Namazın ikame edilişinin amacı, Kerbela kıyamının eksenini oluşturuyor...
Kuşkusuz imam Hüseyin (a.s) ve yareninin son namazını birlikte, üstelik Aşura günü ve eşit olmayan bir savaş şartları altında ikame etmesi, namaz farizasının önemini bir kez daha ortaya koyuyor.
Çünkü bu namazın ikame edilişinin amacı, o hazretin kıyamının eksenini oluşturuyor ve bu eksen Allah'a yönelik beslenen aşk ve sevgidir.
Dua ve ibadet, insan ile yaratını arasında muhteşem ve hiç kopmayan bir bağ oluşturan, insanların bir ruh haletidir. Dua ve ibadette insanların acizliği ve yüce yaratandan ihlâsla yardım talebinde bulunmasının bir cilvesi ortaya çıkar ve insan ruhu, hayatı yaratan yüce Allah'a karşı kanatlanır.
Tapmak ve ibadet etmek, tüm insanların zatında yer alan ve fıtratından kaynaklanan bir özelliktir. Bu yüzden insan ruhu sürekli varlık âlemini yaratan yüce Allah ile seçkin ve geliştirici bir bağlantı kurma arzusundadır.
Dua ve ibadeti bilinçli ve aşkla fısıldamak gerekir ve bu amelin latif ve yapıcı manalarından faydalanmak şarttır. Dua ve ibadet halinde olan bir kul, her türlü kibir ve bencillikten uzaklaşır ve yaratanına ibadet ederken, alçak gönüllü ve ihlâslı olmayı öğrenir ve yine yaratanı sayesinde huzura kavuşur.
Bu arada imam Hüseyin'in (a.s) hayatının çeşitli dilimlerinde derin ve hayat veren ibadetleri, en zengin, en güzel ve aynı zamanda en samimi ibadetlerdir.
Arafat çölünde Arife günü imam Hüseyin (a.s) bazı hanedan fertleri ve arkadaşları ile birlikte çadırlardan ayrıldı ve büyük bir huşu içinde rahmet dağı Cebel-i Rahme'ye doğru yöneldi. İmam burada Kabe'ye doğru yöneldi ve mübarek ellerini yüzüne doğru yükseltti ve içindeki sırları beyan ederek kendi kendini yetiştirme ve tanım bağlamında en derin sözcükleri kullanarak duada bulundu. İmam Hüseyin (a.s) dua etmeye şöyle başladı:
‘Hamd, hiç bir şey mukadder buyurduğunu etkileyemeyen ve O'nun bağışlamasını önleyemeyen Allah'a mahsustur ve hiç bir yaratıcı O'nun gibi yaratıcı olamaz ve O'nun cömertliği sonsuzdur. Ne zaman sana seslensem, cevabımı verdin, senden ne istesem, inayet eyledin, ne zaman sana itaat etsem, bana teşekkür ettin ve ne zaman sana şükretsem, nimetlerimi arttırdın. Ey baştan sona sevgi dolu Rabbim, senin ne eşin var ki ona sesleneyim, ne benzerin var ki onu çağırayım. Sadece senden cevabımı vermeni istiyorum ve bir tek senden hacet diliyorum ki yerine getiresin. Sana yöneliyorum ki rahmetinden doyurasın ve sana dayanıyorum, çünkü sen tek sığınağımsın.'
Bu duanın her kelimesi insanın gönlünde nur, tevhit ve sevgi penceresi açıyor. İmam bu dua ile aslında Allah'ı tanıtmaya ve insanların O'na olan ihtiyacını beyan etmeye çalışıyor. İmamın duaları insanla yaratanı arasındaki ilişkiyi en mantıklı biçimde izah ediyor. İmam Hüseyin (a.s) tüm varlığı ile yüce Allah'ın varlığını her yerde hissediyor ve bu gördüklerini beyan ediyor.
Ehlibeytalimleri