Asr Suresi'ne kısaca bir göz atılacak olursa şu gerçek kolayca anlaşılacaktır:
İnsan yaşadığı her gün ömrünün arttığını sanır; oysa tam tersine, her geçen gün, insanın ömrü ve sermayesi biraz daha azalır. "Büyükbaba"lar gerçekte "küçükbabalar"dır, "küçücük bebekler" ise yaşayacakları hayat itibariyle en büyük sermayeye sahiptirler. Evet andolsun "zaman"a ki, insanoğlu her an tıpkı bir avuç kartopu gibi eriyip suya dönüşmektedir:
"Andolsun zamana, insanoğlu zarardadır."
O hâlde kaybettiğimiz bu ömür karşısında, ondan daha değerli bir şey kazanmamız gerekir. Mal, mülk, mevki ve makamın ömürden daha iyi olmadığı ortadadır. Ömrümüzden daha değerli olan şey "iman ve sâlih amel"dir. Yüce Allah "ancak, iman eden ve sâlih amelde bulunanlar müstesna." buyurmaktadır.
İman ve sâlih amel ise bütün topluma yayılmadığı sürece, istenilen sonucu vermez. Binaenaleyh, diğerlerini de inanmaya ve sâlih amel işlemeye çağırmalıyız. Tabi ki bunun birtakım zorlukları olacaktır, iyiliğe davet ve kötülükten alıkoyma, bazı tatsız tepkiler doğuracaktır; ancak var gücümüzle mücadele etmeli ve bu konuda asla yılmamalı ve ayet-i kerimede açıklanan ".ve sabrı tavsiye edenler." grubunda yer almalıyız.
Sözün kısası, varlık âlemi biz insanlar için yaratılmıştır; ömrümüzden geçen her gün karşılığında olumlu bir şeyler alamıyorsak, bu zarara uğrayıp kaybediyoruz demektir. Elde edilecek en güzel şey ise inanç, sâlih amel, hakka ve sabra çağrıdır. Hakka çağrı, iyiliğe çağrıdan ibarettir, bu ise hak düşünce, hak söz, hak kanun, hak lider ve hak devlet sistemini kapsar. Başka bir ifadeyle her gün iyileri ve olumlu şeyleri yaygınlaştırmaya, kötülükleri ve olumsuzlukları önlemeye çalışmalıyız.
Çağımızda rahmetli İmam'ın (k.s) hak önderliği ve şehitlerin kanı sayesinde en büyük münker ve kötülük olan tağut ve yabancı sultası yok olmuş; çağın en büyük "iyi" ve "olumlu" gelişmesi olan "istiklal, hürriyet ve hak devlet" gerçekleşmiştir. Ancak, bunu korumalıyız; sağlam bir duvar oluşturulmazsa, nice zahmetlerle üst üste konularak oluşturulan bu yapının kerpiçleri art arda dökülüp gidecektir.
Evet, bize emanet bırakılan değerli şeyleri en iyi şekilde korumalıyız; gördüğümüz bozulmaları ve olumsuzlukları haykırmalıyız.