Bu gece, Bi’set yılında Ramazan ayında olmuş, ancak sonraki yıllarda başka aylardan birinde olması mümkündür.[15]
Kadir Gecesinin Fazileti
Kur’an-ı Kerim’de kadir gecesinin önem ve faziletini açıklayan ve bu geceyi özel olarak vurgulayan kadir suresi adı altında bir sure bulunmaktadır. Bu gecenin faziletlerinden bazıları Kur’an ve hadislere göre şöyledir:
Bin aydan üstündür: Kur’an-ı Kerim bu gecenin bin aydan hayırlı olduğunu belirtmiştir: “Kadir gecesi bin aydan hayırlıdır.” Sahife-i Seccadiye’de (44. Dua) şöyle geçmiştir: “Sonra da, gecelerinden belli bir geceyi bin aydan üstün kıldı ve onu Kadir Gecesi olarak adlandırdı.”[16]
Kur’an’ın nazil olduğu gece: Bazı Kur’an ayetleri ve hadislere göre, Kur’an-ı Kerim kadir gecesinde bir defada “lehvi mahfuzdan” dünya göğüne veya “beytü’l-ma’mura” ya da Hz. Resulullah’ın (s.a.a) kalbine nazil olmuştur. Buna Kur’an ilimleri ıstılahında defi nüzul ve icmali nüzul denilmektedir. Ancak Kur’an’ın bir de tedrici ve tefsili nüzulü vardır. Bu da Hz. Resulullah’ın 23 yıl süren nübüvveti döneminde lafzi olarak nazil olmuştur.
Günahların bağışlandığı gece: Hz. Resulullah’tan (s.a.a) şöyle nakledilmiştir: “Her kim mümin olduğu ve ahiret gününe inandığı halde kadir gecesini ihya ederse (gece sabaha kadar uyumadan ibadetle geçirirse) tüm günahları bağışlanır.”[17]
Ramazan Ayının Kalbi: İmam Sadık’tan (a.s) nakledilen bir hadiste efendimiz şöyle buyurmuştur: “…Allah katında ayların sayısı on ikidir. Ayların en üstünü Ramazan ayı, Ramazan ayının kalbi ise kadir gecesidir.”[18]
Gecelerin Efendisi: Hz. Resulullah’tan (s.a.a) şöyle nakledilmiştir: “Kadir gecesi, gecelerin efendisidir.”[19]
Kadir Günlerinin Fazileti
Hadis ve fıkıh kaynaklarına göre kadir günleri de geceleri gibi en faziletli ve en değerli günlerdendir.[20]
Kadir Gecesinin Müstahap Amelleri
Kadir gecesinin amelleri iki çeşittir. Muhtemel her üç kadir gecesinde yapılan müşterek ameller ve kadir gecesi olma ihtimali verilen her bir gecenin kendisine özgü amelleri.[21]
Kadir Gecesi Amelleri
Müşterek Ameller
Gusül almak. Merhum Allâme Meclisî bu guslün güneş batacağı sırada alınıp onunla akşam namazının kılınmasının daha efdal olduğunu yazmıştır.
İki rekât namazı, her rekâtta Fâtiha'dan sonra yedi defa İhlâs Suresi'ni okuyarak kılmak; namazın ardından da yetmiş defa: "Esteğfirullahe ve etûbu ileyh" diyerek Allah'tan mağfiret dilemek ve tövbe etmek. Hz. Resul-i Ekrem (s.a.a) kendisinden nakledilen bir hadiste şöyle buyurmaktadır. "Kim bu ameli yaparsa, yerinden kalkmadan önce Allah onu ve anne-babasını bağışlar."
Bu üç geceyi ihya etmek (sabaha kadar ibadetle geçirmek) de müstehaptır. Bir hadis-i şerifte şöyle geçer: "Allah, Kadir gecesini ihya eden kimsenin günahlarını bağışlar."
Şu duanın okunması:
Arapçası
اَللّـهُمَّ اِنّي اَمْسَيْتُ لَكَ عَبْداً داخِراً لا اَمْلِكُ لِنَفْسي نَفْعاً وَلا ضَرّاً، وَلا اَصْرِفُ عَنْها سُوءاً، اَشْهَدُ بِذلِكَ عَلى نَفْسي، وَاَعْتَرِفُ لَكَ بِضَعْفِ قُوَّتي، وَقِلَّةِ حيلَتي، فَصَلِّ عَلى مُحَمَّدٍ وَآلِ مُحَمَّدٍ، وَاَنْجِزْ لي ما وَعَدْتَني وَجَميعَ الْمُؤْمِنينَ وَالْمُؤْمِناتِ مِنَ الْمَغْفِرَةِ في هذِهِ اللَّيْلَةِ، وَاَتْمِمْ عَلَيَّ ما آتَيْتَني فَاِنّي عَبْدُكَ الْمِسْكينُ الْمُسْتَكينُ الضَّعيفُ الْفَقيرُ الْمَهينُ، اَللّـهُمَّ لا تَجْعَلْني ناسِياً لِذِكْرِكَ فيـما اَوْلَيْتَني، وَلا لاِِحْسانِكَ فيـما اَعْطَيْتَني، وَلا آيِساً مِنْ اِجابَتِكَ وَاِنْ اَبْطَأَتَ عَنّي، في سَرّاءٍ اَوْ ضَرّاءٍ، اَوْ شِدَّةٍ اَوْ رَخاءٍ، اَوْ عافِيَةٍ اَوْ بَلاءٍ، اَوْ بُؤْسٍ اَوْ نَعْماءٍ اِنَّكَ سَميعُ الدُّعاءِ[22]
—
Her üç gecede de yüz rekât namaz kılmanın çok fazileti vardır. Bu namazlarda her rekâtta Fâtiha'dan sonra on defa İhlâs Suresi okunur.
Cevşen-i Kebir Duasını okumak.
Duhan ve Kadir Surelerinin okunması.
Bu gecenin bir ameli de İmam Hüseyin'in (a.s) mukaddes türbesini ziyaret etmektir. Uzakta olanlar da uzaktan İmam'ı (a.s) selâmlayarak ziyaret edebilirler.
İmam Hüseyin'i Kadir Gecesinde Ziyaret Etmek
Arapçası
السَّلامُ عَلَیک یا ابْنَ رَسُولِ اللَّهِ السَّلامُ عَلَیک یا ابْنَ أَمِیرِ الْمُؤْمِنِینَ السَّلامُ عَلَیک یا ابْنَ الصِّدِّیقَةِ الطَّاهِرَةِ فَاطِمَةَ سَیدَةِ نِسَاءِ الْعَالَمِینَ السَّلامُ عَلَیک یا مَوْلای یا أَبَا عَبْدِ اللَّهِ وَ رَحْمَةُ اللَّهِ وَ بَرَکاتُهُ أَشْهَدُ أَنَّک قَدْ أَقَمْتَ الصَّلاةَ وَ آتَیتَ الزَّکاةَ وَ أَمَرْتَ بِالْمَعْرُوفِ وَ نَهَیتَ عَنِ الْمُنْکرِ وَ تَلَوْتَ الْکتَابَ حَقَّ تِلاوَتِهِ وَ جَاهَدْتَ فِی اللَّهِ حَقَّ جِهَادِهِ وَ صَبَرْتَ عَلَی الْأَذَی فِی جَنْبِهِ مُحْتَسِبا حَتَّی أَتَاک الْیقِینُ أَشْهَدُ أَنَّ الَّذِینَ خَالَفُوک وَ حَارَبُوک وَ الَّذِینَ خَذَلُوک وَ الَّذِینَ قَتَلُوک مَلْعُونُونَ عَلَی لِسَانِ النَّبِی الْأُمِّی وَ قَدْ خَابَ مَنِ افْتَرَی لَعَنَ اللَّهُ الظَّالِمِینَ لَکمْ مِنَ الْأَوَّلِینَ وَ الْآخِرِینَ وَ ضَاعَفَ عَلَیهِمُ الْعَذَابَ الْأَلِیمَ أَتَیتُک یا مَوْلای یا ابْنَ رَسُولِ اللَّهِ زَائِرا عَارِفا بِحَقِّک مُوَالِیا لِأَوْلِیائِک مُعَادِیا لِأَعْدَائِک مُسْتَبْصِرا بِالْهُدَی الَّذِی أَنْتَ عَلَیهِ عَارِفا بِضَلالَةِ مَنْ خَالَفَک فَاشْفَعْ لِی عِنْدَ رَبِّک.
Sonra kendini kabre yapıştır ve yüzünü oraya koy ve mukaddes baş tarafına giderek şöyle de
السَّلامُ عَلَیک یا حُجَّةَ اللَّهِ فِی أَرْضِهِ وَ سَمَائِهِ صَلَّی اللَّهُ عَلَی رُوحِک الطَّیبِ وَ جَسَدِک الطَّاهِرِ وَ عَلَیک السَّلامُ یا مَوْلای وَ رَحْمَةُ اللَّهِ وَ بَرَکاتُهُ.
Sonra ziyaret kastıyla iki rekat namaz kılındıktan sonra Hz. Ali Ekber'in kabrinde şöyle söylenir
اَلسَّلامُ عَلَیک یا مَوْلای وَ ابْنَ مَوْلای وَ رَحْمَةُ اللَّهِ وَ بَرَکاتُهُ لَعَنَ اللَّهُ مَنْ ظَلَمَک وَ لَعَنَ اللَّهُ مَنْ قَتَلَک وَ ضَاعَفَ عَلَیهِمُ الْعَذَابَ الْأَلِیمَ.
Sonra Şehitlerin ziyareti kastıyla şöyle söylenir
اَلسَّلامُ عَلَیکمْ أَیهَا الصِّدِّیقُونَ السَّلامُ عَلَیکمْ أَیهَا الشُّهَدَاءُ الصَّابِرُونَ أَشْهَدُ أَنَّکمْ جَاهَدْتُمْ فِی سَبِیلِ اللَّهِ وَ صَبَرْتُمْ عَلَی الْأَذَی فِی جَنْبِ اللَّهِ وَ نَصَحْتُمْ لِلَّهِ وَ لِرَسُولِهِ حَتَّی أَتَاکمُ الْیقِینُ أَشْهَدُ أَنَّکمْ أَحْیاءٌ عِنْدَ رَبِّکمْ تُرْزَقُونَ فَجَزَاکمُ اللَّهُ عَنِ الْإِسْلامِ وَ أَهْلِهِ أَفْضَلَ جَزَاءِ الْمُحْسِنِینَ وَ جَمَعَ بَینَنَا وَ بَینَکمْ فِی مَحَلِّ النَّعِیمِ.
Sonra Kameri Beni Haşim'in Kabri başında şöyle söylenir
اَلسَّلامُ عَلَیک یا ابْنَ أَمِیرِ الْمُؤْمِنِینَ السَّلامُ عَلَیک أَیهَا الْعَبْدُ الصَّالِحُ الْمُطِیعُ لِلَّهِ وَ لِرَسُولِهِ أَشْهَدُ أَنَّک قَدْ [جَاهَدْتَ وَ] نَصَحْتَ وَ صَبَرْتَ حَتَّی أَتَاک الْیقِینُ لَعَنَ اللَّهُ الظَّالِمِینَ لَکمْ مِنَ الْأَوَّلِینَ وَ الْآخِرِینَ وَ أَلْحَقَهُمْ بِدَرْک الْجَحِیمِ.
—
Kur'ân-ı Kerim'i açıp önüne koyarak
Şu Duanın Okunması:
Arapçası
اَللّـهُمَّ اِنّي اَسْأَلُكَ بِكِتابِكَ وَما فيهِ وَفيهِ اسْمُكَ الاَكْبَرُ وَاَسْماؤُكَ الْحُسْنى، وَما يُخافُ وَيُرْجى اَنْ تَجْعَلَني مِنْ عُتَقائِكَ مِنَ النّارِ.
[23]
—
Sonra Kur'ân'ı alıp başımıza koyarak
Şu Duayı Okuruz
Arapçası
اَللّـهُمَّ بِحَقِّ هذَا الْقُرْآنِ، وَبِحَقِّ مَنْ اَرْسَلْتَهُ بِهِ، وَبِحَقِّ كُلِّ مُؤْمِنٍ مَدَحْتَهُ فيهِ، وَبِحَقِّكَ عَلَيْهِمْ، فَلا اَحَدَ اَعْرَفُ بِحَقِّكَ مِنْكَ.
[24]
—
Bu duanın ardından da hacet ve dileklerinizi Hak Teâlâ'dan istersiniz.
Sonra da
On defa: Bike ya Allah
On defa: Bi-Muhammedin
On defa: Bi- Eliyyin
On defa: Bi-Fatimete
On defa: Bil-Haseni
On defa: Bil-Hüseyni
On defa: Bi-Eliyyibnil Hüseyin
On defa: Bi-Muhammed İbn Eliyyin
On defa: Bi-Ce'fer İbn Muhammed
On defa: Bi-Musa İbn Ce'fer
On defa: Bi-Eliyyİbn Musa
On defa: Bi-Muhammed İbn Eliyyin
On defa: Bi-Eliyyİbn Muhammed
On defa: Bil-Hasen İbn Eliyyin
On defa: Bil-Hucceti
Söyleyip hacetlerinizi istersiniz. Bu duada önce Allah-u Teâlâ'yı, Kur'-ân-ı Kerim'e ve O'nun gönderdiği Peygamber'ine (s.a.a) ve Kur'ân'ın methettiği müminlere sonra da Allah'u Teâlâ'yı kendi mukaddes zatına ve Ehlibeyt'ten olan On Dört Masum'un her birinin hürmetine ant vererek hacet ve dileklerinizi Hak Teâlâ'dan diliyorsunuz.
On Dokuzuncu Gece
Yüz defa:
اَسْتَغْفِرُ اللهَ رَبّي وَاَتُوبُ اِلَيْهِ
(Rabbim olan Allah'tan mağfiret diler ve ona tövbe ederim.)
Emirü'l-Müminin Ali'nin (a.s) Kufe mescidinin mihrabında İbn Mülcem tarafından vurulmasının bu geceye tekabül etmesi münasebe-tiyle yüz defa:
اَللّـهُمَّ الْعَنْ قَتَلَةَ اَميرِ الْمُؤمِنينَ
(Allah'ım! Emirü'l-Müminin Ali'nin (a.s) katillerine lânet et.)
Şu Duanın Okunması
Arapçası
اَللّـهُمَّ اْجْعَلْ فيـما تَقْضي وَتُقَدِّرُ مِنَ الاَمْرِ الَْمحْتُومِ، وَفيـما تَفْرُقُ مِنَ الاَمْرِ الحَكيمِ في لَيْلَةِ الْقَدْرِ، وَفِي الْقَضاءِ الَّذي لا يُرَدُّ وَلا يُبَدَّلْ، اَنْ تَكْتُبَني مِنْ حُجّاجِ بَيْتِكَ الْحَرامِ، الْمَبْرُورِ حَجُّهُمُ، الْمَشْكُورِ سَعْيُهُمُ، الْمَغْفُورِ ذُنُوبُهُمُ الْمُكَفَّرِ عَنْهُمْ سَيِّئاتُهُمْ وَاجْعَلْ فيـما تَقْضي وَتُقَدِّرُ اَنْ تُطيلَ عُمْري وَتُوَسِّعَ عَلَيَّ في رِزْقي، وَتَفْعَلَ بي كَذا وَكَذا[25]
—
Şu Duanın Okunması
Arapçası
یا ذَا الَّذِی کانَ قَبْلَ کلِّ شَیءٍ ثُمَّ خَلَقَ کلَّ شَیءٍ ثُمَّ یبْقَی وَ یفْنَی کلُّ شَیءٍ یا ذَا الَّذِی لَیسَ کمِثْلِهِ شَیءٌ وَ یا ذَا الَّذِی لَیسَ فِی السَّمَاوَاتِ الْعُلَی وَ لاَ فِی الْأَرَضِینَ السُّفْلَی وَ لاَ فَوْقَهُنَّ وَ لاَ تَحْتَهُنَّ وَ لاَ بَینَهُنَّ إِلَهٌ یعْبَدُ غَیرُهُ لَک الْحَمْدُ حَمْداً لاَ یقْوَی عَلَی إِحْصَائِهِ إِلاَّ أَنْتَ فَصَلِّ عَلَی مُحَمَّدٍ وَ آلِ مُحَمَّدٍ صَلاَةً لاَ یقْوَی عَلَی إِحْصَائِهَا إِلاَّ أَنْتَ
—
Yirmi Birinci Gece
Bu gece on dokuzuncu geceden daha faziletlidir. Bu gecede de üç gecenin müşterek amellerini yerine getirmekle birlikte bu gece ve yirmi üçüncü gecenin gusül, ihya ve ibadetine daha çok önem verilmesi, hadislerde üstelenmiş ve Kadir gecesinin bu iki geceden birisi olduğu vurgulanmıştır.
Muhtelif hadislerde nakledildiğine göre, Ehlibeyt İmamları'ndan birisine, Kadir gecesinin bu iki geceden hangisi olduğu sorulduğunda, "İstediğini bu iki geceden birisinde (her iki gecenin amellerini yerine getirerek) bulman kolaydır." veya "Neden her iki gecede de hayır amel işlemeyesin?!" şeklindeki cevaplarla yetinmiş ve kesin olarak belirlememişlerdir.
Merhum Şeyh Sadûk'un: "Bu iki geceyi ilâhî olan ilmî müzakerelerle geçirmek daha faziletlidir." dediği nakledilmiştir.
Bu geceden itibaren ramazanın son on günlerine ait duaların okunmasına da başlanılır. O dualardan birisi, Merhum Kuleynî'nin İmam Cafer Sadık'tan (a.s) naklettiği duadır. İmam (a.s) şöyle buyurmuştur: Ramazan ayının son on gününde, her gece şöyle söylersin:
اَعُوذُ بِجَلالِ وَجْهِكَ الْكَريمِ أنْ يَنْقِضيَ عَنّي شَهْرُ رَمَضانَ اَوْ يَطْلُعَ الْفَجْرُ مِنْ لَيْلَتي هذِهِ وَلَكَ قِبَلي ذَنْبٌ اَوْ تَبِعَةٌ تُعَذِّبُني عَلَيْهِ[26]
Merhum Kef'emî'nin "Beledu'l-Emin" adlı eserin haşiyesindeki nakline göre İmam Cafer Sadık (a.s), ramazan ayının son on gecesinde farz ve sünnet namazlardan sonra şöyle dua ederdi:
اَللّـهُمَّ اَدِّ عَنّا حَقَّ ما مَضى مِنْ شَهْرِ رَمَضانَ، وَاغْفِرْ لَنا تَقْصيرَنا فيهِ، وَتَسَلَّمْهُ مِنّا مَقْبُولاً وَلا تُؤاخِذْنا بِاِسْرافِنا عَلى اَنْفُسِنا، وَاجْعَلْنا مِنَ الْمَرْحُومينَ وَلا تَجْعَلْنا مِنَ الَْمحْرُومينَ[27]
İmam (a.s) şöyle buyurmuştur: "Kim bu duayı okursa, Allah bu aydaki geçmiş kusurlarını bağışlar ve geriye kalan günlerinde ise, onu günahtan korur."
Yine Seyyid İbn Tâvûs'un (r.a) "İkbal" kitabında İbn Ebi Umeyr'den, Murazim'den nakline göre, İmam Sadık (a.s) ramazan ayının son on gününde, her gece şu duayı okurdu:
Arapçası
اَللّـهُمَّ اِنَّكَ قُلْتَ في كِتابِكَ الْمُنْزَلِ:(شَهْرُ رَمَضانَ الَّذي اُنْزِلَ فيهِ الْقُرْآنُ هُدىً لِلنّاسِ وَبَيِّناتٍ مِنَ الْهُدى وَالْفُرْقانِ) فَعظَّمْتَ حُرْمَةَ شَهْرِ رَمَضانَ بما اَنْزَلْتَ فيهِ مِنَ الْقُرآنِ، وَخَصَصْتَهُ بِلَيْلَةِ الْقَدْرِ وَجَعَلْتَها خَيْراً مِنْ اَلْفِ شَهْرٍ، اَللّـهُمَّ وَهذِهِ اَيّامُ شَهْرِ رَمَضانَ قَدِ انْقَضَتْ، وَلَياليهِ قَدْ تَصَرَّمَتْ، وَقَدْ صِرْتُ يا اِلهٰي مِنْهُ اِلى ما اَنْتَ اَعْلَمُ بِهِ مِنّي وَاَحْصى لِعَدَدِهِ مِنَ الْخَلْقِ اَجْمَعينَ، فَاَسْأَلُكَ بِما سَأَلكَ بِهِ مَلائِكَتُكَ الْمُقَرَّبُونَ وَاَنْبِياؤُكَ الْمُرْسَلُونَ، وَعِبادُكَ الصّالِحُونَ، اَنْ تُصَلِّيَ عَلى مُحَمَّدٍ وَآلِ مُحَمَّدٍ وَأنَ تَفُكَّ رَقَبَتي مِنَ النّارِ، وَتُدْخِلَنِى الْجَنَّةَ بِرَحْمَتِكَ، وَاَنْ تَتَفَضَّلَ عَليَّ بِعَفْوِكَ وَكَرَمُكَ و تَتَقبَّل تَقَربي وَ تَسْتَجيْبَ دُعائي وتَمُنَّ عَليَّ بالأمنِ يومَ الخَوفِ مِنْ كُلِّ هَوْلٍ اَعْدَدْتَهُ لِيَومِ الْقِيامَةِ، اِلهٰي وَاَعُوذُ بِوَجْهِكَ الْكَريمِ وَبِجَلالِكَ الْعَظيمِ اَنْ يَنْقَضِيَ اَيّامُ شهْرِ رَمَضانَ وَلَياليهِ وَلكَ قِبَلي تَبِعَةٌ اَوْ ذَنْبٌ تُؤاخِذُني بِهِ اَوْ خَطيئَةٌ تُريدُ اَنْ تَقْتَصَّهَا مِنّي لَمْ َتَغْفِرْها لي سَيِّدي سَيِّدي سَيِّدي أسألُك يا لا اِلـٰهَ إلاّ اَنْتَ اِذْ لا اِلـٰهَ إلاّ اَنْتَ اِنْ كُنْتَ رَضَيْتَ عَني في هذَا الشَّهْرِ فَاْزدَدْ عَنّي رِضاً، وَاِنْ لَمْ تَكُن رَضَيْتَ عنِّي فَمِنَ الآنَ فَارْضَ عَنّي يا اَرْحَمَ الرّاحِمينَ، يا اَللهُ يا اَحَدُ يا صَمَدُ يا مَنْ لَمْ يَلِدْ وَلمْ يُولَدْ وَلَمْ يَكُنْ لَهُ كُفُواً اَحَدٌ.[28]
—
Peşinden şu duanın sık sık tekrarlanması tavsiye edilmiştir:
Arapçası
يا مُلَيِّنَ الْحَديدِ لِداوُدَ عَلَيْهِ السَّلامُ يا كاشِفَ الضَرّ والكُرَبِ العِظام عَن ايّوبَ (عليه السلام)، اَي مُفَرِّجَ هَمِّ يَعْقُوبَ عَلَيْهِ السَّلامُ، اَيْ مُنَفِّسَ غَمِّ يُوسُفَ عَلَيْهِ السَّلامُ صَلِّ عَلى مُحَمَّدٍ وَآلِ مُحَمَّدٍ كَما اَنْتَ أَهْلهُ اَنْ تُصَلِّيَ عَلَيْهِمْ اَجْمَعينَ وَافْعَلْ بي ما اَنْتَ اَهْلُهُ وَلا تَفْعَلْ بي ما اَنَا اَهْلُهُ.[29]
—
el-Kâfî", "el-Muknia" ve "el-Misbâh" kitaplarında, yirmi birinci gece için şu dua nakledilmiştir:
Arapçası
يا مُولِجَ اللَّيْلِ فِي النَّهارِ، وَمُولِجَ النَّهارِ فِي اللَّيْلِ، وَمُخْرِجَ الْحَيِّ مِنَ الْمَيِّتِ، وَمُخْرِجَ الْمَيِّتِ مِنْ الْحَيِّ، يا رازِقَ مَنْ يَشاءُ بِغَيْرِ حِسابٍ، يا اَللهُ يا رَحْمـنُ، يا اَللهُ يا رَحيمُ، يا اَللهُ يا اَللهُ يا اَللهُ لَكَ الاَسْماءُ الْحُسْنى، وَالاَمْثالُ الْعُلْيا، وَالْكِبْرِياءُ وَالآلاءُ، اَسْأَلُكَ اَنْ تُصَلِّيَ عَلى مُحَمَّدٍ وَآلِ مُحَمَّدٍ، وَاَنْ تَجْعَلَ اسْمي في هذِهِ اللَّيْلَةِ فِي السُّعَداءِ، وَرُوحي مَعَ الشُّهَداءِ، وَاِحْساني في عِلِّيّينَ، وَاِساءَتي مَغْفُورَةً، وَاَنْ تَهَبَ لي يَقينَاً تُباشِرُ بِهِ قَلْبي، وَاِيماناً يُذْهِبُ الشَّكَّ عَنّي، وَتُرْضِيَني بِما قَسَمْتَ لي، وَآتِنا فِي الدُّنْيا حَسَنَةً وَفِي الآخِرَةِ حَسَنَةً، وَقِنا عَذابَ النّارِ الْحَريقِ، وَارْزُقْني فيها ذِكْرَكَ وَشُكْرَكَ، وَالرَّغْبَةَ اِلَيْكَ وَالاِنابَةَ وَالتَّوْفيقَ لِما وَفَّقْتَ لَهُ مُحَمَّداً وآلَ مُحَمَّدٍ عَلَيْهِ وَعَلَيْهِمُ السَّلامُ.[30]
—
Yirmi Üçüncü Gece
"Hediyyetu'z-Zair" kitabında şöyle geçer: Bu gece diğer iki geceden (19. ve 21. gecelerden) daha faziletlidir. Birçok hadisten, bu gecenin Kadir gecesi olduğu anlaşılmaktadır. Bu gecede bütün işler hikmete uygun olarak takdir edilir. Bu gecenin zikrettiğimiz müşterek amellerin yanı sıra birçok özel amelleri de vardır:
Ankebût ve Rûm surelerini okumak. İmam Cafer Sadık'tan (a.s) şöyle rivayet edilmiştir: "Bu iki sureyi bu gecede okuyan kimse, cennet ehlinden olur."
Duhân Suresini okumak.
Bin defa Kadir Suresini okumak.
Bu gecede hatta her zaman Allah'a hamd-u senadan sonra Hz. İmam Zaman (Mehdi a.s) hakkında nakledilen şu duayı okumak sünnettir:
Allahumme kun li-veliyyik’el-huccet’inb’il-Hesen, salavatuke aleyhi ve ala âbâih, fî hazîh’is-sâeti ve fî kulli sâatin, veliyyen ve hafizen ve gaiden ve nâsiran ve delîlen ve eynâ; hetta tuskinehû erzake tav’an ve tumettiahû fîhâ tavîla.”
Gecenin başında olduğu gibi sonunda da gusletmek, bu geceye has bir ameldir.
Bu gecede gusletmek, bu gecede uyanık kalıp ibadetle geçirmek, İmam Hüseyin'i (a.s) ziyaret etmek ve yüz rekat namaz kılmak çok faziletli olup önemle vurgulanmıştır.
Merhum Şeyh Tusî, "Tehzib" kitabında Ebu Basir'den şöyle rivayet etmiştir:
İmam Sadık (a.s) bana şöyle buyurdu: "Kadir gecesi olması ümit edilen (şu gecede) yüz rekât namaz kılarak her rekâtta Fâtiha'dan sonra on defa İhlâs Suresi'ni oku." Ben, "Canım sana feda olsun, bu namazları ayaküstü kılamaz isem ne yapayım?" dediğimde, "Oturarak kıl." buyurdu. "Buna da gücüm yetmez ise, ne yapayım?!" diye sorduğumda ise, "Yatağına uzandığın hâlde kılmaya çalış." buyurdu.
"Deâimü'l-İslâm" kitabında şöyle rivayet eder:
"Ramazan ayının son on günü olduğunda, Resulullah (s.a.a) yatağını dürer, ibadet için kemerini sıklardı. Yirmi üçüncü gece aile fertlerini uyandırır ve uyuyanların yüzüne su serperdi."
Hz. Fâtıma (a.s) bu gecede aile fertlerinin uyumasına izin vermezdi. Bunu da onlara az yemek vermek ve gündüzler uyumakla sağlamaya çalışır ve şöyle buyururdu: "Asıl mahrum ve yoksun kimse, bu gecenin hayrından yoksun kalan kimsedir."
Rivayet edildiğine göre İmam Cafer Sadık (a.s) bir ara şiddetli bir şekilde hastalanmıştı. Buna rağmen ramazan ayının 23. gecesi olduğunda akrabalarından kendisini camiye götürmelerini istedi ve o gece sabaha kadar camide kaldı!
Merhum Allâme Meclisî şöyle demiştir: "Bu gecede Kur'ân'ı mümkün mertebe çok okumaya ve "Sahife-i Seccadiye"nin dualarını, özellikle "Mekarimu'l-Ahlak" duasını ve tövbe duasını okumaya ve amelleri yapmaya özen gösterin."
Şu duayı okumak:
Arapçası
اَللّـهُمَّ امْدُدْ لي في عُمْري، وَاَوْسِعْ لي في رِزْقي، وَاَصِحَّ لي جِسْمي، وَبَلِّغْني اَمَلي، وَاِنْ كُنْتُ مِنَ الأَشْقِياءِ فَاْمُحني مِنَ الأَشْقِياءِ، وَاْكتُبْني مِنَ السُّعَداءِ، فَاِنَّكَ قُلْتَ في كِتابِكَ الْمُنْزَلِ عَلى نَبِيِّكَ الْمُرْسَلِ صَلَوتُكَ عَلَيْهِ وَآلِهِ:(يَمْحُو اللهُ ما يَشاءُ وَيُثْبِتُ وَعِنْدَهُ اُمُّ الْكِتابِ).[31]
—
Ve şu duayı okumak:
Arapçası
اَللّـهُمَّ اجْعَلْ فيـما تَقْضي وَفيـما تُقَدِّرُ مِنَ الأَمْرِ الَْمحْتُومِ، وَفيـما تَفْرُقُ مِنَ الأَمْرِ الْحَكيمِ في لَيْلَةِ الْقَدْرِ، مِنَ الْقَضاءِ الَّذي لا يُردُّ وَلا يُبَدَّلُ اَنْ تَكْتُبَني مِنْ حُجّاجِ بَيْتِكَ الْحَرامِ في عامي هذا الْمَبْرُورِ حَجُّهُمْ الْمَشْكُورِ سَعْيُهُمُ، الْمَغْفُورِ ذُنُوبُهُمُ، الْمُكَفَّرِ عَنْهُمْ سَيِّئاتُهُمْ، وَاجْعَلْ فيـما تَقْضي وَتُقَدِّرُ اَنْ تُطيلَ عُمْري وَتُوَسِّعَ لي في رِزْقي[32]
—
Merhum Seyyid'in "el-İkbâl" kitabında naklettiği şu dua da bu gecede okunur:
Arapçası
يا باطِناً في ظُهُورِهِ، وَيا ظاهِراً في بُطُونِهِ وَيا باطِناً لَيْسَ يَخْفى، وَيا ظاهِراً لَيْسَ يُرى، يا مَوْصُوفاً لا يَبْلُغُ بِكَيْنُونَتِهِ مَوْصُوفٌ وَلا حَدٌّ مَحْدُودٌ، وَيا غائِباً غَيْرَ مَفْقُود، وَيا شاهِداً غَيْرَ مَشْهُود، يُطْلَبُ فَيُصابُ، وَلَمْ يَخْلُ مِنْهُ السَّماواتُ وَالأَرْضِ وَمابَيْنَهُما طَرْفَةَ عَيْن، لا يُدْرَكُ بِكَيْفٍ وَلا يُؤَيَّنُ بِاَيْنٍ وَلا بِحَيْث، اَنْتَ نُورُ النُّورِ وَرَبَّ الأَرْبابِ، اَحَطْتَ بِجَميعِ الاُمُورِ، سُبْحانَ مَنْ لَيْسَ كَمِثْلِهِ شَيْءٌ وَهُوَ السَّميعُ الْبَصيرُ سُبْحانَ مَنْ هُوَ هكَذا وَلا هكَذا غَيْرُهُ.[33]
—
Bu duanın okunması:
Arapçası
يا رَبَّ لَيْلَةِ الْقَدْر وَجاعِلَها خَيْراً مِنْ اَلْفِ شَهْرٍ، وَرَبَّ اللَّيْلِ والنَّهارِ، وَالْجِبالِ والْبِحارِ، والظُّلَمِ والأَنْوارِ، وَالأَرْضِ وَالسَّماءِ، يا بارِئُ يا مُصَوِّرُ، يا حَنّانُ يا مَنّانُ، يا اَللهُ يا رَحْمنُ، يا اَللهُ يا بَديعُ، يا اَللهُ يا اَللهُ يا اَللهُ، لَكَ الاَْسْماءُ الْحُسْنى، وَالأَمْثالُ الْعُلْيا، وَالْكِبْرِياءُ وَالآلاءُ، اَسْأَلُكَ اَنْ تُصَلِّيَ عَلى مُحَمَّدٍ وَآلِ مُحَمَّدٍ، وَاَنْ تَجْعَلَ اسْمي في هذِهِ اللَّيْلَةِ فِي السُّعَداءِ، وَرُوحي مَعَ الشُّهَداءِ وَاِحْساني في عِلِّيّينَ، وَاِساءَتي مَغْفُورَةً، وَاَنْ تَهَبَ لي يَقيناً تُباشِرُ بِهِ قَلْبي وَاِيماناً يُذهِبُ الشَّكَّ عَنّي، وَتُرْضِيَني بِما قَسَمْتَ لي، وَآتِنا فِي الدُّنْيا حَسَنَةً وَفِي الآخِرَةِ حَسَنَةً، وَقِنا عَذابَ النّارِ الْحَريقِ، وَارْزُقْني فيها ذِكْرَكَ وَشُكْرَكَ وَالرَّغْبَةَ اِلَيْكَ وَالاِنابَةَ والتَّوبَةَ والتَّوْفيقَ لِما وَفَّقْتَ لَهُ مُحَمَّداً وَآلَ مُحَمَّدٍ عَلَيْهِمُ السَّلامُ.[34]
—
Şu duayı okumak:
Arapçası
يا مُدَبِّرَ الاُمُورِ، يا باعِثَ مَنْ فِى الْقُبُورِ، يا مُجْرِيَ الْبُحُورِ، يا مُلَيِّنَ الْحَديدِ لِداوُدَ صَلِّ عَلى مُحَمَّدٍ وَآل مُحَمدٍ وافْعَلْ بي كَذ وَكَذا. [35]
—
«كَذ وَكَذا» yerine hacetlerini iste.
Bu dua okunurken eller gökyüzüne kaldırılır ve dua sonuna kadar okunur. Bu duanın bu gece rükû ve secde hâlinde, oturarak, ayakta ve kısacası çeşitli hallerde sık sık tekrarlanması iyidir. Bu duanın ramazan ayının son gecesinde de okunması tavsiye edilmiştir.
Kaynakça
Yukarı git↑ Ferahidi, kitabu’l-Ayn, c. 5, s. 113; Kureşi, Kamus’u Kur’an, c. 5, s. 246, 247.
Yukarı git↑ El-Mizan, c. 12, s. 144.
Yukarı git↑ El-Murakabat, s. 237, 252.
Yukarı git↑ Tefsiri Numune, c. 27, s. 190.
Yukarı git↑ Tefsiri Numune, c. 27, s. 190.
Yukarı git↑ Kadir, 1-5.
Yukarı git↑ Duhan, 1-6.
Yukarı git↑ Kafi, c. 1, s. 249.
Yukarı git↑ Kafi, c. 1, s. 247, 248.
Yukarı git↑ اتفق مشایخنا [فی لیلة القدر] علی انها اللیلة الثالثة و العشرون من شهر رمضان. El-Hisal, s. 519.
Yukarı git↑ Tabersi, Mecmeu’l-Beyan, c. 10, s. 786.
Yukarı git↑ Usul-u Kafi, c. 2, s. 772.
Yukarı git↑ Sahihi Müslim, c. 8, s. 65.
Yukarı git↑ Tefsiri el-Kasimi, c. 17, s. 217.
Yukarı git↑ Şerhi el-Ezhar, c. 1, s. 57.
Yukarı git↑ Sahife-i Seccadiye, s. 187.
Yukarı git↑ Tefsiri Minhacu’s-Sadikin, c. 10, s. 308.
Yukarı git↑ Tefsiri Nuru’s-Sakaleyn, c. 5, s. 918.
Yukarı git↑ Biharu’l-Envar, c. 40, s. 54.
Yukarı git↑ Et-Tehzib, c. 4, s. 331, h. 101.
Yukarı git↑ Şiayan websitesi.
Yukarı git↑ "Allah'ım! Menfaat veya zararı elinde olmayan ve kötülüğü kendisinden uzaklaştıramayan değersiz bir kulun olarak akşamladım. Ben kendi nefsime bunu şehadet ediyor, gücümün zayıflığı ve çaremin azlığını sana itiraf ediyorum. Şu hâlde Muhammed ve Ehlibeyt'ine rahmet eyle ve bu gecede bana ve bütün mümin erkek ve kadınlara vaat ettiğin mağfireti gerçekleştir ve bana verdiğin (nimetlerini) tamamla. Çünkü ben senin, miskin, düşkün, zayıf, fakir ve aşağılık bir kulunum. Allah'ım! İster geciksin (ister gecikmesin), ister rahatlıkta olayım isterse sıkıntıda, ister zorlukta olayım, isterse kolaylıkta, ister afiyet içinde olayım, ister belada, ister yoksulluk içinde olayım isterse nimet (ve bollukta), lütfettiğin şeylerde zikrini bana unutturma; verdiğin (nimetlerde) iyiliğinden beni gafil etme ve icabetinden ümidimi kesme. Kuşkusuz sen duayı işiten (kabul eden)sin."
Yukarı git↑ "Allah'ım senden, indirdiğin kitabın ve onda bulunan büyük ve güzel isimlerin hürmetine ve kitabındaki korkutan veya ümit veren (ayetlerin) hürmetine, beni cehennem ateşinden azat ettiğin kimselerden kılmanı dilerim."
Yukarı git↑ "Allah'ım! Bu Kur'ân ve onu gönderdiğin kimsenin ve onda methettiğin bütün müminlerin hakkına ve senden başka hiç kimsenin tanıyamayacağı onlar üzerindeki hakkına (sana yalvarıyorum)."
Yukarı git↑ "Allah'ım! Kadir gecesinde hükmedip mukadder buyurduğun, hikmet üzere kararlaştırdığın, değişmeyen, dönüşü olmayan hükümlerin arasında beni de Beytü'l-Haram'ının, hacları kabul olan, çabalarının karşılığı verilen, günahları affedilen, kötülüklerinin üstü örtülen hacılarından yaz. Ömrümün uzamasını ve rızkımın çoğalmasını mukadder buyur. Ve benim şu, şu... hacetlerimi yerine getir."
Uyarı: "Keza ve keza" (Şu, şu hacetlerim…) cümlesi yerine hacetler zikredilir.
Yukarı git↑ "(Ey Rabbim!) Ramazan ayının bitmesi veya bu gecenin sabah olmasıyla henüz üzerimde azaba vesile olacak bir günahın kalması hâlinde, bundan Kerim Vech'inin yüceliğine sığınırım."
Yukarı git↑ "Allah'ım! Ramazan ayının geçmiş (günlerinin) hakkını bizden taraf eda et. Ona karşı yaptığımız kusur ve ihmali bağışla. Onu bizden kabul buyur. Nefsimize yaptığımız zulümden dolayı bizi cezalandırma. Bizi rahmetine mazhar olan kullarından eyle; mahrum olanlardan değil."
Yukarı git↑ Allah'ım! İndirilen kitabın (Kur'ân)'da şöyle buyurdun: "Ramazan ayı, ki insanlara yol gösterici, (hakkı batıldan) ayırt edip açıklayıcı olan Kur'ân o ayda indirilmiştir..." Kur'ân'ı böylece ramazan ayında indirerek, Kadir gecesini bu aya has kılıp bu ayın hürmetini yücelttin. Allah'ım! İşte ramazan ayının günleri bitmek ve gece leri geçmek üzeredir. Ey mabudum! (Bu günler ve gecelerde) ulaştığım durumu sen benden daha iyi bilirsin; sen (itaat veya günahlarımın) sayısına bütün yaratıklardan daha çok vakıfsın. Şu hâlde mukarreb meleklerinin, gönde-rilmiş peygamberlerinin ve salih kullarının senden dilerken vasıta kıldık-ları şeyleri, ben de vasıta kılarak senden, Muhammed ve Ehlibeyt'ine rahmet etmeni, vücudumu (cehennem) ateşinden kurtarmanı, rahmetinle beni cennete yerleştirmeni, affın ve kereminle bana lütufta bulunmanı, (sana) yakınlaşmak için (yaptığım amelleri) kabul buyurmanı, duamı kabul etmeni ve korku günü olan Kıyamet günü için öngördüğün bütün korku ve dehşetlerden beni emniyete alarak minnetine mazhar kılmanı diliyorum. Ey mabudum! Ramazan ayının gündüz ve geceleri geçer de üzerimde beni cezalandırmana sebep olacak bir suç ve günah veya benden kısasını alacağın bir yanlışım kalır ve onu bağışlamazsan, bundan (ancak) Kerim Vech'ine ve yüce celaline sığınırım. Ey efendim; ey efendim; ey efendim; ey (yüce Allah)! Senden başka ilâh yoktur; çünkü senden gayri bir mabut olamaz; sana yalvarıyorum; bu ayda benden razı olduysan, rızanı daha da artır ve eğer razı olmadıysan, şu anda benden razı ol; ey merhametlilerin en merhametlisi! Ey Allah, ey tek, ey noksansız-ihtiyaçsız, ey doğmayan ve doğurmayan ve hiçbir şey kendisine denk olmayan (Rabbim)!"
Yukarı git↑ "Ey Davud aleyhisselâm için demiri yumuşatan; ey Eyyup aleyhis-selâm'ın büyük sıkıntı ve kederini gideren; ey Yakup aleyhisselâm'ın üzüntüsüne son veren; ey Yusuf Aleyhisselâm'ın gamını bertaraf eden (Yüce Allah)! Muhammed ve Ehlibeyt'inin hepsine, sana yakışır şekilde rahmet eyle; bana, kendine yakışır şekilde muamele et, benim hak ettiğim şekilde değil."
Yukarı git↑ "Ey geceyi gündüze ve gündüzü geceye dâhil eden; diriyi ölüden ve ölüyü diriden çıkaran; ey istediğine hesapsız rızk veren; ya Allah, ya Rahman; ya Allah, ya Rahim; ya Allah, ya Allah, ya Allah! Güzel isimler, yüce örnekler, yücelik ve nimetler sana mahsustur. Senden, Muhammed ve Ehlibeyt'ine rahmet etmeni ve bu gecede benim ismimi saadetli insanların isimleri arasına, ruhumu ise şehidlerin ruhlarının yanına yerleştirmeni, iyiliğimi illiyyîn makamına (kabul derecesine) ulaştırmanı, kötülüğümü bağışlamanı diliyorum. Bana kalbimle bütünleşen (hiçbir zaman ayrılmayan) bir yakin; şüpheyi benden uzaklaştıracak bir iman lutfetmeni ve benim için kısmet ettiğin şeylere beni razı kılmanı diliyorum senden. (Allah'ım!) Dünyada da bize iyilik nasip et, âhirette de. Bizi, yakıcı ateşin azabından koru. Bu gecede bana zikrini, şükrünü, sana yönelmeyi, tövbe etmeyi nasip et ve Muhammed ve Ehlibeyt'ini (ona ve Ehlibeyt'ine selâm olsun) muvaffak kıldığın şeylere beni de muvaffak kıl."
Yukarı git↑ "Allah'ım! Ömrümü uzun ve rızkımı bol et. Cismimi sıhhatli tut; beni arzuma ulaştır. (Yaptığım amellerden dolayı) bedbaht insanlardan olmuş isem, beni bedbahtların arasından silip, mesut insanların arasına yaz. Şüphesiz sen gönderdiğin Peygamber'e (salâvatın onun ve Ehlibeyt'inin üzerine olsun) indirdiğin kitabında şöyle buyurmuşsun: Allah istediğini siler, istediğini sabit bırakır; ana kitap ise O'nun indindedir."
Yukarı git↑ "Allah'ım! Kadir gecesinde hükmedip mukadder buyurduğun ve hikmet üzere kararlaştırdığın, değişmeyen, dönüşü olmayan hükümlerin arasında, beni de hacları kabul olan, çabalarının karşılığı verilen, günahları affedilen ve kötülüklerinin üstü örtülen, Beytü'l-Haram'ının hacılarından yaz. Ömrümün uzamasını ve rızkımın çoğalmasını mukadder buyur."
Yukarı git↑ "Ey aşikâr olduğu hâlde gizli ve ey gizli olduğu hâlde aşikâr olan; ey görünmemesine rağmen gizli olmayan ve ey aşikâr olmasına rağmen görünmeyen; ey zatının künhüne hiçbir vasıfla, hiçbir tarif ve (medihle) varılamayan; ey gözden kayıp olduğu hâlde hazır bulunan; hazır olduğu hâlde görünmeyen; arandığında bulunan; göklerden, yerden ve (bu ikisinin) arasından bir an dahi kaybolmayan; belli bir keyfiyetle algılanmayan ve herhangi bir mekânda veya yönde yer tutmayan (Rabbim)! Sen nurun nurusun; efendilerin efendisisin; her şeyi kuşatmışsın. Münezzehtir misli olamayan, duyan ve gören (Allah)."
Yukarı git↑ "Ey Kadir gecesinin Rabbi ve onu bin aydan hayırlı kılan, ey gece ve gündüzün, dağların ve denizlerin, karanlıkların ve nurların, yerin ve göğün Rabbi; ey yaratan; ey (varlıkları) şekillendiren; ey şefkatli; ey nimet verip ihsanda bulunan, ey Allah, ey Rahman; ey Allah, ey Kayyum (varlıkları ayakta tutan); ey Allah, ey örneği olmadan yaratan; ya Allah, ya Allah, ya Allah! Güzel isimler, yüce örnekler, kibriya ve nimetler sana mahsustur. (Allah'ım!) Senden, Muhammed ve Ehlibeyt'ine rahmet etmeni ve bu gecede benim ismimi saadetli kimselerin isimleri arasına ve ruhumu şehitlerin ruhunun yanına yerleştirmeni, iyiliğimi illiyyîn makamına (kabul derecesine) ulaştırmanı ve kötülüğümü bağışlamanı diliyorum. Bana, kalbimle bütünleşecek (ondan hiçbir zaman ayrılmayacak) bir yakin, (her türlü) şüpheyi benden uzaklaştıracak bir iman ver ve bana kısmet ettiğin şeylere beni razı kıl; dünyada da bize iyilik ver ahirette de ve bizi yakıcı ateşin azabından koru. Bu (gecede) zikrini, şükrünü, iştiyakla sana yönelmeyi, tövbe edip sana dönmeyi bana nasip et ve Muhammed ve Ehlibeyt'ini (ona ve Ehlibeyt'ine selâm olsun) muvaffak kıldığın şeylere beni de muvaffak kıl."
Yukarı git↑ "Ey işleri tedbir eden, ey kabirdekileri dirilten, ey denizleri akıtan, ey demiri Davud'a yumşatan! Muhammed ve âl-i Muhammed'e salat eyle ve bana şöyle şöyle yap."
Bibliyografi
İbn el-Miftah, Abdullah, Şerh el-Ezhar, el-Hicaz, Kahire.
Huveyzi, Ali bin Cuma, Tefsiri Nuru’s-Sakaleyn, Kum, İsmailiyan.
Sahife-i Kamile Seccadiye, tercüme Muhsin Garaviyan, Kum, el-Hadi, ş. 1378.
Tabatabi, Seyyid Muhammed Hüseyin, el-Mizan fi Tefsiri’l-Kur’an, Kum, İsmailiyan, ş. 1371.
Tabersi, Fazıl bin Hasan, Mecmeu’l-Beyan fi Tefsiri’l-Kur’an, Tahran, Nasır Husrev, ş. 1372.
Tusi, Muhammed bin Hasan, (Şeyh Tusi), et-Tehzib, Tahran, Daru’l-Kutubu’l-İslamiye, ş. 1365.
Ferahidi, Halil bin AHmed, Kitabu’l-Ayn.
Feyzi Kaşani, Molla Muhsin, Tefsiri Safi, tercüme7 Abdurahim Akiki Bahşayişi, Kum, Nevidi İslam, ş. 1358.
Kureyşi, Ali Ekber, Kamusu Kur’an, Tahran, Daru’l-Kutubu’l-İslamiye.
el-Kasımi, Muhammed Cemalettin, Tefsiri el-Kasımi, Beyrut.
Kummi, Şeyh Abbas, Mefaftihu’l-Cinan, Kadir gecesi amelleri.
Kaşani, Molla Fethulah, Tefsiri Minhacu’s-Sadikin, Tahran, İlmi, ş. 1340.
Kuleyni, Muhammed bin Yakub, Usul-u Kafi, tercüme, Mıuhammed Bakır Kemrei, Kum, Usve, ş. 1375.
Meclisi, Muhammed Bakır, Biharu’l-Envar, Beyrut, Daru ihya et-turas el-Arabi.
Müslim, Sahihi Müslim, Daru’l-kutubu’l-İlmiye, Beyrut.
Mekarim Şirazi, Nasır, Tefsiri Numune, Tahran, Daru’l-Kutubu’l-İslamiye, ş. 1371.
Meliki Tebrizi, Mirza Cevad, el-Murakabat fi A’mali’s-Sene, Beyrut, Daru’l-İtisam.
İbn Babaveyh, Muhammed Ali, el-Hisal, musahhih, Gaffari, Ali Ekber, Camiu Müderrisin, Kum, ş. 1362