Batı Asya konuları uzmanı ve analizcisi Seyit Rıza Sadrul Hüseyni, Tesnim Haber'e verdiği röportajda, De Mistura'nın Suriyeli muhaliflerin savaşta yenildiklerini kabullenmeleri gerektiği konusundaki açıklamaları hakkında konuştu. De Mistura'nın bu tutumunun, Suriye karşıtı ortak cephenin yenilgiyi kabul ettiklerini işaret ettiğini açıkladı ve; "De Mistura Birleşmiş Milletler Kurumu'nun resim uzmanı olarak göreve geldiği zamandan bu yana geçen bu birkaç yılda, Suriye krizi konusunda önemli rol oynadığını itiraf etti" açıklamalarında bulundu.
Aynı zamanda kendisinin Birleşmiş Milletler'in Batı Asya'daki resmi görevlilerinden biri sayıldığını belirtti ve şu hatırlatmalarda bulundu; De Mistura geçtiğimiz iki yılda Suriye'nin karışık ve bir kaç sayfaya bölünmüş dosyasında -ki hem ideolojik noktaların görüldüğü ve hem güvenlik konusundaki karışıklıkların bol olduğu ve hem de şiddetli askeri savaşların olduğu bir dosyadır bu- çatışmanın tüm tarafları ile bire bir konuşmalarda bulunmuş, görüş sahibi biridir. Diğer taraftan da günlük olarak yaşanan tüm siyasi, güvenlik ve askeri gelişmeleri yakından inceleyen biridir. Bu nedenden dolayı boş yere bir söz söylemez.
Batı Asya konuları uzmanı De Mistura'nın son zamanlardaki tutumları hakkında şöyle söyledi; Kendisi son zamanlarda açıklamada bulunarak, savaş alanında gerçekleşen yeni gelişmeler ile Suriye'deki şartların değiştiğini, bu açıdan, geçmişteki yaklaşımlarımızla Suriye krizine bakamayacağımızı ve yeni bir bakış açısı ile analizlerimizi düzeltmemiz gerektiğini ifade etti.
"Birleşmiş Milletler Kurumu'nun bu uzman memurunun son zamanlardaki bu çözüm arayışının ne gibi mesajları bulunmaktadır?" sorusuna şöyle cevap verdi; Stephen De Mistura tamamen diplomatik olan açıklamaları ile mevcut yaklaşımları ve süreçleri dikkate alarak büyük ve inkar edilemez gerçeklere değindi. Suriye halkı ve ordusunun yalnızca, halihazırdaki şartlara adapte olmadığını, aynı zamanda Halep ve Deyr ez Zor gibi önemli ve stratejik bölgeleri teröristlerden temizlemek ve Rakka şehrine doğru yola çıkmak gibi büyük zaferlere de imza attıklarını belirtti. De Mistura büyük bir hakikatin farkına vardı ve o da, Irak'ta IŞİD'in yolun sonuna geldiği ve bu terörist grubun Suriye'de de sona yaklaştığı gerçeğidir.
Sadrul Hüseyni, teröristlerin ve destekçilerinin geri çekilmelerine işaret ederek şöyle vurguladı; De Mistura, bu katı ve esnek olmayan duruma, Hizbullah ile yaptığı konuşmada şahit oldu ve Hizbullah'ın Suriye-Lübnan sınırından düşman bölgelerine kadar olan alanda, silahları olmadan dahi sahip oldukları azameti gördü. Birleşmiş Milletler Genel Sekreterinin Suriye'deki özel elçisi, coğrafi açıdan oldukça geniş alanların, hatta bir mermi bile atılmadan nasıl kurtarıldığına şahit oldu. Bölgenin aksi ülkelerinin ve uluslararası kan emicilerin Suriye'de nasıl geri çekildiklerini gördü. Tüm bunların yanı sıra De Mistura, Amerika ve Arabistan'ın yüksek rütbeli yetkililerinin, Beşar Esad'ın kalmasını kabul etmek zorunda kaldıklarına dair itiraflarını da göz önünde bulunduruyor.
Batı Asya uzmanı, De Mistura'nın Astana toplantılarında Amerika, İngiltere ve Fransa olmadan elde edilen başarıları, eti ve kemiği ile hissettiğine işaret ederek; "Sonuç olarak De Mistura, Suriye'de barış ve istikrara ulaşılması için Astana 6 toplantısındaki yeni açıklamaları dikkate alıp yeni bir yaklaşımda bulunulacağını söylüyorsa eğer, bu şu anlama gelmektedir; yani Suriye karşıtı ortak cephe yenildiğini kabullendi ve Suriye ve ortaklarının siyasi düzeni ve Suriye halkı karşısında geri çekildi. Belki de De Mistura'nın sözlerinden, İlahi Sünnet sayılan başka bir hakikati daha anlayabiliriz. Ve o da; "...Eğer siz Allah'a yardım ederseniz, O da size yardım eder ve sizin ayaklarınızı sağlamlaştırır." (Muhammed suresi/7)