Turkish
Monday 25th of November 2024
0
نفر 0

Avrupa’da İslamofobi var mıdır?

Allah’ın adıyla Batı toplumlarında İslamofobinin olup olmadığını veya hangi seviyede olduğunu anlamak için İslami yaşam tarzı ile Müslümanların fiilen yaşadığı yaşam modelini birbirinden ayrı tutmak gerekir. Dikkat edilmesi gereken diğer bir nokta ise, Batı toplumuna hakim güçler ile, idare edilen ve Müslümanlarla iç içe yaşayan halkın bakış açısının birbirinden ayırd edilmesidir. Üçüncü önemli bir konu ise Müslüman ülkelere
Avrupa’da İslamofobi var mıdır?

 Allah’ın adıyla

Batı toplumlarında İslamofobinin olup olmadığını veya hangi seviyede olduğunu anlamak için İslami yaşam tarzı ile Müslümanların fiilen yaşadığı yaşam modelini birbirinden ayrı tutmak gerekir. Dikkat edilmesi gereken diğer bir nokta ise, Batı toplumuna hakim güçler ile, idare edilen ve Müslümanlarla iç içe yaşayan halkın bakış açısının birbirinden ayırd edilmesidir. Üçüncü önemli bir konu ise Müslüman ülkelere hakim siyasilerin bu konudaki söylemlerine dikkat edilmesidir.

Avrupa toplumunda büyük bir kitle haline gelen Müslümanların sorunları gerektiği gibi dikkate alınmadığı birçok siyasetçi, akademisyen ve sivil kuruluşlar tarafından dile getirilmektedir. Kendilerini Batı toplumunun bir parçası olduğunu her fırsatta dile getiren Müslümanların görmezden gelinmeleri üzüntü vericidir. Toplumdaki Müslümanların bu topluma kültürel, inanç v.s alanlarda zenginlik kattıkları inkar edilemez bir gerçektir. Dolayısıyla toplumun bir parçası olan bu kesimin inançlarından dolayı dışlanmaları kabul edilemez bir durumdur.

Son zamanlarda gündemde olan İslamofobi Müslüman kuruluşların ve bazı politikacıların dillerinden düşmemektedir. Gerçekten de İslamofobi var mıdır? Batı toplumlarında İslam düşmanlığı var mıdır? Toplumda Müslümanlar düşman olarak algılanıyor mu? Müslümanlar bu toplum için tehlike midir?

Bu soruların cevabını vermek pek de zor değildir. Bu sorulara iki açıdan bakmamız gerekiyor. Halk mı İslam’ı ve Müslümanları tehlike görüyor, yoksa politikacılar mı? Bu toplumda yaşayan diğer inançlara sahip insanlar mı İslam düşmanlığı yapıyor, yoksa insanları yönlendiren güç odakları mı düşmanlık icat ediyor? Yoksa medya ve emperyalistler mi İslam düşmanlığı yapıyorlar?

Hayali İslamofobi

Tarihi geçmişinde inançlı bir toplum olan Avrupa toplumu özellikle Alman toplumu hiç bir zaman semavi din olan İslam’a düşman olmamıştır. Kendi inançları gibi İslam’ın da ilahi bir din olduğunu kabul eden Hristiyan Alman toplumu bütün dinlere mensup inananlarla beraber yaşamış ve yaşama düşüncesindedir.

Barışçıl bir toplum olduğunu 40 yıldır Müslüman, Yahudi, inançlı, inançsız her kesimle yaşamış Alman toplumu anayasasına da “inanç hürriyetini” koymasıyla diğer inançlara sahip olanların da inançlarını özgürce yaşamasını sağlamışlardır. Hem geçmiş hükümetler, hem de halk bu barışçıl ortamın zedelenmesine izin vermemişlerdir. Barışçıl bir toplum oluşturup kardeşçe yaşamanın ilk adımı, hangi dine, hangi ırka sahip olursa olsun toplum bireylerinin diyalog içinde olmalarıdır. İnsanların birbirlerini; kültür ve gelenek, dil ve dinlerini, inançlarını tanımadan beraber ve kardeşçe yaşamaları mümkün değildir; aksi taktirde bir toplumda birbirlerine yabancı gibi yaşayacaklardır.

Diyalog, birbirlerini tanımayı sağlayacaktır; ortak noktaları, ayrılıkları, hassasiyetlerini öğrenerek birbirlerinin güzelliklerinden, doğrularından yararlanıp mükemmel toplumu oluşturma yolunda büyük mesafe katedeceklerdir. Barışı, kardeşliği engelleyen faktörleri devre dışı bırakıp huzur ortamının oluşmasını bozmak isteyenlere izin vermeyeceklerdir.

Bu gerçeklerinin farkında olan halk arasında herhangi bir korku ve endişe yoktur. Toplumda var olduğunu iddia ettikleri İslamofobi diye bir İslam korkusu yoktur. Halk arasında var olduğu iddia edilen İslamofobi hayali İslamofobiden başka bir şey değildir.

Batı toplumu da müslümanlar gibi pak fıtrat üzerine yaratılmıştır ve gerçekler kendilerine sunulduğu zaman kabul etme erdemini göstereceklerdir. Asırlarca Batı kültürüyle yaşamış, gerçek dini öğretilerden uzak kalmış toplum bireylerinin birden bire dini öğretileri kabul etmeleri beklenemez. Hele bir de bu öğretiler onların kültürüyle bağdaşmazsa İslam’dan uzak durmaları kaçınılmaz olur.

Gerçek İslamofobi

Bu gerçekleri gören bazı güç ve servet sahipleri kendi güçlerini kaybetme korkusu ve toplumda oluşan sorunları halletmede acizliklerini de örtbas etmek için sorunların kaynağını tespit edip yok etme yerine din tehlikesini gündeme getiriyorlar.

Evet! Avrupa’da bir İslam düşmanlığı var ama bu halk düzeyinde değil, hakimiyetlerini kaybetme korkusunda olan kesim tarafından oluşturulmaktadır. Bir taraftan sömürü, haksızlık, adaletsizlik, kargaşa, şiddet, emniyetsizliğe karşı uyanışa davet eden ilahi öğretileri beyan eden dini, güç ve parayı elinde bulunduran emperyal güç tehlike olarak göstermeye çalışıyor, diğer taraftan idareciler toplumun sorunlarının kaynağını tespit edemedikleri veya tespit ettikten sonra halledemedikleri için dini, sorunların kaynağı olarak göstermek istiyorlar.

Evet! Gizli bazı güçler, dinin tehlike olduğu düşüncesini tebliğ ederek, insanları kutuplara ayırarak dinler arasında tefrika çıkarıp kendi hedeflerine ulaşmayı planlamaktadırlar. Bunun en bariz örneği İslamofobi olduğunu kabullendirmek istiyorlar. Bununla bir taşla iki kuş vurmuş olacaklar; bir taraftan topluma Müslüman olmayanlara İslam korkusunu aşılamak, diğer taraftan ise Müslümanlara bu İslamofobiyi yok etmek için çaba gösterip tavizler vermelerini sağlamak.

Müslümanların, Avrupa toplumlarında halk düzeyinde İslamofobi olduğunu kabul etmeleri İslamofobiyi çıkaranların işini kolaylaştırmaktadır. Müslümanlar bir taraftan bu fitneyi çıkaranların oyunlarını iyi tanımalı ve tedbirlerini almalıdırlar, diğer taraftan da kendi zaaflarını görmelidirler.

İslamofobi ve Muslimofobi

İslamofobi, İslam korkusu demektir. İslam düşmanları, İslam’ı korkulması gereken bir din olarak tanıtma çabasındadırlar. İslam düşmanlığını yerleştirmek için ön plan olarak İslam korkusunu yayıyorlar. Batı toplumunun İslam’a önyargı ile yaklaşmalarını sağlama bu hedefin ön hazırlığıdır.

Mulimofobi ise “Müslüman korkusu” demektir. Avrupa’da halk arasında bir korku varsa bu insanların müslümanlardan korkmasıdır, İslam’dan değil. Batı toplumlarında aslında var olan müslüman korkusudur, İslam korkusu değil. Çünkü bir taraftan Müslümanların yaşantıları İslami yaşantı modeli değil, kendi milli kültürlerinin ağırlıkta olduğu bir yaşam tarzıdır, diğer taraftan batı toplumu henüz İslam’ı gerektiği gibi tanımamaktadır. “İnsan tanımadığı şeyin düşmanıdır”, buyuruyor Hz. Ali (a.s). Batı toplumu Müslümanlardan korkmaktadır veya korkma aşamasına gelmişlerdir. Bütün Müslümanlardan da olmasa bazı Müslümanlardan korkmaya başlamışlardır. Bunun sosyolojik sebepleri incelenmesi gerekir; batı toplumu neden Müslümanlardan korkma aşamasına gelmişlerdir?

Batıda İslamofobinin hızlanmasına sebep olan etkenler;

1-Siyasetcilerin, İslam’ın yükselişini engellemek için İslam aleyhinde propagandalara ve Müslümanlara karşı yapılan şiddet olaylarına sessiz kalmaları.

2- Müslümanların yaşantısının İslam ile özdeştirilmesi yanlışlığı; Müslümanların yaşantısı İslam ile özleştirildiği için Müslümanların her yaptığı İslami yaşantı olarak algılanıyor. Dolayısıyla birçok İslam anlayışı ortaya çıkmaktadır. Her millet farklı İslam anlayışı sergilemektedir.

3-Müslümanların gerçek İslam’ı yaşamamaları; alt kültürlerin ön planda tutulması İslami yaşam modelinin ortaya çıkmasına engel olmaktadır. Müslümanlar İslami öğretilerden daha ziyade öz kültürlerini yaşıyorlar, batı toplumlarına yansıyan Müslüman toplumların coğrafik, milli ve geleneksel yaşam tarzlarıdır.

4- Batı toplumu İslam’ı Müslümanların yaşantısına bakarak veya onların yanlış tanıtmalarından tanımaya çalışmaları ve gerçek İslam’ı kaynağından öğrenmemeleri.

5- Sekülerizmin yaygınlaşması ve İslam’ı da Hristiyanlık gibi bireysel ibadete, camiye ve netice de kalplere hapsetme girişimleri.

Müslümanların ve sivil kuruluşların İslamofobiyi tetikleyen ve hızlandıran bu etkenleri görememeleri ve bunun yanı sıra kendi sorunlarını özellikle de batı kültürüyle yetişen genç neslin sorunlarını göz ardı etmeleri işi daha da çıkmaza sokmaktadır.

Sabahattin Türkyılmaz


source : abna24
0
0% (نفر 0)
 
نظر شما در مورد این مطلب ؟
 
امتیاز شما به این مطلب ؟
اشتراک گذاری در شبکه های اجتماعی:

latest article

Yahudilerin Alayları ve Bahaneleri Bitecek gibi Değil!
Fitre Zekatı Hakkında Bilinmesi Gereken Her Şey
İran - Filistin davası arasındaki ilişkinin realitesi nedir?
Ayetullah Cevadi Amoli: Kurtarıcının zuhurunun aslı tüm dinlerin sözüdür/ Zuhur ...
İslamî düşüncede kadının cihadı
Evlilik İşinin Gerçekleşmesinde Zorluk Çıkarmayınız (1)
Namaz Kılmayan İş Arkadaşlarınızı Öldürün!
Malatya'da Mevlid-i Nebi Konferansı
Müşriklerin Allah Resulü’nü Öldüreceği Gece ''Peygamber Efendimizin ...
Eğer Herşeyin bir Yaratıcısı Varsa O Halde Allah'ın Yaratıcısı Kimdir

 
user comment