CIA, El Kaide kurucusu Usame bin Ladin'in Pakistan'ın Abbottabad kentindeki ikâmetinde bulunduğunu söylediği "yüzbinlerce" sayfalık belgeleri sızdırdı.
Belgeler, neo-con bir kuruluş olan Foundation for Defense of Democracies (FDD) tarafından yayımlandı. FDD'nin fonladığı "terörizm" sitesi Long War Journal'da (LWJ) da ilk analizler yayımlandı.
İlginç olan ilk nokta, LWJ'nin belgelerin birçoğunun kopyasını elde ettiğini yazıp tüm belgelerin incelenmesinin "yıllar alacağını" söylemesi, ancak her nasılsa yüzbinlerce sayfalık belgenin içerisinde 19 sayfalık İran-El Kaide ilişkisini "kanıtlayan" belgeyi çekip çıkartması.
CIA'İN VE POMPEO'NUN NİYETİ
Ancak her şey bununla sınırlı değil. Moon of Alabama blogunun görüşlerine yer verdiği eski CIA Kariyer Analisti Ned Price, belgeler hakkındaki şüphelerini açıkça dile getirdi.
Twitter hesabından açıklama yapan Price, CIA'in bu belgeleri yayımlamasının "şeffaflıkla" ilgisinin bulunmadığına dikkat çekti.
Geçen Ocak ayında Ulusal İstihbarat Direktörü'nün (DNI) öncülüğünde, Usame bin Ladin belgelerinin son ve kamuyu ilgilendiren kısımlarının da yayımlandığına dikkat çeken eski CIA uzmanı, ne olduysa şu andaki CIA şefi Mike Pompeo'nun göreve başlamasından sonra olduğunu ileri sürdü.
Pompeo'nun belgeleri yeniden değerlendirme talimatı verdiğini ve bazı uzmanları görevden uzaklaştırdığını kaydeden Price, yeni şefin yayımlanmamış belgelerin El Kaide-İran bağını kanıtlayacağına ikna olduğunu kaydetti.
Yeni belgelerin kamuoyunun bildiklerinin üstüne yeni bir şey eklemediğini vurgulayan Price, şeffaf olmayanın Pompeo'nun motivasyonu olduğunu, Trump yönetiminin İran'da rejim değişikliği için bahane aradığını öne sürdü.
BELGELERDE İRAN-EL KAİDE ORTAKLIĞINI KANITLAYAN ŞEY NE?
LWJ'deki analize göre, 19 sayfalık doküman "üst düzey bir cihadcının değerlendirmesi"nden ibaret. Yani, belgelerin sahibi Usame bin Ladin değil.
Associated Press'te (AP) yer alan bir haberde de, 228 sayfalık "Arap Baharı" notlarının yazarının "Usame bin Ladin'in kızlarından birisi" olduğunun tahmin edildiği yazıyor.
Ancak ABD medyası, ısrarla bu belgelerin Usame bin Ladin tarafından yazıldığı ("journal" (anı defteri) ya da "diary" (günlük) deniyor) izlenimi uyandırmaya çalışıyor.
Belge, İran'ın "El Kaide'deki bazı Suudi kardeşlere" para ve silah teklif ettiğini, Lübnan'daki Hizbullah kamplarında eğitim önerdiğini ve Suudi Arabistan ile Körfez'deki Amerikan çıkarlarına saldırıda "ne istiyorlarsa vermeye hazır olduğunu" söylediğini iddia ediyor.
Belgenin yazarı, İran ile El Kaide'nin savaş halinde olmadığı, söz konusu "düşman ABD" olunca çıkarların kesiştiğini ileri sürüyor.
İran ile El Kaide arasında işbirliği iddiaları bundan ibaret.
Oysa 2012 yılında yayımlanan bir başka bin Ladin belgesinde, İran ile El Kaide arasındaki düşmanca ilişkiye değiniliyordu. Reuters'in o dönem yayımladığı haberde, İran ile El Kaide ilişkisinin "en iyisinden kavgacı, en kötüsünden açıkça düşmanca" olduğu belirtiliyordu.
Üstelik ABD Dışişleri Bakanlığı, İran'ın gözaltında tuttuğu üst düzey El Kaide üyelerini adalete teslim etmediğini ileri sürüyordu.
The Diplomat için yazan Ankit Panda, Mike Pompeo'nun belgeler yayımlanmadan sadece birkaç hafta önce FDD'de bir konuşma yaptığına dikkat çekerken, FDD içindeki bazı isimlerin açıkça İran'da bir rejim değişikliğini savunduğunu vurguluyor.
Panda, belgeleri yayımlayan FDD'nin "sıradan" bir kuruluş olmadığına dikkat çekiyor. FDD'nin ABD'nin İran siyaseti konusunda belirleyici olan bir lobi kuruluşu olduğuna dikkat çeken yazar, bu neo-con grubun İran'la yapılan nükleer anlaşmaya karşı olduğunu hatırlatıyor.
BELGELERİN 'OTANTİKLİĞİ' VE TUTARSIZLIKLAR
The Diplomat için yazan Ankit Panda, El Kaide lideri Usame bin Ladin'in biriktirdiği şeylerin çok çeşitli ve eklektik oluşuna dikkat çekiyor.
Bunlar arasında patlayıcı yapım kılavuzu olduğu kadar, Tom ve Jerry çizgi filmi ile Yotube viral videolarından "Charlie Bir My Finger" bile bulunuyor.
Tüm bu belgeler içerisinde 19 sayfalık bir dokümanın tespiti şüpheli görünüyor. Dahası, El Kaide'nin anti-İran ve anti-Şia tutumu bilinirken, İran'dan gelen ve "üst düzey bir cihatçı" tarafından kağıda dökülen bu teklifin gerçekliği bir hayli şüphe uyandırıyor.
Angry Arab (Öfkeli Arap) blogunun sahibi Esad Ebu Halil'se daha da ileri giderek belgelerin "uydurulmuş" olabileceğini söylüyor. Belgelerin zaman zaman dini, zaman zaman laik bir dil kullandığını söyleyen Esad, sayfalarda kullanılan kalem renklerinin de farklı oluşuna dikkat çekiyor.
Usame bin Ladin'in bazen 1. tekil şahıs, bazen 3. tekil şahıs olarak konuştuğunu söyleyen Öfkeli Arap, iyi İngilizce bilen Usame'nin neden "New York Times" değil de "New York Time" yazdığını da sorguluyor.
19 sayfalık dökümanın da İran-El Kaide ilişkisine dair tutarsız iddialarda bulunduğunu kaydeden Esad, kimin yazdığını bilmese de, bu belgenin "net bir şekilde uydurulduğunu" söylüyor.