-
Ehlibeyt (a.s) Haber Ajansı ABNA- Hz. Adem’in (a.s) çocuklarının evliliği konusunda üç temel görüş bulunmaktadır. Şimdi bunları teker teker ele alalım:
Birinci görüş: İlk asırda bazı zorunluluklardan dolayı kız ve erkek kardeşler arasında evlilik ilk ve tek olmak üzere helal kılınmış ve daha sonra böyle bir evlilik haram kılınmıştır.
İkinci görüş: Kız ve erkek kardeşler arasında evlilik daha ilk asırda yasaklanmıştır. Bu konuda elimize ulaşan bazı rivayetler buna delalet etmektedir ki insan nesli, Hz. Adem’in çocuklarının cennet hurileri veya cinlerle yaptıkları evliliklerle devam etmiştir.
Üçüncü görüş: Hz. Adem, yeryüzündeki ilk insan türü değildir. Bazı tarihi kitaplar ve bulunan bazı arkeolojik kalıntılar Hz. Adem’den önce başka insan türlerinin olduğuna işaret etmektedir. Hz. Adem (a.s) yaratıldığında önceki insan türleri tamamen yok olmamıştı. Onlardan geriye kalan insanlarla Hz. Adem’in çocukları evlenerek bugünkü nesiller oluşmuştur.
Görüşlerin İncelenmesi
Birinci görüşün taraftarları Kur’an-ı Kerim ve bazı hadisleri görüşlerine dayanak olarak ileri sürmektedirler.
Birinci ayet:
يَا اَيُّهَا النَّاسُ اِنَّا خَلَقْنَاكُمْ مِنْ ذَكَرٍ وَاُنْثٰى وَجَعَلْنَاكُمْ شُعُوبًا وَقَبَائِلَ لِتَعَارَفُوا
“Ey insanlar! Doğrusu biz sizi bir erkekle bir dişiden yarattık. Ve birbirinizle tanışmanız için sizi kavimlere ve kabilelere ayırdık. (Hucurat Suresi, 13. Ayet)”
Burada geçen “zeker’in ve unsa”; erkek ve dişi”den maksat karinelerden de anlaşıldığı üzere Hz. Adem ve Havva’ya işaret etmektedir. “şuub’en ve kabaile”; “kavim ve kabileler” de aynı şekilde Hz. Adem ve Havva’dan türemiştir. Ayetin zahirinden de anlaşıldığı gibi neslin çoğalmasının huri veya cinlerle bir ilgisi yoktur. böyle bir ilinti kurmak ayetin zahirine ters düşmektedir.
İkinci ayet:
يَا اَيُّهَا النَّاسُ اتَّقُوا رَبَّكُمُ الَّذٖى خَلَقَكُمْ مِنْ نَفْسٍ وَاحِدَةٍ وَخَلَقَ مِنْهَا زَوْجَهَا وَبَثَّ مِنْهُمَا رِجَالًا كَثٖيرًا وَنِسَاءً
“Ey insanlar! Sizi bir tek nefisten yaratan ve ondan da eşini yaratan ve ikisinden birçok erkekler ve kadınlar üretip yayan Rabbinizden sakının. (Nisa Suresi, 1. Ayet)”
“Besse”; “yaydı” anlamına gelmektedir. Dolayısıyla farklı tabakalardan olan insanlar Hz. Adem ve Havva’nın neslindendir. Yani Hz. Adem’in tüm çocukları bir anne ve babadan türemiştir. Eğer onlardan başkası işin içinde olmuş olsaydı Kur’an onu mutlaka açıklamış olurdu. Dolayısıyla Hz. Adem’in çocukları arasında bir evliliğin gerçekleştiği ortaya çıkmaktadır.
“İhticac” kitabında Hz. İmam Seccad’ın (a.s) Kureyşi birisiyle bu konuda bir tartışma yaşadığı ve en sonunda İmam Seccad’ın (a.s) Kureyşi’ye şöyle buyurduğu rivayet edilmiştir: “Habil, Kabil’in ikiz kız kardeşi olan “Luza” ile evlendi. Kabil ise Habil’in ikiz kız kardeşi “İklima” ile evlendi.” Bunun üzerine Kureyşi adam: “Habil ve Kabil kendi bacılarını mı hamile bıraktılar? Diye sordu.
İmam Seccad (a.s) şöyle buyurdu: “Evet”
Kureyşi dedi ki: “Bu iş günümüzdeki Mecusilerin işidir.”
İmam buyurdu ki: “Eğer Mecusiler bu işi yapıyorlarsa ve biz bu işi batıl biliyorsak bu işi Allah haram kıldıktan sonra yaptıkları içindir.” Sonra şöyle buyurdu: “Bu konunun o gün sahih bugün yanlış olduğunu inkar etme. Allah’ın hükmü bu şekilde cari olmuştur. Meğer Allah Teala, Adem’in eşini ondan yaratmadı mı? daha sonrada ona helal kılmadı mı? dolayısıyla bu hüküm o günün şeriat ve kanunlarından ve Adem’in çocuklarına has bir durumdu. Daha sonra Allah Teala bunun haramlığına dair hükmünü indirmiştir.”[1]
İtiraz: Kız kardeşlerle evlilik tüm şeriat ve dinlerde yasaktı. Bu hükmün kendisi bu nazariyenin batıl olduğuna en büyük delildir.
Cevap: Allame Tabatabai bu itiraza şöyle cevap vermektedir: Bu hüküm maslahat ve zarara bağlı bir teşrii hükümdür, yoksa değişmesi mümkün olmayan bir tekvini hüküm değildir. Bu konuda dizginler yüce Allah’ın elindedir. O istediğini yapar ve dilediği hükmü verir. Zaruret gereği ile bir gün bir uygulamayı serbest ilan ederken başka bir gün ihtiyaç kalmadığı ve toplumda fuhuşun yayılmasına yol açtığı gerekçesi ile onu yasaklayabilir.
Bazıları bu uygulamanın insan fıtratı ile ve Allah’ın Peygamberlerine ilettiği fıtri dinin hükümleri ile bağdaşmayacağını ileri sürüyorlar. Yüce Allah, insanlar için ortaya koyduğu dinin fıtrata uygunluğunu şöyle anlatıyor: “Ey Muhammed! Allah’ı bir bilici olarak yüzünü doğruca dine çevir. Allah’ın yaratma kanununa uygun olarak dine dön ki, O insanları ona göre yarattı. Allah’ın yaratması değiştirilemez. İşte doğru din budur.”[2] Söz konusu uygulamanın fıtrata aykırı olduğu yolundaki görüş dayanaksız ve geçersizdir. Çünkü insan fıtratı bu uygulamayı yani kardeşlerin birbirleri ile cinsel ilişki kurmaları uygulamasını sırf tiksindirici bulduğu için reddedip yerine başka tür bir uygulama önermiyor. Fıtratın onu reddetmesi, onu nefretle karşılamasının asıl gerekçesi bu uygulama yüzünden toplumda fuhuşun ve ahlaksızlığın yayılması, iffet içgüdüsünün etkisini yitirip ortadan kalkmasıdır. Hepimiz biliyoruz ki, bu tür cinsel ilişkiye günümüz toplumlarında ahlaksızlık ve fuhuş düşkünlüğü damgası vurmak uygundur. Ama yüce Allah’ın yaratma kanununun gereği olarak sadece erkek ve kız kardeşlerin varolduğu ve yüce Allah’ın bunların çoğalıp yeryüzüne dağılımlarını dilediği o günün toplumuna böyle bir damga vurmak uygun değildir.
İkinci Görüşün Delili
Elimizde olan bazı rivayetlere göre ikinci görüş doğrudur. Elbette bu rivayetlerin mefhumu bir değildir. Bir grup rivayette bacı – kardeş arasında evliliğin çirkin bir şey olduğu ve Allah Teala evliya kullarını bu çirkin evliliklerden türetmeyeceği belirtilirken neslin nasıl oluştuğu konusunda bir açıklamada bulunmamaktadır.[3] (Bacı ve kardeşler arasındaki evliliğin ne kadar çirkin olduğu ve doğru olmadığı herkesin kabulüdür. Buradaki rivayetlerde bunu anlatmaktadır, ancak konunun özüyle ilgili bir açıklama bu rivayetlerde ele alınmamıştır.) Bir grup rivayette Hz. Adem’in çocuklarının cennet hurileriyle[4]evlendiği, başka bir grup rivayette ise cinlerle[5] evlendikleri belirtilmektedir. Başka bir grup rivayette ise hem hurilerle hem de cinlerle evlendikleri söylenmektedir.[6]
Bu rivayetlerin sayısı çoktur ve rivayi ve tefsir kitaplarında da zikir edilmiştir. Ancak bu rivayetlerin sayısının çok olması doğru olduklarına delalet etmemektedir. Çünkü hadislerde bazı sıkıntılar bulunmaktadır.
Birinci itiraz: Acaba Hz. Adem’in çocukları “Nursal cisme” sahip olan hurilerle veya “Narsal (ateşli) cisme” sahip olan cinlerle mi evlilik yapmıştır. Halbuki cins olarak birbirleriyle muhaliftirler. Dolayısıyla insanının hemcinsi olmayanlarla cinsel olarak zevk alması mümkündür, ancak bu evliliklerden çocuk oluşmaz. (İnsanların cinlerle evlilik yapması bir çok müçtehide (Sünni ve Şia müçtehidi) göre haram bazılarına göre ise mekruhtur…)
İkinci itiraz: Bu rivayetler birbirleriyle tearuz etmektedirler. Bazıları sadece hurilerle evlendiler demekte bazıları sadece cinlerle bazıları da her ikisiyle de evlendiler demektedir. Usul ilminde muteariz rivayetler hakkında bir çok tartışmalar bulunmaktadır...
Üçüncü Görüşün Delili
Hz. Adem’in (a.s) çocukları önceki nesilden kalan insanlarla evlendiler. Hz. Adem’den önce yaratılmış ancak henüz nesli tükenmemiş diğer insanlarla evlenerek sonraki nesiller oluşturuldu. Bu delil için iki karine sunulmaktadır.
1. Nasih-i Tevarih yazarı gibi bazı tarihçilerin dediklerine göre Hz. Adem’den önce bir çok insan, medeniyet ve sultanlar olmuştur. Şayet Kur’an-ı Kerim’deki şu ayet:
قَالُوا اَتَجْعَلُ فٖيهَا مَنْ يُفْسِدُ فٖيهَا وَيَسْفِكُ الدِّمَاءَ
“Yeryüzünde fesat çıkaracak, orada kan dökecek birini mi yaratacaksın? dediler. (Bakara Suresi, 30. Ayet)”
Buna işaret etmektedir. Zira eğer Adem’den önce insanlar olmasaydı, melekler onun fesat çıkaracağını ve kan dökücü olacağını nereden bileceklerdi?
2. Günümüz bilimine göre insanlar milyonlarca yıl önce vardı, halbuki Hz. Adem’in yaratılışı birkaç bin yıldan fazla değildir.
Dolayısıyla bu görüşe göre Hz. Adem’den önce başka insanlar vardı ve bizler yeryüzünde yaşayan ilk insanlar değiliz. Hz. Adem’den önceki insanların neslinin tükendiğine dair de elimizde bir delil yoktur. dolayısıyla Hz. Adem’in çocukları önceki insan topluluklarıyla evlenmiş olabilir.
Üçüncü Görüşe İtirazlar
Bu görüşe göre insanların huri veya cinlerle evlenmelerinde yaşanması muhtemel sorunlar bulunmamaktadır, ancak bu görüşün doğruluğuna dair hiçbir muteber delil bulunmamaktadır. Ayrıca ikinci görüşte olduğu gibi bu görüşte Kur’an-ı Kerim’in zahirine muhaliftir. Kur’an’ın zahiri birinci görüşü teyit etmektedir.[7]
Sonuç
Birinci görüş Kur’an’ın zahiriyle örtüşmekte ve kendisini destekleyen iki hadis bulunmaktadır. Zira hadislerde açıkça Hz. Adem’in çocukları arasında bir evliliğin yaşandığı söylenmiştir. Ayrıca akli ve zati olarak bir sakıncası bulunmamaktadır.
İkinci görüşü destekleyen rivayet sayısı daha fazladır, ancak (yukarıdaki itirazların yanı sıra) bu rivayetlerin en büyük sorunu Kur’an-ı Kerim’in zahiriyle örtüşmemesidir. Ehlibeyt imamlarından gelen sahih rivayetlerde Kur’an’a muhalif olan rivayetlerin kabul edilmemesi ve reddedilmesi bizden istenmiştir. Dolayısıyla birinci görüş kabul edilmektedir. (ikinci görüş üçüncü görüşten daha sağlamdır. Sebebine gelince bu konuda bazı rivayetlerin olmasıdır. Üçüncü görüş ise sadece bir iddiadan ibarettir.)
Not: Birinci görüş sadece Allame Tabatabai’ye ait bir görüş değildir, bilakis asrımızdaki Şii alimlerin neredeyse tamamı bu görüşe sahiptir. (en azından biz duymadık.)
ABNA.İR
Hz. Adem'in Çocuklarının Evliliği Nasıl Gerçekleşmiştir? makalesini okumak için tıklayın...
---------------------------------------------
[1] - El İhticac, c. 2, s. 315.
[2] - Rum Suresi, 30. Ayet.
[3] - Vesilu’ş Şia, c. 20, s. 365.
[4] - a.g.e.
[5] - a.g.e, hadis:6, 3. Bab: nesebi muharremat babı.
[6] - Burhan Tefsiri, Nisa Suresinin 1. Ayetinin tefsiri.
[7] - Kitab-u Nikah, Ayetullah Mekarim Şirazi, c. 1, s. 130.