O büyük insan?n ismi “Muhammed”, me?hur künyeleri “Eba Cafer-i Sani”, “?bn-i R?za” ve me?hur lakaplar? ise “Cevad”’d?r.
Mübarek ?mürleri yirmi be? y?ld?r.[1] Ehl-i Beyt içerisinde Hz. Fat?ma’dan hariç, b?yle k?sa ?mürlü ba?ka kimse yoktur. O büyük insan?n do?umu, Hicri yüz doksan be?,[2] Recep ay?n?n onu, cuma gecesi, Medine’de gerçekle?ti ve ?ehadetleri ise, Abbasi hükümdar? Mu’tas?m’?n (Harun Re?id’in o?lu olan Me’mun’un karde?i) emri ve ?mam Cevad’?n han?m? olan Ummi Faz?l’?n eliyle Hicri iki yüz yirmi y?l?nda gerçekle?ti.[3] Onlar?n imamet süresi takriben on yedi y?ld?r. Zira, sekiz ya??ndayken aziz babalar? dünyadan ayr?ld? ve O Hazret imamete ula?t?.
Me’mun, Hz. R?za’n?n ?ehadetinden sonra Ba?dat’a geldi ve hükümet merkezini oraya ta??d?. ?ehirlerdeki alimlerin Medine’ye gittiklerini ve ?mam Cevad’? ?mam olarak kabul ettiklerini duydu?u vakit, korkuya kap?ld? ve Hz. Cevad’? Ba?dat’a ça??rd?. Me’mun O Hazret’e de?er vererek kendi k?z? olan Ummi Fazl’? ona nikahlad?.
?mam Cevad, Ummi Fazl ile bir müddet birlikte kald?ktan sonra, Beytullah’? ziyaret etmek amac?yla Hicaz’a gitti ve Hacc? tavaf ettikten sonra Medine’ye d?ndü. Me’mun hayatta oldu?u sürece ?mam Cevad Medine’de kald?.[4] Me’mun’un ?lümünden sonra, karde?i olan Mu’tas?m hilafete geldi. Mu’tas?m, ?mam Cevad ve halk?n ?mam’a olan y?neli?lerinden korktu?undan dolay?, Hazret’i zorla Ba?dat’a istedi ve uzun bir zaman geçmeden Hz. Cevad’? ?ehit etti.
Hz. Cevad’?n ?mrü k?sa ve genelde sürgünde geçmesine ra?men, yine de bereketli bir ?mre sahipti.
Kuleyni rahmetullahi aleyhi, ‘Kafi’ adl? kitab?nda Hz. R?za (a.s)’in ??yle buyurdu?unu nakletmektedir:
“Bu çocuktan -Hz. Cevad’dan- daha bereketli bir çocuk do?mam??t?r.”[5]
Bu cümleden ?mam Cevad’?n Ehl-i Beyt’in ilminin aç?klay?c?s? ve ilim meydan?nda ondan daha cesur kimsenin bulunmamas? oldu?u s?ylenebilir.
?slam tarihinde kaydedildi?ine g?re, Hz. R?za dünyadan ayr?ld??? vakit, büyüklerden ve alimlerden bir grup Medine’ye geldiler ve birkaç gün içerisinde otuz bin meseleyi ?mam Cevad’a sordular. Hz. Cevad, dü?ünmeden ve beklemeden o sorular? cevapland?rd?.
Abbasi hükümdar? Me’mun, ?mam Cevad’? Ba?dat’a g?türdü?ü vakit, kendi k?z?n?n ?mam Cevad’la nikah k?yma konusundaki muhtemel itirazlar?n? ortadan kald?rmak için ?atafatl? bir toplant? düzenleyerek, büyükleri ve alimleri davet etti. Ehl-i Sünnet’in bir alimi ve o d?nemin kad?s? olan Yahya b. Eksem, Hazret’e: “?hramda olan biri (bir hayvan?) avlayarak ?ldürürse hükmü nedir?” ?eklinde bir soru sordu.
Hz. Cevad hiç ara vermeden ve meseleyi de?i?ik aç?lardan ele alarak ??yle buyurdular:
“O av? Harem’in içinde mi yoksa d???nda m? ?ldürmü?tür? Onun hükmünü biliyor muydu yoksa bilmiyor muydu? Kasten mi yoksa yanl??l?kla m? ?ldürmü?tür? ?hraml? olan ki?i k?le miydi yoksa hür? Ergenlik ça??na gelmi? miydi yoksa gelmemi? miydi? Onun ilk i?i miydi yoksa daha ?nce de avlam?? m?yd?? Bu av uçan hayvanlardan m?yd? yoksa de?ildi? O av büyük müydü yoksa küçük müydü? O i? gece mi gündüz mü gerçekle?mi?? ?hramdaki ki?i, Hacc?n ihram?yla m?yd? yoksa umrenin?”
[1] Kafi, c.1, s.492
[2] a.g.e
[3] a.g.e
[4] Cela’ul Uyun, c.3, s.111
[5] Kafi, c.1, s.321; ?r?at, Müfit / 229