O sureyi okumaya başlayınca, anne karnındaki çocuğun da benimle bu sureyi okuduğunu duydum. Sonra bana selam verdi. Ben çok korktum. İmam (a.s) seslenerek: “Allah’ın kudretine şaşırma. Hak Teala bizim çocuklarımızı hikmetle konuşturur, büyüklük çağında ise bizi yeryüzünde kendinin hücceti kılar.”
İmam (a.s)’ın sözü tamamlanınca, Nercis gözümden kayboldu. Sanki aramıza bir perde çekildi. Bu durumu görünce, İmama doğru koştum.
İmam (a.s); “Ey hala, geri dön, onu kendi yerinde bulacaksın” diye buyurdu.
Döndüğümde artık perde kalktı, Nercis’te gözümü kamaştıran bir nur gördüm. Hz. Sahib’uz-Zaman da, kıbleye doğru secdeye kapanıp işaret parmağını göğe kaldırarak şöyle diyordu:
“Eşhedü en lâ ilâhe illellah, vahdehu lâ şerike leh ve enne ceddî Resulullah ve enne ebî Emir’el-Müminine vasiyy-i Resulillah.”[1]
Sonra İmamların isimlerini teker teker saydı; kendisine yetiştiğinde ise şöyle dedi: “Allahumme enciz lî va’dî ve etmim lî, emrî ve sebbit vat’etî ve emle’il-arza bî, adlen ve kısta.”[2]
O günün ümidiyle.[3]
Ebu’l-Edyan şöyle diyor:
Ben İmam Hasan Askeri (a.s)’ın hizmetçisi idim. O Hazretin mektuplarını diğer şehirlere götürüyordum. Şahadetine yol açan hastalığı sırasında hizmetine gitmiştim. Hazret bazı mektuplar yazarak bana verdi ve buyurdu:
“Bunları ilçelere ve köylere götür. Yolculuğun on beş gün sürecek, on beşinci gün Samerra’ya döndüğünde evimden ağlama sesleri işitecek ve beni gusül tahtası üzerinde göreceksin.”
Ebu’l-Edyan diyor ki: Mektupları (belirtilen yerlere) götürüp cevaplarını alarak döndüm. On beşinci gün Samerra’ya vardım, şehre girdiğimde O Hazretin evinden ağlama sesleri duydum, yaklaşınca O Hazretin cenazesinin bir tahta üzerinde olduğunu gördüm.”[4]
Ebu Ganim diyor:
İmam Hasan Askeri (a.s)’ın şöyle buyurduğunu duydum: “Şiilerim hicretin 260. yılında dağılacaklar.”
İşte o yıl Hazret dünyadan göçtü ve Şiiler dağılıp perakende oldular. Bazıları Cafer-i Kezzab’a tabi oldular, bazıları şüpheye kapıldılar, bazıları şaşkınlık içerisinde ve bazıları ise Allah’ın tevfiki ile dinlerinde baki kaldılar.[5]
Ebu Muhammed Hasan b. Aliy'nin Vefatı Samırra'da h. 260 Rebi'ul-evvel'in sekizinde, Cuma günü vuku buldu ve Hazret babalarının defnedildiği evlerindeki odaya defnedildi.
İmam Hasan Zekiyy’ul-Askeri (as)'ın Şehadetini Tüm Ehlibeyt Dostlarına Tesliyet ve Taziyet arzediyoruz.
[1] - “Şehadet ederim ki, Allah’tan başka bir ilah yoktur; O tektir, ortağı yoktur ve ceddim Allah’ın elçisidir ve babam Emir’ul-Müminin Resulullah’ın vasisidir.”
[2] - “Alah’ım, vademi gerçekleştir; emrimi (işimi) tamamla; ayaklarımı sabit kıl; yeryüzünü benim vesilemle adaletle doldur.”
[3] - Cila’ul-Uyun, s. 523
[4] - Kemal’ud-Din, c. 2, s. 475
[5] - Kemal’ud-Din, c. 2, s. 408, h. 6