Abdestin sahih olmasının on üç şartı vardır:
1) Abdestin suyu, temiz olmalıdır.
2) Su, mutlak olmalıdır.
* Necis su ve muzaf su ile alınan abdest insan, suyun necis veya muzaf olduğunu bilmese yahut unutsa bile batıldır. Eğer o abdestle namaz da kılmışsa, o namazı sahih abdestle yenilemesi gerekir.
* Eğer, abdest alması için çamurlu muzaf sudan başka bir su olmaz ve namazın vakti de dar olursa teyemmüm etmeli; eğer vakit genişse, suyun durulmasını beklemeli ve daha sonra abdest almalıdır.
3) Abdest suyu mubah (=gasp edilmemiş) olmalıdır. Abdest alınan alan da gerekli olmasa bile müstehap ihtiyat gereği mubah olmalıdır.
* Gasp edilmiş veya sahibinin razı olup olmadığı belli olmayan su ile abdest almak haram ve batıldır. Ama önce razı idiyse ve bu rızasından vazgeçip geçmediği bilinmezse abdest sahihtir. Yine yüzden ve ellerden süzülen abdest suyu gasp edilmiş bir yere dökülürse, abdest sahihtir.
* İnsanın, herkes için mi yoksa sadece o medresenin talebeleri için mi vakfedildiğini bilmediği bir medresenin havuzundan abdest almasının eğer genelde halk o havuzdan abdest alıyorsa, sakıncası yoktur.
* Bir kimse, namaz kılmak istemediği bir caminin havuzunun bütün halk için mi yoksa sadece orada namaz kılanlar için mi vakfedildiğini bilmezse, o havuzdan abdest alamaz. Ancak genelde orada namaz kılmak istemeyen kimseler de o havuzdan abdest alıyorlarsa, o havuzdan abdest alabilir.
* Hanların, otellerin ve benzeri yerlerin havuzlarından mezkur yerlerde kalmayan insanların abdest almaları, ancak genelde buralarda oturmayan kimselerin de abdest alması durumunda, sahih olur.
* Sahibinin razı olduğu bilinmese bile büyük nehirlerden abdest almanın sakıncası yoktur; ama sahipleri abdest almayı yasaklamışsa, farz ihtiyat gereği onların suyuyla abdest alınmamalıdır.
* Bir suyun gasp edilmiş olduğu unutularak onunla abdest alınırsa sahihtir.
4) Abdest suyunun kabı mubah (=gasp edilmemiş) olmalıdır.
5) Abdest suyunun kabı altın veya gümüş olmamalıdır.
* Abdest suyu, gasp edilmiş bir kapta olur ve ondan başka da su olmazsa teyemmüm etmelidir; eğer gasp edilmiş kapta olan suyla abdest alırsa batıldır. Başka mubah su olduğu hâlde gasp edilmiş kaptan irtimasî abdest alırsa veya o kapla suyu yüzüne ve ellerine dökerse, abdesti batıldır; ancak suyu avucuyla çıkarır da yüzüne ve ellerine dökerse, gasp edilmiş bir kabı kullandığından dolayı haram işlemesine rağmen, abdest sahihtir. Altın ve gümüş kapta bulunan suyla abdest almanın hükmü farz ihtiyat gereği, tıpkı gasp edilmiş kaptaki sudan abdest alma gibidir.
* Bir tuğlası veya bir taşı gasp edilmiş olan bir havuzda abdest alınırsa, sahihtir; ama, eğer abdest alması gasp edilmiş şeyi kullanmak olarak sayılırsa günah işlemiş olur.
* Ehlibeyt İmamları'ndan veya imam zadelerden birine ait olan avluda (ki önceden mezarlık imiş) havuz yaparlar veya ırmak akıtılırsa, eğer o avlunun mezarlık için vakfedildiği bilinmezse, o havuz ve ırmakta abdest almanın sakıncası yoktur.
6) Abdest uzuvları, yıkandığında ve meshedilirken temiz olmalıdır.
* Abdest tamamlanmadan önce yıkanılan veya meshedilen bir yer necis olursa, abdest sahihtir.
* Bedenin abdest organlarından başka bir yeri necis olursa, abdest sahihtir. Ama, idrar veya dışkı mahalli yıkanmamışsa, ilk önce onun temizlenmesi ve daha sonra abdest alınması daha iyidir.
* Abdest uzuvlarından biri necis olursa ve abdestten sonra, abdestten önce orayı yıkayıp yıkamadığı hususunda şüphe ederse, eğer abdest alırken oranın temiz veya necis olduğunun farkında değilmiş ise abdesti batıldır. Eğer farkında olduğunu bilir veya farkında olup olmadığı hususunda şüpheye düşerse, abdest sahihtir. Her hâlükârda necis olan yeri yıkamalıdır.
* Yüzde ve ellerde kanaması durmayan ve sudan da zarar görmeyen kesiklik veya bir yara olursa, çok su veya akarsuya sokup kanın kesilmesi amacıyla biraz sıkılmalı, daha sonra açıklandığı şekilde, irtimasî abdest alınmalıdır.
7) Abdest ve namaz için yeterli vakit olmalıdır.
* Vakit öylesine dar olur ki, abdest aldığı takdirde namazın hepsi veya bir miktarı vakit dışında kalacak olursa, teyemmüm edilmeli; ama teyemmüm ve abdest için aynı ölçüde vakit gerekiyorsa abdest alınmalıdır.
* Namaz vaktinin darlığı yüzünden teyemmüm etmesi gereken kimse teyemmüm yerine abdest alırsa, sahihtir, ister o namaz için abdest alsın, ister başka bir iş için.
8) Abdest, kurbet kastıyla yani Âlemlerin Rabbinin emrini yerine getirmek için alınmalıdır. Serinlemek için veya başka bir amaçla abdest alınırsa batıldır.
* Abdestin niyetini diliyle söylemesi veya kalbinden geçirmesi gerekmez; ama abdest aldığı süre boyunca ne yapıyorsun dendiğinde, "abdest alıyorum" diyebilecek kadar yaptığı işin farkında olmalıdır.
9) Abdest, söylenen tertip üzerine alınmalıdır. Şöyle ki; önce yüz, sonra sağ kol, sonra sol kol yıkanmalı ve ondan sonra baş, sonra da ayaklar mesh edilmeli ve sağ ayak da sol ayaktan önce mesh edilmelidir. Açıklanan bu sıra gözetilmezse, abdest batıl olur.
10) Abdestin gerekleri aralıksız ve peş peşe yapılmalıdır.
* Abdest işlerine, bir yer yıkanmak veya meshedilmek istenildiğinde ondan önce yıkanan veya meshedilen yerlerin ıslaklığı kuruyacak kadar ara verilirse, abdest batıldır. Fakat yalnızca yıkanmak veya meshedilmek istenen organdan önceki yerin ıslaklığı kurursa, meselâ, sol kol yıkanırken sağ kolun ıslaklığı kurur da yüzün ıslaklığı kalırsa, abdest sahihtir.
* Abdest gerekleri aralıksız yapıldığı hâlde, havanın sıcaklığı veya beden ısısının fazla olması ve benzeri sebeplerden dolayı ıslaklık kurursa, abdest sahihtir.
* Abdest arasında yürümenin sakıncası yoktur. Öyleyse yüz ve kollar yıkandıktan sonra birkaç adım atılır ve sonra baş ve ayak mesh edilirse, abdest sahihtir.
11) Yüz ile kolların yıkamasını ve baş ile ayakların meshini insanın kendisi yapmalıdır. Başka biri insana abdest aldırırsa veya suyu yüzüne ve kollarına ulaştırmasında, baş ve ayaklarını meshetmesinde yardımcı olursa, abdest batıldır.
* Abdest alamayan kimse, kendisine abdest aldırması için bir yardımcı tutmalıdır. Yardımcı ücret isterse, imkanı olursa, vermelidir. Ama niyeti kendisi yapmalı ve kendi eliyle meshetmelidir. Eğer yapamazsa, yardımcısı onun elinden tutmalı ve mesh edilecek yerin üzerine çektirmelidir. Bu da mümkün olmazsa yardımcı onun elindeki ıslaklıktan alarak başını ve ayaklarını meshetmelidir. Mümkün olduğu takdirde bunun yanı sıra, farz ihtiyat gereği, teyemmüm de edilmelidir.
* Abdestin amellerinden hangisini tek başına yapabiliyorsa onu kendisi yapmalı ve yardım almamalıdır.
12) Su kullanmanın abdest alan için bir sakıncası olmamalıdır.
* Abdest aldığında hastalanacağından veya suyu abdeste harcadığı takdirde, susuz kalacağından korkan kimse, abdest almamalıdır. Suyun kendisine zarar vereceğini bilmeyip abdest alır ve sonra da zararlı olduğunu anlarsa abdesti sahihtir. Ancak müstehap ihtiyata uygun olan, alınan abdestle namaz kılmaması, teyemmüm etmesi ve eğer o abdestle namaz kılmışsa, namazını yenilemesidir.
* Abdestin sahih olacağı miktarda az bir suyla yüzünü ve ellerini yıkadığında zararı olmaz da ondan fazlasının zararı olursa, o miktar suyla abdest almalıdır.
13) Abdest organlarında suyun bedene ulaşmasını önleyecek bir engel bulunmamalıdır.
* Abdest organlarına bir şeyin yapıştığı bilinir ama onun, suyun ulaşmasına engel olup olmadığında şüpheye düşülürse, o şey giderilmeli veya suyun, onun altına geçmesi sağlanmalıdır.
* Eğer tırnağın altı kirli olursa, alınan abdestin sakıncası yoktur. Ama tırnak kesilirse, abdest için kirlerin temizlenmesi gerekir. Yine eğer tırnak normalden uzun olursa, normalden fazlanın altındaki kirlerin temizlenmesi gerekir.
* Yüzde, ellerde, başın ön kısmında ve ayakların üzerinde yanık veya başka bir sebepten dolayı şişkinlik oluşursa, onun üzerinin yıkanması veya üzerinin mesh edilmesi yeterlidir. Şişkinlik delinse bile, suyu derinin altına ulaştırmak gerekmez. Hatta derinin bir kısmı kopsa bile, suyu kopmayan kısmın altına ulaştırmak gerekmez. Ancak soyulmuş deri, bazen bedene yapışıyor bazen ayrılıyorsa, koparılmalı veya altına su ulaştırılmalıdır.
* İnsan, abdest organlarına bir şeyin yapışıp yapışmadığından şüphe ederse, verdiği ihtimal halkın nazarında yerinde bir ihtimal sayılırsa -meselâ, çamurla uğraştıktan sonra çamurun eline yapışıp yapışmadığından şüpheye düşerse- organlarını incelemeli ve yahut giderildiğine veya suyun onun altına ulaştığına dair kanaat hâsıl oluncaya kadar eliyle sürtmelidir.
* Yıkanması ve meshedilmesi gereken bir yer, her ne kadar kirli olursa olsun, kir suyun organa ulaşmasına engel olmazsa sakıncası yoktur; yine badana ve benzeri işlerden sonra el üzerinde kalan ve suyun deriye geçmesine engel olmayan beyazlıklar da sakıncasızdır. Ama bunların bulunmasıyla, suyun organa ulaşıp ulaşmadığı hususunda şüpheye düşülürse, onların temizlenmesi gerekir.
* Abdestten önce, abdest organlarının bazısında suyun ulaşmasını önleyecek bir engelin olduğunu bilir ve abdestten sonra da, abdest anında suyu oraya ulaştırıp ulaştırmadığı hakkında şüphe ederse, abdesti sahihtir. Ama abdest alırken o engelin farkında olmadığını bilirse, abdestini yenilemesi gerekir.
* Abdest organlarının bazısında, suyun bazen kendiliğinden altına geçtiği bazen geçmediği bir engel bulunur ve insan, abdestten sonra onun altına suyun ulaşıp ulaşmadığı hakkında şüpheye düşerse, abdest alırken suyun onun altına geçmesinin farkında olmadığını bilirse, abdestini yenilemesi gerekir.
* Abdestten sonra, abdest organlarında suyun geçmesini önleyecek bir engel olduğunu görür ve abdest zamanı mı, yoksa abdest sonrası mı bulunduğunu bilmezse, abdesti sahihtir. Ama abdest zamanı o engelin farkında olmadığını bilirse, farz ihtiyat gereği yeniden abdest almalıdır.
* Abdestten sonra, abdest organlarında suyun geçmesini önleyecek bir engelin olup olmadığı hakkında şüpheye düşülürse, abdest sahihtir.