- Aşura vakıası (Arapça: (واقعة عاشوراء (إحصائيات), İmam Hüseyin’in (a.s) hicretin 61. Yılında Muharrem ayının onuncu günü Kerbela’da Yezit ordularıyla girdiği savaş hadisesidir.Kerbela topraklarında Ömer bin Saad komutasındaki Yezit binMuaviye ordularının saldırısı İmam Hüseyin, ailesi ve yaranlarının şehadeti ile sonuçlanmıştır. İmam Hüseyin’in (a.s) geride kalan ailesi, kadınlar ve çocuklar esir alınarakKufe ve oradan da Şam’a götürülmüştür. Bugünün Şialarnezdinde çok önemli bir yeri vardır. Şialar bugünün anısına her yıl dünyanın çeşitli yerlerinde matem tutmakta ve İmam Hüseyin ve şehitlerin faziletlerini anmaktadırlar.
Kufelilerin İmam Hüseyin’e Yazdığı Mektupların Sayısı
Tarihçiler, İmam Hüseyin’e (a.s) Mekke’deyken yazılan mektupların sayısı hakkında çeşitli görüşlere sahiptirler:
Bir grup tarihçi: her birisi bir, iki, üç veya dört kişi tarafından yazılan 150 mektup;[1]
Taberi, mektupların sayısının yaklaşık olarak 53 tane olduğunu belirtmiştir[2]
Belazuri 50 mektubun olduğunu yazmıştır.[3]
İbn Saad, yazılan mektupların sayısını 18 bin olarak açıklamıştır.[4]
Bu konu hakkındaki tarihçilerin görüşleri toplanırsa kail olan kişi sayısı fazla olduğundan ve bazı kaynaklarının kadim olmasından dolayı 150 mektup gerçeğe daha yakın gibi gelmektedir.
Hz. Müslim’e Biat Edenlerin Sayısı
Kufe’de
Kufelilerden Müslim bin Akil’e biat edenlerin sayısı hakkında da tarihi kaynaklarda farklı görüşler bulunmaktadır:
Çok sayıda tarihi kaynak, 18 bin kişinin biat ettiğini belirtmiştir.[5]
Bazıları 12 bin kişinin biat ettiğini belirtmiştir.[6]
Bir rivayette İmam Muhammed Bakır’dan (a.s) nakledilen sayı 20 bin kişidir.[7]
İbn A’sam ve Harezmi 20 binden daha fazla kişinin olduğunu yazmıştır.[8]
İbn Şehri Aşub, 25 kişinin biat ettiğini[9]
İbn Kuteybe ve İbn Abdrabbe 30 binden fazla kişinin[10]
İbn Asakir ve İbn Nema Hilli (başka bir nakilde Şa’bi) 40 bin kişinin biat ettiğini belirtmişlerdir.[11]
Bir rivayette, Zeyd bin Ali, Sellemet bin Kuheyl’in sorduğu bir soruya verdiği yanıtta dedesiİmam Hüseyin’e (a.s) biat edenlerin sayısını 80 bin kişi olarak açıklamıştır.[12] Öyle anlaşılıyor ki bu rakam, İmam Hüseyin’in yanında Yezit ordularına karşı savaşmak için gönüllü olanların sayısıdır.
Taberi’nin Ebu Mihnef’ten naklettiği 18 bin kişi rakamı daha fazla itibara sahiptir, bilhassa bu görüşü başka kadim kaynaklar da teyit etmektedir.
Savaşa Hazırlıklı Kufeliler
Bazı rivayetlerde Yezit ordularına karşı savaşmaya hazırlıklı olan Kufelilerin sayısı 100 bin kişi olarak belirtilmiştir.[13]
Müslim’le Birlikte Kıyam Edenler
Ebu’l Ferec İsfahani şöyle yazmaktadır: “Müslim huruç ettiğinde Kufeliler onun yanına geldiler. Öyle ki Kufe cami ve pazarı insanlardan doldu taştı.[14]
İbn Saad ve Zehebi, Müslim’in Kufe kıyamındaki yoldaşlarının sayısını 400 kişi olarak belirtmişlerdir.[15]
Taberi ve Şeyh Müfid 4 bin kişi[16]
İbn A’sam, Mesudi ve Harezmi, 18 bin ya da daha fazla kişi[17]
İbn Şehri Aşub, 8 bin kişi[18]
İbn Hacer Askalani ise 40 kişi olarak belirtmiştir.[19]
Şeyh Müfid ve Taberi’nin Ebu Mihnef’ten naklettiği ve Şeyh Müfid’in 4 bin kişilik görüşü daha fazla itibara sahiptir.
Müslim’i Kuşatmaya Alanların Sayısı
Kufe hükümeti tarafından Müslim bin Akil’in tutuklanması olayında, bazı kaynaklar bu tutuklamanın 60 veya 70 kişiyle[20], bazıları 100 kişiyle[21] ve bazıları da 300 kişiyle[22]gerçekleştiğini belirtmişlerdir.
İmam Hüseyin’in Hareket Suresi
İmam Hüseyin’in (a.s) Yezid’e biat etmediği günden Aşura gününe kadarki süre miktarı 175 gündür. 12 gün Medine’de, 4 ay 10 gün Mekke’de, 23 gün Mekke ile Kerbela arasında ve 8 gün (Muharrem ayının ikisinden 10’una kadar) Kerbela’da geçmiştir.
Yol Boyunca Kat ettiği Menzil Sayısı
İmam Hüseyin (a.s) Kerbela’ya ulaşmak için Mekke ve Kufe arasında (yaklaşık olarak 430 kilometre) toplam 18 menzil kat etmiştir. Bu menzillerin her birinin bir diğeri ile arasındaki mesafe 3 ila 5 fersah (16 ila 27 kilometre) arasındadır.
İmam Hüseyin’in (a.s) Ashabının Sayısı
Maalesef İmam Hüseyin’in (a.s) yaranlarının gerçek ve hakiki sayısını ortaya koyacak hiçbir yöntem bulunmamaktadır. Birinci el kaynak ve belgeler, yani görgü tanıkları İmam Hüseyin’in (a.s) yaranlarının sayısını farklı kaydetmişlerdir ve ayrıca kişilerin isimleri tarih ve hadis kaynaklarında belirli bir düzen ve kurallara göre yazılmamıştır. Bazen bir kişi isim, künye, baba adı veya anne adı yahut kabile ve kavim adı olarak birkaç şekilde kaydedildiğinden ve öte yandan İmam Hüseyin’in (a.s) kıyamın tüm merhale ve aşamalarında yaran ve ashabının sayısı kaydedilmediğinden net bir sayı ortaya çıkamamaktadır.
Anlatılanlar ışığında bu konu hakkında imkân ölçüsünde net bir bilgi vermek için İmam Hüseyin’in (a.s) ashabını kıyam aşamasında zaman ve mekân olarak dört kısma ayırarak inceleyeceğiz:
Medine’den Çıktığı An
Çok sayıdaki kaynak, İmam Hüseyin’in (a.s) Medine’den çıktığındaki ashabının sayısını belirtmemiştir.[23] Bu konu hakkındaki tek rakam, Şeyh Saduk’un İmam Sadık’tan (a.s) naklettiği bir rivayette bu sayının 21 kişi olduğu bilgisidir.[24]
Mekke’den Çıktığı An
İbn Saad, İmam Hüseyin’in (a.s) ashabını 60, Beni Haşim’deki (kadın, erkek ve çocuk) kişi sayısını ise 19 olarak belirtmiştir.[25]
İbn Asakir ve İbn Kesir, kendi açıklamalarında Ehlibeytin (a.s) sayısını açıklamamış, ancak İmam Hüseyin’in (a.s) Kufeli 60 yaranı olduğunu yazmışlardır.[26]
İbn Kuteybe Deyneveri ve İbn Abdurrabe, şehit olduğu sırada Müslim bin Akil’in dilinden kadın ve erkek olmak üzere toplam 90 kişi olduğunu belirtmişlerdir.[27]
İbn A’sam, Harezmî, Muhammed bin Talha Şafii, Erbili ve İbn Sabbak Maliki, İmam Hüseyin’in (a.s) Mekke’den çıkarken yanındakilerin sayısını 82 kişi olarak belirtmişlerdir.[28]
İbn Kesir başka bir yerde, İmam Hüseyin’in (a.s) yanındakilerin sayısını 300 kişi olarak belirtmiştir.[29]
Kerbela’da (Aşura öncesi)
Ammar Dehni’nin, İmam Muhammed Bakır’dan (a.s) naklettiğine göre İmam Hüseyin’in (a.s) Kerbela’ya girdiği sıradaki yaranlarının sayısı 145 kişidir (45 atlı, 100 yaya).[30]
Bazı tarihçiler 89 kişi olarak belirtmişlerdir. Şöyle ki: İmamın ashabından 50 kişi, düşman ordularından 20 kişi (sonradan imama katılanlar olarak) ve Ehlibeytten (a.s) 19 kişi.[31] İmam Hüseyin’in (a.s) Kerbela yolundaki bundan önceki atlı sayısını 32 olarak belirtmişlerdir.[32]
Yakubi, İmam Hüseyin’in (a.s) ashap ve Ehlibeytini 62 veya 72 kişi olarak belirtmiştir.[33]
Yalnızca tarihçi Mesudi, İmam Hüseyin’in (a.s) Kerbela’ya giderken ashap sayını Hürle birlikte 500 atlı ve yaklaşık 100 piyade olarak açıklamıştır.[34]
İbn Şehri Aşub, İmam Hüseyin’in (a.s) Kerbela’daki yaranlarının sayısını 82 kişi olarak belirtmiştir.[35]
İbn Abar Belesni(36) (ö. 658), 70 kişinin üzerinde atlı ve piyade olduğunu yazmıştır.[36]
Başka rivayetlerin de toplamından,[37] İmamın (a.s) yaranlarının sayısını 70 ila 90 arasında olduğunu söylemek mümkündür.
Aşura Gününde
En meşhur ve en çok söylenen görüş 72 kişidir. Ebu Mihnef’in, Zahhak bin Abdullah Meşriki’den naklettiğine göre İmam Hüseyin’in (a.s) Aşura günündeki yaran sayısı 72 kişidir (32 atlı ve 40 piyade).[38]
Husayn bin Abdurrahman’ın Saad bin Ubeyde’den naklettiği rivayete göre İmamın (a.s) ordusunun sayısı 100 kadardır.[39]
Taberi, Ebu Mihnef’ten Zeyd bin Ali’nin nakliyle İmam Hüseyin’in (a.s) yaran sayısını 300 kadar olarak yazmıştır.[40]
Kadı Numan Mağribi, 70 kişiden daha az sayıyı bile kaydetmiştir.[41]
Mesudi, “İsbatu’l-Vasiyyet” kitabında 61 kişi olduğunu yazmıştır.[42]
Harezmî (bir rivayete göre), 114 kişi olduğunu yazmıştır.[43]
Sabt İbn Cevzi, 145 kişi olduğunu yazmıştır (45 atlı, 100 yaya).[44]
İbn Hacer Heytemi (ö. 974), 80’den birkaç kişi fazla olduğunu yazmıştır.[45]
72 kişi olduğu görüşüne, kadim ve güvenilir kaynaklardan olması ve ayrıca nakledenlerin sayısının çokluğu hasebiyle, daha çok itimat edilmektedir.
Ömer bin Saad’ın Ordu Sayısı
Ordu Sayısı
Bazı kaynaklar, düşman ordu komutanlarının isimlerini, kaç askere komutanlık ettiklerini ayrıntıları ile kaydetmiştir. Toplam sayının 22 bin kişi olduğu yönündedir.[46]
Şeyh Saduk’un, İmam Sadık ve İmam Seccad’dan (a.s) naklettiği iki rivayete göre Ubeydullah’ın ordusundaki asker sayısı 30 bin kişidir.[47]
İsbatu’l-Vasiyet kitabının yazarı Mesudi, 28 bin kişi olduğunu belirtmiştir.[48]
Şii Taberi, 14 bin kişi olduğunu yazmıştır.[49]
İbn Şehri Aşub, 35 bin kişi olduğunu nakletmiştir, ancak her bölümün ordu komutanlarının adlarını zikrederken, komutanların emri altında olan asker sayısını 25 bin olarak açıklamıştır.[50]
Sabt bin Cezvi, 6 bin kişi olduğunu yazmıştır.[51]
Başka nakillerde Muharrem ayının altısına kadarki düşman ordularının sayısı 20 bin kişi olarak kaydetmişlerdir.[52]
İbn Anbe, 31 bin kişi olduğunu yazmıştır.[53]
Molla Hüseyin Kaşani 32 bin ve başka bir yerde 17 bin kişi olarak sayıyı belirtmiştir.[54]
Bu konu hakkındaki güvenilir görüş, Şeyh Saduk’un İmam Seccad ve İmam Sadık’tan (a.s) naklettiği rivayetlerdir, yani 30 bin kişilik ordu sayısının daha güvenilir olduğu düşünülmektedir.
Ölenlerin Sayısı
Şeyh Saduk (ö. 381) ve ona bu konuda ittiba eden Muhammed bin Fettal Nişaburi (ö. 508) İmam Hüseyin’in bazı ashabı tarafından öldürülen düşman sayısını şu şekilde açıklamaktadır:
Hür bin Yezid: 18 kişi;
Zuheyr bin Kayn: 19 kişi;
Habip bin Mezahir: 31 kişi;
Abdullah bin Ebi Urve Gaffari: 20 kişi;
Bureyr bin Huzayr: 30 kişi;
Malik bin Enes Kahili: 18;
(Yezid bin) Ziyad bin Muhasir Kindi (Ebu’ş-Şa’sa): 9 kişi;[55]
Veheb bin Veheb (veya Abdullah bin Umeyr Kelbi): 7 (veya 8) kişi;
Nafi bin Hilal bin Haccac: 13 kişi;[56]
Abdullah bin Müslim bin Akil: 3 kişi;
Ali Ekber (aleyhi selam): 54 kişi;
Kasım İbn Hasan (a.s): 3 kişi.[57]
Tıpkı bu rapora göre, İmamın (a.s) bazı ashabı tarafından öldürülen düşman sayısı 225 (veya 226) kişidir. İbn Şehri Aşub, öldürülen düşman sayısını Şeyh Saduk’un verdiği sayıdan daha fazla vermiştir. Örnek olarak, bu kişiler tarafından öldürülen düşman sayısını şu şekilde yazmıştır:
Hür: 40 kişi;
Habip bin Mezahir: 62 kişi;
Zuheyr bin Kayn: 120 kişi;
Haccac bin Mesruk: 25 kişi;
Avn bin Abdullah bin Cafer: 21 kişi;
Ali Ekber (a.s): 70 kişi;
Abdullah bin Müslim bin Akil: 98 kişi.[58]
Şehitlerin Sayısı
Bazı yazarlar Kerbela şehitlerinin sayısını doğru ve net bir şekilde vermek için oldukça çaba sarf etmişlerdir. Ancak mevcut araştırma kaynaklarının sınırlı olması, bu konuda tam ve sahih bir sayıyı ortaya koymayı zorlaştırmaktadır:
Şehitlerin Toplamı
Bu konu hakkındaki en meşhur görüş, 72 kişi olduğu görüşüdür.[59]
İmam Bakır ve İmam Sadık’ın (a.s) ashabından olan Fuzeyl bin Zubeyr, kıyamın başından sonuna kadarki şehit olan yaranların sayısını 106 kişi olarak (20 kişi Haşimoğullarından 86 kişi ashaptan olmak üzere) vermiştir.[60]
Ebu Mihnef, Zahr bin Kays’tan naklettiğine göre (İmam Hüseyin dışında) şehit sayısı 78’dir[61], ancak başka tarihçiler, tıpkı Zahr’in rivayetine göre 32 kişi,[62] 70 kişi (atlı)[63] ve yine 77 kişi,[64] 82 kişi[65] ve 88 kişi olarak yazmışlardır.[66]
Belhi (ö. 322) ve Mesudi, şehitlerin sayısını 78 kişi olarak yazmıştır.[67]
Allame Seyyid Muhsin Emin, Aşura kıyamına katılan şehitlerin isimlerini 139 kişiye ulaştırmıştır.[68]
Şeyh Muhammed Mehdi Şemsettin, bu konu hakkında yaptığı bir analizin ardından şehitlerin sayısını 100’ün biraz üstünde vermektedir.[69]
Şeyh Zebiullah Mehallati, kıyamın başından ta Abdullah bin Afif Kindi’nin Kufe’de esirlerin zamanında şehit olmasına kadarki süre zarfında şehit olanların sayısını 228 kişi olarak vermektedir.[70]
Başka bir yazar ise Aşura kıyamının başından sonuna kadarki şehitlerin sayısını 182 kişi olarak vermektedir.[71]
Öyle anlaşılıyor ki şehitlerin sayısını 72 kişi olarak açıklayan görüş, kaynaklarının eski olması ve ayrıca tüm görüşler arasındaki ünü bu görüşü diğer görüşlere göre daha kabul edilebilir kılmaktadır.
Haşimoğulları
Haşimoğullarından kaç kişinin şehit olduğunu açıklayan kaynaklar oldukça farklıdır. Öyle ki 9 kişiden 30 kişiye kadar bu sayıyı vermişlerdir. Bir çok kaynakta geçen en ünlü görüş, 17 kişi olduğdur.[72] Bu nakillerden bazıları rivayet kalıplarıyla İmamlardan (a.s) nakledilmiştir.
En eski tarihi nasta, Beni Haşim’den şehit olanların sayısı Müslim bin Akil ve İmam Hüseyin (a.s) dahil 20 kişi olarak verilmektedir.[73]
Bu konu hakkında 9 ila 30 arasında farklı görüşler de bulunmaktadır.[74] Genel olarak 17 kişi olduğu görüşü kaynaklarının daha eski ve çokluğu ve ayrıca daha ünlü olması hasebiyle diğer görüşlere göre daha çok kabul görmektedir. Bilhassa bu görüş Pakİmamların (a.s) rivayetlerinde de geçmektedir.
Şehit Anneleri
Şehitlerden 8’inin annesi Aşura günü Kerbela’da bulunmakta ve çocuklarının şehadetlerine tanıklık etmişlerdir:
Ali Asker’in annesi Rubab,
Avn bin Abdullah bin Cafer’in annesi Hz. Zeynep (s.a),
Kasım bin Hasan’ın (a.s) annesi Ramle,
Abdullah bin Hasan’ın annesi Bint Şelil el-Celiliyye,
Abdullah bin Müslim’in annesi Rukayye bint Ali (a.s),
Muhammed bin Ebi Said bin Akil’in annesi Abduh bint Amr bin Cenade,
Abdullah bin Veheb el-Kelbi’nin annesi Ümmü Veheb.
Aynı şekilde bazı rivayetlerde Hz. Ali Ekber’in (a.s) annesi Leyla’nın da orada olduğu geçmektedir, ancak Kerbela’da olduğu görüşü sabit değildir.
Ergenlik Çağına Ermeyen Şehitler
Kerbela’da buluğa ermeden şehit olanların sayısı 5’tir:
Ali Asker,
Abdullah bin Hasan,
Muhammed bin Ebi Said bin Akil,
Kasım bin Hasan (a.s),
Amr bin Cenede el-Ensari.
İmam Hüseyin’in Esir Yaranları
İmam Hüseyin’in (a.s) yaranlarından 2 kişi ilk önce esir düşmüş ve sonra şehit olmuşlardır:
Sevar bin Mun’im
Mun’im bin Sumame Seydavi.
İmam Hüseyin’den Sonra Şehit Düşenler
İmam Hüseyin’in (a.s) ashabından 4 kişi İmamdan (a.s) sonra şehit düşmüşlerdir:
Saad bin el-Hars ve kardeşi Ebu’l Hatuf,
Suveyd bin Ebi Muta’ (yaralanmıştı),
Muhammed bin Ebi Said bin Akil.
Babaları Yanlarındayken Şehit Olanlar
İmam Hüseyin’in (a.s) yaranlarından bazıları babaları yanlarında oldukları halde şehit düşmüşlerdir:
Ali Ekber (a.s),
Ali Asker (a.s),
Amr bin Cenade,
Abdullah bin yezid,
Mucme bin Aiz,
Abdurrahman bin Mesud.
İmam Hüseyin’in Ordusunun Teşkil Olduğu Kabileler
Muasır araştırmacılardan biri, kıyamın başından itibaren Beni Haşim ve diğer kabilelerden olmak üzere teşkil olmuş 104 kişilik bir şehit listesi hazırlamıştır.
Haşimiler (Müslim bin Akil dâhil), 26 kişi,
Esedi, 7 kişi,
Hemdani: 14 kişi,
Mezhici: 8 kişi,
Ensar: 7 kişi,
Beceli ve Has’ami: 4 kişi,
Kinde: 5 kişi,
Gaffari: 3 kişi,
Kelbi: 3 kişi,
Ezdi: 7 kişi,
Abdi: 7 kişi,
Teymi: 7 kişi,
Tai: 7 kişi,
Taglibi: 5 kişi,
Cuheni: 3 kişi,
Temimi: 2 kişi,
Farklı kabilelerden olanlar: 3 kişi.[75]
Birinci Hamlede Şehit Olanlar
Bazı kaynaklar, İmam Hüseyin’in (a.s) yaranlarından bazılarının düşmanın ilk saldırısında şehit olanların sayısını 50 kişi olarak vermektedir.[76]
İmam Hüseyin’in Bedeninin Üzerinde At Koşturanların Sayısı
Bazı kaynaklar, yalnızca İmam Hüseyin’in (aleyhi selam) pak naaşının üzerinde at koşturan düşman askerlerine değinmiş,[77] ancak onlardan bir çoğu bu kişilerin sayısını 10 olarak vermektedirler.[78]
İmam Hüseyin’in Yara Sayısı
Tarihçiler İmam Hüseyin’in (a.s) kılıç, ok, mızrak ve taşlardan kaynaklı bedenine aldığı yara ve cerahat sayısı hakkında farklı görüşler ileri sürmüşlerdir:
İmam Sadık’tan (a.s) nakledildiğine göre: İmam Hüseyin 33 mızrak, 34 kılıç darbesi almıştır.[79] Başka bir rivayette 33 mızrak ve 44 kılıç ve ok[80] ve başka bir rivayette ise 70’in üzerinde kılıç darbesi aldığı geçmiştir.[81]
İmam Muhammed Bakır’dan (a.s) nakledilen bir rivayette İmam Hüseyin’in (a.s) aldığı yara sayısı 320[82] ve başka bir rivayette ise kılıç, mızrak ve oktan kaynaklı 63 darbe aldığı geçmiştir.[83]
İmam Seccad’dan (a.s) nakledilen bir rivayette 40 kılıç ve mızrak darbesi aldığı geçmiştir.[84]
Bazı kaynaklar, İmam Hüseyin’in (a.s) mızrak, ok ve kılıç darbesiyle vücudunun (ve elbisesinin) 110 yerinin kesildiğini nakletmiştir.[85]
Bazı kaynaklar, kılıç, ok ve taştan kaynaklı 120 darbeden bahsetmiştir.[86]
İbn Saad 33 Yara aldığını yazmıştır.[87]
Ali bin Muhammed Amri ve İbn Anbe (ö. 828) 70 yara[88] aldığını, Seyyid İbn Tavus ise 72 yara aldığını yazmıştır.[89]
İmam Hüseyin’in (a.s) aldığı yara sayısının 100’ün üzerinde olduğu anlaşılmaktadır. Nakledilen rivayetlerde İmam Hüseyin’in bedenine o kadar çok ok isabet etmiştir ki bedeni oklarla kaplanmıştır. Dolayısıyla 100’ün üzerindeki görüş bu şekilde desteklenmektedir.[90]
Aileler
Bazı muasır yazarlar, 3 ailenin Kerbela’da olduğunu yazmıştır:[91]
Cenadet bin Ka’b bin Hars (Haris) Selmani Ensari,[92]
Abdullah bin Umeyr Kelbi,[93]
Müslim bin Avsece.
Bu mevzu araştırıldığında Müslim bin Avsece’nin ailesinin orada olduğu görüşünü teyit eden muteber bir senet yoktur. Elbette bazı kaynaklar kölesinin (cariye) orada olduğunu nakletmiştir.[94]
Şehit Sahabeler
İmam Hüseyin’in (aleyhi selam) yaranları arasında Hz. Resulullah’ın (s.a.a) ashabından da bazı kişiler bulunmaktaydı. Fuzeyl bin Zubeyr bu sayının 6 kişi[95] Mesudi ise 4 kişi[96]olduğunu belirtmiştir. Ancak bazı muasır yazarlar başka 5 sahabeden de bahsetmişlerdir.[97] O kişiler şunlardır:
Enes bin Haris Kahili,[98]
Habip bin Mezahir,[99]
Müslim bin Avsece Esedi,[100]
Hani bin Urve Muradi,[101]
Abdullah bin Baktar.[102]
Başı Kesilen Şehitler
Ömer bin Saad’ın komutasındaki düşman ordusu tarafından başları kesilen Kerbela şehitlerinin sayısı hakkında tarihi kaynaklarda farklılıklar göze çarpmaktadır:
Belazuri, Deyneveri, Taberi, Şeyh Müfid, Harezmî ve İbn Nema, İmam Hüseyin’in (a.s) mutahhar başı dışında başı kesilen şehit sayısını 72 olarak vermişlerdir.[103]
Deyneveri, başları kesilenlerin kabileler arasında dağıtımı ile ilgili rivayetinde sayıyı 75, Ebu Mihnef’ten nakleden Belazuri ise sayıyı 82 kişi olarak vermiştir.[104]
Sabt bin Cevzi, Hişam Kelbi’den sayıyı 92 kişi olarak vermiştir.[105]
Seyyid bin Tavus ve Muhammed bin Ebi Talip Musevi, kesik baş sayısını 78 olarak vermiştir.[106]
Taberi ve İbn Şehri Aşub’un, Ebu Mihnef ve İbn Sabbag Maliki’den naklettiklerine göre Ubeydullah bin Ziyad’ın yanına götürülen kesik baş sayısı 70.[107]
Öyle anlaşılıyor ki birinci görüş eskiden beri kaillerinden dolayı daha çok muteberdir. Kabileler arasında dağıtılan kesik baş sayısı şu şekildedir:
Kinde kabile reisi Kays bin Eş’as 13 kesik baş,
Huvzan kabile başkanı Şimr bin Zilcevşen 12 kesik baş,
Beni Temim kabilesi 17 kesik baş,
Beni Esed kabilesi, 17 kesik baş,
Mizhec kabilesi, 6 kesik baş,
Başka kabilelerden 13 kesik baş.
Bu kesik başlar, İbn Ziyad’dan bahşiş almak için ganimet olarak alınmaktaydı.
Köle Şehitler
Fuzeyl bin Zubeyr, İmam Hüseyin’in (a.s) şehit olan köle sayısını 3 kişi olarak vermiştir,[108] İbn Saad ve Taberi 2 kişi olarak vermiştir.[109] Yine Hamza bin Abdulmuttalib’in kölesi unvanı ile 1 köle şehitten bahsetmiştir.[110] İbn Şehir Aşub, bu konu hakkında şöyle yazmaktadır: İmam Hüseyin’in (a.s) kölelerinden 10,[111] Müminlerin EmiriHz. Ali’nin kölelerinden ise 2 kişi şehit olmuştur.[112]
Yaralananlar
a) Tarihçilerin naklettiğine göre sonradan iyileşen tek yaralı Hasan bin Hasan bin Ali’dir (a.s) (Hasan Müsenna).[113]
b) Sonradan şehit olan yaralıların sayısı 3 kişidir:
Sevar bin Humeyr Cabiri,[114]
Amr bin Abdullah Hemdani Cundui,[115]
Murakka bin Sumame Esedi.[116]
Esirler ve Geride Kalanlar
Erkekler
Eski ve kadim eserler incelendiğinde Kerbela hadisesinde geride kalan esirler şunlardan ibarettir:
İmam Zeynel Abidin (a.s),
İmam Muhammed Bakır (a.s),
Ömer bin Hüseyin (a.s),[117]
Muhammed bin Hüseyin bin Ali (a.s),[118]
Zeyd bin Hasan[119]
Amr bin Hasan,[120]
Muhammed bin Amr bin Hasan,[121]
Cafer’in iki oğlu[122]
Abdullah bin Abbas bin Ali (a.s)[123]
Kasım bin Abdullah bin Cafer[124]
Kasım bin Muhammed bin Cafer[125]
Muhammed bin Akil Asker,[126]
Rubab’ın kölesi, Ukbe bin Sem’an,[127]
Gulam Abdurrahman bin Abdurabbe Ensari,[128]
Müminlerin Emiri Hz. Ali’nin (a.s) kölesi Müslim bin Rubah[129]
Ali bin Osman Mağribi.[130]
Kadınlar
İbn Saad, Ehlibeytten esir düşen kadınların sayısını 6 kişi olarak belirtmiştir.[131] Kadı Numan Mağribi 4 kişi[132] ve Ebu’l Ferec İsfahani 3 kişi olarak belirtmişlerdir.[133] Bu kadınlar şunlardan ibarettir:
Müminlerin Emiri Hz. Ali’nin kızları:
Hz. Zeynep[134]
Fatıma[135]
Ümmü Gülsüm,[136]
Ümmü Hasan,[137]
İmam Hüseyin’in (a.s) kızları:
Fatıma,[138]
Sakine (veya Sukeyne)[139]
Fatıma Suğra.[140]
Rubab (İmam Hüseyin’in eşi ve Sukeyne ve Abdullah Razi’nin annesi)[141]
Ümmü Muhammed (İmam Hasan’ın kızı ve İmam Seccad’ın eşi)[142]
İmam Hüseyin’in Kıyamına Bir Şekilde Yardım Eden Kadınlar
Mariye[143] (Basra Şialarının toplandığı mahallede evi olan Saad veya Munkiz Abdiye’nin kızı)
Tua’[144] (Müslim bin Akil Kufe sokaklarında yalnız kaldığında onu evine alan Eş’es bin Kays’ın kölesi/cariyesi).
Deylem[145] veya Dilhem[146] (Zuheyr bin Kayn’ı İmam Hüseyin’in ordusuna katılması için teşvik eden eşi).
Ehlibeytten esir kadınlara elbise ve peçe getiren Kufeli bir kadın.[147]
İtiraz Eden Kadınlar
Aşura kıyamında Yezid ordularının yaptıklarına karşı bir şekilde itiraz eden kadınların sayısı 5’tir:
Ümmü Abdullah, (Hürr bedi Kindi’nin kızı ve Malik bin Nuseyr’in eşi)[148] kocasının İmam Hüseyin’e (aleyhi selam) ait burnusu (bir çeşit sarık, başa konulan bir çeşit takke) yağmalamasına itiraz etmiştir.
Abdullah bin Afif Kindi’nin kızı[149] babası İbn Ziyad unsurları tarafından muhasara altına alındığında babasının yardımına koşmuştur.
Beni Bekr bin Vail[150] kabilesinden bir kadın, Ömer bin Saad ordusunun çadırları yağmalamasına itiraz etmiştir.
Nevar (Ka’b bin Cabir bin Amr Ezedi’nin kızı veya eşi),[151] kocası ile birlikte Ömer bin Saad’ın ordusuna ve Bureyr bin Huzeyr’in öldürülmesine itiraz etmiştir.
Nevar (Hule’nin eşi Malik bin Akrab Hazremi’nin kızı)[152] İmam Hüseyin’in (a.s) kesik başını sevinç içinde eve getirmesinden dolayı kocasına itiraz etmiştir.
Kadın Şehitler
Kerbela’da bir kadın İmam Hüseyin’in (a.s) davasına baş koyarak şehit düşmüştür. Bu kadın Abdullah bin Umeyr Kelbi’nin eşi Ümmü Veheb’tir.
Kerbela’dan Şam’a Hareket Süresi
Ehlibeyt (a.s) esirlerinin Kufe’den Şam’a kadar kat ettikleri menzil sayısı 14’tür.
Ehlibeyt Esirlerinin Şam’da Kaldıkları Süre
İbn A’sam, Şeyh5 Müfid ve Şeyh Tabersi gibi bazıları kapalı bir ifadeyle “birkaç gün” tabiri kullanmışlardır.[153]
İbn Saad, Taberi, Harezmi (Ebu Mihnef’ten nakletmişlerdir), İbn Asakir, Sabt bin Cevzi, İbn Kesir ve Meclisi, Ehlibeyt kadınlarının Şam’da tuttukları matem sayısını 3 gün olarak belirtmişlerdir.[154]
Kadı Numan Mağribi (ö. 363) Ehlibeytin Şam’da geçirdikleri süreyi 45 gün olarak belirtmiştir.[155]
Seyyid İbn Tavus (ö. 664), Ehlibeytin Şam zindanlarında bir ay kadar kaldıklarını belirtmiştir.[156]
İmaduddin Taberi (701 yılına kadar yaşamıştır) ve Allame Meclisi (başka bir yerde) şöyle yazmaktadır: Ehlibeyt (a.s), 7 gün matem tutmuştur. Allame Meclisi, sekizinci günde Yezid’in onları çağırttığını ve onlara karşı üzüntülerini belirttikten sonra Medine’ye dönmeleri için gerekli hazırlıkları yaptırdığını belirtmektedir.[157]
45 gün ve bir aylık görüşlerin o kadar güçlü bir yanı yoktur, çünkü bu görüşlere kail olanlar münferittirler. Muaviye hanedanından kadınların Ehlibeytin matemini görerek onların hakkaniyetlerini anlamaları ve beşinci günden itibaren onlara katılarak onlarla birlikte matem tutmalarından öyle anlaşılmaktadır ki Ehlibeyt (a.s) Şam’da 10 günden çok kalmamıştır.
Kaynakça
Yukarı git↑ İbn A’sam, Kitabu’l Futuh, c. 5, s. 29; Şeyh Müfid, el-İrşad fi Marifeti Hucecullah Ale’l İbad, c. 2, s. 38; İbn Şehri Aşub, Menakibu Al-i Ebi Tali, c. 4, s. 98; İbn Cevzi, el-Muntezim fi Tarihi’l-Mülk ve’l-Umem, c. 5, s. 327; Harezmi, Maktelu’l-Hüseyin (a.s), c. 1, s. 283; Erbili, Keşfu’l-Gumme, c. 2, s. 253; Muhammed bin Talha Şafii, Matalibu’s-Suul fi Menakibi’r-Resul (s.a.a), c. 2, s.71; Sabt bin Cevzi, Tezkiretu’l-Havas mine’l-Ummeti bi-zikri Hasaisi’l-Eimme (a.s), c. 2, s. 146; Seyyid İbn Tavus, el-Luhuf ale Katli’t-Tufuf, s. 24; İbn Kesir, el-Bidayet ve’n-Nihayet, c. 8, s. 162; İbn Hacer Askalani, Tehzibu’t-Tehzib, c. 2, s. 302.
Yukarı git↑ Taberi’nin, Tarihu’l-Umem ve’l-Mülk, c. 4, s. 262 deki bu konu hakkındaki ifadesi şu şekildedir: «... فحملوا معهم نحواً من ثلاثة و خمسین صحیفة...» Elbette bazı muasır araştırmacılar “selase” tabirini mienin tashifi olarak almakta ve Taberi’nin 150 mektubunu telakki etmektedirler. BunaŞeyh Müfid, İbn A’sam,Harezmî ve Sabt bin Cezvi’den delil getirmiştir. Çünkü onlar da 150 mektup olduğunu yazmışlardır. Muhtemelen hepsi Ebu Mihnef’ten alıntılamışlardır. AncakBelazuri -o da muhtemelen Ebu Mihnef’ten nakletmiştir- 50 olduğunu yazmıştır.Sabt bin Cezvi de Ebu Mihnef’ten değil İbn İshak’tan nakletmiştir. Muhammed Hadi Yusufi Garevi, Vaketu’t-Taf, s. 93.
Yukarı git↑ Belazuri, Ensabu’l-Eşraf, c. 3, s. 370.
Yukarı git↑ Muhammed bin Saad, “Tercümetu’l-Hüseyin (a.s) ve makteluhu”, fasılname, sayı: 10, s. 174.
Yukarı git↑ Taberi, Tarihu’l-Umem ve’l-Mülk, c. 4, s. 275; Ebu Hanife Deyneveri, el-İhbaru’t-Tavil, s. 235; Şeyh Müfid, el-İrşad, c. 2, s. 41; İbn Cevzi, c. 5, s. 325; Sebt bin Cezvi, Tezkiretu’l-Havas, c. 2, s. 141; İbn Nema Hilli, Mesiru’l-Ahzan, s. 21; Seyyid ibn Tavus, el-Luhuf ale Katli’t-Tufuf, s. 25; Zehebi, Seyr İ’lamu’n-Nubela, c. 3, s. 299; İbn Anbe, Umdetu’t-Talib fi Ensab Al-i Ebi Talib, s. 191, 1921.
Yukarı git↑ Taberi, Tarihu’l-Umem ve’l-Mülk, c. 4, s. 259; İbn Şehri Aşub, Menakib Al-i Ebi Talib, c. 4, s. 99; Zehebi, Seyr İ’lamu’n-Nubela, c. 3, s. 306; Ahmed bin Hacer Heytemi, es-Savaiku’ul-Muhrike fi Reddi Ehli’l-Bidet ve Zindikiye, s. 196; Mesudi, Murucu’z-Zeheb ve Maadinu’l-Cevher, c. 3, s. 65; Sebt bin Cevzi, Tezkiretu’l-Havas, c. 2, s. 141; başka bir görüş olarak 18 bin kişinin olduğunu belirtmişlerdir.
Yukarı git↑ İbn Ebi’l-Hadid, Şerhi Nehcü’l-Belağa, c. 11, s. 43; Meclisi, Biharu’l-Envar, c. 44, s. 68; Ancak abzı kaynaklarda 20 bin yerine 18 bin geçmiştir. (Süleym bin Kays, Kitabu Suleym bin Kays el-Hilali, s. 188; Meclisi, Biharu’l-Envar, c. 27, s. 212) Hant Mir de bu görüşe işaret etmektedir (Gıyasettin bin Himamuddin Hüseyni (hant mir), Tarihi Habibu es-Seyru fi Ahbari Efrad Beşer, c. 2, s. 42.
Yukarı git↑ İbn A’sam, a.g.e, c. 5, s. 40; Harezmi, Mektelu’l Hüseyin (a.s), c. 1, s. 290.
Yukarı git↑ İbn Şehri Aşub, a.g.e, c. 4, s. 99; Müslim bin Akil’in Urve’nin evinde kaldıktan sonra bu istatistiği vermiştir.
Yukarı git↑ İbn Kuteybe Deyneveri, el-İmamet ve’s-Siyaset, c. 2, s. 8; Ahmed bin Muhammed bin Abdurrabah Endulusi, el-Akdu’l-Ferid, c. 4, s. 354.
Yukarı git↑ İbn Asakir, tercüme el-İmam Hüseyin (a.s), s. 284; İbn Nema Hilli, Mesiru’l-Ahzan, s. 16.
Yukarı git↑ Taberi, a.g.e, c. 5, s. 489.
Yukarı git↑ İbn Saad, tercümetu’l-Hüseyin ve Makteluhu, s. 174; Belazuri, Ensabu’l-Eşraf, c. 3, s. 422; Taberi, Tarihu’l-Umem ve’l-Muluk, c. 4, s. 294; Şeyh Müfid, el-İrşad, c. 2, s. 71; İbn Nema Hilli, Mesiru’l-Ahzan, s. 16; Sebt İbn Cezvi, Tezkiretu’l-Havs, c. 2, s. 133; Zehebi, Seyri İ’lamu’n-Nubela, c. 3, s. 299.
Yukarı git↑ Ebu’l-Ferec İsfahani, Mekatilu’t-Talibin, s. 70, 71.
Yukarı git↑ A.g.e, s. 175; Zehebi Seyru İ’lamu’n-Nubela, c. 3, s. 299.
Yukarı git↑ Taberi, Tarihu’l-Umem ve’l-Muluk, c. 4, s. 260; Şeyh Müfid, el-İrşad, c. 2, s. 52.
Yukarı git↑ İbn A’sam, a.g.e, c. 5, s. 49; Harezmî, Mektelu’l Hüseyin (a.s), c. 1, s. 297; Mesudi, yalnızca 18 bin kişiden bahsetmiştir. Murucu’z-Zeheb ve Maadinu’l-Cevher, c. 3, s. 68.
Yukarı git↑ İbn Şehri Aşub, a.g.e, c. 4, s. 101.
Yukarı git↑ Tehzibu’t-Tehzib, c. 2, s. 303.
Yukarı git↑ Taberi, Tarihu’l-Umem ve’l-Muluk, c. 4, s. 279; Ebu’l Ferec İsfahani, Mekatilu’t-Talibin, s. 69; Murucu’z-Zeheb ve Maadinu’l-Cevher, c. 3, s. 69; Şeyh Müfid, el-İrşad, c. 2, s. 57; Tabersi, İ’lamu’l-Vera bi-İ’lamu’l-Huda, c. 1, s. 443; İbn Nema Hilli, Mesiru’l-Ahzan, s. 24, yalnızca 70 kişiyi söylemişlerdir.
Yukarı git↑ Deyneveri, el-Ahbaru’t-Tavil, s. 240.
Yukarı git↑ İbn A’sam, a.g.e, c. 5, s. 53.
Yukarı git↑ Deyneveri, el-Ahbaru’t-Tavil, s. 228; Taberi, Tarihu’l-Umem ve’l-Muluk, c. 4, s. 253; Şeyh Müfid, el-İrşad, c. 2, s. 34; İbn A’sam, a.g.e, c. 5, s. 22; Kitalu Nişaburi, Ravzatu’l-Vaizin, s. 171; Tabersi, İ’lamu’l-Vera bi-İ’lamu’l-Huda, c. 1, s. 435; Harezmî, Mektelu’l Hüseyin (a.s), c. 1, s. 273; Sebt İbn Cezvi, Tezkiretu’l-Havs, c. 2, s. 236.
Yukarı git↑ Şeyh Saduk, el-Emali, Meclis: 30, h. 1, s. 217; Biharu’l-Envar, c. 44, s. 313.
Yukarı git↑ İbn Saad, a.g.e, 170.
Yukarı git↑ İbn Asakir, tercümetu İmam Hüseyin, s. 299; İbn Kesir, c. 8, s. 178.
Yukarı git↑ İbn Kuteybe, el-İmamet ve Siyaset, c. 2, s. 10; İbn Abdurrabeh, el-Akdu’l-Ferid, c. 4, s. 355.
Yukarı git↑ İbn A’sam, a.g.e, c. 5, s. 69; Harezmî, Mektelu’l Hüseyin (a.s), c. 1, s. 317; Muhammed bin Talha Şafii, Matalibu’s-Suul fi Menakibi’r-Resul (s.a.a), c. 2, s.73; Erbili, Keşfu’l-Gumme, c. 2, s. 253; el-Fusulu’l-Muhimme, c. 2, s. 6. Elbette bu kaynaklar, ehlibeyt, kadın, erkek ve çocuklar dahi herkesi kapsamaktadır.
Yukarı git↑ İbn Kesir c. 6, s. 259.
Yukarı git↑ Taberi, Tarihu’l-Umem ve’l-Muluk, c. 4, s. 292; Yahya bin Hüseyin bin İsmail Curcani Şeceri, el-Amali’l-Hamisiye, c. 1, s. 191, 192; Seyyid ibn Tavus, el-Luhuf ale Katli’t-Tufuf, s. 60; Zehebi, Seyru İ’lamu’n-Nubela, c. 3, s. 308; İbn Kesir c. 6, s. 259; İbn Hacer Askalani, el-İsabet fi Temyizi’s-Sahabe, c. 2, s. 71; Tehzibu't-Tehzib, c. 2, s. 304; İbn Nema, Mesiru’l-Ahzan, s. 39.
Yukarı git↑ İbn Nema, Mesiru’l-Ahzan, s. 178; İbn Asakir, s. 329; Zehebi, Seyru İ’lamu’n-Nubela, c. 3, s. 298 ve 300.
Yukarı git↑ İbn Nema, Mesiru’l-Ahzan, s. 177.
Yukarı git↑ Yakubi, Tarihi Yakubi, c. 2, s. 243.
Yukarı git↑ Murucu’z-Zeheb ve Maadinu’l-Cevher, c. 3, s. 71; Sebt İbn Cezvi, Tezkiretu’l-Havs, c. 2, s. 161 ve Meclisi, Biharu’l-Envar, c. 45, s. 74. Mesudi’nin rivayetini nakletmiş, ancak 500 atlı yerine 1000 atlı yazmıştır.
Yukarı git↑ İbn Şehri Aşub, Menakib Al-i Ebi Talib, c. 4, s 107.
Yukarı git↑ Belensiye, İspanya’nın doğusunda yer alan bir bölge ve şehrin adıdır. Günümüzde Valansiye adıyla anılmaktadır.
Yukarı git↑ İbn Abar, Muhammed bin Abdullah bin Ebu Bekir Kadai, Durere’s-Semt fi Haberi’s-Sabt, s. 104.
Yukarı git↑ Taberi, Tarihu’l-Umem ve’l-Muluk, c. 4, s. 320; Şeyh Mufid, el-İrşad, c. 2, s. 95. Bir çok tarihçi bu görüşe kail olmuşlardır: Belazuri, Ensabu’l-Eşraf, c. 3, s. 395; Deyneveri, el-Ahbaru’t-Tavil, s. 256; İbn A’sam, a.g.e, c. 5, s. 101; Kadı Numan Mağribi, Şerhu’l-Ahbar, c. 3, s. 155; Tabersi, İ’lamu’l-Vera bi-İ’lamu’l-Huda, c. 1, s. 457; Harezmi, Maktelu’l Hüseyin (a.s), c. 2, s. 6; İbn Cevzi, el-Muntezem, c. 5, s. 339; İmaduddin Taberi, Kamil Behai, c. 2, s. 281; İbn Kesir, c. 8, s. 192.
Yukarı git↑ Taberi, Tarihu’l-Umem ve’l-Muluk, c. 4, s. 295; Belazuri, Ensabu’l-Eşraf, c. 3, s. 4245; Şemsettin Zehebi, Tarihi İslam, c. 5, s. 15.
Yukarı git↑ Şemsettin Zehebi, c. 5, s. 489.
Yukarı git↑ Şemsettin Zehebi, c. 3, s. 154; Ebu Zeyd Ahmed bin Sehl Belhi, el-Bid’e ve Tarih, c. 2, s. 241.
Yukarı git↑ Ali bin Hüseyin Mesudi, İsbatu’l-Vasiyet, s. 166.
Yukarı git↑ Muhammed bin Ebi Talib Hüseyni Musevi, Tesliyetu’l-Mucalis ve Ziynetu’l Mecalis, c. 2, s. 275; Meclisi, Biharu’l-Envar, c. 45, s. 4.
Yukarı git↑ Tezkiretu’l-Havas, c. 2, s. 160.
Yukarı git↑ Es-Savaiku’l-Muhrike, s. 197.
Yukarı git↑ İbn A’sam, a.g.e, c. 5, s. 84, 90 ve 101; Harezmi, a.g.e, c. 1, s. 341, 345; İbn İmad Hambeli, Şezeratu’t-Zehebi, c. 1, s. 67; Biharu’l-Envar, c. 44, s. 386.
Yukarı git↑ Şeyh Saduk, el-Emali, Meclis: 24, s. 177, h. 3 ve meclis: 70, s. 547; Seyyid İbn Tavus, el-Luhuf, s. 70.
Yukarı git↑ İsbatu’l-Vasiyet, s. 166.
Yukarı git↑ Delailu’l-İmamet, s. 178.
Yukarı git↑ Menakibu Al-i Ebi Talib, c. 4, s. 106.
Yukarı git↑ Tezkiretu’l-Havas, c. 2, s. 161.
Yukarı git↑ İbn Sabbag Maliki, el-Fusulu’l-Muhimme, s. 191.
Yukarı git↑ Umdetu’t-Talib fi Ensabu Al-i Ebi Talib, s. 192.
Yukarı git↑ Umdetu’t-Talib fi Ensabu Al-i Ebi Talib, s. 346.
Yukarı git↑ Belazuri, c. 3, s. 405; Taberi, c. 4, s. 340; ölenlerin sayısını 5 olarak açıklamışlardır.
Yukarı git↑ Belazuri, a.g.e, c. 3, s. 404; Taberi, a.g.e, c. 4, s. 336; Nafi tarafından öldürülenlerin sayısını 12 olarak kaydetmişlerdir.
Yukarı git↑ El-Emali, Meclis, 30, h. 1, s. 223, 226; Kitalu Nişaburi, Ravzatu’l Vaizin, s. 186, 188.
Yukarı git↑ İbn Şehri Aşub, a.g.e, c. 4, s. 109, 114.
Yukarı git↑ İbn Saad, Tercümetu’l Hüseyin ve Makteluhu, s. 184; Belazuri, Ensabu’l-Eşraf, c. 3, s. 411; Taberi, a.g.e, c. 4, s. 348; Ebu Ali Moskoviye Razi, Ticaretu’l-Umem ve Taakibu’l-Humem, c. 2, s. 73; Tabersi, Tacu’l-Mevalid, s. 31, s. Harezmî, a.g.e, c. 2, s. 44; İbn Kesir, a.g.e, c. 8, s. 205.
Yukarı git↑ Fuzeyl bin Zubyr bin Ömer bin Dirhem Kufi Esedi, Tesmiyetu min katli maalhüseyin (a.s), tahkik: Seyyid Muhammed Rıza Hüseyni Celali, Faslname Turasena, sayı, 2, s. 149, 156.
Yukarı git↑ Taberi, Tarihu’l-Umem ve’l-Mülk, c.4, s. 351; Deyneveri, a.g.e, s. 260; Şeyh Müfid, a.g.e, c. 2, s. 118; İbn Asakir, Tarihu Medinetu’t-Dimeşk, tahkik: Ali Şiri, c. 18, s. 445; İbn Kesir, a.g.e, c. 8, s. 208; Safdi, el-Vafi bi’l-Vafiyat, c. 14, s. 189; İbn Sabbag Maliki, el-Fusulu’l-Muhimmet, s. 193; Mir Hand, Tarihu Ravzatu’s-Sefa, c. 5, s. 2270.
Yukarı git↑ İbn A’sam, a.g.e, c. 5, s. 127.
Yukarı git↑ Sabt bin Cevzi, a.g.e, c. 2, s. 193.
Yukarı git↑ İbn Abdurrabah, el-Akdu’l-Ferid, c. 4, s. 328.
Yukarı git↑ Harezmi, a.g.e, c. 2, s. 62.
Yukarı git↑ İbn Saad, a.g.e, s. 190.
Yukarı git↑ Ebu Zeyd Ahmed bin Sehl Belhi, el-Bedu’ ve’t-Tarih, c. 2, s. 241; Mesudi, Murucu’z-Zeheb ve Maadinu’l-Cevher, c. 3, s. 72.
Yukarı git↑ Seyyid Muhsin Emin Amuli, A’yanu’ş-Şia, c. 1, s. 610, 612.
Yukarı git↑ Şeyh Mehdi Şemsettin, Ensaru’l-Hüseyin, s. 49, 52.
Yukarı git↑ Zebiullah Mehellati, Fersan el-Hica, c. 2, s. 154.
Yukarı git↑ Gulamhüseyin Zergeri Nejad, Nehzet İmam Hüseyin (a.s) ve Kıyamu Kerbela, s. 291, 386.
Yukarı git↑ İbn Saad, a.g.e, s. 196, h. 305; Halifet bin Hayyat Usfuri, Tarih Halife bin Hayyat, s. 179; Süleyman bin Ahmed Tabarani, el-Mu’cemu’l-Kebir, c. 3, s. 104, 119; Şeyh Saduk, Kemalu’d-Din ve Temamu’n-Nimet, s. 533; Emali, meclis, 87, s. 694; İmaduddin Taberi, Beşaretu’l-Mustafa, s. 426; Harezmî, a.g.e, c. 2, s. 53; Erbili, a.g.e, c. 2, s. 267; İbn Kesir a.g.e, c. 8, s. 205; elbette tüm bu kaynaklarda İmam Hüseyin sayılmadan 17 kişi geçmiştir.
Yukarı git↑ Tesmiyetu min katli maalhüseyin (a.s), s. 149, 151; Şeyh Saduk, el-Hisal, s. 519; İbn Şehri Aşub, a.g.e, c. 4, s. 179; İbn Ebi’l Hadid, a.g.e, c. 15, s. 251; Bu istatistik Müslim bin Akil’in dışındaki istatistiktir.
Yukarı git↑ İbn Ebi Hatem Razi, es-Siyretu’n-Nebeviyye, s. 588.
Yukarı git↑ Muhammed Semavi, İbsaru’l-Ayn fi Ensari’l-Hüseyin (a.s), s. 49.
Yukarı git↑ Harezmî, a.g.e, c. 2, s. 11.
Yukarı git↑ Mesudi, Murucu’z-Zeheb ve Maadinu’l-Cevher, c. 3, s. 73.
Yukarı git↑ Belazuri, a.g.e, c. 3, s. 410; Taberi, a.g.e, c. 4, s. 347; Şeyh Mufid, el-İrşad, c. 2, s. 113; Tabersi, İ’lamu’l-Vera bi-İ’lamu’l-Huda, c. 1, s. 470; Harezmi, a.g.e, c. 2, s. 44; İbn Şehri Aşub, a.g.e, c. 4, s. 121; Seyyid İbn Tavus, a.g.e, s. 79; İbn Nema, s. 59; Biharu’l-Envar, c. 45, s. 59.
Yukarı git↑ Taberi, Tarihu’l-Umem ve’l-Mülk, c.3, s. 410; Harezmî, a.g.e, c. 2, s. 42; İbn Şehri Aşub, a.g.e, c. 4, s. 120; Seyyid İbn Tavus, a.g.e, s. 76; İbn Nema, s. 58; Hamid bin Ahmed Mehallati, a.g.e, c. 1, s. 212.
Yukarı git↑ Kadı Numan Mağribi, a.g.e, c. 3, s. 164; Taberi, Delailu’l-İmamet, s. 178.
Yukarı git↑ Şeyh Tusi, el-Emali, s. 677, h. 10.
Yukarı git↑ Şeyh Saduk, el-Emali, meclis, 31, h. 1, s. 228; Kital Nişaburi, a.g.e, s. 189; Tabersi, Tacu’l-Mevalid, s. 31; İbn Şehri Aşub, a.g.e, c. 4, s. 120; Biharu’l-Envar, c. 45, s. 82. İbn Şehri Aşub başka görüşlere de yer vermiştir.
Yukarı git↑ Şeyh Kuleyni, el-Kafi, c. 6, s. 452; Biharu’l-Envar, c. 45, s. 92.
Yukarı git↑ Kadı Numan Mağribi, Daimu’l-İslam, c. 2, s. 154.
Yukarı git↑ Kadı Numan, Şerhu’l-Ahbar, c. 3, s. 164; Taberi, Delailu’l İmamet, s. 178; Harezmi, a.g.e, c. 2, s. 42; Ebu’l Ferec Abdurrahman bin Cevzi, er-Reddu ale’l-Muta’ssıb el-Anid, s. 39; İbn Nema, a.g.e, s. 57, 58; Hamid bin Ahmet Mehellati, a.g.e, c. 1, 213.
Yukarı git↑ Muhalli, a.g.e, c. 1, s. 213.
Yukarı git↑ Muhalli, a.g.e, c. 1, s. 184; İbn Nema, a.g.e, s. 57, 58; Kadı Numan, bu rivayetin bir benzerini nakletmiştir, c. 3, s. 164.
Yukarı git↑ Muhammed bin Ali Amri, el-Mecdi fi Ensabi’t-Talibin, s. 13; Cemalettin Ahmed bin Ali Hüseyni, Umdetu’t-Talib fi Ensabi Al-i Ebi Talib, s. 192.
Yukarı git↑ Seyyid İbn Tavus, el-Luhuf, s. 71.
Yukarı git↑ Tabersi, İ’lamu’l-Vera bi-İ’lamu’l-Huda, c. 1, s. 469; İbn Şehri Aşub, a.g.e, c. 4, s. 120.
Yukarı git↑ Muhammed Semavi, İbsaru’l-Ayn fi Ensari’l-Hüseyin (a.s), s. 220, 221.
Yukarı git↑ Harezmi, a.g.e, c. 2, s. 25.
Yukarı git↑ Taberi, a.g.e, c. 4, s. 334.
Yukarı git↑ Taberi, a.g.e, c. 4, s. 332; Harezmi, a.g.e, c. 1, s. 19; Biharu’l-Envar, c. 45, s. 20.
Yukarı git↑ Fuzeyl bin Zubeyr, Tesmiyetu min katli maalhüseyin, s. 153, 154.
Yukarı git↑ Mesudi, Murucu’z-Zeheb, c. 3, s. 72.
Yukarı git↑ Muhammed bin Ali Amri, el-Mecdi fi Ensabi’t-Talibin, s. 221.
Yukarı git↑ Fuzeyl bin Zubeyr, Tesmiyetu min katli maalhüseyin, s. 152; Şeyh Tusi, Ricalu’t-Tusi, s. 21; İbn Şehri Aşub, a.g.e, c. 1, s. 184; Muhibuddin Ahmed bin Abdullah Taberi, Zehairu’l-Ukba fi Menakibu Zevi’l-Kurba, s. 146.
Yukarı git↑ İbn Hacer, Tebsiretu’l-Muntebe, c. 4, s. 1296.
Yukarı git↑ Abdullah Mamamakani, Tenkihu’l Mikal, c. 3, s. 214.
Yukarı git↑ İbn Hacer Askalani, el-İsabet fi Temyizi’s-Sahabe, c. 6, s. 445; Gıyasettin bin Himamuddin Hüseyni, Tarihi Habibu’s-Seyr fi Ahbari Efrad Beşer, c. 2, s. 43, Mamakani, c. 3, s. 288.
Yukarı git↑ İbn Hacer, a.g.e, c. 5, s. 8.
Yukarı git↑ Taberi, a.g.e, c. 4, s. 349; Belazuri, a.g.e, c. 3, s. 412; Deyneveri, a.g.e, s. 259; Şeyh Mufid, el-İrşad, c. 2, s. 113; Harezmi, a.g.e, c. 2, s. 45; İbn Nema, a.g.e, s. 65.
Yukarı git↑ Belazuri, a.g.e, c. 3, s. 412; Deyneveri, a.g.e, s. 259.
Yukarı git↑ Sebt bin Cevzi, Tezkiretu’l-Havas, s. 256.
Yukarı git↑ Seyyid bin Tavus, a.g.e, s. 85; Tesliyetu’l-Mecalis ve Ziynetu’l Mecalis, c. 2, s. 331; Biharu’l-Envar, c. 45, s. 62.
Yukarı git↑ Taberi, Tarihu’l-Umem ve’l-Muluk, c. 4, s. 358; İbn Şehri Aşub, Menakib Al-i Ebi Talib, c. 4, s. 123 ve İbn Sabbak Maliki, el-Fusulu’l-Muhimmet, s. 198.
Yukarı git↑ Fuzeyl bin Zubeyr, Tesmiyetu min katli maalhüseyin, s. 152.
Yukarı git↑ İbn Saad, a.g.e, s. 186; Taberi, Tarihu’l-Umem ve’l-Muluk, c. 4, s. 359.
Yukarı git↑ Fuzeyl bin Zubeyr, Tesmiyetu min katli maalhüseyin, s. 152.
Yukarı git↑ Menakib Al-i Ebi Talib, c. 4, s. 122.
Yukarı git↑ Muhammed Semavi, İbsaru’l-Ayn fi Ensari’l-Hüseyin (a.s), s. 221, 222.
Yukarı git↑ Fuzeyl bin Zubeyr, Tesmiyetu min katli maalhüseyin, s. 150; İbn Saad, a.g.e, s. 186; Taberi, Tarihu’l-Umem ve’l-Muluk, c. 4, s. 359; İbn Habban es-Sikat, c. 2, s. 310; Ebu’l Ferec İsfahani, a.g.e, s. 79; İbn Şehri Aşub, Menakib Al-i Ebi Talib, c. 4, s. 122, elinin kesildiğini nakletmektedir.
Yukarı git↑ Fuzeyl bin Zubeyr, Tesmiyetu min katli maalhüseyin, s. 156; Mahalli, el-Hedaiku’l-Virdiyye, c. 1, s. 212.
Yukarı git↑ Fuzeyl bin Zubeyr, Tesmiyetu min katli maalhüseyin, s. 156.
Yukarı git↑ Belazuri, a.g.e, c. 11, s. 183; İbn Kesir, a.g.e, c. 8, s. 205.
Yukarı git↑ Deyneveri, el-Ahbaru’f-Tival, s. 259 ve İbn Kesir, a.g.e, c. 8, s. 212.
Yukarı git↑ Belazuri, a.g.e, c. 11, s. 411; İbn Abdurrabah Endulisi, el-Ukdetu’l-Ferid, c. 4, s. 360.
Yukarı git↑ Ebu’l Ferec İsfahani, a.g.e, s. 79; Seyyid İbn Tavus, a.g.e, s. 86.
Yukarı git↑ İbn Saad, a.g.e, s. 186; Taberi, Tarihu’l-Umem ve’l-Muluk, c. 4, s. 353, 359; İbn Habban, a.g.e, c. 2, s. 310; Ebu’l Ferec İsfahani, a.g.e, s. 79; Harezmi, a.g.e, c. 2, s. 41; İbn Asakir, Tarih Medine Dımeşk, c. 45, s. 484; Sebt bin Cezvi, Tezkiretu’- Havas, c. 2, s. 178; Seyyid İbn Tavus, a.g.e, s. 86; Şeyh Müfid onu şehitlerden saymıştır. (el-İrşat, c. 2, s. 26.)
Yukarı git↑ Fuzeyl bin Zubeyr, Tesmiyetu min katli maalhüseyin, s. 150, 157; Ebu Salah Halebi, Takribu’l Maarif, s. 252; İbn Kesir, a.g.e, c. 8, s. 205.
Yukarı git↑ İbn Kuteybe Deyneveri, el-İmamet ve Siyaset, c. 2, s. 8.
Yukarı git↑ Kadı Numan Mağribi, a.g.e, c. 3, s. 198.
Yukarı git↑ İbn Saad, a.g.e, s. 187; Zehebi, a.g.e, c. 3, s. 303.
Yukarı git↑ Kadı Numan Mağribi, a.g.e, c. 3, s. 197.
Yukarı git↑ İbn Saad, a.g.e, s. 187; İbn Asakir, a.g.e, c. 54, s. 226; Zehebi, a.g.e, c. 3, s. 303.
Yukarı git↑ Belazuri, a.g.e, c. 3, s. 411; Deyneveri, a.g.e, s. 259; Taberi, a.g.e, c. 4, s. 347.
Yukarı git↑ Taberi, a.g.e, c. 4, s. 321.
Yukarı git↑ İbn Asakir, Tarihi Medine Dımeşk, c. 14, s. 223.
Yukarı git↑ Şeyh Saduk, Kemalu’d-Din ve Temamu’n-Nimet, s. 546.
Yukarı git↑ İbn Saad, a.g.e, s. 187; Zehebi, a.g.e, c. 3, s. 303.
Yukarı git↑ Kadı Numan, Şerhu’l-Ahbar, c. 3, s. 198, 199.
Yukarı git↑ Ebu’l-Ferec İsfahani, Makatilu’t-Talibin, s. 79.
Yukarı git↑ İbn Saad, a.g.e, s. 187; Ebu’l-Ferec İsfahani, Makatilu’t-Talibin, s. 79; Şeyh Saduk, el-Emali, meclis: 31, s. 229.
Yukarı git↑ İbn Saad, a.g.e, s. 187; Şeyh Saduk, el-Emali, meclis: 31, s. 231.
Yukarı git↑ Ebu’l-Ferec İsfahani, Makatilu’t-Talibin, s. 79; Kadı Numan Mağribi, a.g.e, c. 3, s. 198.
Yukarı git↑ Kadı Numan Mağribi, a.g.e, c. 3, s. 198.
Yukarı git↑ İbn Saad, a.g.e, s. 187; Tabarani, el-Mu’cemu’l-Kebir, c. 3, s. 104; Kadı Numan Mağribi, a.g.e, c. 3, s. 198; Şeyh Saduk, el-Emali, meclis: 31, s. 228.
Yukarı git↑ İbn Saad, a.g.e, s. 187; Ebu’l-Ferec İsfahani, Makatilu’t-Talibin, s. 79; Tabarani, el-Mu’cemu’l-Kebir, c. 3, s. 104; Kadı Numan Mağribi, a.g.e, c. 3, s. 199; Şeyh Saduk, el-Emali, meclis: 31, s. 230.
Yukarı git↑ Tabersi, el-İhticac, c. 2, s. 27; Harezmî, a.g.e, c. 2, s. 105; İbn Nema, a.g.e, s. 67; Seyyid İbn Tavus, a.g.e, s. 88.
Yukarı git↑ İbn Saad, a.g.e, s. 187.
Yukarı git↑ İbn Saad, a.g.e, s. 187.
Yukarı git↑ Taberi, Tarihu’l-Umem ve’l-Muluk, c. 4, s. 263.
Yukarı git↑ Taberi, Tarihu’l-Umem ve’l-Muluk, c. 4, s. 263.
Yukarı git↑ Belazuri, a.g.e, c. 3, s. 411.
Yukarı git↑ Taberi, Tarihu’l-Umem ve’l-Muluk, c. 4, s. 298.
Yukarı git↑ İbn Nema, a.g.e, s. 66; Seyyid İbn Tavus, a.g.e, s. 190; Biharu’l-Envar, c. 45, s. 108.
Yukarı git↑ Taberi, Tarihu’l-Umem ve’l-Muluk, c. 4, s. 342; İbn Nema, a.g.e, s. 57.
Yukarı git↑ İbn Nema, a.g.e, s. 73; Seyyid İbn Tavus, a.g.e, s. 205; Biharu’l-Envar, c. 45, s. 120.
Yukarı git↑ İbn Nema, a.g.e, s. 58; Seyyid İbn Tavus, a.g.e, s. 180.
Yukarı git↑ Taberi, Tarihu’l-Umem ve’l-Muluk, c. 4, s. 329.
Yukarı git↑ Belazuri, Ensabu’l-Eşraf, c. 3, s. 411; Taberi, Tarihu’l-Umem ve’l-Muluk, c. 4, s. 348; Harezmî, a.g.e, c. 2, s. 114; İbn Nema, a.g.e, s. 65, 66; İbn Kesir, a.g.e, c. 8, s. 206.
Yukarı git↑ İbn A’sam, Kitabu’l-Futuh, c. 5, s. 133; Şeyh Mufid, el-İrşad, c. 2, s. 122; Tabersi, İ’lamu’l-Vera bi-İ’lami’l-Huda, c. 1, s. 475.
Yukarı git↑ İbn Saad, a.g.e, s. 192; Taberi, Tarihu’l-Umem ve’l-Muluk, c. 4, s. 353; Harezmî, a.g.e, c. 2, s. 81; İbn Asakir, Tercümetu el-İmam Hüseyin (a.s), s. 338; Sebt bin Cevzi, c. 2, s. 199; Ebu’l-Feda İsamail bin Kesir Dimeşki, el-Bidayetu ve’n-Nihayet, c. 8, s. 212; Muhammed Bakır Meclisi, Celau’l-Uyun, s. 405.
Yukarı git↑ Ebu Hanife Numan bin Muhammed Temimi Mağribi, Şerhu’l-Ahbar fi Fezaili’l-Ei’meti'l-Ethar, c. 3, s. 269.
Yukarı git↑ Seyyid İbn Tavus, İkbalu’l-A’mal, c. 3, s. 101.
Yukarı git↑ Taberi, Kamil Behai, c. 3, s. 302; Biharu’l-Envar, c. 45, s. 196; Celau’l Uyun, s. 409.
http://tr.wikishia.net/view/İstatistikler_Açısından_Aşura_Vakıası