Bugünü anlamak için 28 Şubat darbesinde yapılanlara bakmak lazım diyen dönemin Devlet Bakanı Prof. Dr. Sacit Günbey, “DYP’li olan İlhan Aküzüm, kendilerini Genelkurmay‘açağırdıklarını, baskı yaptıklarını, istifa etmesi gerektiğini söylediklerini dile getirdi. Bütün bunlar Siyonizme ve ABD emperyalizmine destek vermediğimizden dolayı oldu” diye konuştu.
Ehlibeyt (a.s) Haber Ajansı ABNA - Bin yıl sürecek denilen ve Müslümanlara her türlü baskının yapıldığı 28 Şubat sürecinde Refah Partisi'nden Devlet Bakanlığı görevini yürüten Prof. Dr. Sacit Günbey, o dönemde yaşananlara ilişkin Yeni Akit’e konuştu:
Bugün Venezuela'ya aynısı yapılıyor
“28 Şubat’ın esas orijinini Türkiye içerisinde değil, Türkiye dışarısında aramak lazım. Necmettin Erbakan, Siyonistlerin bölgemizde büyük bir harekat planı hazırladığı dönemde iktidara geldi. Büyük Ortadoğu Projesi’ne ilk adım atılacaktı. Erbakan onların istediği bir adam değildi. Bu nedenle dünyanın her tarafında kendileri ile işbirliği yapmayan devlet başkanlarına yaptıkları gibi çalışmalar yapmaya başladılar. Bugün Venezuela’da yapılan işte aynen bundan ibarettir. Erbakan onlarla işbirliği yapacak bir adam değildi. Onların düzenini bozmak istiyordu. Erbakan’ın uygulamaya geçirdiği düzenlemeler onların ekonomi düzenini bozuyordu. Bunlar yetmezmiş gibi İran ile petrol, doğalgaz anlaşması imzaladı. D-8’i harekete geçirdi. Türkiye ve İslam dünyasında yaşanacak bu gelişmeler Siyonistler için son derece korkunç bir şeydi. Yıllardan beri uğraşarak inşa ettikleri sistemi Erbakan geldi ve bozmaya çalıştı.
İnşa ettikleri sistemi Erbakan bozmaya çalıştı
Bu nedenle merhum Erbakan’ı yok etmek istiyorlardı. Bunu yaparken yer altı örgütleri, mason teşkilatları, iş çevreleri, basın, silahlı kuvvetler, STK’lar ve gizli ajanları kullandılar. Erbakan’a karşı ciddi bir bombardıman başlatıldı. Bunlara rağmen Erbakan yoluna devam ediyordu ve kimseye minneti yoktu. Erbakan’a söz geçiremeyen bu güçler başarıya ulaşamayınca hükümet ortağı olan DYP’yi yıldırmaya başladılar. Her gün birkaç milletvekili baskı ile istifa ettirilerek iktidar ortağı zayıf düşürüldü. Nihayetinde başbakanlığın Tansu Hanım’a devredilmesi için Cumhurbaşkanına gidildi. Erbakan istifasını verince dönemin Cumhurbaşkanı Demirel, Başbakanlığı Tansu Hanıma vermedi. Bu olay neticesinde 28 Şubat hükümetleri kuruldu. Bu hükümetler toplumun değer yargılarını hiçe sayan düzenlemeler çıkardılar. Bankaların içini boşalttılar. Devlet çok büyük kayıplara uğradı. Büyüyen, kalkınan, ilerleyen ülke Türkiye geriye gitmiş oldu.”
28 Şubat'ta milletvekilleri istifaya zorlandı
O dönemde yaşanan olaylara dair somut örnekler de veren Sacit Günbey, şöyle devam etti: “Biz bakanlık yaptığımız dönemde elimizden gelen hiçbir şeyi sakınmadık. Ancak tabi ki engellemek isteyenler oldu. Başörtüsüne fiili saldırılar olmaya başlamıştı. Bana o dönemde Hacettepe Üniversitesinden başörtülü bir öğrenci grubu geldi, ‘Bizi derse almıyorlar’ dediler. Ben de o zaman üniversitenin en yetkili amirleri ile görüşmeme rağmen uydurma sebeplerle bu öğrencileri derslere almadılar. Hakimlere askeriyede brifingler veriliyordu. Burada hükümetle birlikte halk ta mağdur oldu.
O dönemde DYP Ankara Milletvekili olan İlhan Aküzüm bize, kendilerini Genelkurmay Başkanlığı’na çağırdıklarını, baskı yaptıklarını, istifa etmesi gerektiğini söylediklerini dile getirdi. Hatta o içeriye girerken içeriden DYP’li Bakan Işılay Saygın’ın da dışarı çıktığını söyledi. Bir diğer DYP’li milletvekilinin İstanbul sermayesinden birileri tarafından arandığını ve istifa etmeye zorlandığını bana bizzat İlhan Aküzüm söyledi. Bu yaşananları söylediği esnada benim yanımda o dönemde görev yapmış birçok arkadaş vardı. Bu kişileri çağıranlar da Çevik Bir ile Hava Kuvvetleri Komutanı İlhan Kılıç’tı. Bu baskılar sonucu korku havası yayıldı. Okullara müfettişler gönderiyorlardı. Genelkurmay Başkanı hergün baskı yapıcı demeçler veriyordu. Beşli Çete dediğimiz grup bildiri yayınlayarak hükümeti tehdit ediyordu. Halbuki o hükümet işçiye, memura hiçbir dönemde görülmemiş zamlar yaptı. Yüzde 130 zamlar yapıldı. Bütün bunlar ABD emperyalizmine destek vermediğimizden dolayı oldu. Bütün mesele bundan ibarettir.”
Kimsesiz çocukları, Kilise destekli vakıftan kurtardık
54’üncü Refah-Yol Hükümetinde Sosyal Hizmetlerden Sorumlu Devlet Bakanlığı görevini yürüten ve o dönemde bakanlıkta yaşanan sorunlara ilişkin de değerlendirmede bulunan Prof. Dr. Günbey, sözlerini şöyle tamamladı: “Kanuna aykırı olmasına rağmen Dünya Kiliseler Birliği’nin desteklediği bir vakfa bizden önceki hükümet yetki vermiş ve korunmaya muhtaç çocuklar bu vakfa verilmişti. Kimsesiz çocukları bu vakfın inisiyatifinden aldık. Ve bu icraat bizim aleyhimizde propaganda olarak bize döndü. Gazetelerde bizi aşağılayan manşetler atıldı. Bir yıl içerisinde 10 yıla sığmayacak hizmetler yapıldı. Bu durum dış güçleri korkuttu. Yaşanan o büyük tecrübe ve oradan çıkarılan dersler maalesef bugün fikri yapıya yansımıyor.”