Turkish
Saturday 27th of July 2024
0
نفر 0

Seher Duasında Tevhidin Cilveleri

Seher Duasında Tevhidin Cilveleri

Seher Duası

Mübarek Ramazan ayı Kur’an’ın baharıdır ve onun seher vakitleri dua ve münacatın baharıdır. Bu semavi seherler için bazı dua ve ameller rivayet edilmiştir.

Ramazan ayının seherlerinin en meşhur duası, İmam Rıza’nın (a.s) İmam Muhammed Bakır’dan (a.s) naklettiği duadır ve Seyyid ibn Tavus ile Şeyh Tusi onu Ramazan ayının seherlerinin amelleri arasında zikretmişlerdir.

Bu duaya, “Baha duası” da denmektedir ve Şeyh Abbas Kummi onu Mefatihu’l-Cinan kitabında Mübarek Ramazan ayının seher amellerinin arasında getirmiştir.

Tevhidin Cilveleri

Seher duası, tevhidin, teolojinin, rububi marifetin, ilahi sıfat ve isimlerin en yüce makamlarını içermektedir. Böyle yüksek düzeydeki ilahi ve irfani mefhumları içeren bir dua, irfani şerh ve açıklamayı talep etmektedir. Bu bakımdan sadece İmam Humeyni (r.a), Allame Seyyid Ebu’l-Hasan Refii’ Kazvini (r.a) ve Mirza Habibullah Şerif Kaşani gibi arifler ve ilahi hekimler bu ciddi vadiye girebilmişlerdir.

Bu yüzden bu mukaddes sözlerle bereketlenmek için şimdilik bu duanın üç cümlesine değinmekle yetineceğiz.

Fiillerde Tevhit

«اللَّهُمَّ إِنِّي أَسْأَلُكَ مِنْ مَشِيَّتِكَ بِأَمضَاهَا وَ كُلُّ مَشِيَّتِكَ مَاضِيَةٌ اللَّهُمَّ إِنِّي أَسْأَلُكَ بِمَشِيَّتِكَ كُلِّها»

“Allah’ım! Senin iradenin en etkili ve nüfuzlu mertebesi hakkına ki senin iradenin tüm mertebeleri nüfuzludur, senden istiyorum. Allah’ım! Senin iradenin tüm mertebeleri hakkına senden istiyorum.”

Bu cümlelerden fiillerde tevhit manası istifade edilmektedir; Allah’ın iradesinin tüm iradelerden üstün olması ve Allah’ın iradesinin etkin olmadığı ve nüfuz etmediği hiçbir iradenin olmayışı bu manaya işaret etmektedir.

İmam Humeyni (r.a) Seher duasının bu cümlesi hususunda şöyle yazmışlardır: Benim üzerine yazdığım şu kağıt ve kendisiyle yazdığım şu kalem, bu kağıdı ve kalemi ram eden kaslar ve o kaslardaki güç, şevkten kaynaklanan irade, ilimden kaynaklanan şevk, insanın nefsinde olan ilim; bunların hepsi Allah’ın iradesinin tecellisidir ve taayyünlerin hapsi itibari ve mevhumdur. Nasıl ki Şeyh-i Ekber şöyle demiştir: “Dünya Tümüyle hayal içinde hayaldir.” Bu bakımdan onun iradesinin zuhuru dışında bir zuhur yoktur ve onun fiili dışında bir fiil yoktur. İşte iradenin kapsayıcılığı ve varlığın sirayeti budur; ilahi hüviyetin ıtlakı, rahmetin yayılması ve ulûhiyet makamı budur.

Sıfatlarda Tevhit

«اللَّهُمَّ إِنِّي أَسْأَلُكَ مِنْ قُدرَتِكَ بِالْقُدرَةِ الَّتِي اسْتَطَلْتَ بِهَا عَلَى كُلِّ شَيءٍ وَ كُلُّ قُدْرَتِكَ مُستَطِيلَةٌ اللَّهُمَّ إِنِّي أَسْأَلُكَ بِقُدْرَتِكَ كُلِّها»

“Allah’ım! Tüm varlıkları kuşatan kudretin hakkına senden istiyorum ve elbette ki senin tüm kudretin kuşatıcıdır. Allah’ım! Senden senin kudretinin tüm mertebeleri hakkına istiyorum.”

Allah mutlak kudret sahibidir ve kudreti tüm varlıkları kuşatmıştır dediğimizde bu onun tüm sıfatlarını kapsamaktadır. Bu, Yüce Allah’ın zatına has olan sıfatlarda tevhittir ve onun kudret, ilim, görme vs. sıfatlarında temayüz yoktur; bu sıfatların tümü bir hakikate işaret etmektedir ve Allah’ın zatıdır.

Diğer bir ibaretle Allah’ı hangi isim ve sıfatlarıyla adlandırmamızın bir farkı yoktur. Buna göre, zat makamında Seher duasının bu satırlarında olduğu gibi Allah mutlak kadirdir dendiğinde onun tüm sıfatlarını kapsamaktadır.

İmam Sadık’tan (a.s) şöyle nakledilmiştir: “Allah ezelden beri bizim rabbimizdi; ilim onun zatıydı halbuki hiçbir malum yoktu; işitmek (sem’) onun zatıydı halbuki hiçbir işitilecek şey yoktu; görmek (basar) onun zatıydı halbuki görülecek hiçbir şey yoktu; kudret onun zatıydı halbuki güç yetirilecek hiçbir şey yoktu. (el-Kafi, c.1, s.107)

Zati Tevhit

«اللَّهُمَّ إِنِّي أسأَلُكَ بِمَا أَنتَ فِيهِ مِنَ الشَّأنِ وَ الْجَبَرُوتِ وَ أسْأَلُكَ بِكُلِّ شَأْنٍ وَحدَهُ وَ جَبَرُوتٍ وَحدَها»

“Allah’ım! Kendisinde olduğun makam ve ceberut hakkına senden istiyorum; Allah’ım! Senden her tek makamının hakkına ve her tek ceberutunun hakkına istiyorum.”

Seher duasının son satırlarında yer alan bu cümleler de “zati tevhidi” anlatmaktadır. Allah’ın zatının tek olması, eşi ve benzerinin olmayışı, her şeyin onun mahlûku oluşu, hiçbir şeyin ve hiçbir kimsenin onunla mukayese edilememesi ve onun makam ve ceberutuna denk olmayışı bunu anlatmaktadır.

ABNA24.COM

0
0% (نفر 0)
 
نظر شما در مورد این مطلب ؟
 
امتیاز شما به این مطلب ؟
اشتراک گذاری در شبکه های اجتماعی:

latest article

Ehl-i Sünnet Kitaplarında Hz. Mehdi’nin Özellikleri
Ümmü’l-Benin diye meşhur olan Fatıma bint Hizam
ORUCUN KAZASI
İnsanın Çıkmazı ve Kurtuluş Yolu
Riya; Küçük Şirk
HZ. RESULULLAH’TAN (S.A.A) HİKMETLİ SÖZLER
Kur’ân-ı Kerim Okumak
Allah kendi hakkını bağışlayabilir ama insanların hakkını bağışlamaz” ...
KISACA İMAM RIZA (A.S) IN HAYATI
Gerçekten İlk Yaratılan İnsan Hz. Adem mi?

 
user comment