Bilim adamları, yürüyüş ve hızlı yürüyüşün, bir çok hastalıktan korunmanın en iyi yolu ….
- Bilim adamları, yürüyüş ve hızlı yürüyüşün, bir çok hastalıktan korunmanın en iyi yolu olduğunu söylerler. Bunların başında; kalp hastalıkları, kollestrol, şeker, tansiyon ve şişmanlık gibi hastalıklar gelir ki, bunlar da asrımızın hastalıklarıdır. Bu noktadan hareketle, hac yolculuğunu düşündüğümüz zaman, onun tıbbi birçok fayda ile dolu olduğunu, beden ve ruh için şifa, ilaç ve bir rahatlama olduğunu görürüz. Bu sebepledir ki Yüce Allah: "Kendilerine ait bir takım yararları yakinen görmeleri için" buyurmuştur. (Hac: 28).
Haccın tıbbi faydaları sayılmayacak kadar çok olduğuna göre, acaba ruhi faydaları ne kadar çoktur?!!
- İnciden oluşan gerçek bir taşın içerisinde Kabe-i Muazzama'nin görüntüsü (resmi) ne rastlanmıştır.
Bilim adamlarının tespitlerine göre bu taşın tarihi 30 milyon sene öncesine dayanmaktadır. (Yani insanların henüz yeryüzüne gelmediği bir tarih) Sanki yüce Allah burada; Kâbe'nin gerçekten yeryüzünde ilk yapılan bir ev (mabet) olduğuna dair bize bir işaret vermek istiyor. Yüce Allah Kuran'da şöyle buyuruyor: ":Şüphesiz, âlemlere bereket ve hidayet kaynağı olarak insanlar için kurulan ilk ev (mabet) Mekke'deki Kâbe'dir. (Ali İmran: 96)
Hac vazifesini tam olarak yerine getirmek, mümin insana, hac işlerini yapmakla meşgul olmaktan kaynaklanan garip bir enerji verilir. “Hac farizasının edası sırasında tavaf, Safa – Merve arasında sa’y, namaz kılma, şeytan taşlama, Arafat’ta vakfe yapma (durma) ve diğer mekânlar arasında dolaşma ve gidip gelme gibi ardı ardına devam eden işler vardır. Bu sebeple hacı adayı; farklı mekânlardaki işler, farklı ibadetler ve karşılaştığı çok sayıdaki insanlardan kaynaklanan büyük bir enerjiyi kendi içinde hisseder. Bu açıdan bakıldığında yapılan bir hac, adeta insan nefis ve bedeni için format atma (cihazları yenileme) vazifesi görmektedir. Bundan dolayı Peygamber (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: “Kim kötü söz söylemez, haramlardan sakınır ve günah işlemeden hac yaparsa annesinden doğduğu gün gibi günahsız olarak döner.” (Müttefekun aleyh)