Bir kişi Samarra şehrinde vitiligo (alaca) hastalığına yakalanmıştı. Öyle ki yaşamı ona artık ıstırap vermekte ve rahatsız olmaktaydı. Bir gün Ebu Ali Fahhari adındaki bir arkadaşı ona: “Eğer imam Hadi’nin (aleyhi selam) yanına gidersen ve ondan senin için dua etmesini istersen inşallah hastalığından kurtulursun.” Dedi.
Hasta adam bir gün imam Hadi’nin (aleyhi selam) Mütevekkil’in evinden döndüğü sırada yolunun üzerinde oturur. İmam Hadi’yi görür görmez ayağa kalkar ve dua etmesi için yaklaşmak istediğinde İmam Hadi (aleyhi selam) üç kere ona şöyle buyurur: “Allah sana afiyet inayet etsin.”
Ebu Ali Fahhari, hasta adama: “İmam daha ondan istemeden senin için dua etti. artık gidebilirsin. Kesinlikle en kısa zamanda iyileşeceksin.” Dedi.
Hasta adam evine geri döndü. Gece uyudu ve sabah kalktığında artık hastalığından bir eser kalmamıştı.
İmam Hadi’nin Gaybi Orduları
Bir gün Abbasi padişahlarından Mütevekkil Samarra’daki sayısı 90 bin olan Türk askerlerine atlarının ot kaplarına kırmızı güller doldurmalarını ve büyük bir meydanın ortasına boşaltmalarını emreder.
Güller yığıldıktan sonra adeta bir tepe şekline dönüşür. Mütevekkil tepenin üstüne çıkarak imam Hadi’yi de yanına çağırarak şöyle söyler: “Seni, ordularımı seyretmen için çağırdım.”
Mütevekkil’in ordusu askeri elbiseler giymiş ve ellerinde kılıçlarla bekliyorlardı.
Mütevekkil’in bunu yapmaktaki amacı, ona karşı kıyam etmek isteyenlere gözdağı vermekti. Daha büyük amacı ise imam Hadi’nin (aleyhi selam) yakınlarından birine kıyam etme emri vermesinden korkuyordu.
İmam Hadi (aleyhi selam) Mütevekkil’e şöyle buyurdu: “Benim de ordularımı sana göstermemi ister misin?”
Mütevekkil: “Evet, isterim” dedi.
Bunun üzerine imam Hadi (aleyhi selam) dua etti. Ansızın gökle yer arasında, doğuyla batı arasında silahlı melekler görüldü.”
Mütevekkil, bu sahneyi görür görmez öylece bayılarak yere yığılır. Kendisine geldikten sonra, İmam Hadi (aleyhi selam) ona şöyle buyurdu: “Bizim dünyada seninle bir çatışmamız yoktur. Ahiret emri için meşgulüz. Korkma ve beyhude bize karşı kötümser olma.”[1]
ABNA.İR
-------------------------
[1] - Biharu’l Envar, c. 50, s. 158, Haraiç kitabı 44. Madde.
source : abna24