l) Müslümanlar Kardeştirler
İslam güneşi doğduğu zaman Arabistan'ın her tarafını savaş ve kan kaplamıştı, her yer fitne ve hercümerc ateşi içerisinde yanıyordu. O topraklarda yaşayan insanlar, daima birbirleriyle savaşıyor, birbirlerine karşı kin besliyorlardı.
İslam'ın başta gelen programlarından biri, onların aralarmı bulmak, kalplerini birbirlerine ısındırmak oldu ve Hz. Peygamber (s.a.a) şu ayeti onlara okudu:
"Müminler ancak kardeştirler. Öyleyse kardeşlerinizin arasını bulup düzeltin ve Allah'tan korkup-sakının; umulur ki esirgenirsiniz." 1
Daha sonra sürekli çalışmaları neticesinde Müslümanlardan iki taifenin arasında fiilen kardeşlik bağı kurdu. O günden sonra artık her yerde "nesebi kardeşler" kelimesinin yanında "dini kardeşler" sözcüğü de göze çarpmaktadır.
2) İki Kardeşin Arasını Bulmak
islam, adavet ve düşmanlığı kökünden kazımak için Müslümanlara şöyle emretmektedir:
"Kardeşlerinizin arasını bulup-düzeltin." 2
Hz. Ali (a. s) ölüm vaktinde evlatlarına şöyle vasiyet etmektedir:
"İkinize, bütün evladıma, ehl-i beytime ve bu yazım kime ulaşırsa ona, Allah'tan çekinmeyi, işlerinizi düzene koymayı, aranızı uzlaştırmayı vasiyet ederim. Allah'ın salatı ona ve soyuna olsun, ceddinizden duydum, derdi ki: İki kişinin arasını bulmak, bütün (nafile) namazlardan ve oruçlardan üstündür."3
Bu yüzden Ehl-i Beyt İmamları bu konuya çok önem veriyor, hatta bu iş için özel bir bütçe ayırıyorlardı. Mesela, iki kişi mali bir konuda çekiştikleri zaman o paradan onlara vererek ihtilaflarına son verilirdi.
Ebu Hanife Emir'ül-Hâcc diyor ki: "Eniştemle bir miras için çekiştiğimiz sırada Mufazzal b. Ömer bizim çekişmemize şahit oldu. Bunun üzerine bizi evine çağırdı ve bize dört yüz dirhem vererek aramızı buldu; sonra, "Bu para, benim kendimin değildi; onu İmam Sadık (a.s) kendi malından bana vermiş ve müminlerden ikisi mali bir konuda ihtilafa düştükleri zaman onunla onların arasını bulmamı emretmişti."4
3) Müminlerin Birbirlerinin Üzerindeki Hakları
İslam, Müslümanların birbirlerine karşı bazı sorumlulukları olduğunu bildirmiş ve bunları, "din kardeşlerinin birbirlerinin üzerindeki haklan" olarak adlandırmıştır. Hz. Ali (a.s) Hz. Resul-i Ekrem' (s.a.a) in şöyle buyurduğunu naklediyor:
"Müslümanın, Müslüman kardeşinin üzerinde otuz hakkı vardır ki, ancak bunları yerine getirmek veya (Müslüman kardeşi tarafından) affedilmekle bu sorumluluk ondan kalkar. Müslüman, Müslüman kardeşinin hatasını bağışlamalı, göz yaşına acımalı, gizli şeylerini ifşa etmemeli, sürçmesini örtmeli, özrünü kabul etmeli, yanında kötülükle anıldığında onu savunmalı, her zaman onun hayrını istemeli, onunla dostluğunu korumalı, ondan bir alacağı varsa durumunu göz önünde bulundurmalı, hastalandığı zaman ziyaretine gitmeli, öldüğü zaman cenazesinde hazır olmalı, davetine müsbet cevap vermeli, hediyesini kabul etmeli, bağışlarına karşılık vermeli, ihsanına teşekkür etmeli, ona yardım etmeyi becermeli, namusunu (kendi namusu gibi) korumalı, ihtiyacını gidermeli, kendi ihtiyacını ondan istemeli, aksırdığı zaman ona dua etmeli (Allah'ın rahmeti, senin üzerine olsun, demeli), onu kayıplarına doğru hidayet etmeli (kayıplarını bulması için ona yardımcı olmalı), selamını almalı, sözünü hoş karşılamak, lütuf ve ihsanını reddetmemeli, antlarını doğrulamalı, dostlarıyla dost olup düşmanlık etmemeli, zalim de olsa, mazlum da olsa ona yardım etmeli, zalim olduğu halde ona yardımcı olmak demek, onu zulmünden caydırmak demektir; mazlumken de ona yardımcı olmak, hakkını geri alabilmesi için ona yardım etmek, onu düşmanına teslim etmemek ve onu yalnız bırakmamaktır, kendisi için sevdiği hayrı onun için de sevmeli ve kendisi için hoşlanmadığı serden onun için de hoşlanmamalıdır." 5
İmam Sadık (a.s) da Hz. Resulullah' (s.a.a) in şöyle buyurduğunu naklediyor:
"Mü'minin, mümin üzerinde Allah Teala'nın farz kıldığı yedi hakkı vardır: Gözünde onu büyük görmeli, kalbinde onu sevmeli, onu malına ortak kılmalı, gıybetini etmemeli, hastalandığında ziyaretine gitmeli, öldüğünde cenazesini uğurlamak, öldükten sonra da iyiliğinden başka bir şey söylememelidir." 6
İmam Bakır (a.s) şöyle buyururlar:
"Mü'minin, mümin kardeşi üzerindeki haklarından bazısı şunlardır: Aç ise onu doyurmak, sırlarını gizli tutmalı, üzüntüsünü gidermeli, borcunu ödemeli, öldüğü zaman da ailesinde onun boş yerini doldurmalıdır." 7
İmam Sadık (a.s) ise şöyle buyurmuşlardır:
"Mü'min, müminin kardeşidir; onun gözü ve yol göstericisi sayılmaktadır; dolayısıyla da ona hiyanet etmez, ona zulmetmez, onu aldatmaz ve ona bir söz verip de sözünden dönmez."8
-------------------------------------------------------------------------
1- Hucurat suresi, 10. ayet
2- Hucurat suresi, 10. ayet.
3- Nehc'ül-Belağa, s.968.
4 - Usul'ül-Kafi, s.414
5- Bihar'ül-Envar, c. 15, Kitab'ul-İşret, s.65.
6- Bihar'ül-Envar, c.75, Kitab'ul-İşret, s.61.
7- Usul'ül-Kafı, s.393.
8- Usul'ül-Kafı, s.392.