Turkish
Sunday 24th of November 2024
0
نفر 0

İYİLİK VE ÖZVERİYE DAVET

İnsanlara iyilik ve ihsanda bulunmanın İslam nazarında insani bir değer olduğu şüphesiz. İnsanların kaygısını sinede taşımak ve onlara hizmeti vazife telakki etmek elbette ki İslam nazarında bir kemal ve olgunluktur, aynı zamanda pek yüce bir kıymet ve değer de taşır. Ama İslam bunun saltlaştırılıp tekelleştirilmesine karşıdır. Bunu biraz açalım şimdi:
İYİLİK VE ÖZVERİYE DAVET

 İnsanlara iyilik ve ihsanda bulunmanın İslam nazarında insani bir değer olduğu şüphesiz. İnsanların kaygısını sinede taşımak ve onlara hizmeti vazife telakki etmek elbette ki İslam nazarında bir kemal ve olgunluktur, aynı zamanda pek yüce bir kıymet ve değer de taşır. Ama İslam bunun saltlaştırılıp tekelleştirilmesine karşıdır. Bunu biraz açalım şimdi:

  Kur"an-ı Kerim şöyle buyurur:
"Şüphe yok ki Allah; adaleti, lütuf ve keremde bulunmayı, yakınlara ihsan etmeyi emreder, fahşadan -insana yakışmayan bütün çirkin ve hayasızca amellerden- kötülüklerden ve zorbalıklardan sakındırır. Size öğüt vermektedir, umulur ki öğüt alıp düşünürsünüz"[1]

   Görüldüğü gibi, Allah Teala Müslümanları adalete çağırmaktadır. Adalet, insanların hak ve hukukuna riayet edip kimsenin hakkını çiğnememektir. Ayrıca ihsanda bulunmak da emredilir ki, sosyal açıdan değil de, ahlaki açıdan bakıldığında adaletten de üstün bir ameldir ihsan. Allah Teala, sadece insanların haklarını çiğnemeyin demiyor, aynı zamanda kendi meşru haklarınız hususunda fedakarlık ederek insanlara iyilikte de bulunun diye emrediyor.

   Kur"an"ın emirlerinden olan fedakarlık ve özveri başkasını kendine yeğlemek demektir; kendi ihtiyacı olduğu halde başkasının ihtiyacını gidermeyi tercih etmektir. Fedakarlık ve özveri, insanlığın en görkemli tavırlarından biridir ve Kur"an"da da fevkalade övülen bir davranıştır. Nitekim Mekke"ye hicret eden muhacirleri kendilerine yeğleyen Medineli ensar hakkında Kur"an şöyle buyurur: "...Kendilerinde bir ihtiyaç olsa bile -kardeşlerini- öz nefislerine tercih ederler."[2] veya bir başka yerde, adına "Hel Eta" da denilen "İnsan" veya "Dehr" suresinde Hz. Ali (a.s) Hz. Fatıma (a.s), Hasan ve Hüseyin ve tüm Ehl-i Beyt (hepsine selam olsun) yaptığı muazzam özveri karşısında onları fevkalade överek şöyle buyurmaktadır: "Kendileri pek ihtiyaç duydukları halde, yemeklerini yoksul, yetim ve esire yedirirler de "Biz size ancak Allah"ın rızası için yedirmedeyiz, sizden ne bir karşılık istiyoruz, ne de bir teşekkür!"[3]

   Bu ayetin nüzul sebebini bütün Müslümanlar duymuştur. Hasan ve Hüseyn"in (a.s) hastalanması üzerine Hz. Ali"yle (a.s) Hz. Fatıma (a.s) üç gün oruç adağında bulunur ve adaklarını yerine getirirler. Hz. Ali (a.s) çalışıp biraz arpa getirir, Hz. Zehra (a.s) bundan ekmek pişirir. İftar sırasında bir miskin -fakir- kapıyı çalar, ekmeklerini ona verirler. Diğer iki gecede de bir yetim ve bir esir kapıyı çalar ve yegane iftarlıkları olan ekmeklerini onlara verirler, ki bunun üzerine yukarıdaki ayetler nazil olur.

   Kısacası mesele ihsan ve fedakarlıkta bulunmak, özveri taşımaktır. İslam tarihi bu tür fedakarlık örnekleriyle doludur.

--------------------------------------------------------

 [1]- Nahl, 90.

 [2]- Haşr, 9.

 [3]- İnsan, 8-9.

 


source : tebyan
0
0% (نفر 0)
 
نظر شما در مورد این مطلب ؟
 
امتیاز شما به این مطلب ؟
اشتراک گذاری در شبکه های اجتماعی:

latest article

Kur’an’ın Tahrif Olmadığına Dair Deliller
Hz. Fatıma'nın "Fedekiye Hutbesi"nin Tam Metni
Günahın Tedavisi
Silsiletu’z Zeheb (Altın Silsile) Hadisi
İmam Sadık’tan (as) Güzel Bir Strateji-2
Cebrail’in Peygamber Efendimize Öğrettiği Dua: Cevşen’i Kebir
Kur'an-ı Anlamanın Önündeki Engeller
Şehadet Yıldönümü Münasebetiyle
Hayırda yarışın!
HER ZAMAN BİR İMAM VARDIR

 
user comment