Seyyid Ruhullah Musevi Humeyni – İmam Humeyni - (Farsça: سید روح الله موسوی خمینی); İslam İnkılabının rehberi, İran İslam Cumhuriyetinin kurucusu ve hicri kameri 14. asırda yaşamış Şia’nın en büyük taklit mercilerinden biridir.
İmam Humeyni, İran’daki Pehlevi saltanatı rejimine karşı aleni mücadelesine 1962 (1341) yılında başladı. Zamanın hükümeti tarafından iki defa tutuklanan İmam, ikinci tutuklanmasında Türkiye’ye ve ardından Irak’a sürgün edildi. 13 yılNecef ilim havzasında inkılapçı direnişçilerin rehberliğini yapmasının yanı sıra dini ve ilim havzaları bilimleri alanında telif ve tedrisatta bulundu. Halkın mücadelesinin artmasıyla 1979 yılında İran’a döndü ve İslam İnkılabının zaferinden ömrünün sonuna kadar İran İslam Cumhuriyetinin rehberi olarak kaldı.
Şia inançlarına dayalı olan fıkhi – siyasi Veliyyi Fakih’in Mutlak Velayeti doktrini İmam Humeyni’nin en meşhur görüşüdür. O, İslam Cumhuriyeti hükümeti ve anayasasını bu nazariyeye göre şekillendirmek için çabaladı. İmam Humeyni’nin görüşüne göre hükümet, tamamıyla fıkhın ameli (pratik) felsefesi idi. Fıkıh’a hükumet bakışıyla yaklaşımı, sünneti (geleneksel) ve cevahiri fıkhın sınırlarının korunmasını vurgulamanın yanı sıra içtihatta yenilik inancına sebep oldu. İmam’ın içtihatta zaman ve mekân konusu ve bazı etkili fetvalarını bu bakış açısının ürünü olarak sayabiliriz.
Müslümanlar ve özellikle de dünya Şialarının İmam Humeyni’ye çok yoğun ilgisi vardı. Onun mübarek na’şının teşyiine, yaklaşık on milyondan fazla (10 ila 13 milyon arası tahmin ediliyor) insanın akın etmesiyle dünyanın en kalabalık teşyi merasimi olarak tarihe geçti.
İmam Humeyni fıkıh ve Usul’ün yanı sıra İslam felsefesi ve teorik irfanda (irfanı nazari) da söz ve eser sahibi idi ve ehli ahlak alimlerinden sayılmaktaydı. Kum’un Feyziyye medresesindeki tedrisat döneminde ahlak dersleri düzenlerdi. Ömrü boyunca sade ve zahidane bir hayat sürdü. Necef’te kaldığı merceiyet döneminde ve aynı şekilde İslam inkılabı rehberi olarak Cemaran’da kaldığı ömrünün son on yılında küçük ve mütevazı bir evde yaşardı.
İmam Humeyni’nin Hayatı
İran İslâm Cumhuriyeti rehberi ve kurucusu 24 Eylül 1902 (kameri 20 Cemadiu’s Sani 1320 / şemsi 1 Mehr 1281) yılında İran’ın Merkezi eyaletine bağlı Humeynşehrinde dünyaya gözlerini açtı.
Merhum Ayetullah Uzma Mirza Şirazi ile muasır olan İmam Humeyni’nin babası merhum Seyyid Mustafa Musevi Necef dini ilimler havzasında eğitim görmüştür. Humeyn’de halkın dini işleriyle ilgilenen Seyyid Mustafa, oğlu İmam Humeyni doğduktan 5 ay sonra dönemin zorba rejimi güçlerince, Humeyn - Erak yolunda kurşunlanarak şehit edildi. İmam babasının şehadetinden sonra 15 yaşına kadar olan dönemi, annesi Hacer hanım ve halası Sahibe hanımın gözetimi altında geçirdi.[1]
Eşi ve Çocukları
İmam Humeyni (r.a) 1930 yılında (şemsi 1308) Hatice Sakafi hanımla evlendi. Bu evlilikten Mustafa ve Ahmet adında iki erkek ve Zehra, Feride ve Sıddıka adında üç kız olmak üzere beş çocuk dünyaya geldi. İran İslam Devriminin kurucusu İmam Humeyni’nin eşi 2009 yılında vefat etti.
İmam Humeyni’nin Vefatı ve Teşyii
İmam Humeyni (r.a) 3 Haziran 1989 tarihinde (13 Hordad 1368) akşam sularında (22:23), kalp rahatsızlığından dolayı tedavi için yatırıldığı Tahran’ın Şehit Recai kalp hastanesinde hakka yürüdü. İki gün sonra (5 Haziran 1989) Tahran’ın büyük Musallasında İmam’ın mübarek naşı için veda merasimi düzenlendi ve cenaze namazını Ayetullah Seyyid Muhammed Rıza Gulpaygani kıldırdı. İmam Humeyni (r.a) 6 Haziran’da 10 milyondan fazla yaslı insanın akın ettiği Beheşti Zehra kabristanlığında toprağa verildi. Onun mübarek na’şının teşyiine, yaklaşık on milyondan fazla (10 ila 13 milyon arası tahmin ediliyor) insanın katılmasıyla dünyanın en kalabalık teşyi merasimi olarak tarihe geçti.
İmam Humeyni'nin (r.a) vefat yıldönümü İran’da resmi tatildir ve bundan dolayı çeşitli anma merasimleri düzenlenmektedir. Asıl merasim ise ülke başkanları ve halkın katılımıyla İmam Humeyni’nin (r.a) kabri başında yapılmakta ve bu merasimin ana konuşmacısı da daima İran İslam İnkılabı rehberidir.
İmam Humeyni’nin İlmi Hayatı
İmam Humeyni (r.a) ilköğrenimi ve Arap edebiyatı, mantık, fıkıh ve usul gibi ilim havzası ilimlerinin mukaddimetanının bir bölümünü Humeyn alim ve öğretmenlerinin (Aga Mirza Mahmud İftiharu’l Ulema, Merhum Mirza Rıza Necefi Humeyni, Merhum Aga Şeyh Ali Muhammed Burucerdi, Merhum Aga Şeyh Muhammed Gulpaygani ve Merhum Aga Abbas Eraki ve hepsinden daha çok büyük kardeşi Seyyid Murtaza Pesendide gibi) yanında okudu. [2]
Erak ve Kum
İmam Humeyni (r.a) 1919 yılında Erak ilim medresesine girdi. Kısa bir müddet sonra Hacı Şeyh Abdulkerim Hairi Yezdi’nin (1922 yılında) hicret etmesiyle İmam’da üstat ve bir grup öğrenciyle birlikte Kum’a geldi.[3]
Kum ilim havzasında Mutevvel (meani ve beyan ilmi) kitabının geri kalan konularının mütalaasını tamamlamanın yanı sıra satıh dersleri ve harici fıkıh ve usul derslerini tekmil ederek diğer ilim dallarına da yöneldi. Bundan dolayı Aruz ve Kafiye öğrenimiyle eş zamanlı olarak matematik, heyet ve felsefe öğrendi. En üst düzey nazari (teorik) ve ameli (pratik) irfan derslerini altı yıl boyunca Merhum Ayetullah Aga Mirza Muhammed Ali Şahabadi’nin yanında okudu. Ayetullah Hacı Mirza Cevad Meliki Tebrizi ile de menus olan İmam Humeyni (r.a) ondan hayırla yad ederdi.
İmam Humeyni’nin (r.a) fıkıh ve usul ilmindeki asıl üstadı Kum ilim havzasının öncüsü ve başkanı olan Hacı Şeyh Abdulkerim Hairi Yezdi idi.[4]
Hacı Şeyh Abdulkerim Hairi Yezdi’nin vefatından sonra İmam Humeyni ve Kum İlim Havzasının diğer müçtehitlerinin çabalarıyla; Ayetullah Burucerdi Kum ilim havzasının başkanı unvanıyla Kum’a hicret etti. Bu esnada İmam Humeyni (r.a) fıkıh, usul, felsefe ve ahlakta görüş sahibi müçtehit ve müderrislerden biri olarak tanınmaktaydı.[5]
Üstatları
Kum İlim Havzası kurucu Şeyh Abdulkerim Hairi Yezdi
Vıkayetu’l Ezhan kitabının sahibi Muhammed Rıza Mescidşahi İsfahani
Mirza Muhammed Ali Şahabadi
Seyyid Ebu’l Hasan Refii Kazvini
Mirza Cevad Meliki Tebrizi
Seyyid Ali Yesribi Kaşani
Seyyid Muhammed Taki Hansari
Mirza Ali Ekber Hikemi Yezdi
Mirza Muhammed Ali Edib Tahrani[6]
Tedrisatları
Ayetullah Uzma İmam Humeyni (r.a) uzun yıllar boyunca Kum ilim havzasında; Feyziyye Medresesi, Mescidi Azam, Mesreseyi Hacı Molla Sadık ve Mescidi Selmasi gibi birçok medresede birkaç dönem fıkıh, usul, felsefe ve irfan ve İslam ahlakı dersleri vermiştir. Necef ilim havzasında da yaklaşık 13 yıl boyunca Şeyh Azam Ensari mescidinde en üst düzey Fıkıh ve Ehlibeyt Maarifi dersleri veren rahmetli İmam Humeyni, Velayeti Fakih nazariyesini de ilk kez Necefi Eşref’teki derslerinde tedris etmiştir. İmam’ın öğrencilerinin tabiriyle İmam Humeyni’nin dersleri havzanın en muteber akademik derslerinden sayılmaktaydı ve İmam’ın ders verdiği bazı dönemlerde aralarında tanınmış birçok alim ve müçtehitlerinde bulunduğu derse katılan öğrenci sayısı 1200 kişiye ulaşıyordu.[7]
Öğrencileri
Murtaza Mutahhari
Seyyid Muhammed Hüseyin Beheşti
Muhammed Fazıl Lenkerani
Muhammed Hadi Marifet
Cafer Subhani
Seyyid Mustafa Humeyni
Hüseyin Ali Muntezeri
Yusuf Sanii
Seyyid Ali Hamaney
Seyyid Mahmud Haşimi Şahrudi
Seyyid Abbas Hatem Yezdi
Hüseyin Rasti Kaşani
Muhammed Ali Gerami
Eserleri
Keşfu’l-Esrar
Tahriru’l-Vesile
Kırk Hadis Şerhi
Velayeti Fakih
Cihad-ı Ekber (Nefse Karşı Mücadele)
Menasiki Hac (Hac Fetvaları)
Adabu’s Salah (Namaz Adabı)
Sırru’s Salat (Namazın Sırrı; Salatu’l Arifin ve Mi’racu’s Salikin)
Tefisiri Sureyi Hamd (Hamd Suresinin Tefsiri)
Taleb ve İrade
Seher Duayı Seher (Sahur Duasının Şerhi)
Kitabu’l Bey’ (5 cilt)
Kitabu’t Tahâre (4 cilt)
İstiftaat (3 cilt)
Tovzihu’l Mesail (Tam İlmihal)
Vasiyetnamei Siyasi İlahi (Siyasi - ilahi vasiyetname (son mesaj))
Şerhi Hadisi Cunudu Akl ve Cehl (Akıl ve Cehl Ordusu Hadisinin Şerhi)
Sahife-i İmam –Sahife-i Nur – 22 cilt (İmam’ın mesajları, konuşmaları, röportajları, mektup ve hükümleri )
Misbahu’l Hidaye ile’l Hilafeti ve’l Vilaye
Menahicu’l Vusul ila İlmi’l Usul (2 cilt)
Talikatı ala Şerhi Fususu’l Hikem ve Misbahu’l Üns
Envaru’l Hidaye fi’t Talikati ale’l Kifaye (2 cilt)
Resail (La Zarare vela Zirare, İstishab, Teadül ve Teracih, İçtihat, Taklit ve Takiyye gibi Usul İlmi Dersleri)[8]
Pehlevi (Şahlık) Rejimine Karşı Mücadeleyi Rehberiyeti
İran’da meşrut saltanatlık sistemi hâkim idi, ancak iki Pehlevi şahının sürekli sapmalarından dolayı bu nizam ameli olarak mutlak saltanatlık rejimine dönüşmüştü. Hakim olan rejimin programları bazen İslam dini ve teşeyyü ilkeleri ile uyuşmuyordu. Bu etken mütedeyyinlerin ve özellikle de alimlerin rejime karşı itirazlarda bulunmalarına sebep olmuştu.
İlk Hareket
İmam Humeyni’nin (r.a) despot ve saltanat rejimine karşı açık ve resmi itirazı 1962 yılında yayınladığı bir bildiri ile başladı. Eyalet ve vilayet encümenleri kanununun onaylanmasından sonra ilk olarak 8 Ekim 1962 tarihinde İmam Humeyni ve diğer Kum taklit mercilerinin katılımıyla ve ulema ve İmam Humeyni’nin (r.a) şahsı tarafından bildirilerin yayınlanmasına müncer olan bir toplantı düzenlendi.[10]
Eyalet ve vilayet encümenleri kanunu İmam Humeyni’nin (r.a) aralıksız mücadelesi sonucunda 2 Aralık 1962 tarihide iptal edildi. İmam bu hadisenin sonlandırılması için mesaj yayınladı.
Protestoların Devamı
22 Ocak 1963 (2 Behmen 1341); İmam Humeyni (r.a) tarafından “Beyaz Devrim” olarak nitelendirilen Şah’ın yasadışı referandumunu boykot.[11]
22 Mart 1963 (2 Ferverdin 1342); Şah rejiminin eliyle kanlı Feyziye Medresesi faciası.[12][13]
5 Haziran 1963 (15 Hordad 1342); İmam Humeyni’nin (r.a) geceleyin tutuklanması ve halkın İmam’ın tutuklanmasını protesto etmek için ayaklanması.
25 Haziran 1963 (4 Tir 1342); İmam Humeyni’nin Kasr zindanından Aşretabad’da bulunan zindana intikali.
10 Nisan 1964 (21 Ferverdin 1343); İmam Humeyni’nin (r.a) serbest kaldıktan sonra Kum’un Mescidi Azam camisinde yaptığı tarihi konuşma.
26 Ekim 1964 (4 Aban 1343); İmam Humeyni’nin kapitülasyon (yani İran’daki Amerikalıların her türlü dokunulmazlık haklarına sahip olma kanununu) adı altında köleleştirme planı hakkında yaptığı ve Şah’ın planlarını altüst eden inkılapçı ve tarihi konuşması.
4 Kasım 1964 (13 Aban 1343); İmam’ın tutuklanarak Türkiye’ye sürgüne gönderilmesi.
12 Kasım 1964 (21 Aban 1964); İmam Humeyni’nin Ankara’dan Bursa’ya intikali.
Necef’e Sürgünü
İmam Humeyni (r.a) 4 Ekim 1965 (13 Mehr 1344) yılında oğlu Ayetullah Mustafa’yla beraber Türkiye’den ikinci sürgün yeri olan Irak’ın başkenti Bağdat’a gönderildi. 7 Ekim 1965 tarihinde Samerra’dan Kerbela’ya ve oradan da 14 Ekim’de tarihinde Necef’e geldi. Necef halkı ve uleması tarafından büyük bir coşkuyla karşılanan İmam, Necef merci ve ulemaları ile yaptığı görüşmelerden sonra 14 Ekim’de havza derslerine başladı.
1 Mayıs 1977 (12 Ordibeheşt 1356); İmam Humeyni’nin Kum şehitlerinin kırkı münasebetiyle yayınladığı mesajı.
24 Eylül 1978 (2 Mehr 1357); İmam Humeyni’nin evinin Irak Baas güçlerince muhasaraya alınması.
2 Ekim 1978 (10 Mehr 1357); Irak’tan Kuveyt’e hicreti. (Kuveyt devleti İran’ın işareti üzerine İmam’ın bu ülkeye girmesine engel oldu.)
5 Ekim 1978 (13 Mehr 1357); İmam’ın Irak’tan Fransa’ya hicreti.
1 Şubat 1979 (12 Behmen 1357); İmam Humeyni’nin (r.a) 15 yıl sürgünden sonra vatanına döndü.
İran’da İslam İnkılabını Rehberiyeti
İran halkının inkılabi hareketi 1979 yılında zafere ulaştı. İmam Humeyni de 1 Şubat’ta İran’a döndü ve 11 Şubat 1979 tarihinde zalim şah ve saltanatlık rejimi resmen yıkıldı. Birkaç ay sonra referanduma gidildi ve halk sistemin İslam Cumhuriyeti olmasına oy verdi. Daha sonra halkın seçiği uzmanlar tarafından yazılan anayasa oylamaya sunuldu. Yasaya göre İmam Humeyni de İran İslam inkılabı rehberi olarak tanıtıldı. İmam Humeyni (r.a) ömrünün sonuna; yani 1989 yılına kadar İslam İnkılabının rehberliğini yaptı.
İran İslam Cumhuriyeti nizamının konsolidasyonu, anayasanın yazılması, ülke içinde çıkarılan veya çıkarılmak istenen çatışmalarla mücadele, Irak’ın İran’a saldırdığı 8 yıllık savaş sürecine komutanlık, Irak’la yapılan barışın kabulü ve anayasanın ıslahı… İmam Humeyni’nin (r.a) on yılda yaptığı en önemli faaliyetlerinden sayılmaktadır.
Kudüs Günü
İran’da İslam inkılabının zaferinden sonra, 1979 yılının ağustos ayında (hicri kameri 1399 yılı) İmam Humeyni (r.a) Ramazan ayının her son cumasını dünya Kudüs günü olarak ilan etti ve dünya Müslümanlarından bu günü, Müslüman Filistin halkının kanuni haklarını destekleme konusunda dünya Müslümanlarının milletlerarası dayanışma günü olarak belli program ve merasimlerle geçirmelerini istedi.[14] Bugün, yani Ramazan ayının her son cuması İran’ın resmi takviminde Dünya Kudüs Günü olarak kaydedilmiştir. O günden sonra her yıl mübarek Ramazan ayının son cuması İran ve diğer ülkelerde yürüyüş ve merasimler yapılmaktadır.
İmam Humeyni’nin Gorbaçov’a Mektubu
İmam Humeyni (r.a) 1989 yılının ilk günlerinde Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği Başkanı olan Mihail Gorbaçov’a bir mektup gönderdi. Bu mektup, Ayetullah Abdullah Cevad Amuli, Dr. Muhammed Cevad Laricani ve Merziye Hadideçi’den (Debbak) oluşan bir heyet tarafından Gorbaçov’a sunuldu.
Bu mektup, siyasi analistlerin komünizm dünyasındaki gelişme ve değişikliklerin başlamasını izlediği bir anda eski Sovyetler Birliği başkanı muhatap alınarak yazılmıştır. İslam İnkılabı Rehberi eski Sovyetler Birliğinin çöküşünü ön görerek şöyle yazmıştı: “Bundan sonra komünizmi dünyanın siyasi tarihinin müzelerinde aramak gerekir. Çünkü Marksizm, insanın gerçek ihtiyaçlarından hiçbirine cevap verecek güçte değildir. Çünkü maddi ve materyalist bir doktrindir. Maddiyat ile de insanlığı –batıda ve doğudaki tüm insanların en temel sorunu olan- maneviyat inançsızlığı buhranından kurtarmak mümkün değildir.”
Ayrıca bu mektupta, materyalist düşüncenin eleştirilmesinin yanı sıra komünizmin ileri gelenleri maneviyata davet edilmiş ve dine teveccüh etmeleri ve dini hakikatleri daha iyi tanımak için Kum’a bilim adamları göndermeleri tavsiye edilmiştir.
Müşriklerden Beraat
Hac merasiminde İranlı hacı ve ziyaretçilerin yaptığı programlardan biri de Müşriklerden Beraat merasimidir. Her yıl Zilhicce ayının 7. gününde Mekke’de düzenlenen Müşriklerden Beraat merasiminde Amerika, gasıp İsrail rejimi ve İran İslam Cumhuriyetine karşı faaliyet gösteren bazı devletler aleyhinde miting yapılarak “Amerika’ya ölüm” ve “İsrail’e ölüm” sloganları atılmaktadır.
İranlı Hacıların Mekke’de Vahşice Katledilişi ve Hiç Yayınlanmamış Fotoğrafları (18+)
Salman Rüşdi’nin Ölüm Fetvası
1988 yılında Şeytan ayetleri (Satanic Verses) adı altında, Müslümanların inançlarına ve İslam Peygamberi Hz. Muhammed’e (s.a.a) hakaret içeren bir kitap yayınlandı. İmam Humeyni (r.a) 14 şubat 1989’da yayınladığı fetva ile kitabın yazarını, İslam Peygamber Hz. Muhammed’e (s.a.a) hakaret etmesinden dolayı mürtet sayıp idam hükmünü sadır etti.[15]
Bir müddet sonra Şeytan Ayetleri kitabının yazarının tövbe etmesi durumunda idam fetvasının kaldırılacağı hakkında dedikodular ortaya atıldı, ancak İmam Humeyni bu konu hakkında sorulan bir sorunun cevabında, Salman Rüşdi’nin tevbe etmesi ve hatta zamanın zahidi bile olması durumunda, hakkında verilen idam hükmünün değişmeyeceğini vurguladı.[16]
Nizamın Maslahatını Teşhis Kurumu’nu Oluşturması
İran İslam Cumhuriyeti’nin anayasasına göre, İran İslami Şura Meclisi tarafından onaylanan yasalar İslam ahkamı ve anayasaya aykırı olmamalıdır. Bu uyumluluğun teşhisi Anayasayı Kollama ve Koruma Konseyi (Şurayı Nigehbanı Kanunu Esasi) tarafından belirlenmektedir. Meclis ve Anayasayı kollama ve koruma konseyi arasında çıkan bazı anlaşmazlıklar, İmam Humeyni’yi bu soruna bir çare düşünmeye sevk etti. İmam Humeyni ilk önce, milletvekillerinin üçte ikisinin onay vermesi durumunda onların görüşünün Anayasayı koruma ve kollama konseyinin görüşüne mukaddem olacağını ilan etti.[17] Ancak bir müddet sonra 1988 yılında bu sorunun çözümü için “Nizamın Maslahatını Belirleme (Teşhis) Kurumu’nu kurdu.[18]
Nizamın Maslahatını Belirleme Kurumu’nun (Mecmei Teşhisi Maslahatı Nizam) vazifesi, İslami şura meclisi ve Anayasayı kollama ve koruma konseyinin arasındaki ihtilafları çözümlemektir.
İmam Humeyni’nin Düşünce ve Görüşleri
Velayeti Mutlakayı Fakih
İmam Humeyni ilk defa Necef-i Eşrefte ve sonraları Hükümeti İslami adı altında yayınlanan derslerinde Velayeti Fakih konusunu gündeme getirmiştir.[19] Bu nazariyenin aslı şöyledir; Şia düşüncesinde hükümet, bütün şartlara haiz olan bir müçtehidin gözetimi altında idare edilmelidir. Bu düşünce İslam İnkılabının zaferinden sonra İran İslam Cumhuriyeti anayasasında yer aldı ve İran İslam Cumhuriyeti nizamı bu nazariye üzerine bina edildi.
İmam Humeyni (r.a) ömrünün sonlarına doğru “Fakihin Mutlak Velayeti” (Velayeti Mutlakayı Fakih) görüşünü ortaya koydu ve fakihin hükümeti konulardaki ihtiyar ve yetkilerini, İslam Peygamberi (s.a.a) ve İmamların (a.s) yetkileri ile eşit saydı. Bu nazariye esasınca fakih, İslam’ın birinci derecedeki hükmünü (hükmü evveliye) İslam nizamının maslahatı esasınca geçici olarak (ikinci derecedeki hükme (hükmü saneviye) yönelerek) tatil edebilir.[20]
Daha Fazla Bilgi İçin:
İmam Humeyni'ye göre Velayet-i Fakih
Velayeti Fakih Sistemine Yöneltilen Eleştirilere Cevaplar
Velayet-i Fakih Sistemine Yöneltilen Sorular ve Cevapları (1)
Velayet-i Fakih Sistemine Yöneltilen Sorular ve Cevapları (2)
Velayet-i Fakih Sistemine Yöneltilen Sorular ve Cevapları (3)
Nasrallah açısından İmam Humeyni’nin (r.a) Velayeti Fakih tezi
İçtihatta Zaman ve Mekan’ın Rolü
İmam Humeyni (r.a) 1989 yılında ilim havzaları için (Menşuru Ruhaniyet adıyla bilinen) bir mesaj yayınladı. İmam mesajının bir bölümünde ilim havzalarındaki içtihat ıstılahının toplumu idare etmek için yeterli olmadığını[21] belirterek, içtihatta zaman ve mekan unsurunun son derece etkili ve belirleyici bir rol oynadığını vurguladı. Zaman ve mekan unsuru, müçtehidin bir konuya bakış açısının ve hükmün değişmesine neden olabilir.[22] İmam daha önceleri de Menşuru Biraderi olarak bilinen mektubunda ilim havzalarındaki içtihat ıstılahının yeterli olmadığını tasrih etmişti.[23]
Maslahatın Fıkha Dahil Edilmesi
Satranç Oynamanın Cevazı
İmam Humeyni'nin dönemine kadar satranç oynamak Şia fakihlerinin çoğunun görüşüne göre haram sayılmaktaydı. İmam Humeyni (r.a) hicri şemsi 1367 yılında satranç hakkında sorulan bir soruya verdiği cevabında; satrancın kumar aletlerinden sayılmaması durumunda oynanmasının caiz olduğunu belirtti.[24] Yeni olarak görülen bu fetva birçok tepkiyi de peşi sıra getirdi. İmam Humeyni’nin öğrencilerinden birisinin eleştiri mektubu yazması üzerine, İmam cevabında hem kendisi fetvasını vurguladı ve hem de fakihlerin fıkhi delillere yaygın bakış türünü eleştirdi.[25] (Satranç eğer mükellefe göre günümüzde kumar aletlerinden sayılmıyorsa, ortada bir bahis yoksa oynanmasında sakınca yoktur. Ayetullah Seyyid Ali Hamaney, Fıkhi Sorulara Cevaplar, c. 2, 29. sorunun cevabı.)
Şiir Divanı
İmam Humeyni’nin (r.a) ilk şiiri vefatından bir hafta sonra yayınlandı. İrfani içeriklerle dolu bu şiiri çok kısa bir zamanda halkın arasında yayılarak meşhur oldu. Bir müddet sonra da İmam’ın (r.a) bütün şiirleri “Divanı Kamili İmam Humeyni” adı altında yayımlandı.
İmam Humeyni’nin şiir divanı; Gazeller, Rubailer, Kasideler, Musammat (bir tür şiir kalıbı), Terci-i Bend, Kıtalar ve Diğer Şiirler olmak üzere altı fasıldan oluşmaktadır. Bu eser ilk olarak İmam Humeyni’nin (r.a) Eserlerini Tanzim ve Yayınlama Müessesesi tarafından 438 sayfada yayınlandı.
Bu şiir divanında gazellerin yanı sıra, bazılarında İmam Humeyni’nin gelini (Seyyid Ahmed Humeyni’nin eşi) muhatap alınan çok sayıda dörtlüklere (rubailer) yer verilmiştir. Hamid Sebzevari, Cevad Muhakkık, Abdulcabbar Kakai, Rahim Zeryan, Muhammed Ali Behmeni, Kamran Şerefşahi, Said Biyabanki, Sabir İmami, Abbas Çeşami ve Emir Merziban gibi muasır şairler bu divan hakkında görüş beyan etmişlerdir. İmam Humeyni’nin divanı Arapça, Hintçe, Türkçe olmak üzere bir çok dile çevrilmiştir.
Ey Dost, senin dudağındaki bene vuruldum
Senin hasta gözünü görüp hasta oldum
Kendimden geçerek "Ene'l Hak" kösünü çaldım
Mansur gibi darağacının müşterisi oldum
Dilberin gamı canımın harmanına kıvılcım attı
Canımdan geçtim ve pazar ortasında meşhur oldum...
Bu tercümelerin yanı sıra yazarı Kadir Fazıli olan “İmam Humeyni’nin Divanının konulu fihristi ve tefsir ve şerhi” unvanıyla bir kitap da yayınlanmıştır.
Kaynakça
Ensari, s. 14 - 15.
Ensari, s. 16.
Ensari, s. 16.
Ensari, s. 17 -18.
Ensari, s. 18.
İmam Humeyni’nin Eserlerini Tanzim ve Yayınlama Müessesesi Araştırma ve Bilgi Portalı
Ensari, s. 19 - 20.
İmam Humeyni’nin Eserlerini Tanzim ve Yayınlama Müessesesi Araştırma ve Bilgi Portalı
Faslnamei Huzur, Sayı 34, Zemistan 1379.
Recebi, Muhammed Hasan, Zindığinameyi Siyasiyi İmam Humeyni (r.a), s. 229.
İmam Humeyni’nin Eserlerini Tanzim ve Yayınlama Müessesesi Araştırma ve Bilgi Portalı
Recebi, Muhammed Hasan, Zindığinameyi Siyasiyi İmam Humeyni (r.a), s. 250.
İmam Humeyni’nin Eserlerini Tanzim ve Yayınlama Müessesesi Araştırma ve Bilgi Portalı
Sahife-i İmam, c. 9, s. 267.
Sahife-i İmam, c. 21, s. 263.
Sahife-i İmam, c. 21, s. 268.
Sahife-i İmam, c. 17, s. 321.
Sahife-i İmam, c. 20, s. 464.
İmam Humeyni, Velayeti Fakih.
Sahife-i İmam, c. 20, s. 452.
Sahife-i İmam, c. 21, s. 291.
Sahife-i İmam, c. 21, s. 289.
Sahife-i İmam, c. 21, s. 177.
Sahife-i İmam, c. 21, s. 129.
Sahife-i İmam, c. 21, s. 151.
Bibliyografi
Ensari, Hamid, Hadisi Biydari, Müessesei Tanzim ve Neşri Asarı İmam Humeyni (r.a), Tahran, 1378.
Humeyni Seyyid Ruhullah (İmam Humeyni), Sahife-i İmam, Müessesei Tanzim ve Neşri Asarı İmam Humeyni (r.a).
source : abna24