İnsan, Allah’a itaat veya isyan etme konusunda özgür olarak yaratılmıştır. Eğer Allah’a itaati seçerse, varlıkların en eşrefi ve en efdali olur. Fakat diğer varlıklar, genelde böyle değildirler. Onlar, yaratılışları gereği Allah’a itaat eder ve O’nu tesbih ederler. Yüce Allah buyuruyor ki: “Ve hiç bir şey yoktur ki, Allah’a hamd ederek O’nu tesbih etmesin.”
Bu özelliğinden dolayıdır ki, insan diğer varlıkların yüklenemediği ağır bir vazifeyi yüklenebilmiştir. “Biz emaneti göklere, yeryüzüne ve dağlara sunduk, ama onlar yüklenmekten çekindiler ve ondan korktular; İnsan onu yüklendi. Şüphesiz insan çok zalim ve çok cahildir.”
Ancak insanlar, irade sahibi özgür varlıklar oldukları için her zaman Allah’a itaat yolunu seçmemektedirler ve dolayısıyla herkes bu emaneti taşıyamamaktadır. Bu sebeple, bu emanetin yerde kalmaması için insan yeryüzünde bulunduğu sürece onu taşıyabilecek, Allah’a karşı isyan etme zulmü ve cehaletine düşmemiş kamil bir insanın var olması ve insanlara yaratılış gayeleri olan “yalnızca Allah’a ibadet” etmeleri noktasında kılavuzluk etmesi gereklidir. İşte okuyacağınız “yeryüzünün asla hüccetsiz kalmayacağına” dair bize ulaşan hadislerdeki sır da budur.
1- el-Kafi, c. 1, s. 138
Kerram’dan:
İmam Cafer Sadık aleyhi’s-selâm şöyle buyurdu: “Eğer yeryüzünde sadece iki kişi bile kalmış olsaydı, birisi mutlaka İmam olurdu.” Yine buyurdu ki: “Kimse, Allah Teala kendisini hüccetsiz bıraktı diye itiraz edemesin diye en son ölecek olan İmamdır.”
2- el-Kafi, c. 1 s. 137
Ebu Herase’den:
Muhammed Bâkır aleyhi’s-selâm şöyle buyurdu: “Eğer İmam yeryüzünden bir saat çekilse, tıpkı denizin ehlini boğduğu gibi yeryüzü kendi ehlini yutar.”
Aynı hadisi Şeyh Saduk “Kemal ud Din” c. 1, s. 203’de başka bir tarikle Ebu Herase’den nakleder. Yalnız burada “saat” kelimesi geçmez.
yeryüzü asla hüccetsiz kalmaz
3- el-Kafi, c. 1, s. 137:
Ebu Hamza’dan:
İmam Muhammed Bâkır şöyle buyurdu: “Allah’a ant olsun ki, Adem aleyhi’s-selâm olduğu günden beri Allah, yeryüzünü Allah’a hidayet eden bir İmamsız ve kullarını da hüccetsiz bırakmamıştır. Allah’ın, kullarına hücceti olan İmam olmazsa, yeryüzü baki kalmaz.”
4- Kemal-ud Din, c. 1 s. 202
Ebu Mahmud; İmam Rıza’ın şöyle buyurduğunu nakleder: “Biz Allah’ın mahlukat arasındaki hüccetleri, kulların halifeleri ve sırrının eminleriyiz. Takva kelimesi ve sağlam kulp biziz. Bizler Allah’ın şahitleri ve insanlar arasındaki bayraklarıyız. Allah, gökleri ve yeri zail olmaktan korumak için, bizi vesile kılmıştır. Bizim vesilemizle yağmur yağdırır ve rahmet dağıtır. Yeryüzü açık veya gizli bir imamdan mahrum kalmaz. Eğer yeryüzünde bir gün dahi hüccet olmazsa, kendi ehlini tıpkı denizin yok etmesi gibi yok eder.”
5- İsbat-ul Hüdat, c. 1, s. 137:
“Keşf-ul Gumme fi Marifet-il Eimme” kitabında Ali b. İsa b. Ebu-l Feth-i Erbili, Sünni alimlerinden olan Hafız Abdulaziz b. Ahzar Cenabezi’nin “Maalim-ul İtre” kitabından naklen İmam Rıza aleyhi’s-selâm ’dan, o da babalarından, Emir-ül Mü’minin aleyhi’s-selâm ’ın şöyle buyurduğunu kaydeder: Resulullah salla’llâhu aleyhi ve alih yüce Allah’ın “O gün bütün insanları İmamlarıyla çağıracağız” sözü hakkında şöyle buyurdu: “Her kavim kendi zamanının İmamı, Rabbinin kitabı ve Peygamberinin sünneti ile çağırılacaktır.”
Hz. Mehdi (a.s) ile ilgili Hadislerin Ehl-i Sünnet Nezdinde Mütevatir Oluşu:
Mehdi aleyhi’s-selâm ile ilgili hadislerin sayısı o kadar fazladır ki iki İslami fırkanın naklettiği hadisler içerisinde çok az konu bu hadde ulaşmıştır. Şiilerde Peygamber salla’llâhu aleyhi ve alih ve Ehl-i Beyt imamlarının hepsinden Mehdi aleyhi’s-selâm hakkında hadisler varit olmuştur.
yeryüzü asla hüccetsiz kalmaz
Ehl-i Sünnet’in de Resulullah salla’llâhu aleyhi ve alih ’ten bu konuda naklettikleri hadisler mütevatir olup, onların ileri gelenlerinin büyük bir bölümü de buna tanıklık etmişlerdir.
Hafız Eskalani “et-Tehzib” c. 9, s. 144’de (Haydar Abad bas.) der ki: “Mehdi ve onun Ehl-i Beyt’ten olduğu yedi yıl hükümet edeceği, yeryüzünü adaletle dolduracağı, Hz. İsa’nın onunla birlikte zuhur edeceği, Deccal’ı öldüreceği, ümmete imamet edeceği ve İsa’nın onun arkasında namaz kılacağına dair Mustafa salla’llâhu aleyhi ve alih ’ten naklolunan hadisler, ravilerinin sayısının çokluğundan mütevatir ve müstefizdir.”
Bunu Suyuti de “el-Havi li-l Fetava” kitabında aynen nakleder.
İbn-i Hacer-i Heysemi, “Es Savaik”, s. 165 (Mısır bas.) der ki: Ebu Hüseyn-i Acuri şöyle der: Mehdi’nin zuhuru, Ehl-i Beyt’ten olduğu, yeryüzünü adaletle dolduracağı, İsa aleyhi’s-selâm’la birlikte zuhur edeceği ve Filistin topraklarında ki “Bab-ı Led” de Deccal’ı öldürmek için ona yardım edeceği, ümmete imamet edeceği ve İsa aleyhi’s-selâm’ın da onun arkasında namaz kılacağına dair Mustafa salla’llâhu aleyhi ve alih ’ten naklolunan hadisler, ravilerinin sayısının çokluğundan mütevatir ve müstefizdir.”
Şeblenci “Nur-ul Ebsar”, s. 171’de (Mısır Şa’biyye bas.) der ki: “Mehdi’nin Ehl-i Beyt’ten olduğu ve yeryüzünü adaletle dolduracağına dair Peygamber salla’llâhu aleyhi ve alih ’ten naklolunan rivayetler mütevatirdir ve Deccal’ı öldürmek için İsa’ya yardım edeceğini bildiren hadisler de mütevatirdir.”
Mısırlı Şeyh Muhammed-i Hanefi “İthaf-u Ehl-il İslam” (el yazma) adlı kitabında der ki: “Mehdinin zuhur edeceğine dair, Peygamber salla’llâhu aleyhi ve alih ’ten naklolunan hadisler mütevatirdir.”
Araştırmacı Muhammed b. Resul Berzenci “el-İşaatu li Eşrat-is Sae” (s. 87, Mısır bas.) adlı kitabında der ki: “Muhammed b. Hasan Esfevi “Menakıb-ı Şafii” adlı kitabında şöyle der: Mehdi ve onun Peygamber’in Ehl-i Beyt’inden olduğuna dair Resulullah’tan naklolunan rivayetler mütevatirdir.”
Şeyh Muhammed Sabban “İs’afur Rağıbin s.140’da (Mısır bas.) der ki: “Mehdi’nin zuhuru, Ehl-i Beyt’ten olduğu, yeryüzünü adaletle dolduracağı ve Filistin’deki “Bab-ı Led”de Deccal’ı öldürmek için İsa’ya yardım edeceği, ümmete imam olup İsa’nın onun arkasında namaz kılacağına dair Peygamber salla’llâhu aleyhi ve alih ’ten ulaşan hadisler mütevatirdir.”
Süveydi “Sebaik-uz Zeheb” s.78’de (Mısır bas.) der ki: “Alimlerin üzerinde ittifak ettikleri şey şudur ki, Mehdi ahir zamanda kıyam edecektir ve yeryüzünü adaletle dolduracaktır.”
source : tebyan