Andolsun, bunlar daha önce de fitne çıkarmak istemişler ve sana karşı türlü türlü işler çevirmişlerdi. Nihayet hak geldi ve onlar istemedikleri hâlde, Allah'ın dini galip geldi." ( Tevbe, 48. Ayet)
" Andolsun, bunlar daha önce de fitne çıkarmak istemişler ve sana karşı türlü türlü işler çevirmişlerdi. Nihayet hak geldi ve onlar istemedikleri hâlde, Allah'ın dini galip geldi." ( Tevbe, 48. Ayet)
Ne yazık ki cennet vatanımız Türkiye, 15 Temmuz akşamında dünyada bilinen en haince ve en alçakca darbe ile karşı karşıya kaldı. Allah'ın akim bıraktığı ve müteşebbislerini rezil ettiği emperyalist Amerikancı Fetö darbesi idi bu darbe. Yüce milletimiz sözde müttefikimiz Amerika zamanın yezitlerinden olan Fetullah Gülen adlı casusunu kullanarak yurttaşlarımızı korkunç seri cinayetlerine maruz bıraktı. Bu acımasız bir işgal savaşı gibi olan bu saldırıları baş casusunun emrindeki casusları olan beyinsiz Şimirleri, Hulileri kullanarak yapmış ancak hamdolsun Allah'a Kerbelâ da olduğu gibi kan kılıca (F 16'ya, tanka, silaha) galip gelmiş, hainlik ve cinayetleriyle muasır yezit ordusu Fetö mağlup ve rezil olmuştur.
Hain darbeciler (aslında işgalci hainler) uzun yıllardan beri gayet sistematik olarak bu milletin damarlarına (ordusuna,yargısına, milli eğitimine, sağlık sektörüne,bürokrasiye, siyasete, medyaya, Türksat'a, Tübitak'a, Adli Tıbba'a, ekonomiye,sendikaya,vakıflar ve derneklere ...) sızmış ve halkımıza hizmet iddiasıyla emanetleri olan makam, mevki, imkanları kırk yıl zarfında sinsice ele geçirip halkın aleyhine kullanmışlardır. Milletin silahlarını, savaş uçakları ve bombalarını ele geçirip asker kıyafetiyle kendi milletini katliam yapmak, devletini devirmek ve vatanını bölüp işgal etmek için namertçe halkın namlularını halka karşı çevirip kendi halkına karşı Ermeni mezalimini andıran bir katliam yapmışlardır.
Halbuki bu amerikancı münafık Müslümanlar gayet hümanist ve diyologcu görüntüler verdikleri halde ve şu ayetin mealini iyice bildikleri halde bu affedilmez seri cinayetleri kendi Müslüman milletine karşı rahatça hatta din adına yapabilmişlerdir.
Nisâ, 93. Ayet: " Kim bir mü'mini kasten öldürürse, cezası, içinde ebedî kalacağı cehennemdir. Allah, ona gazap etmiş, lânet etmiş ve onun için büyük bir azap hazırlamıştır."
Amerika yezit olmaya müsait ve aday olan bu münafık sahtekar hocayı (F.Gülen'i) keşfettiği yıllarda İmam Humeyni’nin İslam İnkılabı karşısına Sünni bir imamı parlatıp çıkarma fikrindeydi. Zira anti emperyalist, anti kapitalist, anti siyonist ve Amerika , İsrail ve İngiliz düşmanı böyle bir devrimin varlığını sürdürüp ilerlemesine seyirci kalamazdı. Halkın içinden gelen gerçek bir İslami liderin ve inkılabının manevi ve siyasi etkilerinin önünü almayı hatta yok etmeyi planlıyordu. Bunun için kendi sömürgeci emellerini ortadoğuda ve İslam ülkelerinde sürdürebilmek için bu coğrafyalarda kullanabileceği yerli casusluk şebekelerine, diyologcu kültürlü terör örgütlerine ihtiyaç duyuyordu. Bu amaçla Gülen'i avcunun içine alıp Fetö'yü kurdu. Aynı zamanda tabii olarak kurduğu diğer radikal ve vahşi terör örgütleri ile de derinden irtibat ve koordinasyonlarını da sağlıyordu.
Fetö'nün eliyle özel paralı eğitim sistemi kurup büyük şeytani hedeflerini hayata geçirebilmek için hem dev bir finans kaynağı yarattı ve hemde genç zeki nesli Allah ile din ile aldatıp casusları Gülen'in kerametli bir veli hatta -haşa- Mehdi olduğuna inandırmalıydı ki böylece O'na dolaylı olarakta kendisine mutlak itaat sağlayabilsin. Aynı zamanda kendisine tehdit gördüğü gerçek Mehdilik inancını da tahrif etmek peşindeydi.
Gelelim Fetö'nün kanlı darbe / işgal kalkışmasına;
Hakk'ın ve halkın akim bıraktığı bu darbe teşebbüsü ile düşmanlar kahraman ve sevimli ordumuza duyulan güven ve sevgiye de ağır bir darbe indirmeyi amaçlamışlardır. İçte ve dışta itibarına ağır bir leke vurmuşlardır. Ancak halkımız at iziyle it izini ayırt etmeyi başarmıştır. Asker kamuflajlı bu azgın bölücü cani teröristleri teşhis edip kurşunlarına kafa atarak, bombalarına göğüs gererek, tanklarının önüne yatıp üzerine çıkarak büyük ve eşsiz bir kurtuluş mücadelesi vermiş 240'ı aşkın şehit 1500 civarında yaralı ve yüzbinlerce gazi ile ayyıldızlı bayrağımızın istiklal ve hürriyetimizin habercisi olarak gururla dalgalanmasını teminat altına almıştır.
Bu hain korkunç cinayetlerin Amerikan maşası satılmış bir fitneci münafık sözde kanaat önderi Fetullah Gülen'in emriyle yapıldığı gün gibi aşikardır. Fetö diğer ifadeyle F-Tipi gladyatörleri bu alçakca darbe ihanetinin ve katliamının eli kanlı failleridirler. Tüm vicdanı uyanık halkımız gibi bu cani ve hainleri biz de şiddetle kınıyor ve lanetliyoruz.
Bu darbede Türkiye Cumhuriyeti devleti, milleti, TBMM, Cumhurbaşkanı, kahraman polisi askeri ile tüm TSK'nin itibarı ve caydırıcılığı, tüm kuvvetlerin ve kurumların birbiriyle iletişim, güven ve koordinasyonu, bağımsızlığımız, ülke bütünlüğümüz, hatta yüce dinimiz ve Ümmetimiz , kısacası tüm kurumlarımız, değerlerimiz ve kutsallarımız son derece kindarca, vahşice ve haince saldırılar ile hedef alınmıştır.
Bu darbenin anlaşılan bir çok şer hedefleri vardır. Zikrettiklerimize ilave olarak;
BOP'un Türkiye ayağının hayata geçirilerek İsrail'in vadedilmiş (!) topraklarına kavuşturulması ve koparılacak topraklarımızla Büyük İsrail hayallerinin gerçekleştirilmesidir. Bunu elbette aşama aşama da gerçekleştirmeyi planlamış olabilirler. Ama nihai amaçları budur.
Evet İslam Ümmeti'nin iki sağlam kalesi ve ümidi olan Türkiye ve İran'ın güç ve caydırıcılığının Türkiye'den başlanarak yok edilmesi öncelikli hedeflerindendi.
Bunu iyi bilen İran Cumhurbaşkanı Dr.Hasan Ruhani darbenin ilk duyulduğu andan itibaren darbeye tepkisini ortaya koymuş Erdoğan'ı arayarak kendilerine her tür desteği sunmuştur ayrıca Türk halkı gibi oda ilk geceyi uykusuz geçirmiş ve gelişmeleri yakından takip etmistir basına fazla yansımayan İran'ın Cumhurbaşkanı'nın Amerikancı darbe karşısında Erdoğan'a ve ailesine ilk andan itibaren samimi desteği, O'nun şahsında Türkiye Cumhuriyeti'nin bekasına ve bütünlüğüne verdiği önem takdire şayandır. Emperyalizmin sürekli bize düşman olarak tanıttığı dost komşumuz İran'ın ve ayrıca Rusya'nın da bize desteği, başarısız darbeci Amerika'nın ve bazı batılıların hayal kırıklığı ve Gülen'in iade talebi hakkındaki hasmane tutumlarını sürdürmeleri dost, düşman, rakip, müttefik ülkeler listesinin yeniden gözden geçirilmesini zorunlu kılan gelişmelerdendir.
Allah dostlarımızı ve düşmanlarımızı doğru teşhis verip gereğini yapmaya devletimizi milletimizi muvaffak etsin inşallah. Amin.
source : abna24