İMAM RIZA (A.S)’IN DOĞUMU [2]
Sulî derki: Babamın amcası İbrahim bin Abbas, İmam Rıza hakkında övücü çok şiirler yazmıştı ki, çekinmeden onları okurdu. Ama daha sonra, onları gizlemek zorunda kaldı. Bir müddet sonra onları tekrar oradan buradan toplamaya çalıştı. Hz. İmam Rıza’nın annesinin adının “Sekenen Nevbiyye”, “Erva”, “Necme” ve “Ümmü’l Benin” olduğunu söyleyenler olmuştur.
Ali bin Meysem babasından naklediyor:
İmam Kâzım (a.s)’ın annesi Hamide, İmam Rıza (a.s)’ın annesi Necme’yi aldığında şöyle söylüyordu. Gece rüyamda Hz. Resulullah’ı gördüm, bana; “Hamide! Necme’yi oğlun Mûsa’ya bağışla. Zira ondan yeryüzünün en hayırlı insanı dünyaya gelecek.” Ben de onu oğlum Mûsa’ya bağışladım.
Necme İmam Rıza (a.s)’ı dünyaya getirdiği zaman İmam Kâzım (a.s) ona “Tahire” adını verdi. Necme, Erva, Seken, Semane, ve Tuktem ona verilen diğer isimlerdir.
Ali bin Meysem sözlerinin devamında şöyle dedi: Babamdan; annem şöyle diyordu diye dediğini duydum: Hamide Necme’yi satın aldığında o bakireydi.
Hişam Ahmer, İmam Kâzım (a.s)’ın kendisine şöyle buyurduğunu naklediyor: "Acaba Mağrip (yer adı) ehlinden buraya gelen birisini tanıyor musun?"
Arzettim ki: Hayır.
Buyurdular: Kızıl tenli birisi gelmiş, gel birlikte onun yanına gidelim.
Bineğe binerek birlikte onun yanına gittik. O mağrip ehlinden birisiydi, yanında da bir çok sayıda köle vardı. İmam (a.s) ona: “Kölelerini bize göster” diye buyurdular. Adam dokuz tane cariye (kadın köle) İmam’a gösterdi. İmam (a.s) onların her birini gördükçe buna ihtiyacım yok, diyordu.
Daha sonra diğerlerini göster, buyurunca adam: Bunlardan başkası yok, diye cevap verdi. İmam (a.s): “Var, göster” buyurdular. Adam yemin ederek: Sadece hasta bir cariye var, dedi. İmam (a.s); “Onu göstermenin ne sakıncası vardır?” buyurdu.
Ama adam onu göstermekten sakındı. Daha sonra İmam (a.s) geriye döndü ve ertesi gün beni o adamın peşine göndererek şöyle buyurdular: Ona de ki, onun hakkında son düşündüğün fiyat ne kadardır? Şu kadardır derse, de ki: Kabul ediyorum, onu aldım.
Hişam diyor ki: Adamın yanına gittim ve o, filan miktardan aşağı olmaz deyince, ben de kabul ediyorum, al bu para senin dedim. O da; bu cariye de senin malın, ama söyle bakalım dün seninle gelen o şahıs kimdi? dedi. Ben de Beni Haşim’dendir, dedim. Adam; Beni Haşim’in hangi boyundandır? deyince, onların büyüklerindendir, dedim.
Adam: Biraz daha açıklama yap, dedi. Ben daha fazla bilmiyorum dedim. Adam öyleyse ben bu hizmetçi hakkında sana anlatayım, dedi: Ben bu cariyeyi Mağrib’in en uzak şehirlerinin birinden aldım ve Ehl-i Kitaptan olan bir kadın beni görünce şöyle dedi: Bu cariyenin senin yanında ne işi var? Ben: Kendim için satın aldım, dedim.
Kadın: Bu cariyenin senin gibi birisinin yanında kalması doğru değildir, o yeryüzündeki en hayırlı adamın yanında yaşamalıdır, kısa bir müddet sonra onun evinde öyle bir çocuk dünyaya getirecektir ki, doğu ve batı alemi onun karşısında boyun eğmek zorunda kalacak.
Hişam diyor ki: Onu satın aldıktan sonra İmam Kâzım (a.s)’ın yanına getirdim ve kısa bir müddet sonra Ali bin Mûsa er-Rıza (a.s)’ı dünyaya getirdi.
Bu hadisi, aynı şekilde Muhammed bin Ali Macivleveyh, amcası Muhammed bin Kasım’dan o da Muhammed bin Ali el-Kûfi’den, o da Muhammed bin Halid’den, o da Hişam-i Ahmer’den benim için nakletti.