İmam Cevad (a.s) şöyle buyurmuştur:
“Mü’min, Allah’tan olan bir başarıya, nefsinden olan bir öğütçüye ve nasihatçının da nasihatını kabul etmeye muhtaçtır.”[10]
İmam Cevad (a.s) şöyle buyurmuştur: “Allah’ın kefil olduğu kimse nasıl zayi olabilir. Allah’ın talip olduğu kimse nasıl kaçabilir? Her kim Allah’tan başkasına yönelirse, Allah onu kendisine havale eder. Her kim de bilmeden bir işe kalkışırsa, bozgunculuğu düzeltmesinden daha çok olur. Kalbiyle Allah’a yönelmek, insanı amel vesilesiyle sıkıntıya düşürmekten daha çabuk hedefe ulaştırır. Her kim heva ve hevesine itaat ederse, düşmanını arzusuna ulaştırmış olur. Her kim güzel geçinmekten uzaklaşırsa, tatsız olaylar kendisine yaklaşır. Her kim giriş yollarını bilmezse, çıkış yolları kendisini sıkıntıya düşürür. Her kim denemeden önce güvenirse yokluğa, sıkıntı ve sona maruz kalır. Her kim sebebsiz yere birini kınarsa, ayıbı olmadığı halde kınanır. Her kim şehvet merkebine binerse, baş aşağı düştüğünde Allah elinden tutmaz ve onu kaldırmaz. Allah’a itimat etmek, her pahalı ve değerli şeyin kıymetidir ve her yüceliğe çıkmanın merdivenidir. Kötü ve şerli kimselerle oturup kalkmaktan sakın. Zira böyle bir şahıs, kınından çekilmiş bir kılıç gibi güzel görünümlü ama kötü yaralayıcıdır. İşlerinde düşünerek hareket et ki hedefine ulaşasın veya ona yakın olasın. Allah’ın kaza ve taktiri nazil olunca (insana) yer daralır, hıyanetkarların emini olmak, insana hıyanetkar olması için yeterlidir. Müminin izzeti insanlardan ihtiyaçsız olmasındadır, şükrü edilmeyen her nimet, bağışlanmayan bir günah gibidir. Zulmün hoşnut ettiği kimsenin gazabı, sana zarar vermez. Kardeşinin iyi niyetine razı olmayan kimse, onun bağış ve ihsanına da razı olmaz.”[11]
İmam Cevad (a.s) şöyle buyurmuştur: “Allah-u Teala’ya itimat etmek her değerli şeyin pahasıdır ve her yüce şeye ulaşmanın merdivenidir.”[12]
İmam Cevad (a.s) şöyle buyurmuştur: “Her kim Allah’tan gayrisine yönelirse Allah onu kendisine (o kimseye) havale eder.”[13]
İmam Cevad (a.s) şöyle buyurmuştur: “İhtiyaçlar ricayla istenir ve ilahi kaza ile iner. Afiyet ise en iyi bağıştır.”[14]
İmam Cevad (a.s) şöyle buyurmuştur:
“Faziletler dört çeşittir: Birincisi, kıvamı düşünce olan hikmettir, ikincisi, kıvamı şehvet olan iffettir. Üçüncüsü kıvamı gazap olan kudrettir. Ve dördüncüsü kıvamı nefsani güçlerin itidali olan adalettir.”[15]
İmam Cevad (a.s) şöyle buyurmuştur: “Her ümmet semavi kitabını terk edip bir kenara itince Allah onlardan onun ilmini aldı. Her ümmet düşmanlarını dost ve veli edindiğinde ise Allah o düşmanlarına velayet ve hükümet imkanını verdi. Kitabı bir kenara itmek, harf ve kelimelerini ikame ettikleri halde anlamlarını tahrif etmeleri, kitabı okuyup rivayet ettikleri halde, riayet etmemeleri ve amel etmemeleri anlamındadır. Cahiller onu iyi okudukları ve ezberledikleri için sevinirler, alimler ise ona riayet etmedikleri ve kendisiyle amel etmedikleri sebebiyle üzülürler.”[16]
[10] Tuhef'ul-Ukul , 457
[11] ed-Durret’ul-Bahire , 39
[12] a. g. e. 78/364/5
[13] ed-Durret’ul-Bahire , 39
[14] A’lam’ud-Din, 309
[15] Keşf’ul Gumme, 3/138
[16] el-Kafi, 8/53/16
source : tebyan