Eğer modern dönemden günümüze kadar tüm spor alanlarında profesyonel bir sporcu olarak tarihin en iyi, en büyük, en meşhur, en çok sevilen ve en etkili sporcusunun adını söylemek istersek hiç şüphesiz o Muhammed Ali’dir, Muhammed Ali Kılay…
Bu dünya ve olimpiyat kahramanı 23 yıl önce İran’a ikinci defa geldi. Onun bu yolculuğunun asıl sebebi, yakalandığı Parkinson hastalığının şifası için İmam Rıza’nın haremine giderek ondan istekte bulunmaktı.
Tahran ve İran’da gözler ona dikilmişti; o hastalığına rağmen Mukaddes Meşhed şehrini ziyareti yanında birçok programa katıldı.
Efsanevi Muhammed Ali, 1965 yılında Müslüman oldu ve batılı gençlerin İslam’a yönelişinde ve siyahların ırkçılık karşısındaki mücadelesinde oldukça etkili oldu ve 2016 yılında 74 yaşında akciğer sorunu nedeniyle vefat etti.
Aşağıda gelen yazı Horasan spor gazetesinin Muhammed Ali ile yaptığı özel röportajdır.
-İran İslam Cumhuriyetine geliş sebebiniz nedir?
Muhammed Ali: İlk önce dünya Şiilerinin sekizinci imamının haremini ziyaret etmek ve ondan şifa talebinde bulunmak; çünkü epey bir müddettir Parkinson adında bir beyin hastalığına yakalandım ve bu son zamanlarda daha fazla şiddetlenmiş durumda ve ikinci olarak ülkenizi görmek ve bu son asırda İslam’a dünyada yeni bir itibar kazandıran İran halkıyla daha yakından tanışmak için.
İran’a geldiğiniz andan itibaren hangi programlara katıldınız?
Muhammed Ali: Ben yanındakilerle birlikte Salı günü ülkenize geldim, Çarşamba günü İran’ın Spor kurumunun başkanı ile görüştüm ve Perşembe günü Tahran kanalında bir oturuma katıldım ve aynı gün öğleden sonra İmam Humeyni’ye saygı duruşunda bulunmak ve onun kabrini ziyaret ermek için türbesine gittim.
Cumartesi günü öğleden sonra Meşhede sizinle birlikte İmam Rıza’nın dergahını öpmeye geldim. Bugün de İmam Rıza’nın a.s hareminin müzesine gideceğiz ve daha sonra teberrük bulmak için öğlen yemeğinde İmamın a.s konuğu olacağız. Öğlenden sonra da Tahran’a gideceğiz.
İran’a gelişiniz konusunda bir hatıranız var mı?
Muhammed Ali:
İmam Humeyni’nin türbesinde kalabalık bir halk topluluğu vardı ve güzel bir manevi ortam oluşmuştu, halk orada “kahrolsun Amerika” sloganını atıyorlardı. Ben dedim ki “kahrolsun Clinton” deyin, kahrolsun Amerika demeyin. Biliyor musunuz ben takriben on yıl önce sizin inkılabınız başarıya ulaştıktan sonra Lübnan televizyonunda İmam Humeyni’nin r.a fotoğrafını gördüm; ben o zaman kendimi dünyanın en güçlü adamı sanıyordum ve kendim için hiçbir rakip tanımıyordum; ama İmam Humeyni’nin çehresini ve onun yarattığı değişimi görünce kendimi onun karşısında bir dağ karşısındaki saman parçası gibi gördüm…
Nasıl Müslüman oldunuz?
Muhammed Ali:
Siyah ırk her zaman Amerika’da zulme uğramıştır ve İslam dininin Amerika’nın siyahları arasında çok taraftarı vardır. Luterking gibi seçkin şahısların Amerika’nın siyah derililerinin özgürlük hareketinde oldukça önemli yerleri vardı ve şuan da var. Ben dinlar hakkında yaptığım bir araştırmadan sonra İslam dinini seçtim. Aklıma geliyor, ben 1962 yılında Müslüman oldum ve yaptığım ilk maçımda ringde herkese açıkladım ve dedim ki ben artık Kasyus değilim, ben artık içki içmiyorum; ben Muhammed Ali’yim İslam’a inanan bir Müslümanın.
Biraz da kendinden bize bahset.
Muhammed Ali Kılay:
Önceden benim ismim Kasyus Marsilus Kılay idi. 1942 doğumluyum ve şu an 50 yaşındayım. Kantaki eyaletinde Luis Vil ismindeki şehide dünyaya geldim. Üç defa evlendim, bu evliliklerden yedi kızım ve iki oğlum oldu. yaşayan iki de kardeşim var…
source : abna24
