Cevşen-i Kebir Duası (Arapça: دعاء الجوشن الكبير); Peygamber Efendimizden (s.a.a) nakledilen ve yüz bölümde, Allah’ın 1001 isim ve sıfatını içeren duadır. Bu duayıCebrail (a.s) Allah Resulüne (s.a.a) öğretmiştir. Günümüzde bu dua Şiaların, Kadir gecelerinde yaptıkları ihya merasimlerinin sabit bir parçasıdır. Bazıları rivayetlerin tavsiyesi üzerine Cevşeni Kebir duasını kefenlerin üzerine yazmaktadır.
Duanın Nazil Olma Hadisesi
İmam Seccad (a.s) babası İmam Hüseyin’den (a.s) ve O’da İmam Ali’den ve İmam Ali de (a.s) Allah Resulünden (s.a.a) şöyle nakletmiştir: Resulü Ekrem (s.a.a) savaşların birinde vücudunu rahatsız eden ağır bir zırh giymişti. O sırada Cebrail(a.s) nazil oldu ve Allah’ın selamını ilettikten sonra şöyle buyurdu: “Bu zırhı bedeninden çıkar ve onun yerine senin ve ümmetin için eman vesilesi olan şu duayı oku.”[1] Bu duanın Cevşeni Kebir (büyük zırh) duası olarak adlandırılması da bundan dolayıdır.
Cevşen-i Kebir Duasını Kef’em’i el-Misbah[2] ve el-Beledu’l Emin[3] kitaplarında nakletmiştir.
Duanın İçeriği
Cevşen-i Kebir duası yüz bölümden oluşmaktadır ve içerisinde Allah’ın on bir isminin bulunduğu 55. bölümün haricinde, her bölümde Allah’ın isimlerinden on isim yer almaktadır. Dolayısıyla bu duada Allah’ın 1001 ismi bulunmaktadır.[4] Her bölümüm sonunda şu ibaret okunmaktadır: “Münezzehsin sen, ey kendisinden başka ilâh olmayan! İmdat! İmdat! Kurtar bizi ateşten ey Rabbim!” (سُبْحَانَک یا لَا إِلَهَ إِلَّا أَنْتَ الْغَوْثَ الْغَوْثَ خَلِّصْنَا مِنَ النَّارِ یا رَبِّ)
Beledu’l Emin kitabında ise her bölümün başında “Bismillah” ve sonunda da “Münezzehsin sen ey kendisinden başka ilâh olmayan! İmdat! İmdat! (Allah'ım) Muhammed ve Ehlibeyt'ine rahmet eyle ve bizi (cehennem) ateşinden kurtar, ey Rabbim! Ey celal ve ikram sahibi, ey merhametlilerin en merhametlisi!” (سُبْحَانَک یا لَا إِلَهَ إِلَّا أَنْتَ الْغَوْثَ الْغَوْثَ صَلِّ عَلَی مُحَمَّدٍ وَ آلِهِ وَ خَلِّصْنَا مِنَ النَّارِ یا رَبِّ یا ذَا الْجَلَالِ وَ الْإِکرَامِ یا أَرْحَمَ الرَّاحِمِینَ) söylendiği zikredilmiştir. Zadu’l Mead kitabında her faslın başında o fasıl için bir özellik de beyan edilmiştir. Örneğin: Üçüncü ve yirmi dördüncü bölümlerin yardım ve rızkın artması için (لِطَلَبِ النُّصْرَةِ وَ سَعَةِ الرِّزْق) ve kırk yedinci faslın ise kalp ve gözün nuraniyeti (لِنُورَانِیةِ الْقَلْبِ وَ الْعَین) için olduğu belirtilmiştir.
Bu duada bulunan Allah’ın isimleri ve diğer tabirler Kur’an-ı Kerim’den alınmıştır ve onların kafiyeli bir şekilde yan yana getirilmelerinin yanı sıra son harfler noktasında da birbirine müşabih zikredilmişlerdir.[5]
Bazı Sıfatların Tekrarı
Cevşen-i Kebirde zikredilen Allah’ın sıfatlarından altısı birkaç kez tekrarlanmıştır:
“Ey kendisine eş ve evlat edinmeyen” (یا من لم یتخذ صاحبه و لا ولدا); 62 ve 84. bölümlerde.
“Ey menfaat ve fayda veren” (یا نافع); 9 ve 23. bölümlerde.
“Ey kendisine ümit bağlayanlara karşı lütuf ve kerem sahibi olan” (یا من هو بمن رجاه کریم); 18 ve 96. bölümlerde.
“Ey kendisine ümit bağlayanlara karşı halim olan” (یا من هو بمن عصاه حلیم); 18 ve 96. bölümlerde.
“Ey fazl-u keremi (bütün yaratıklara) şamil olan” (یا من فضله عمیم); 48 ve 98. bölümlerde.
“Ey Arkadaşı olmayanların arkadaşı” (یا انیس من لا انیس له); 28 ve 59. bölümlerde.
Muhtemelen bu tekrarlar ilk nüshaları yazanların hata ve yanlışlarından kaynaklanmış ve sonraki alıntılarda da tekrarlanmıştır.
Cevşeni Kebir Duasını Okumanın Fazileti
Rivayetlere binaen bu duayı okumanın faziletleri şunlardır:
Her kim evden çıkarken bu duayı okursa, Allah Teala onu korur ve çok sevap verir.
Kim bu duayı kefenine yazarsa, kabir azabından korunur.
Her kim bu duayı Ramazan ayının başında halis niyetle okursa Allah Teala ona Kadir gecesini derk etmeyi nasip eder.
Her kim de bu duayı ramazan ayında üç defa okursa, Hak Teala cesedini cehennem ateşine haram kılar; cenneti ona vadeder; onu günahkârlardan koruyacak iki melek görevlendirir ve hayatı boyunca Allah'ın emanında olur.[6]
Cevşeni Kebir duası Şiaların Kadir gecelerinde ferdi ve toplu olarak okuduğu yaygın dualardandır.
Şerhleri
Şia alimleri Cevşen-i Kebir duasına şerhler yazmışlardır[7] ve o şerhlerden en meşhuru Molla Hadi Sebzevari’nin şerhidir. Bu şerh irfani ve felsefidir. Molla Hadi Sebzevari, duanın bölümleriyle uygun şekilde tanzim edilen bu kitapta, farsça ve Arapça şiirleri de sahit getirmiş ve lügat konularında da Firuz Abadi’nin Kamusu’l Lugat kitabına çok fazla müracaat etmiştir. O aynı şekilde farklı yerlerde, konuların iktiza etmesiyle irfani, felsefi ve kelami konuları da gündeme getirmiştir.
source : abna24