1- Ahiret, iyi insanların kurtuluşudur. /695
ـ اِشتِغالُكَ بإصْلاحِ مَعادِكَ يُنْجيكَ مِنْ عَذابِ النَّارِ
2- Ahiretini ıslah etmeye çalışman seni ateşin azabından kurtarır. /1484
ـ الرَّابحُ مَنْ باعَ العَاجِلَةَ بِالآجِلَةِ
3- Asıl kazanç sahibi, dünyasını ahiretine satandır. 1488
اَلمالُ والْبَنُونَ زينَةُ الحَياةِ الدُّنيا، والعَمَلُ الصَّالِحُ حَرْثُ الآخِرَةِ،
4- Mal ve evlat, dünya hayatının ziyneti; salih amel ise, ahiretin tarlasıdır. /1841
أحْوالُ الدُّنيا تَتْبَعُ الاتِّفاقَ وأحْوالُ الآخرةِ تَتْبَعُ الاِسْتِحْقاقَ.
5- Dünya hâli tesadüflere tâbidir; ahiretteki güzelliklere ise hak etmekle ulaşılır. /2036
إنّ أمامَكَ عَقَبَةً كَؤُوداً، اَلمُخِفُّ فيها أحْسَنُ حالاً مِنَ المُثْقِلِ، والمُبْطِئُ عَلَيها أقْبَحُ أمْراً مِنَ المُسْرعِ، إنّ مَهْبِطَها بِكَ لا مُحالَةَ على جَنَّةٍ أو نارٍ
6- Şüphesiz, önünde çok zor bir engel var. Yükü hafif olanın durumu, ağır olandan daha iyidir. Oraya doğru yavaş hareket edenlerin durumu, hızlı gidenlerden daha kötüdür. Er ya da geç (bu hal) seni ya cennete götürecek ya da ateşe atacaktır. /3588
إنَّ الغايَةَ القيامَةُ، وَكَفى بِذلِكَ واعِظاً لِمَنْ عَقَلَ، ومُعْتَبَراً لِمَنْ جَهِلَ، وَبَعدَ ذلك ما تَعْلَمُونَ مِنْ هَوْلِ الْمُطَّلَعِ، وَرَوْعاتِ الفَزَعِ، وَاسْتِكاكِ الأسماعِ، وَاخْتِلافِ الأضلاعِ، وَضيقِ الأرماسِ، وَشِدَّةِ الأبلاسِ
7- Doğrusu son hedef, kıyamettir. Öğüt için akıl sahibine, ibret için cahile bu (haber) yeter. Sonra da bildiğiniz şeyler olacak: Çeşitli korku sahneleri, kulakların sağırlığı, kaburga kemiklerinin ıstırabı, kabrin darlığı ve şiddetli hüzün. /3630
ـ إنْ رَغِبْتُم في الفَوزِ وَكَرامَةِ الآخِرَةِ فَخُذُوا في الفَناءِ لِلْبَقاءِ
8- Eğer ahiretin esenliğini ve ikramını diliyorsanız, geçici dünyadan kalıcı âlem için yararlanın. /3746
إنَّكَ في سَبيلِ مَنْ كانَ قَبْلَكَ، فَاجْعَلْ جِدَّكَ لآِخِرَتِكَ، ولا تَكْتَرِثْ بِعَمَلِ الدُّنيا
9- Sen, kendinden öncekilerin yolunu tutmuş gidiyorsun. Artık ahiretin için çaba harca ve dünya işlerini önemseme. /3786
إنّكَ مَخْلُوقٌ لِلآخِرَةِ فَاعْمَل لَها
10- Sen, ahiret için yaratıldın. O halde ahiretin için çalış. /3810
ـ إنّكَ إنْ عَمِلْتَ لِلآخِرَةِ فازَ قِدْحُكَ
11- Eğer ahiret için çalışırsan, okun hedefini bulur. /3816
إنَّكمْ إلَى الآخِرَةِ صائِرُونَ وَعَلَى اللهِ مَعْرُوضُونَ
12- Şüphesiz, ahirete doğru ilerliyorsunuz ve Allah"ın huzuruna çıkacaksınız. /3821
حَلاوَةُ الآخِرَةِ تُذهِبُ مَضاضَةَ شَقاءِ الدُّنيا
13- Ahiretin lezzeti dünyanın acılarını unutturur. /4880
حَصِّلُوا الآخِرَةَ بِتَركِ الدُّنيا، ولا تُحَصِّلُوا بِتَركِ الدِّينِ الدُّنيا
14- Ahireti, dünyayı terk ederek elde edin; dini terk ederek dünyayı elde etmeye çalışmayın. /4916
الآخِرَةُ أبَدٌ
15- Ahiret ebedîdir. /4
طُوبى لِمَنْ ذَكَرَ المَعادَ فأحْسَنَ
16- Ahireti yâd edip de iyilikte bulunana ne mutlu! /5980
طالِبُ الآخِرَة يُدْرِكُ مِنْها أمَلَهُ وَيَأتيهِ مِنَ الدُّنيا ما قُدِّرَ لَهُ
17- Ahireti arzulayan oradaki amacına varır; dünyada da ona ne yazıldıysa gelir, ona ulaşır. /6014
عَلَيكَ بِالْجِدِّ والاجتِهادِ في إصْلاحِ المَعادِ
18- Ahiretini düzeltmek için çalış, çaba göster. /6135
ـ عَجِبْتُ لِمَنْ أنْكَرَ النَشأةَ الاُخْرى وَهُوَ يَرَى النَّشأَةَ الاُولى
19- İlk hayatı (dünya) görüp de ikinci hayatı (ahiret) inkâr edene şaşarım. /6250
غايَةُ الآخِرَةِ البَقاءُ
20- Ahiretin amacı, (orada) ebedî kalmaktır. /6353
في الآخِرَةِ حِسابٌ وَلا عَمَلٌ
21- Ahirette sadece hesap vardır; amel yoktur. /6495
كُونُوا مِنْ أبْناءِ الآخِرَةِ وَلا تَكُونُوا مِنْ أبْناءِ الدُّنيا فإنَّ كُلَّ وَلَدٍ سَيَلْحَقُ بِاُمِّهِ يَوْمَ القيامَةِ
22- Ahiretin evladı olun; dünya evladı olmayın. Zira kıyamet günü bütün evlatlar analarına kavuşacaktır. /7194
مَنْ عَمِلَ للْمَعَادِ ظَفِرَ بالسَّدادِ
23- Ahiret için çalışan zafere ulaşır. /8044
مَنْ عَمَرَ آخِرَتَهُ بَلَغَ آمالَهُ
24- Ahiretini âbat eden muradına erer. /8348
مَنِ ابْتَاعَ آخِرَتَهُ بِدُنْياهُ رَبِحَهُما
25- Kim dünyasını satarak karşılığında ahiretini alırsa, her ikisini de kazanır.