Allah’ın Hücceti (af) ile görüşmek, Allah’ın rahmet kulu ile sohbet etmek öyle kolay değildir ki her önüne gelen böyle bir iddiayla ortaya atılsın. Sonra da halkı etrafına toplasın. Onunla görüşmüş pek çok büyük âlim, bu görüşmesini bir “kutlu sır” olarak saklı tutmuşlardır. Onu yaymaya gönülleri razı olmamıştır. Özel birilerine aktarmışlarsa da onlardan kendileri sağ oldukları sürece başkalarına söylemeyeceklerine ve bu sırrı açıklamayacaklarına dair söz almışlardır.
***
Kime Hakk’ın sırrını öğretirlerse
Mühürleyip ağzına dikiş attılar.
***
Bu bir pazarlama eşyası değil ki pazar pazar gezdirilsin. Şu kadar var ki görüşmenin gerçekleştiğini inkâr etmiyoruz. Ancak pek çok uydurulmuş hikâyeleri ise kabul etmemiz mümkün değil. Saflık göstererek bunlara inanmak doğru olmaz. Bu çeşit iddialarla çevresine kalabalıkları toplamayı becerenler de az değildir. Bu tür yalanları uyduran kimseler tutuklanıp cezalandırılmıştır. Halkın kutsal değerleriyle hiç kimse oynayamaz, rüya ve hurafeleri yaygınlaştıramaz.
Onu görmek mümkündür. Ama “Kim bir haberi aldıysa ikinci defa haber getirmedi”. O mevla ile görüşme mutluluğuna eren pek çok kimse, meşhur olmaktan sakınmış ya da yalanlanmaktan korkmuş veya bazı zayıf inançlıların inanmama tehlikesinden endişelenerek ağızlarına sessizlik mührü vurmuş ve söylememişlerdir. Bu görüşmenin gerçekleşmesi her yerde mümkündür. Belli bir yer, cami veya şehirde olması şart değildir.
hz.mehdi
Buna göre gaybet döneminde İmam-ı Zaman (af) ile buluşmak, görüşmesinden faydalanmak mümkündür. Ancak günahlardan uzak ve takvalı bir yaşam ile birlikte temiz bir kalbe sahip olmak gerekir. Hazret’le tevessül etmek de faydalıdır. Ayrıca Cenab-ı Allah’tan önemli bir istek adı altında onu görmeyi istemek diğer bir yoldur.Tabii bu demek değildir ki, onu görmeyi arzulayanlar, temiz ve takvalı kimseler, ya da Necef’teki Mescid-i Sehle’ye, Kum’daki Cemkeran Mescidi’ne uğrayan herkes yahut da tevessülde bulunanların tümü, hatta Arafat’ta onu araştırıp soran hacıların hepsi, mutlaka onunla görüşmeyi gerçekleştirecektir.
Bütün bu sayılan nitelikler olabilecek koşullardır. Yoksa kesin koşullar değildir. Konunun anlaşılması için şu örneği verelim: Sporun insan sağlığı üzerinde çok önemli rolü vardır. Ama bunun anlamı “spor yapanlar asla hastalanmazlar” demek değildir.
Aşk, temiz kalplilik, dikkatlilik ve istek, bizden yana olması gerekenlerdir; ama görüşmenin gerekliliği, uygun düşüp düşmeyeceği onun bileceği iştir. Öyle olmasa kim onu görmek, onunla görüşmek ve onun Cemali’nin bahçesinden gül devşirmek istemez ki!
***
Sen Mehdi, hadi ve hidayetçisin
Ey can-ı cihan, ey ümid-i insan!
Kavuşmanın tadını alamaz,
Ayrılık acısını tatmayan.
Sabır sermayemiz çok az kaldı,
Ayrılığının hüznü ise çoğaldı.
Ey canlar Canı artık daha fazla
Ayrılık ateşinde bizi yakma
Gel otur, iyilik yolunda bizi
Misafir sofrana kabul buyur.[1]
1-Yazara aittir.
Cevad Muhaddisi’nin “Ümit Sabahı” kitabından alıntıdır.